AKP çaresiz: YPG konusunda ABDnin dediği olur
Trump YPGye ağır silahlar vereceğini, Erdoğanın ziyareti öncesinde hazırlık amaçlı Washingtona giden AKP heyetinin yüzüne söyledi. Bu kadar. Bunun için çağırmışlar demek ki.
Buna karşı bizimkilerin rahatsızlık ifade eden laflarının hiçbir anlam ifade etmediği ortada. Referandum öncesinde sergilenen kabadayı tutumdan eser yok artık.
Şimdi Erdoğan Trumpla nokta mesafesinden görüşeceğini belirtiyor. Olabilir, ama o noktaya YPGnin yerleştiği açık. Trump tankları, füzeleri teslim etmeye başladı bile.
AKP Türkiyenin bütün sorunları karşısında çaresiz. Bu durumun en dramatik biçimde ortada olduğu konu herhalde Kürt meselesi.
*****
Yaşananlara kısaca göz atmak bile bu kanaate ulaşmak bakımından yeterli.
Osloda başlayan, yıllar boyunca İmralıda devam eden ve en nihayetinde Dolmabahçe mutabakatının Erdoğan tarafından yırtılıp atılmasıyla noktalanan süreçten söz ediyoruz.
Ne umutlar pompalanmıştı. Akan kan duracaktı. Oysa AKP yalnızca durumu idare ediyordu. Her zaman olduğu gibi: Seçim aralarında barış, seçim dönemlerinde ise savaş.
7 Haziranın hemen sonrasına denk gelen Hendek Savaşları trajedinin boyutlarını, hem AKPnin hem de Kürt hareketinin çaresizliğini bir kez daha teyit etmiş oldu yalnızca.
Çözümmüş ! Boş laflar. Her iki taraf da konuyu büyük güçlere teslim etmekten başka bir şey yapmadı.
Şimdi ise ABDnin YPGyi donattığı aşamadayız. Erdoğanın bu konuda Trumptan herhangi bir şey koparma ihtimali sıfır. Yalnızca şu olur: YPG ile işbirliğine rıza göstermesi karşılığında AKPye hareket alanı tanırlar.
*****
Bu işlerin bu noktaya bağlanmasının nedeni Sovyetler Birliğinin yıkılmış olması. Ulusal hareketlere bağımsız davranabilme olanağını veren sosyalizmdi. Artık sınıf hareketi dışında hiçbir şeyin, özgürlük ve kurtuluş manasında değeri bulunmuyor.
Sosyalizm yıkıldı ve emperyalizm bölgeyi yeniden şekillendirmek derdinde. Ülkeleri parçalayıp, küçültüyor ve etnik, dini kimlikler zemininde senyörlüklere dönüştürüyor. Bu yapılar birbirlerinin yüzüne ilanihaye bakamayacak derecede düşmanlaştırılıyor.
BOP denilen şeyin özü, özeti budur.
*****
ABD bu planı hayata geçirebilmek için hep İslamı kullandı. Değişik İslamcı gruplar yarattı, silahlandırdı. Birisinin işlevi bittiğinde yenisini oluşturdu.
Afganistanda Taliban, Irakta Talibandan El Kaide, Libyadan başlayarak Suriyeye kadar Kaideden IŞİD.
İslami örgütler ABD müdahalesinin gerekçesini oluşturur. ABDnin Ortadoğunun kurtarıcısı rolünü oynamasını sağlayan şey kendi yarattığı IŞİDdir.
İslami terör ayrıca yerel devrimci, demokrat güçler yaratmak bakımından da kullanışlıdır. Suriyede PYD-YPGnin IŞİDle mücadele kapsamında desteklenmesi, silahlandırılması buraya oturur. ABDnin yarattığı bir terörist örgütle ABD silahlarıyla savaşmak özgürlük mücadelesi oluyor!
ABD en başından beri AKP ile YPGyi aynı anda kullanıyor. Amaç bölgede yeni bir ABD eyaletinin yaratılması. Bu operasyonu AKPyi iktidara taşıyarak başlattılar, YPGye Rojavayı teslim ederek geliştiriyorlar. ABD iki müttefikini savaştırarak kazanıyor.
*****
Türkiye gibi teknolojide, ticarette, sermaye hareketlerinde, askeri alanda tamamen ABDye bağımlı bir ülkenin bu konularda pazarlık şansı olamaz. AKPnin yapabildiği tek şey emperyalizmin hegemonya krizini fırsata dönüştürmeye çalışmak.
Oysa somut gelişmelerin gösterdiği gibi, bir anaforun ortasındaki yaprak misali sürüklenip duruyor.
Yalnızca şuna bakıp, düşünelim: Son birkaç yıllık süreçte AKPnin itirazlarına rağmen ABD YPG ile yakınlaştı mı, uzaklaştı mı ?
AKP çaresiz, çünkü emperyalizme bağımlı. ABye, ABDye söylenmelerinin dik duruşla alakası yok. Yalnızca bir şeyler söylemek zorundalar.
Hem ABDnin Türkiyeyi nükleer silah deposu haline getirmesine izin verilecek, AB kapılarında yatılıp kalkılacak, yıllık 35 milyar Dolarlık bütçe açığının finansmanı için batı sermayesine muhtaç olunacak; hem de büyük devlet pozları verilecek. Komik.
Türkiye bu düzene mecbur değil. Ama önce bağımlılık ilişkilerini ve kapitalist sömürüyü reddedecek bir mücadele gerekiyor.