Hay sizin sandığınıza
-Kemal Okuyan
Türkiyenin şu anda en güçlü partisi Uzlaşma Partisidir. Uzlaşma Partisi, Düzen Partisi'dir. Bu parti biraz AKPdir, biraz CHPdir, biraz diğerleridir. Ama onların ötesidir. Uzlaşma Partisi büyük tekellerdir, akil devlet kadrolarıdır, sermaye örgütleridir, baştan aşağıya çürüyen tekelci medyanın içindeki değerli çöptür, emperyalist merkezlerdir.
Referandumu AKP ve Erdoğan kaybetmiş ama halk kazanmamıştır. Şimdilik
Şimdilik kazanan, Uzlaşma Partisidir.
Referandum öncesinde Uzlaşma Partisinin nasıl hazırlandığını, değişik boyutlarıyla anlatmaya çalışmıştık.
Uzlaşma Partisinin programı, Erdoğansız AKPden AKP olmayan AKPye, yenilenmiş Erdoğandan yenilenmiş merkeze varıncaya kadar duruma göre birbirinin yerine kullanılabilecek ama hepsi aynı doğrultuyu gösteren bir dizi unsuru aynı anda içeriyordu.
Doğrultu şuydu: 15 yıldır Türkiyeye hâkim olan dönüşümü onu kabullenmeyen yüzde 50lik kitleyle barıştıracak bir yapı kurmak, yani AKP Türkiyesini makul bir formatta konsolide etmek.
Uzlaşma Partisinin arkaya almaya çalıştığı kuvvet, Erdoğan ve AKPyi kabullenmeyen toplumsal kesimlerdir. Uzlaşma Partisinin güvenceye almaya çalıştığı ise AKP Türkiyesidir.
Biz AKP Türkiyesinin yerleşiklik kazanamayacağını söyler dururuz, Uzlaşma Partisi AKP Türkiyesinin yerleşiklik kazanması için çare arar durur!
Artık tarif ettikleri ılımlı AKP midir, yenilenmiş AKP midir bilemeyiz. Ancak hedef aynıdır: ABD ve Avrupa Birliğine, NATOya hizmet eden, işçi sınıfının haklarını gasp etmekte sınır tanımayan, memleketin bütün varlıklarının talanına, yağmalanmasına dolu dizgin devam edecek olan bir iktidarın toplumda daha az tepki çekmesi.
Referandumda Erdoğan kaybetti. Halkın ve de Uzlaşma Partisinin istediği oldu. Referandumda halk kazanamadı. Dedik ya, şimdilik. Uzlaşma Partisi kazandı. Yine şimdilik.
Türkiyenin eğitilmiş işgücünün yoğunlaştığı yerlerde tutunamayan bir iktidarın sürdürülemeyeceğini Erdoğan anlamamış olabilir ama Uzlaşma Partisi buna çoktan hüküm vermişti, referandum bu açıdan çok net bir tablo ortaya koydu.
Şu anda Uzlaşma Partisi iktidardadır. Partinin Almanya kanadı Erdoğanı güçlü araçlarla tehdit etmekte ve kendi programlarına çekmeye çalışmaktadır. Partinin AKP kanadı bir yandan Erdoğanı uygun çizgiye getirmeye çalışırken diğer yandan topluma korkacak bir şey yok mesajı geçmektedir. Partinin CHP kanadı bir yandan Erdoğan üzerine gölge düşürmek, bir yandan da toplumdaki öfkeyi yatıştırmak için seferber olmuştur. Partinin MHP kanadı -ki bu artık Akşener ve Özdağdır ve başka bir parti kursalar da bu gerçek değişmeyecektir- muhafazakar Anadolu ile modern kentler arasındaki kopukluğu gidermek için İslamcılığı az geriye çeken, hatta bir gıdım seküler, Türkçü kimlikle sağ kulvarı yenilemek doğrultusunda emin adımlar atmaktadır. Türkeşin 60ların sonunda aniden İslamcı kulvara çektiği milliyetçi partideki bu değişim Uzlaşma Partisinin en güçlü silahlarındandır.
Bir diğer silah ise 2019 sayıklamalarıdır. Uzlaşma Partisi üç gün boyunca toplumun tepkilerini profesyonelce yalama hale getirdikten sonra bir kez daha sandığı işaret etmiştir. Erdoğanla 2019da hesaplaşma fikri, Uzlaşma Partisinin özgüveninin zirve yaptığını göstermektedir; öyle ki Hayırları koruyamayacak kadar örgütsüz bir topluma bir kez daha sandık başına randevu kesilmektedir.
Örgütsüz olanlar, bunu kabullenecek başka çaresi yok. Örgütsüzlük çaresizliktir, örgütsüzlük teslimiyeti çare sanma hastalığıdır.
Biz ise, Uzlaşma Partisinin programını ve bileşimini acımasızca teşhir edecek ve Uzlaşma-Düzen Partisinden kopuşu zorlayacağız, örgütleyeceğiz.
2019a gelince
2019a hazırlanmak, 2019u da kaybetmektir.
Siyasetin tek kanalının sandık olduğunu düşünenlerin sandıkta da kaybetmeye mahkum olduğunu defalarca söyledik.
Uzlaşma Partisinin programı dünya ve Türkiye koşullarında ancak geçici süre başarılı olabilir. Onların başarısı halkın yıkımıdır. Biz onların yıkımı, halkın başarısı için uğraşacağız.
Bu halkın artık kaybedecek tek bir günü yok.
Bu halkın artık kaybedecek tek bir günü yok.
Alın 2019 hazırlıklarınızı başınıza çalın!