Menü Üye Giriş

Şifre Sıfırla · Kayıt Ol

'Tarihsel koşullar', Jakobenizm ve Kemalizm

Değerli akademisyen Prof. Dr. Tülin Öngen'in danışmanlığını yaptığı bir yüksel lisans çalışmasına dayanan bu kitap, Öngen'in ifadeleriyle "Jakobenizm ile Kemalizm arasındaki ilişki üzerine yapılmış ilk ve en derinlikli bilimsel çalışma olma özelliğini taşıyor." İki siyaset belli ve bazı karakteristik özellikleri açısından kıyaslanıyor, benzerlik ve farklılıkları belirlenmeye çalışılıyor.

Resim Ekleme

Erkan Özkan

"Herkesin Fransız Devrimi kendine göreydi ve onun nasıl yüceltildiği, mahkum edildiği ya da yadsındığı, 1789'un siyaseti ve ideolojisine değil, yorumu yapan kişinin devri ve yerine bağlı olarak değişiyordu"

Jakobenizm nedir? Jakoben kime denir? Jakobenlik ne demektir? Kuşkusuz bu sorular da, diğer bütün sorular gibi "cevabı cevaplayana göre değişen" sorulardandır. Jakobenizm kavramı, genellikle keyfi bir biçimde kullanılıyor ve siyasi tarihimize ilişkin tartışmalarda kendisine sıkça yer bulan bu kavram çoğunlukla başka bir siyaseti tartışırken karşımıza çıkıyor: Kemalizm

Dolayısıyla, onu "anti-demokratik" olarak gören liberal düşünce de, "din karşıtı, laik" olarak gören İslamcı düşünce de,   ya da onunla övünen "ulusalcı" düşünce de; Jakobenizmi çoğunlukla pratik siyasal konumlanmaları gereği ve "Kemalizm'in minderinde" tartışagelmiştir. Bu yüzden Jakobenizm, kimi zaman bir yergi, kimi zaman övgü biçiminde sıkça karşımıza çıkmıştır. Kavramın kendisinden de önce tartışılması gereken konulardan biri de budur.

Emrah Gülsunar tarafından hazırlanan ve Yordam Kitap tarafından yayımlanan 'Jakobenizm ve Kemalizm, Eleştirel bir Karşılaştırma' isimli çalışmayı değerli kılan da Jakobenizm - Kemalizm ilişkisini pratik tartışmalardan azade bir perspektifle ve iki siyasetin de "kendi özgül koşulları ışığında" ele almış olmasıdır.

Değerli akademisyen Prof. Dr. Tülin Öngen'in danışmanlığını yaptığı bir yüksel lisans çalışmasına dayanan bu kitap, Öngen'in ifadeleriyle "Jakobenizm ile Kemalizm arasındaki ilişki üzerine yapılmış ilk ve en derinlikli bilimsel çalışma olma özelliğini taşıyor." İki siyaset belli ve bazı karakteristik özellikleri açısından kıyaslanıyor, benzerlik ve farklılıkları belirlenmeye çalışılıyor. Çalışmanın en vurucu ve aydınlatıcı kısmı şüphesiz ki Jakobenler ve Kemalistlerin mülkiyetle ve toplumsal sınıflarla kurdukları ilişki arasındaki farkın irdelenmesidir. Bu iki düşünce arasında var olan farklılıklar, onları tarihte "hak ettikleri yere" koyabilmenin anahtarlarından biridir.

Kemalizmde Jakobenizm izleri

Gülsunar'ın çalışmasında öncelikle 'Mustafa Kemal ve kuşağında' -hatta bir bütün olarak Yeni Osmanlı ve Jöntürk hareketlerinde- Jakobenizm düşüncelerinin etkileri, Kemalizm'in Fransız Devrimi'ne ve Jakobenizme bakışı Mustafa Kemal başta olmak üzere Kemalist Devrim'in kurucu kadroları ve aydınlarından aktarımlarla inceleniyor. Gülsunar, Kemalizm'de Jakobenizm   etkilerini incelerken Kemalizm ile İttihatçılık arasındaki ilişkiyi Fransız Devrimi ve Jakobenizme bakış üzerinden ele alıyor, bu iki akım arasında Fransız Devrimi'ne yönelik bakış açısı farklılıklarına dikkat çekiyor ve "İttihatçılar ve Kemalistler aynı düşünsel ortamdan gelmişler, aynı kaynaklardan beslenmişlerdir. Nitekim İttihatçılıkla Kemalizm arasında, literatürde de kabul gördüğü üzere önemli süreklilik ilişkileri ve benzerlikler vardır. Öyleyse neden İttihat ve Terakki üyeleri Fransız devrimcilere ve Jakobenlere Doğrudan atıf yapmaktan çekinmez, onlara öykündüklerini belirtmekte tereddüt etmezken; Kemalistler bırakalım Jakobenlere doğrudan atıf yapmayı Fransız Devrimi'ne dahi belirli bir mesafeyle yaklaşmışlardır?" sorusunu soruyor. [1]

JAKOBENİZM, KEMALİZM VE DEMOKRASİ

Kemalizmin Jakobenizmle eşleştirilmesine genel olarak kaynaklık eden "devrim" ve "radikalizm" fikirleri ise Kemalist modernleşme bağlamında ele alınıyor. Gülsunar, devrimcilik ve radikalizm kavramları üzerinden yapılan tartışmalarda, Jakobenizm ile Kemalizm arasındaki benzerlikler ya da farklılıkları hem yapısal özellikler hem de iki hareketin liderleri üzerinden bir karşılaştırmaya tabi tutarak okuyucuyu "şaşırtacak" ve aydınlatacak kimi sonuçlara ulaşıyor.

Jakobenizme biçilen "tepeden inmeci", "halktan kopuk" veya "elitist" gibi tanımlamalar aynı zamanda Jakobenizmi Kemalizmle eşleştiren liberal düşüncenin de temelini oluşturuyor. Jakobenliği bir tür "komitacılık" olarak gören bu sol liberal anlayış, ülkedeki askeri darbeleri bile 'İttihatçılıkla' tanımladığı argümanları bu eşleştirme üzerinden sağlıyor. Tersinden ise, sol liberal düşünce tarafından ortaya atılan anti-demokrat argümanı, karşıtları tarafından büyük oranda -ne yazık ki bağlamından kopuk bir şekilde- "radikalizm övgüsüyle" karşılık buluyor ve Jakobenizm ve Kemalizmin Demokrasi, din, laiklik gibi kavramlara bakışının ne olduğundan ziyade, "yüzeysel" bir tarzda sahipleniliyor.  

DİN, LAİKLİK, SEKÜLARİZM

Kemalizme ilişkin yürüyen tartışmalarda sol liberal ve İslamcı çevrelerce en çok atıf yapılan konuları Din, Laiklik ve Sekülarizm oluşturuyor. Bu iki görüş tarafından Kemalizmin din politikaları "Jakoben Laiklik" olarak nitelendirilse de Gülsunar'a göre bu kavram da içerisinde bazı hataları barındırıyor. Jakobenizm ve Kemalizmin din ve laiklik kavramları büyük oranda birbirine benzese de, "jakoben laiklik" kavramı genel olarak "dayatmacılık", "din düşmanlığı" gibi kavramlar kast edilerek kullanılıyor.

Gülsunar, çalışmasında "jakoben laiklik" kavramına laiklik, sekülarizm, devlet-sivil toplum ilişkiselliği gibi başlıklar üzerinden mercek tutuyor.

Jakobenizm ve Kemalizm arasındaki benzerlikleri kavramak, öncelikle Jakobenizmi ve Kemalizmi anlamaktan ve daha da önemlisi bunların aralarındaki farkları belirginleştirmekten geçiyor. Gülsunar'ın çalışmasının özgünlüğü, bu iki kavramı en başta "politik tutum gereği" bağlamından koparmayarak, her iki kavramı da kendi koşulları içerisinde değerlendirmiş olmasından geçiyor. Gülsunar, çalışmasında bu gerçeği "Demek ki, konuya hangi kesim üzerinden yaklaşılırsa yaklaşılsın, mesele Jakobenizm sorunu olmaktan öte, tarihsel, toplumsal ve siyasal olguların kavranmasında toplumsal sınıfların rolünün dikkate alınıp alınmaması sorunudur" ifadeleriyle açıklıyor.

Özellikle "sol mahallemiz" açısından, Kemalizmin "kredisinin" onun temsil ettiği değerlere yönelik yapılan saldırılara oranla artmakta olduğu günümüzde, bu iki siyaseti ve onları yaratan tarihsel koşulları somut olgular üzerinden tartışabilmenin, yolumuzu sosyal medyada iddialı ve keskin cümlelerle paylaştığımız "Robespierre" fotoğraflarından daha çok aydınlatacağı kesindir.

Resim Ekleme
KÜNYE: Jakobenizm ve Kemalizm – Eleştirel Bir Karşılaştırma, Emrah Gülsunar, Yordam Kitap, Kasım 2015, 320 sayfa.

[1] Gülsunar, Jakobenizm ve Kemalizm, Eleştirel bir Karşılaştırma, sf. 105

http://ilerihaber.org/icerik/tarihsel-kosullar-jakobenizm-ve-kemalizm-69740.html

melnur  |  Cvp:
Cevap: 1
01.09.2024- 02:01

( Bugün face'te bir arkadaşın eleştirisine yönelik bir yorumda bulunmuştum. Başka bir başlığa rastlamadığım için buraya asıyorum. Belki sonra...)

Ne yazık ki reel sosyalizmin çözülüşüyle birlikte etkisini daha da arttıran neo-liberal yaklaşımların Türkiye soluna girdi yapmasıyla birlikte solumuzda bu tür yaklaşımlara rastlanmaktadır. Kuruluş dönemi için bile sürece salt soyut bir demokrasi lafazanlığı ile bakan liberal dostlar öyle ileri gitmişlerdi ki bu ülkede ne kadar musibet varsa hepsinin başının hem Kemalizm ve hem ''resmi ideoloji'' olduğunu ve bundan kurtulmanın yolunun da sağlı sollu liberallerin yol göstericiliğinde AKP ve Kürt ulusalcılığının el ele vererek ülkeye ve dahi bölgeye demokrasi getirmek olduğunu vaaz ederlerdi. Böyle bir dönem yaşandı bu ülkede. Kullanldılar ama yaptıkları kötülüğün tortuları halen devam ediyor. Kemalizm adı altında Atatürk, Cumhuriyet ve kazanımlarına düşmanlık, dahası bu safsatalara bu ideolojik birlktelğe karşı çıkanlara, bu absurt tavırdan bu ülkeye hiçbir yarar gelmeyeceği ve sonuçta AKP'nin muktedir hale gelmekten başka bir işe yaramayacağını söyleyenlere de düşmanlık o zamanlardan kalmadır. . Bu düşünceler geçmişte yoğun bir şekilde sözde sol, sosyalist ve enternasyonalist forumlarda köpürtüldükçe köpürtüldü. Sanırım sizin üzerinize de bir miktar sıçramış. Oysa sevgili arkadaşım, Kemalizm diye öyle başı sonu belli bir ideoloji falan da yoktur. Pek çok kişinin bu konuda yorumları vardır ki, sonunda devrimci kemalizm bütün eksik ve yanlış yanlarına rağmen çeşitli gerekçelerle Atatürkçülük adı altında daha da yozlaştırıldı. Bütün bunlardan bağımsız olarak Kemalizmi bölgemizde bir burjuva devrimin 1923 ve sonrasındaki yönünü batıya çevirme ve çağdaş bir toplum yaratma süreci olarak algılayabiliriz. Ümmetten millet yaratma çabası. Bir tarihsel dönüşümdür. Büyük bir devrimci sıçramadır. Ve solcular, sosyalistler, devrimciler tarihsel sıçramaları benimser, hangi sınıfsal öze sahip olurlarsa olsunlar, devrimcilere saygı duyar ve sahiplenirler. Yapılan budur. Türkiye gibi gericiliğin, dahası örgütlü gericiliğin ülkeyi daha da karanlıklara sürüklediği zamanlarda cumhuriyetin ve devrimlerin önemi çok daha büyük ve anlamlıdır. Özetle sevgili arkadaşım, ille de Kemalizm hakkında net bir şeyler söylememiz gerekiyorsa, Yalçın Küçük hocanın deyimiyle ''Kemalizm'in bu ülkeye verebileceği pek bir şey kalmamıştır ama bizler Kemalizm'den bir adım geriye gidilmesine asla izin vermemeliyiz.''

melnur  |  Cvp:
Cevap: 2
02.09.2024- 06:40

Üstteki yazıyı face sayfamda bir eleştiriyi yanıtlarken vermiştim. Paragraf olmamasının ve söylenmek istenenlerin birbirinin içine girmesi bu yüzden. Buraya aynı şekilde asarken düzeltme gereği hissetmemiştim, çünkü söylemek istediğini anlaşılır bir şekilde söyleyebiliyor. Ama bu yazının bir cümlelik bir eksiği de var; orada arkadaşımda alınganlık yaratır, hakaret olarak algılanır diye geçirmiştim içimden. Ama burada altını kalınca çizerek söylemek istiyorum. Aslında daha önce adını şimdi hatırlayamadığım   sosyalist bir aydın tarafından benzer bir cümle kurmuştu. Ben çok net bir biçimde söylüyorum, ''emekli parklarında'' konuşulur gibi...

Bu ülkede Atatürk ve silah arkadaşlarına faşist, devrimci Cumhuriyete faşist diktatörlük yakıştırması yapan birinden solcu sosyalist falan çıkmaz. Altını kazıyın ya aklını (olur olmaz zaman ve koşullarda) demokrasi lafazanlığıyla bozmuş kullanışlı bir   liberal görürsünüz, ya da bu tavrın altından Kürt ulusalcılığına biat etmiş, ve biat etmeyi de solculuk sanan biri karşınıza çıkar.

Tam Sürüme Geç »
 phpKF Mobil Android Uygulaması Kullanın [X]