Kılıçdaroğlu Bahçeli ile neden görüştü?
İlker Belek
Yanıt net: Cumhurbaşkanlığına Ekmeleddini, Ankara belediyesine Yavaşı neden aday gösterdiyse ondan.
O zaman CHPyi MHPye yedeklemişti, o MHP şimdi AKPye yedeklendi. Artık Bahçeliye başkanlığa destek verme dense ne anlamı olur ? Açıklayacağız.
Kılıçdaroğlunun Baykalın kasetle indirilmesi üzerine parti başkanı yapılmasından sonra CHP özel bir misyonla hareket etmektedir.
O misyon AKPnin kurmaya çalıştığı Yeni Türkiyenin, bizim tanımlamamızla ikinci cumhuriyetin kurulmasına ortak olmaktır.
Tabanının da kabul ettiği gibi CHPnin iktidar olmak gibi bir derdi ve olacak hali yoktur. Ama bu sonuç CHP ya da Kılıçdaroğluyla ilişkili değildir.
Zira artık kapitalist sistemin sosyal demokrat nitelikli bir partiye ihtiyacı kalmamış, devir değişmiştir.
Kapitalist sistem krizdedir. Toparlanma ihtimali bulunmamaktadır. Böyle olduğu için sermaye sınıfının yapabileceği tek şey, sosyal devlet döneminde işçi sınıfının basıncıyla kabullenmiş bulunduğu toplumsal sözleşmeyi yırtıp atmak ve mutlak sömürüyü derinleştirmektir.
Sosyal demokrat partiler kapitalizmin sosyalleştiği, kar oranlarının sosyalleşmeye olanak tanıyacak kadar yükseldiği çağın yapılarıdır.
CHP bu nedenle, bu sınırsız sömürü döneminde, halk sınıflarını dikkate alan her tür işlevini yitirmiştir. Oysa 1970lerde Ecevitin toprak işleyenin, su kullananın sözlerinin gerçek bir toplumsal karşılığı bulunuyor ve CHP buna uygun hareket edebiliyordu. Kapitalist düzen CHPye bu olanağı tanıyordu. CHP o dönemde düzenin gerçek bir muhalefet partisiydi.
Sınırsız sömürü döneminde ise, düzenin sahipleri, düzen içi bir aktöre bunu yaptırmazlar. CHPnin kaderini, siyasetini belirleyen şey bu gerçekliktir. Avrupa sol partilerinin kişiliksizleşmesi de aynı durumla alakalıdır.
Artık toprağı işleyene, suyu kullanana verebilmek için kitleleri sosyalizm mücadelesine örgütlemek gerekir.
CHP için imkansız olan budur.
Kendisini ilga edemeyeceğine göre CHP açısından geriye tek bir seçenek kalmıştır: AKPye muhalefet ediyormuş rolünü oynamak.
AKP 1920 cumhuriyetini tamamen tasfiye etmek için çalıştığından CHP laiklik gibi kuruluş ilkelerini de görmezden gelmek zorundadır.
Dönem değişmiş, sermaye sınıfının siyasal gereksinimleri yeniden şekillenmiş, AKP buna göre siyaset üretmiş, yeni dönem düzen içi muhalefeti gereksiz kıldığı için CHP Kılıçdaroğluna teslim edilmiştir.
CHPnin muhalefet ediyormuş gibi görünme görevi Kılıçdaroğlunın başkanlığa taşınma biçiminden bellidir: CHP yeni işlevini gayet iyi kavramış ve bu operasyona CHPlilerin sesi bu nedenle çıkmamıştır.
Ancak CHPnin tek işlevi muhalefet etmemek değildir. 2013 Haziran direnişi sonrasında yeni bir sorumluluk yüklenmiştir. O da, Haziran günlerinde patlayan enerjinin düzen dışı kanallara akmasını önlemektir. Bir operasyonla şekillendirilen CHP, halk sınıflarını düzen içinde eritmek amaçlı bir operasyonun sorumluluğunu üstlenmiştir.
Ekmeleddin ve Yavaşın aday gösterilmeleri buna karşılık gelir.
Tabloyu tamamlayan son rötuşlar ise anayasaya aykırı olduğu kabullenilerek milletvekili dokunulmazlıklarının kaldırılmasına ve 15 Temmuz darbe sürecinde AKPye verilen destek olmuştur.
Bunların tamamı bilinçli tercihlerdir, çaresizlik, öngörüsüzlük sonucu oldukları düşünülmemelidir.
Kılıçdaroğlunun Bahçeli ile görüşmesini de buraya bağlamak gerekir. Kılıçdaroğlu başkanlığın engellenmesi konusunda ne gerekiyorsa yapıldığı havası yaratmak üzere Bahçelinin kapısını tıklamıştır. Maksat sonuç çıkarmak değildir, zaten bu görüşmeden herhangi bir sonuç çıkmayacağını herkes bilmektedir.
Bahçelinin odasından çıkacak tek şey, rejim değişikliğine karşı CHP tabanındaki son tepki kalıntısının da umutsuzluğa bağlanmasıdır. CHPnin görevi laik kesimin siyasetsizleştirilmesidir.
CHP, MHPlileri başkan adayı gösterdiğinde, Türkiyede laiklik tehdit altında değil dediğinde, dokunulmazlıkların kaldırılmasına evet dediğinde, Yenikapıda AKP ile kol kola girdiğinde başkanlığa zaten onay vermişti.
Rejim değişikliği konusunda en az AKP ve MHP kadar sorumluluk sahibidir.
O nedenle başkanlığa hayır denilecek bu dönemde bir hayır da CHPye denilmek zorundadır. CHP sınırsızca sömüren Türkiye kapitalizminin asli aktörüdür.