Serpil Güvenç'ten yazı dizisi: Kapital'in uzun öyküsü...
Marxın anıtsal yapıtı Kapital bundan 150 yıl önce yayımlanmıştı... Araştırmacı yazar Serpil Güvenç, Kapital'in 150. yılı dolayısıyla soL okurları için önemli bir yazı dizisi hazırladı. Dizinin ilk bölümü: İşçi Sınıfının İncili Kapitalin Öyküsü...
Serpil Güvenç
İşçi sınıfının kurtuluş mücadelesinde bir dönüm noktası olarak kabul edilebilecek Marxın anıtsal yapıtı Kapital'in yayımlanışının üzerinden 150 yıl geçti. Tarih, sosyoloji, felsefe, ekonomi, hukuk... Disiplinler üstü eşsiz bir başyapıt olarak insan medeniyetinin zirvesi kabul edilebilecek bu eser için aynı zamanda bir eylem kılavuzu; eşitlik, özgürlük, kurtuluş mücadelesinin en güçlü bayrağı demekte bir sakınca yok.
Araştırmacı yazar Serpil Güvenç titiz bir çalışmayla soL okuyucusuna bu başyapıtın hem yazılış, hem de yabancı dillere çevriliş öykülerini, dönemin toplumsal-siyasal koşullarını da içeren bir şekilde hazırladı.
Bu yazı dizisinde Marx ve Engelsin Kapitali yazarken yaşadıkları, yaptıkları tartışmalar, mektuplaşmalar, diğer ülkelerdeki devrimcilerle kurdukları bağları bulacaksınız. Böylece Kapitalin hangi ihtiyaç ve arayışın ürünü olduğu gözler önüne serilmiş olacak. Burası çok önemli, çünkü Kapitalin herhangi bir teorik kitabın ötesine geçen özelliği bu tartışmalarda, yazışmalarda, dönemin mücadelesinde nereye, hangi ihtiyaca denk düştüğünün anlaşılmasıyla ortaya çıkıyor.
Kapitalin yabancı dillere çevrilme maceraları ise başlı başına incelenmesi gereken süreçler olarak görülüyor. Yazışmalar, kovuşturmalar, hapishaneler ve dilden dile efsaneleşen bir kitap... Türkçe yazında pek üstünde durulmamış bu hikayeleri bu yazı dizisinde bulabileceksiniz.
Her hafta pazartesi günleri bir bölümünün yayınlanacağı yazı dizisinde ilk önce Kapitalin yazılış süreci anlatılacak, sonra da Rusya, ABD, İngiltere ve son olarak Türkiyeye giriş öykülerini bulacaksınız.
Bugüne dair de çok şey bulacağınızdan emin olduğumuz bu heyecanlı hikayeye başlayalım o zaman...
İLK BÖLÜM:
İşçi Sınıfının İncili Kapitalin Öyküsü[1]
Şefik Hüsnü, 1 Aralık 1921 tarihli Aydınlık dergisinin 6. Sayısında yayınlanan Karl Marx- Filozof başlıklı yazısında, anıt sayılmaya değer bir eser olan Kapitalin yazarı Marxın, dehasıyla insan düşüncesine yeni bir yön verme gücünü gösterdiğini ama eseri en az okunmuş ve en az anlaşılmış yazarlardan biri olduğunu belirtir. Marxın eseri nedeniyle çok sayıda saldırıya uğradığını, saldıranların ise çoğunlukla ekonomi bilginleri olduğunu ve yaptıkları eleştirilerin aynı dili konuşmayan kişilerin münazarasına benzedikleri için yararlı olmadıklarını söyler. L. Feuerbachın, Hıristiyanlığın Esası eserinin Marxın felsefi oluşumu nda etkili olduğunu belirttikten sonra Marxın Feuerbach üzerine Tezler ini yorumlar. İlkinden sonuncusuna dek, tezleri tek tek ele alıp inceleyen Şefik Hüsnüye göre, Kapital, Marxın 1844 yılı sonunda, söz konusu tezlerde kendi kendisine sorduğu soruları yine kendisinin yanıtlamasıdır. 1867ye dek tek bir düşüncenin Marxın araştırmalarına önderlik ettiğini, bunun ise sınıflara ayrılmış bir toplumun nasıl işlediğini anlamak olduğunu vurgular[2].
Kapitalin ilk Almanca baskısına yazdığı önsözde, Marx da, benzer bir biçimde,
bu yapıtın son amacı da, zaten modern toplumun ekonomik hareket yasasını ortaya çıkarmaktır der[3]. Engels ise, sermaye ve emek arasındaki ilişkinin, var olan tüm toplum düzenlerinin üzerinde döndüğü bu eksenin, ilk kez Kapitalde bilimsel olarak ele alındığını yazar. Ona göre, Marx Kapitalde iki önemli buluşunu incelemektedir; insan toplumlarının gelişme yasası yani tarihsel maddecilik ile kapitalist üretim biçimini yöneten özel hareket yasalarının anahtarı olan artı- değer yasası. Marx, bu buluşları aracılığıyla, eserinde, kapitalizmin kökenlerini, gelişimini ve kapitalist toplum kurum ve düşüncelerinin bu temel üzerinde nasıl yükselip geliştiklerini göstermiştir. Bunun yanı sıra, işçi sınıfının kapitalist sınıf tarafından sömürülmesini, kapitalist toplumda sınıf mücadelesinin en temel doğal özelliğini ve bunun sonucunda da kapitalistleri mülksüzleştirmek ve sosyalizmi kurmak üzere iktidara gelecek işçi sınıfının tarihsel görevini açıklamaktadır[4]. Özetle, Marx ve Engelsin, kapitalizmin yasalarını ortaya çıkarmak ve yaymaktaki temel amaçları, kapitalist sömürüden kurtulma mücadelesinde işçi sınıfını bilimsel, devrimci bir ekonomik teori ile donatmaktır.
Kapitalin, Komünistler Birliğinin kurucularından ve 1848 Devrimi savaşçılarından, Marx ve Engelsin mücadele arkadaşları Wilhelm Wolffa adanması da bunun bir göstergesidir. Kapital salt bir ekonomik çözümleme olmanın ötesinde, proletaryanın kendi amaç ve çıkarlarının aydınlatılmasının bir amacı olarak düşünülmüştür. Alman ve uluslararası işçi hareketi ve 1. Enternasyonal önderlerinden J. Philippe Beckerin[5] Kapital için Kapital, kılıcımız, kalkanımız, savunma ve saldırı silahımızdır demesi de bunu açıkça göstermektedir[6]. Engels, eserin amacına ulaştığını şöyle anlatır:
Bu yapıtta ulaşılan sonuçların, yalnızca Almanyada ve İsviçrede değil, Fransada, Hollandada, Belçikada, Amerikada ve hatta İtalyada ve İspanyada her geçen gün gittikçe artan ölçüde büyük işçi sınıfı hareketinin temel ilkeleri haline geldiğini; her yerde, işçi sınıfının, varılan bu sonuçlarda, kendi durumunun ve özlemlerinin en uygun ifadesini bulduğunu gitgide daha çok fark ettiğini, bu hareketi yakından bilen hiç kimse yadsıyamayacaktır.[7]
Marxın Almanca ikinci baskıya yazdığı Sonsözdeki şu cümleleri de, ilk baskısı Almanyada yapılan bu başyapıtın ne denli ilgi görmeye başladığını kanıtlamaktadır[8]:
ancak 1871 güzünde, çok acil bir çalışma içinde bulunduğum sırada, kitabın tükendiğini ve ikinci baskısına 1872 Ocağında başlanacağını haber vermişlerdi. Alman işçi sınıfının geniş çevrelerinde Das Kapitalin böylesine hızla beğeni kazanması, emeklerimin en iyi ödülü olmuştur.[9]
Marx, aynı Sonsözde, 1872 yazında Das Kapitalin mükemmel bir Rusça çevirisi nin çıktığını ve 3000 adet basılan kitabın neredeyse tükenmek üzere olduğu haberini de verir okuyucuya. Kendisi göremese de, Kapital, daha sonraki yıllarda, ABD, İngiltere, Kanada, İran, Japonya, Fransanın da aralarında olduğu bir çok ülkenin diline çevrilecek ve o ülkelerin işçi sınıflarıyla buluşacaktır.
Marx, yaşamında, Kapitalin birinci kitabının yayınlandığına tanıklık eder ama hazırlıklarını yaptığı diğerlerinin yayına hazırlanması ve yayınlanması, dahası birinci kitabın emekçilerin hizmetine sunulması, yaşam boyu yoldaşı, dostu ve tüm çalışmalarında büyük emeği ve katkısı olan Friedrich Engelsin yardım ve çalışmalarıyla mümkün olmuştur.
Kapital, işçi sınıfına ulaşır ama neler pahasına!
Marx ailesi, on yıllarca süren bu çalışma sırasında, Marxın yaşamını işçi sınıfına ve onun ideolojik silahı olacağını düşündüğü Kapitalin yazımına adama yolundaki siyasal tercihi nedeniyle korkunç bir yoksullukla karşı karşıya kalır. Marx ve eşi Jenny, üç çocuklarını, 1850de en küçük oğulları Guidoyu, 1852de bir yaşındaki Franziskayı, 1855de ise Edgarı kaybederler. Marx, Şubat 1852 tarihli Engelse yazdığı mektupta, paltosunu rehine verdiği için evden çıkamadığını ve aylardır eve et girmediğini anlatır. Yine bir yıl sonraki bir mektupta ailecek ekmek ve patatesle doymaya çalıştıklarını ama yine de Kapital çalışmalarını sürdürdüğünü bildirir.
Engelsin hiç aksatmadığı maddi yardımlarına rağmen, sadece ailesinin çektiği büyük yoksulluk ve çocuklarının ölümü değil, Marxın kendi sağlığındaki hızlı bozulma da Kapital çalışmalarıyla yakından ilgilidir.
Yaşamını işçi sınıfı davasına adamış bu büyük düşünürün, ilerleyen yıllarda, Grundrisse, Ekonomi Politiğin Eleştirisine Katkı ve son olarak Kapital ile sonuçlanacak yoğun ekonomik çalışmaları 1850-58 arası yıllara dayanmaktadır. Bu çerçevede sabah dörtlere dek çalışan, matematik ve cebir bilgisini güçlendiren, emtia, para, sermaye, ticaret, teknoloji ve icatlar tarihi, kredi, nüfus teorisi, devletlerin ekonomik tarihi, görenek ve gelenekler tarihi, dünya pazarı, sömürgecilik ve benzeri birçok konu üzerinde çalışan Marx, Kapitalle ilgili yoğun bir incelemeye başlamıştır.
Engelsin 1851den itibaren sürekli olarak büyük bir kitapla bir çıkış yapması ve böylelikle Alman yazınından uzak kalışının kötü büyüsünü bozması konusundaki ısrarlarına karşın, çalışmalarının sonuçlarından henüz tatmin olmamaktadır. Bunun yanı sıra, sağlık durumu, aile sorumlulukları, para kazanmak için yapmak zorunda kaldığı gazetecilik çalışmaları ve ortaya çıkan siyasal önemli olaylara yazıları ve eserleriyle müdahale etme durumunda kalması, Kapital çalışmalarını göreli de olsa yavaşlatmaktadır.
Grundrisse ve Katkıdan Kapitale doğru
1857deki ekonomik bunalım belirtilerinin ardından Marx çalışmalarını hızlandırır. Bu dönemde Kapitalin ilk planı ortaya çıkar. 1857deki bu ilk plana göre, Marx Kapitalin altı kitaptan oluşmasını düşünmektedir. Bunlar; Sermaye, Toprak Mülkiyeti, Ücretli emek, Devlet, Dış ticaret ve Dünya pazarıdır[10].
Marx, Alman ve Amerikan işçi hareketi önderlerinden Joseph Weydemeyere yazdığı 1.2.1859 tarihli mektupta,
Ekonomi politiği bir bütün olarak altı kitaba böldüm; sermaye, toprak mülkiyeti, ücretli emek, devlet, dış ticaret, dünya pazarı. Sermaye üzerine birinci kitap ise dört bölümden oluşmakta; Bölüm 1 genel olarak sermaye olacak. Bu da kendi içinde üç bölümden oluşmakta; meta, para ya da basit dolaşım ve sermaye. Bir ve ikinci bölümler on forma olacak ve ilk basılacak bölümün içeriğini oluşturacak. Sermaye üzerine üçüncü bölümü ise ayağım yere basıncaya dek geri almamın siyasi nedenlerini anlarsınız
diye yazar[11].
Marx, 1858-59 arasındaki dokuz ayda çalışmalarını özetler. 900 sayfalık bu özetin adı Grundrissedir. Marx, bu notlar için gerçek bir türlü yemeği nitelemesini kullansa da, bir çok yorumcu, Grundrissenin, Marxın 1844 Paris el yazmaları ile Kapitalin birinci cildi arasındaki bağın kurulması ve dolayısıyla Marxın düşüncesindeki sürekliliğin kanıtlanması açısından önemli olduğunu söylemektedir[12]. Bir Giriş, Para ve Sermaye üzerine iki ana bölüm ve Bastiat ve Carey adlı ekonomi politikçiler[13] üzerine bir deneme parçasından oluşan Grundrissede yabancılaşma, diyalektik ve paranın anlamı üzerine uzun pasajlar yer almaktadır ama 1844 elyazmalarıyla arasındaki temel çarpıcı farklılık, Grundrissede felsefe ve ekonominin içiçe geçmesidir. Marx, değer ve para teorilerinin ayrıntılarını ilk kez Grundrissede formülleştirir. Emek gücü ve artı değer kavramları ise, daha sonraki yıllarda Kapitalde ele alınacak ve derinliğine incelenecek bu kavramların bir ön taslağını anımsatır.
1858 başında Lassalle[14], Duncker adlı bir yayıncı ile Marx için bir kontrat ayarlar. Marx, Duncker e yukarıda sözü edilen altı kitaptan söz eder ve ilk kitabın aynı yılın Mayısında hazır olabileceğini yazar. Ne var ki, vücudu artık bu denli yoğun bir çalışmaya isyan etmiş, karaciğeri neredeyse çalışamaz hale gelmiştir. Aile fertlerinin yoksulluk nedeniyle hiç eksik olmayan hastalıkları ise iyice artmıştır. Durumunu soran Lassallea .. Karaciğer her şeyi lekeledi
Ama sağlık nedenleriyle eserimin mahvolmasına izin vermeyeceğim
Hayatımın en güzel 15 yılının ürünüdür diye yazar.
Ekonomi Politiğin Eleştirisine katkı
Marx, kitabını 1859 Ocağında yayıncıya yollamayı başarır. Kitap, genelde Katkı olarak bilinen, Ekonomi Politiğin Eleştirisine Katkıdır. İnce ama çok değerli bir kitap olan Katkının üç özelliği vardır. Bunlardan birincisi, değerli Önsözüdür. Marx, bu Önsözde kendisinin ve Engels in felsefe ile tanışmalarını anlatır ve buradan hareketle ikisini de ekonomi politiğe götüren olayları özetler. Önsöz, tarihsel maddecilik teorisinin ana hatlarının aktarılmasıyla sonlanır. Marxa göre, ekonomi politiğin konusunu şeyler(nesneler) değil ama insanlar arasındaki ve son çözümlemede sınıflar arasındaki ilişkiler oluşturmaktadır. Dolayısıyla, insan toplumunun toplumsal, siyasal ve düşünsel süreçlerini maddi yaşamın üretim tarzı koşullandırmaktadır. Toplumsal ilişkilerin bütünlüğü, hukuk sistemleri, teorik düşünceler vb. ancak her dönemin maddi koşulları incelendiğinde anlaşılabilir[15]. Katkıdaki şu tümceler, belki de Marx ve Engelsin tarihsel materyalist anlayışlarının en anlamlı özetidir:
İnsanlar, varlıklarının toplumsal üretimi esnasında, kendi iradelerinden bağımsız olarak belli ilişkilere yani maddi üretim güçlerinin gelişimindeki belirli bir aşamaya uygun düşen üretim ilişkileri içine girerler. Bu üretim ilişkilerinin tümü, toplumun ekonomik yapısını, gerçek yapıyı (temeli), üzerinde yasal ve siyasal bir üstyapının yükseldiği ve toplumsal bilincin belli formlarına tekabül eden yapıyı oluşturur. Maddi yaşamın üretim tarzı, toplumsal, siyasal ve entellektüel yaşamı koşullandırır. İnsanın varlığını belirleyen bilinci değildir, aksine toplumsal varlığı bilincini belirler. Belli bir gelişme aşamasında, toplumun maddi üretim güçleri varolan üretim ilişkileriyle
ya da o güne dek aynı çerçevede birlikte çalıştıkları mülkiyet ilişkileriyle çatışma içine girerler. Bu ilişkiler üretici güçlerin gelişmesini engeller hale gelirler. İşte o zaman toplumsal bir devrim çağı başlar. Ekonomik formasyondaki değişimler er ya da geç kocaman üstyapının tümünün dönüşmesine yol açar
Hiç bir toplumsal formasyon kendisi için yeterli olan üretici güçlerin tümü gelişmedikçe yıkılmaz ve yeni, daha üst üretim ilişkileri, onların varlığı için gerekli maddi koşullar eski toplumun çerçevesi içinde yeterli olgunluğa erişmedikçe eski üretim ilişkilerinin yerini almazlar
Burjuva üretim ilişkileri toplumsal üretim sürecinin son antagonist biçimidir ama burjuva toplumunda gelişen üretici güçler aynı zamanda bu antagonizmanın çözümünün maddi koşullarını da yaratırlar. İnsan toplumunun tarih öncesi bu toplumsal formasyonla son bulur."[16]
Katkıda, paranın bir kısım işlevleri incelenmiş, sermayeden kaynaklanan işlevleri ve yasaları ise ele alınmamıştır. Marxın burjuva ekonomistlere karşı hazırlandığı saldırının bir başlangıcı olarak da düşündüğü Katkının bir üçüncü özelliği ise, yayınlanışından itibaren gördüğü muameledir. Kitap, soyut ve bilimsel üslubu nedeniyle işçi sınıfına fazla teorik gelmiştir. Ve sayfa sayısı az olduğundan dolayı(!) popüler olamamıştır Alman kamuoyunda.
Marx, Katkıyı ilk kitap olarak düşündüğünden ikinci kitabı hazırlamak üzere çalışmalarına başlar. Ne var ki, henüz bütün ayrıntılar üzerinde berrak bir düşünceye sahip olmadığını fark eder. Bu nedenle, Engelsin İngilterede Emekçi Sınıfların Durumu başlıklı eserini bir kez daha okur, 1855-59 arasındaki fabrika haberlerini yeniden gözden geçirir ve British Museumda bir kez daha uzun saatler geçirmeye başlar.
Bu yoğun çalışma, Karl Vogt[17] broşürü nedeniyle 1860 başlarından 1861 ortalarına dek kesintiye uğrar. Marx, 1861 yazında, çalışmalarına yeniden hız verir. Kendi ifadesiyle bir at gibi çalışmaktadır. 1861 Ağustosundan 1863 Temmuzuna dek 23 defterden oluşan, 200 forma ve 1500 sayfalık bir elyazması çıkar ortaya.
Marx, bu geniş elyazmasını yani 1861-63 Elyazmasını, Katkının 2. kitabı olarak tasarlamıştır ve ilk kitap olarak yayınlanan Katkı yı, bir çalışmanın değerini ürünün hacimleriyle ölçebilen
Alman köpekleri için genişletmiştir ama genişletme sadece bu gerekçeye dayanmaz. Elyazmasında sermayenin üretimi sorununun en önemli yanları, paranın sermayeye çevrilmesi, mutlak artı-değer, nispi artı-değer, emeğin sermayeye biçim ve öz olarak bağlı oluşu, elbirliği, işbölümü, makineler ve bunların kapitalist üretim biçimindeki kullanımlarının sonuçları, artı-değerin yeniden sermayeye çevrilmesi (sermaye birikimi) ve ilkel sermaye birikimi ayrıntılı olarak ele alınmıştır. Elyazmasının bu bölümleri ilerde Kapitalde ele alınacak konuları kapsamaktadır. Elyazmasında ele alınan konular bunlarla da sınırlı değildir. Bazı defterlerde, paranın kapitalist üretim sürecinde yeniden hareketi, yeniden üretim (esas olarak basit yeniden üretim), artı-değer ve kâr, kârın ortalama kâra çevrilmesi, istikraz ve ticari sermaye, ticari kâr, kapitalist üretimin ilerlemesiyle kâr oranının düşme eğilimi gibi Kapitalin 2. Ve 3. kitaplarında yer alacak konular da bulunmaktadır. 1861- 63 Elyazmalarında burjuva ekonomistlerinin görüşlerinin tarihsel- eleştirel bir çözümlemesi de yapılmıştır.
Marx ve Engelsin yakın dostları ve 1. Enternasyonal üyesi Dr. Kugelman, 1862 sonunda Marxa yazdığı bir mektupta, Katkının 2. kitabının ne zaman okurla buluşacağını sorar. Marx yanıtında, kitabın bittiğini ve basıma girmeden iyi bir kopya ve son bir cilânın gerektiğini belirtir. Ayrıca, kitabını Ekonomi Politiğin Eleştirisine Katkı 2 başlığı yerine Das Kapital adıyla yayınlayacağını da bildirir.
Ne var ki, son bir cilâ çalışması yeni bir sürü malzemeyi de beraberinde taşımıştır. 1863ün ilk yarısında, Marx, üretimin teknik gelişmesi ve üretim teknolojisi, sanayi devriminin karakteri ve ayırt edici özellikleri ve bu durumun işçi sınıfı mücadelesine olan etkisi üzerine daha derinlikli çalışmalara başlar. Yine British Museumda uzun saatler geçirir. Bu arada hastalıklar da eksik olmamakta, alacaklılar kapıda beklemektedir. 1863 aralığı ile 1864 Ocak ve şubat aylarını Almanya ve Hollandada kişisel sorunlarını çözmeye çalışarak geçirir.
Bir başka önemli kesinti, Uluslararası İşçi Birliğinin (1. Enternasyonal) kurulması ve 1864 Eylülünde Marxın bu kuruluştan bir davet almasıdır. Önce sessiz bir dinleyici, sonra genel konsey üyesi ve 1865de başkan olan Marxın bu kuruluştaki çalışmaları çok zamanını alır. Yine de ayırabildiği tüm zamanı Kapital çalışmalarına harcar. Engelse yazdığı 15.7.1864 tarihli mektupta 1848-1850 yıllarında İngiliz fabrika patronlarının işçilere uyguladıkları vardiya sistemini kendisine uyguladığını ve gündüzleri British Museuma gidip geceleri yazı yazdığını anlatır. Bu çalışma temposu sonunda, 31.7.1865de Engelse yazdığı mektupta, Kapitalin teorik bölümünü (ilk üç kitap) tamamlamak için yazacağı üç bölümün kaldığını haber verir.
Ne var ki, kitapla ilgili bir başka sorun daha vardır. Kapitali basmaya razı olan Otto Meissner[18] yapıtın 60 formayı geçmemesini istemektedir. Bu durumda, ne kadar ekleyip ne kadar çıkaracağı konusunda Marxın bir fikre sahip olabilmesi için el yazmasının tümünün bitmesi gerekmektedir.
1865 Aralık ayı sonunda, günde 12 saatlik bir çalışma sonunda Kapitalin bütününün elyazması basıma hazır hale gelir. Yapıt öylesine kapsamlıdır ki toprak rantı üzerindeki bölümü tek başına bir kitap olabilecek düzeydedir.
1.1.1866da Marx, Engelsin önerisi üzerine Kapitalin bütününü değil ama yalnızca sermayenin üretimi ile ilgili birinci kitabı baskıya hazırlamaya girişir. Bir kez daha kitabın yeni bir versiyonu doğmaktadır. Marx da bunun farkındadır ve yeni doğan bir çocuğun temizlenmesine benzetmektedir yaptığı işi. Ne var ki, sağlık sorunları yine çalışmasını aksatır. İki ay yataktan çıkamayan Marx, her şeye karşın günde iki saatlik çalışmasını sürdürür ve İngiliz fabrika belgelerini denetmen raporlarını, çocukların çalıştırılması komisyonlarının raporlarını, sağlık komisyon raporlarını- inceleyerek işgünü ile ilgili bölümün tarihsel kısmını genişletir. Bununla da yetinmez. Engelsden İngilterede Tarımın ve Fiyatların Tarihi ve Ticari Kurumlar ve Grevler, Makineler, Ortaklı Şirketler başlıklı kitapları ister ve 1867 Nisanına dek çalışmasını sürdürür.
Bu bağlamda Marx ve Engelsin tüm yapıtlarında Kapital dahil- kullandıkları yönteme kısaca bir göz atmak gerekir.
Macar marksisti Lukacs, söz konusu yöntemi yani diyalektik materyalizmi, devrimci diyalektik olarak niteler. Lukacsa göre, Marksistlerin kapitalizmin yarattığı toplumsal illüzyonu delip geçecek ve onun altında yatan toplumsal gerçekliği ortaya çıkaracak bir yönteme gereksinimleri vardır." [19] O da, Marksist diyalektiktir.
Diyalektik materyalizm ya da Lukacsın deyimiyle devrimci diyalektik, 1873de Marxın Kapital 1in Almanca baskısına yazdığı Sonsözde en öz anlatımını bulmaktadır. Marx, burada St. Petersburgda yayınlanan Vyestnik Yevropi (Avrupa Postası)ndaki yazısında kendisini Katkı dolayısıyla eleştiren bir makale yazarından uzunca bir aktarma yapar ve şu soruyu sorar;
Yazar, benim yöntemim olarak kabul ettiği şeyi, bu derece çarpıcı ve benim uygulamam yönünden, cömertçe ortaya koyarken, diyalektik yöntemden başka neyi anlatmış oluyor?
Avrupa Postası yazarının neler söylediğine çok kısaca bakalım.
Yazara göre, Marx için önemli olan şey, olgulara egemen olan yasalar değil ama bunların değişme ve gelişmelerinin yani bir biçimden başka bir biçime, bir ilişkiler düzeninden farklı bir ilişkiler düzenine geçişlerinin yasasıdır. Yasayı bulan Marx onun toplumsal yaşamdaki etkilerini ayrıntılı olarak inceler. Toplumsal hareketi ise, sadece insan iradesinden, bilincinden ve düşüncesinden bağımsız olmakla kalmayan, tam tersine, onların iradesini, bilincini ve düşüncesini belirleyen yasaların yönettiği doğal bir tarihsel süreç olarak ele alır. Marxa göre her tarihsel dönemin kendi yasaları vardır. Üretici güçlerin değişik derecelerde gelişmeleri ile bunlara yön veren yasalar ve toplumsal koşullar da değişirler. Yazar, Marxın kurulu düzeni açıklamaya çalışırken son derece bilimsel bir biçimde ekonomik yaşamın içinde her sağlıklı incelemenin amacını de formüle ettiğini belirtir. Yazar ayrıca bir incelemenin bilimsel değerinin, belirli bir toplumsal organizmanın, kökeni, varoluşu, gelişmesi ve ölümü ve onun yerini bir başka ve daha yüksek bir organizmanın alışını düzenleyen özel yasaların açıklanmasında yattığını, Marxın kitabının değerinin de buradan geldiğini vurgular.[20]
Marx, bu aktarmayı yaptıktan sonra, kendi diyalektik yönteminin Hegelinkinden farklı olduğunu, dahası yalnızca farklı değil ama onun tam zıddı olduğunu söyler. Hegel için gerçek dünyanın yaratıcısı ve mimarı, insan beyninin yaşam süreci yani düşünme sürecidir. Bir başka deyişle, gerçek dünya fikirin dışsal ve fenomenal biçimidir. Marx, fikrin kendisi için taşıdığı anlamın, maddi dünyanın insan aklına yansıması ve düşünce biçimlerine dönüşmesi olduğunu belirtir. Bu bağlamda, otuz yıl önce Hegelin diyalektiğinin mistik yönünü eleştirdiğini ama bir zamanlar bu güçlü düşünürün öğrenciliğini de yaptığını yazar ve ekler;
Hegelde diyalektik başaşağı duruyor. Mistik kabuk içindeki akla uygun özü bulmak istiyorsanız onun yeniden ayakları üzerine oturtulması gerekir
Marx, bu arada, diyalektik anlayışlarını bir rezalet ve iğrençlik olarak tanımladığı burjuvazi ve onun doktriner sözcülerini de eleştirir. Aslında diyalektik tarihsel olarak gelişmiş olan her toplumsal biçimi akışkan bir hareket içinde görmektedir ve bu nedenle de bu tarihsel biçimin geçici niteliğini hesaba katmaktadır. Marxa göre, diyalektik, hiç bir şeyin zorla kabul ettirilmesine izin vermez,özünde eleşirici ve devrimcidir. [21]
Engels de, Marxın yaklaşımını paylaşır ve kendisinin ve Marxın bilinçli diyalektiği, Hegelcilik dahil olmak üzere idealizmin yıkıcılığından kurtardığını ve onu doğanın tarihsel maddeci anlayışına uyguladıklarını söyler. Engelse göre, doğa diyalektiğin kanıtlanmasıdır ve modern bilim ise bu deney için çok zengin ve her gün daha da artan sayıda materyal sağlamaktadır. Son tahlilde doğadaki süreçler metafizik değil, diyalektiktir. Engels aynı zamanda, dünyanın hazır yapılmış bir maddeler karmaşası (kompleksi) olarak değil ama şeylerin ve kavramların sürekli olarak doğan ve yok olan, durdurulmaz bir değişim içinde bulundukları bir süreçler karmaşası olarak kavranması gerektiğini söyler.
Kapital ve yöntemle ilgili olarak Leninin de bazı önemli saptamaları vardır. Örneğin, Kapitalde kapitalist toplumun alt yapısı ve üst yapısının maddeci bir analizinin yapıldığını ve Marxın sadece bu toplumu incelediğini,[22] tarihsel maddeci yaklaşımın ise her şeyi açıklamak gibi bir iddiasının olmadığını, tek iddiasının, tarihi açıklamak için kullanılabilecek tek bilimsel yöntem olduğunu belirtir. [23] Lenin, Marxın Kapitaldeki analizini de yorumlar. Büyük düşünürün kendisini sadece iskelet ile yani ekonomik teori ile sınırlamadığını, belli bir toplumsal formasyonun yapısını özellikle üretim ilişkileri bağlamında açıklarken, her fırsatta ve sürekli olarak bu üretim ilişkilerine tekabül eden üst yapıya dikkat çektiğini, dolayısıyla deriyi kan ve et ile doldurduğunu vurgular.[24]
2. BÖLÜM: Marx Hamburg yolcusu: Kapital yayında!
[1] Kapitale dair başlıktaki ünlü nitelemeyi yapan Engels tir. Kaynak yardımları için yoldaşım Mehmet Başkurt'a çok teşekkür ederim.
[2] Şefik Hüsnü Deymer , Seçme Yazılar başlıklı kitap Aydınlık Yayınları arasında Mart 1971de yayınlanmıştır.
[3] Karl Marx Kapital (Şubat 2015), s. 18, Sol Yayınları, Ankara
[4] Maurice Cornforth (Şubat 1975), Marksist Klasikleri Okuma Kılavuzu, s. 73-74, Sol Yayınları, Ankara
[5] Alman ve uluslararası işçi hareketi önderlerindendir. 1830 ve 1840larda Almanya ve İsviçredeki demokratik eylemlere ve 1848-49 Devrimine katıldı. 1860larda 1. Enternasyonalin önde gelen kişileri arasında yer almaktaydı.
[6] Sosyalizm ve Toplumsal Mücadeleler Ansiklopedisi (STMA), cilt 1, s. 235, İletişim yayınları, Ankara
[7] Karl Marx Kapital, (Şubat 2015), s. 37, Sol Yayınları, Ankara
[8] Kapital 1, Almanyada 1903-1922 arasında on kez basıldı (Eric Hobsbawm, How to Change the World, s. 195, Abacus, Great Britain)
[9] Karl Marx Kapital (Şubat 2015), s. 21, Sol Yayınları, Ankara.
[10] Marx/Engels, Seçme yazışmalar 1, Kasım 1995, s. 128-129, Sol Yayınları, Ankara
[11] Marx, bu altı kitaplık planını, Lassalle a yazdığı 22.2.1858 tarihli ve Engelse yazdığı 2.4.1858 tarihli mektuplarda da ayrıntılı bir biçimde anlatır. (Marx/Engels, Seçme yazışmalar 1 (Kasım 1995), s. 116-123, Sol Yayınları, Ankara
[12] Francis Wheen (2006), Marxs Das Capital, Atlantic books, London
[13] Henry Charles Carey(1793-1879), Amerikalı bir iktisatçıdır. Kapitalist toplumda sınıf çıkarlarının uyumunu temel alan gerici kuramı savunmuştur. Frederic Bastiat (1801-1850), Carey gibi, kapitalist toplumda sınıf çıkarlarının uyumunu savunan bir başka Fransız iktisatçıdır.
[14] Ferdinand Lassalle (1825-1864), Genel Alman İşçiler Derneğinin kurucularından, bir Alman küçük burjuva sosyalistidir. Marx ve Engels Lassallein kuramsal ve siyasal görüşlerini çok kez sert bir dille eleştirmişlerdir.
[15] Kenan Somer Kapitali Topraktan Çıkartanlar, s. 121, Kapitalin Aydınlığında Alaaddin Bilgi (Ekim 2001) içinde, Evrensel Basım Yayın, İstanbul
[16] Christopher Pierson (1997), The Marx Reader, s. 521-2, Polity Press, London
[17] Karl Vogt (1817-1895) Alman doğa bilimcisi bir vülger materyalisttir. 1848-49 yılları arasında Frankfurt ulusal meclisi üyeliği yapmıştır. 1849'da Almanya'dan göç eden Vogt, 1850-60larda Louis Bonaparte'ın ücretli ajanlığını yapmıştır. Marx "Herr Vogt" adlı kitabında Vogt'u teşhir etmiştir. Marx'ın 12 Nisan 1871de Kugelman'a yazdığı bir mektupta şöyle bir ifade geçer: "Bu arada, L. Bonaparte'ın hazinesinden doğrudan parasal destek alanların listesine ilişkin resmi bir yayında, 1859 Ağustos'unda Vogt'un 40 bin frank aldığına ilişkin bir not var!" (Seçme Mektuplar 2, s. 46)
[18] Meissner 1819-1902 tarihleri arasında yaşamış Hamburg'lu bir yayıncı. Daha önce de Marx ve Engels'in bazı kitaplarını ve polemiklerini yayınlamış. Ateşi Çalmak'ta, o günlerin Almanya'sında "demokrat edebiyatın yayıncısı" olduğu söyleniyor (s. 94-95)
[19] Georgy Lukacs (November 1972), History and Class Consciousness, s. 6, The MIT Press, England
[20] Karl Marx Kapital (Şubat 2015), s. 25-27, Sol Yayınları, Ankara. Daha ayrıntılı bilgi için değinilen Sonsöze bakılmalıdır.
[21] Karl Marx Kapital (Şubat 2015), s. 28, Sol Yayınları, Ankara
[22] ibid, p.17
[23] ibid, p.14
[24] V.I. Lenin, Halkın Dostları Kimlerdir, s. 9,
Tam adı "Halkın Dostları Kimlerdir ve Sosyal- Demokratlara karşı nasıl savaşırlar?" olan eseri Lenin 1894'de yazmıştır. Kitap temelde diyalektik ve tarihsel materyalizmin kapsamlı bir savunusu ve açıklamasıdır. Söz konusu dönemde, kapitalizmin geliştiğini yadsıyan ve bir çeşit 'köylü' sosyalizmini savunan Rus Narodnikleri kendilerini 'Halkın Dostları' olarak nitelemektedirler; sosyal-demokratlar ise Marksistlerdir ve bir Rus Sosyal Demokrat İşçi Partisi kurulma çalışmaları yapılmaktadır. Lenin, bu kitapta, ayrıca, Narodniklerin iddialarının aksine, Rusya'da kapitalizmin gelişmekte olduğunu ve bu gelişmeyle birlikte sanayi işçi sınıfının doğduğunu; bu sınıfın sömürülen köylülükle ittifak içinde Çarlığı devirebileceğini ve sosyalizme doğru ilerleyebileceğini de tartışır.
http://haber.sol.org.tr/toplum/serpil-guvencten-yazi-dizisi-kapitalin-uzun-oykusu-210982
Kapital yazı dizisi 2. bölüm: Marx Hamburg yolcusu; Kapital yayında!
Marxın anıtsal yapıtı Kapital bundan 150 yıl önce yayımlanmıştı... Araştırmacı yazar Serpil Güvenç, Kapital'in 150. yılı dolayısıyla soL okurları için önemli bir yazı dizisi hazırladı. Dizinin ikinci bölümü: Marx Hamburg yolcusu; Kapital yayında!
Serpil Güvenç
İşçi sınıfının kurtuluş mücadelesinde bir dönüm noktası olarak kabul edilebilecek Marxın anıtsal yapıtı kapitalin yayınlanışının üzerinden 150 yıl geçti. Tarih, sosyoloji, felsefe, ekonomi, hukuk... Disiplinler üstü eşsiz bir yapıt olarak insan medeniyetinin zirvesi kabul edilebilecek bu yapıt için aynı zamanda bir eylem kılavuzu; eşitlik, özgürlük yani kurtuluş mücadelesinin en güçlü bayrağı demekte bir sakınca yok.
Araştırmacı yazar Serpil Güvenç titiz bir çalışmayla soL okuyucusuna bu başyapıtın hem yazılış, hem de yabancı dillere çevriliş öykülerini içeren bir yazı dizisi hazırladı.
Bu yazı dizisinde Marx ve Engelsin Kapitali yazarken yaşadıkları, yaptıkları tartışmalar, mektuplaşmalar, diğer ülkelerdeki devrimcilerle kurdukları bağları bulacaksınız. Böylece Kapitalin hangi ihtiyaç ve arayışın ürünü olduğu gözler önüne seriliyor. Bu çok önemli, çünkü Kapitalin herhangi bir teorik kitabın ötesine geçen özelliğini anlaşılmazsa ortada çok önemli bir eksiklik var demektir.
Kapitalin yabancı dillere çevrilme maceraları ise başlı başına incelenmesi gereken süreçler olarak görülüyor. Yazışmalar, kovuşturmalar, dilden dile efsaneleşen bir kitap... Türkçe yazında pek üstünde durulmamış bu hikayeleri bu yazı dizisinde bulabileceksiniz.
Her hafta Pazartesi günleri bir bölümünün yayınlanacağı yazı dizisinde ilk önce Kapitalin yazılış süreci anlatılacak, sonra da Rusya, ABD, İngiltere ve son olarak Türkiyeye giriş öykülerini bulacaksınız.
İlk bölümünü geçen hafta yayınladığımız yazı dizisinin 2. Bölümünde Marx Hamburg yolcusu; ve Kapital yayında!
**
İKİNCİ BÖLÜM:
Marx Hamburg yolcusu; Kapital yayında!
10 Nisanda Londradan ayrılan Marx 12 Nisanda Hamburga gelir. Düzeltme ve dizgi sorunlarından dolayı kitabın yayınlanması işini Leipzigde Otto Vigand ın yapmasına karar verilir. 29 Nisanda basım başlar. Marx, Alman ve Amerikan işçi sınıfı hareketinin liderlerinden, Genel Alman İşçi Derneği üyesi ve 1. Enternasyonal üyesi Sigfrid Meyer e yazdığı 30 Nisan tarihli mektupta;
Yapıtın birinci cildi Hamburgda Otto Meissner tarafından birkaç haftaya kadar yayınlanıyor. Başlık; Das Kapital. Kritik der politischen Ökonomie
Kitabın metnini kendim vermek için Almanyaya geldim, Londraya dönüş yolunda Hanover deki bir dostumda [Dr. Ludwig Kugelman] birkaç günlüğüne kalıyorum diye yazar.
Kapital 1,2 ve 3 hakkında da Meyere bilgi veren Marx Cilt 1 kapitalist üretim sürecini içermekte. Genel bilimsel gelişmenin yanı sıra, şimdiye dek kullanılmamış resmi kaynaklara dayanarak son yirmi yıl süresince İngiliz ve İrlandalı tarım ve sanayi proletaryasının içinde bulunduğu koşulları çok ayrıntılı olarak anlatıyorum
.Yapıtın tümünün bir yıl içinde yayınlanacağını umuyorum. Cilt 11 kuramsal bölümü sürdürüyor ve tamamlıyor. Cilt 111 17. Yüzyılın ortasından bu yana ekonomi politiğin tarihi
diye ekler[1].
Marx Kugelmanlarda bir ay kalır ve Engels ile sürekli yazışarak onun önerileri doğrultusunda düzeltmeler yapar.
Nihayet 16.8.1867 gecesi Engelse yazdığı mektup[2], sevincin yanı sıra büyük bir vefa duygusunu da yansıtır;
Sevgili Fred;
Kitabın son formasının
düzeltmesini şu an bitirdim
Önsöz de
dün düzeltilmiş olarak gönderildi. Böylece bu cilt tamamlandı. Yalnızca senin sayende mümkün oldu. Senin, benim için özverin olmaksızın, bu üç ciltlik koskoca çalışmayı asla yapamazdım. Seni teşekkürlerle kucaklıyorum
Selam aziz, sevgili dostum
Sevgiyle/ KM
Kapitalin birinci kitabı [ya da birinci cildi], 14 Eylül 1867de 1000 adet basılır. Marx, kitabın telif ücreti ile parasal durumunu bir nebze olsun düzelteceğini umar ama aldığı para o denli azdır ki, kendi anlatımıyla, yazarken içtiği tütün parasını bile karşılamaya yetmemiştir.
Das Kapitali
sessizlikle öldürmeyi denediler
Marx, Kapital 1in Almanca ikinci baskısına yazdığı sonsözde kullanır bu nitelemeyi. Alman burjuvazisinin bilir bilmez sözcülerinin, yapıtı, daha önceki yazılarına yaptıkları gibi sessizlikle öldürmeyi denediklerini yazar. Ne var ki, Engelsin konuya ilişkin ilginç bir plânı vardır. Kamuoyunun dikkatini çekmek için yapıta burjuva görüş açısından saldırma önerisini getirir. Bu taktikten çok hoşnut kalan Marx, dostuna bu plânınız mükemmel bir savaş aracıdır diye yazar.
Engels burjuva basınında, Alman gazetelerinde ve The Fortnightly Review gibi İngiliz gazetelerinde Kapital üzerine bir dizi eleştiri yayınlar. Yayın işinin düzenlenmesini de Kugelman üstlenir. Engels, Almanların ekonomi politik alanında çok az şey yaptıklarını, profesyonel Alman ekonomistlerinin ekonomik gelişmenin taşıdığı çelişki ve güçlükleri görmezden geldiklerini, Bastiat nın bilimsel olmayan görüşlerini taklit ettiklerini ve Ricardo ile Sismondi gibi klasik iktisatçıları reddettiklerini; buna karşın Marxın Kapitalinde ustaca bir diyalektik yapının ve bilimsel doğruluğun yer aldığını vurgular.
Çok geçmeden Alman burjuva ekonomistleri sessizliklerini bozmak zorunda kalırlar ve ilk eleştiri Berlin Üniversitesi doçenti, küçük burjuva sosyalizminin temsilcisi Eugene Dühringden gelir. Kapitalde korkunç olsalar da çok ilginç ve itiraz edilemez gerçeklere dayanarak kapitalist düzene karşı getirdiği eleştiriler nedeniyle Marxtan ve yapıttan övgü ile söz eder. Marx, Dühringin eleştirisinden memnun kalmıştır. 8.1.1868de, Engelse;
Dühring konusunda. Böyle bir adamın İlkel Birikim bölümünü hemen hemen tümden olumlu değerlendirmesi, büyük bir şey
Careyin takipçilerinden biri olarak, serbest ticaretçilere doğrudan karşı çıkıyor
diye yazar.[3]
Almanyada olmasa da, diğer bir çok ülkede Kapitale ilgi vardır.
Örneğin, Ocak 1868de yani basımdan iki ay sonra, Londrada yayınlanan Saturday Review gazetesi yazarı, Kapitali güncel Alman kitapları arasına dahil eder. Yazarın düşünceleri bize ne kadar zararlı gelse de onun mantığının akla yatkınlığı, retoriğinin gücü ve ekonomi politiğin en kuru sorunlarıyla ilgili olarak keşfettiği çekicilik konusunda söylenebilecek hiçbir şey yoktur diye yazar. Beş ay sonra ise, Contemporary Review gazetesinde çıkan bir başka haberin yazarı, yurtsever bir bakışla Alman ekonomisine tepeden baksa da, insan çıkarı nın, bilimin altında yatan açlık ve susuzluk çıkarı olduğunu unutmamak gerektiğini vurgular ve (Karl Marxın bize öğretecek çok şeyi olduğuna şüphe yoktur) diye yazar.
En yoğun övgü ise, ilk yabancı dil çevirisinin yapıldığı Çarlık Rusyasından gelir. Örneğin, St. Petersburg Postası, 20.4.1872 tarihli sayısında, konunun, bir ya da iki bölümün dışında herkes tarafından anlaşılabilir olduğunu ve bilimsel karmaşıklığına karşın olağanüstü bir canlılıkla sunulduğuna dikkat çeker. Ayrıca, Marxın, son derece kuru ve karanlık bir dille yazdıkları kitaplarla sıradan ölümlülerin kafalarını çatlatan Alman bilginlerinin çoğunluğuna hiç benzemediği de vurgulanır.
Marx, Kapitalin 2. Ve 3. Ciltleri üzerinde yoğunlaşıyor
1867 başlarında, Marx, 1865 sonlarından itibaren yazmakta olduğu ve Kapitalin diğer ciltlerini oluşturacak olan elyazmalarının son rötuşlarını yapar. Bu işi ölünceye dek sürdürür.
Çeşitli ülkelerdeki tarım ilişkilerinin ve kapitalist sistemdeki yeni olguların daha derinlemesine analizlerine girişir. Temmuz 1868de Sigfrid Meyere bir mektup yazar ve Kapitalin 2. kitabında rantla ilgileneceğini belirterek ABDdeki özellikle toprak sahipliği ve tarım ilişkilerine dair anti-burjuva malzeme ister. Bu malzemeyi aynı zamanda H. Careyin Tarım, manüfaktür ve ticaret alanlarında - Çıkarların uyumu başlıklı kitabına karşı girişeceği polemikte kullanmayı düşünmektedir. Yine Ekim 1868de, Kapitalin 1. Ve 2. Ciltlerini [kitaplarını] birlikte yayınlamak isteyen Danielsona verdiği yanıtta, 2. kitabı beklememesini, ABD, İngiltere ve Fransaya dair 1866 ve 1867 tarihlerini içeren resmi verilere ulaşmaksızın bu kitabın basılamayacağını yazar.
Bu dönemde, Marx sadece bu üç ülke ile ilgili değil ama Rusyaya ilişkin malzemeye de gereksinim duyduğunu fark eder. Bu malzemeyi Rusça aslından okumak istediğinden 1870 başında Rusça öğrenmeye başlar ve Flerovskinin Rusya İşçi Sınıfının durumu başlıklı kitabını ve Çernişevskinin ekonomik yapıtlarını okumaya başlar[4].
Flerovski okumasını izleyen günlerde kızı ve damadı Laura ve Paul Lafarguea yazdığı 3.3.1870 tarihli bir mektup ise adeta bir kehanet niteliğindedir. Marx;
Flerovski nin kitabını inceledikten sonra, insan Rusyada
bir devrimin kaçınılmaz ve çok yakın olduğuna inanıyor. Bunlar iyi haberler. Rusya ve İngiltere bugünkü Avrupa sisteminin iki dayanağıdır diye yazmaktadır.
Rusyanın yanı sıra, Belçikadaki toprak mülkiyeti ve tarımsal yapıya ilişkin malzeme talebinde bulunur Enternasyonaldeki dostlarından.
24.1.1870de Cesar de Paepeye yazdığı mektupta;
Şimdi artık Kapitalin 2. Cildinde toprak sahipliği üzerinde çalışıyorum; sanıyorum ki, Belçikanın ve Belçika tarımındaki toprak mülkiyeti yapısının ayrıntıları üzerinde biraz durmamda yarar var. Üzerinde çalışabileceğim başlıca eserlerin başlıklarını bana göndermen mümkün mü? diye sorar.
Yine, ABDli Sorgedan, ABDdeki tarım, toprak sahipliği ilişkilerinin yanı sıra kredi, parasal ve mali ilişkiler konusundaki yayın kataloglarını ister. Ayrıca, fenni tarım, tarım kimyası ve bitki fizyolojisi incelemelerini de sürdürür. Bu okuma ve çalışmalar sonucunda, 1871de, 2. Cilde [kitaba] ait elyazmalarında da epey değişiklik yapması gerektiğini fark eder.
1875 Mayıs ve Ağustos ayları, artı değer oranı ile kâr oranı arasındaki bağıntıyı örneklerle göstermek için geniş hesaplar yapmakla geçer. 1876 Şubatı ortasında Diferansiyel rant ve Toprağa yatırılan Sermaye üzerine Saf Faiz olarak Rant başlıklı kısa ama teorik açıdan çok önemli olan bir çalışmayı gerçekleştirir.[5]
Marx, 1870 Kasımı ile 1878 Temmuzu arasında, Kapital 2. Cildin [kitabın] 1. Bölümünü oluşturan Para-sermayenin dolaşımı başlıklı yazısını hazırlar. 1880de ise, Kapitalin üçüncü cildindeki üçüncü bölümün yeni bir versiyonunu yani Kâr oranındaki düşme eğilimini yazar. Ayrıca, 2. ve 3. Ciltlerdeki [kitaplardaki] diğer bölümler üzerinde çalışır.
[1] Buradaki cilt sözcüğü bizim kitap sözcüğümüzle aynı anlamda kullanılmaktadır.
[2] K. Marx F. Engels, Seçme Yazışmalar 1 -1844-1869, (kasım 1995), s. 225, Sol Yayınları, Ankara
[3] K. Marx F. Engels, Seçme Yazışmalar 1 -1844-1869 (kasım 1995), s. 232, Sol Yayınları, Ankara
[4] On yılı aşkın bir süre, koca kitap sandıkları Rusya ve İngiltere arasında gidip gelir. Aralarında Vergi Komisyon Kayıtları, Tarım durumu Komisyon Raporları, Köylü Sorunlarına ilişkin resmi raporlar, Avrupa Rusyasındaki toprak mülkiyeti ve yerleşme alanları hakkında istatistik bilgileri olan bu belge ve kitaplar, Marxın geniş ilgi alanını göstermesinin yanı sıra, aynı zamanda onun 2. Cilt [kitap] için ne kadar enerji ve çaba harcadığını da gösterir. (Sovyet Bilimler Akademisi Kollektifi, Karl Marx, Biyografi, 2. Baskı Eylül 1995, s. 333, Sorun Yayınları, İstanbul.
Rusyaya ilişkin bu çalışma sadece Kapitalin 2. Kitabı ile de ilgili değildir. Engels, Kapitalin 3. Kitabına [cildine] yazdığı önsözde, Marxın plânına göre, Kapitalin ilk kitabında İngilterenin sanayide ücretli emek konusunda oynadığı rolü, toprak rantı konusunda Rusya oynayacaktı diye yazar.
[5] Bu çalışma, Engelsin daha sonra hazırlayıp yayınladığı Kapital 3. Cildin XLIV bölümüne eklenmiştir. (aynı eser, s.334)
http://haber.sol.org.tr/toplum/kapital-yazi-dizisi-2-bolum-marx-hamburg-yolcusu-kapital-yayinda-211833
Kapital yazı dizisi 3. bölüm: Çalışmaların yavaşlaması ve Marxın ölümü...
Araştırmacı yazar Serpil Güvenç, Marx'ın anıtsal yapıtı Kapital'in 150. yılı dolayısıyla soL okurları için önemli bir yazı dizisi hazırladı. Dizinin üçüncü bölümü yayında: Çalışmaların yavaşlaması ve Marxın ölümü...
Serpil Güvenç
İşçi sınıfının kurtuluş mücadelesinde bir dönüm noktası olarak kabul edilebilecek Marxın anıtsal yapıtı kapitalin yayınlanışının üzerinden 150 yıl geçti. Tarih, sosyoloji, felsefe, ekonomi, hukuk... disiplinler üstü eşsiz bir yapıt olarak insan medeniyetinin zirvesi kabul edilebilecek bu yapıt için aynı zamanda bir eylem kılavuzu; eşitlik, özgürlük yani kurtuluş mücadelesinin en güçlü bayrağı demekte bir sakınca yok.
Araştırmacı yazar Serpil Güvenç titiz bir çalışmayla soL okuyucusuna bu başyapıtın hem yazılış, hem de yabancı dillere çevriliş öykülerini içeren bir yazı dizisi hazırladı.
Yazı dizisinin Kapitalin yazılış hikayesinin anlatıldığı ilk üç bölümü bugünkü kısımla birlikte bitmiş oluyor.
Dizinin devamında Rusya, ABD, İngiltere ve Türkiyeye giriş öykülerini okuyacaksınız.
BÖLÜM 3:
Çalışmaların yavaşlaması ve Marxın ölümü
1880 yılı başlarında yani ölümüne üç yıl kala Marx çalışmalarını yavaşlatır. Bunun kişisel, siyasi ve toplumsal nedenlerini, 10.4. 1879da Danielson a yazdığı mektupta şöyle açıklar;
Ve şimdi hemen şunu söylemeliyim ki (bu tamamen aramızda kalsın) şimdiki rejim bugünkü sertliğini devam ettirdiği sürece, benim 2. Cildin yayınlanamayacağını Almanyadan haber verdiler. Bu haber
beni şaşırtmadı ve itiraf etmeliyim ki üzmedi de. Nedenleri şunlar;
Birincisi; bugünkü İngiliz sanayii krizi doruğa ulaşmadan önce benim hiçbir koşulda 2. Cildi yayınlamamam gerekir
Bu kez tanık olduğumuz görüngülerin eşi benzeri yok
Bu nedenle, insan bu olayları üretken bir biçimde yani teorik olarak tüketebileceği bir olgunluk düzeyine erişinceye dek olayların bugünkü gidişini gözlemlemesi gerekir
İkincisi, Yalnızca Rusyadan değil ama Birleşik Devletler den vb. getirttiğim malzeme yığını da, çalışmalarımı sürdürmem için hoş bir bahane oluyor.
Üçüncüsü; Tıbbi danışmanım, birkaç saatlik sıkı bir çalışmadan sonra baş dönmesi nedeniyle devam edememek gibi, 1874ler ve sonrasında düştüğüm duruma yeniden düşmemem için, çalışma günü mü büyük ölçüde kısaltmam gerektiği konusunda beni uyardı
[1]
14 Mart 1883 günü, Engels evinden çıkar ve son zamanlarda yaptığı gibi Marxlara gider. Yaklaşık bir yıl önce, karısı Jennyyi, hemen sonrasında ise en büyük kızı Jennyyi kaybeden Marxın sağlığı hızla kötüleşmektedir. Eve ulaştığında bir koltukta oturan yoldaşının ölüsüyle karşılaşır.
Yarım yüzyılı aşkın süren büyük dostluk ve yoldaşlığın tarafı olan Engels, Marxı şu tümcelerle anlatır; Onun teorik ve pratik alanlarda, büyük kararların verilmesi gerektiği durumlarda ne denli değerli bir insan olduğunu ancak onunla çok uzun bir süre birlikte olan kişi kavrayabilir
.
Alman ve uluslararası işçi hareketi önderlerinden, Komünist Lig üyesi ve Alman Sosyal Demokrat Partisi kurucu ve liderlerinden Wilhelm Liebknecht e yazdığı mektupta ise, yüzyılın ikinci yarısının en büyük beyninin durduğunu söyler.
Bu arada dünya devrimci hareketinin önemli isimleri, Marxın kaybından dolayı duydukları acının yanında, Kapitalin geleceği konusundaki endişelerini de Engelse iletmektedirler. Auguste Bebel[2], Engelsin Marxın öldüğünü bildiren telgrafına yazdığı yanıtta şunları yazmaktadır;
Darbe büyük ama beklenmedik bir şey değildi
Şimdi herkes Marxın Kapitalinin bitmemiş elyazmalarına ne olacağını soruyor. Fransız gazeteleri ve buradaki gazeteler, bu işi bitirmeyi senin üstlendiğini yazmaktalar. Herkesin beklentisi bu merkezde ve sadece sen bu görevi başarabilirsin. Ama yeterince zamanın var mı?[3]
Görüldüğü gibi, Engelsin, teorik ve pratik alanlarda, yıllarca omuz omuza mücadele verdiği yoldaşı için yapacakları henüz bitmemiştir. Kapital bitirilmelidir.
Bir bakıma, Marxın isteği de budur çünkü ölümünden kısa bir süre önce, kızı Eleanor dan Kapitalin elyazmalarını bunlardan bir şeyler çıkarabilecek olan Engelse teslim etmesini söyler.
Bu bağlamda, 30.4.1868 tarihli önemli bir mektubu aktaralım. Marx, bu mektubu yazarken sanki 2. Ve 3. kitapların hazırlanıp basılması işini Engelsin yapacağını önceden düşünmüş gibidir. Bu kitaplarda işlenen konular hakkında bir kez daha ayrıntılı olarak bilgi verir arkadaşına;
Kâr oranının nasıl bir yöntemle açıklandığını bilmende yarar var. Onun için sana bu yöntemin en genel özelliklerini anlatacağım. Bildiğin gibi 2. Kitapta sermayenin dolaşım süreci, 1. Kitapta geliştirilen öncüllere göre açıklanmakta. Dolaşım sürecine giren diğer biçimsel kategoriler, örneğin sabit sermaye ve döner sermaye, sermayenin dolaşımı vb. için de aynı şey
3. Kitapta artı değerin farklı biçimlerine ve biri ötekinden farklı parçalarına dönüşümünü görüyoruz. Kâr, bizim için, ilk olarak, artı değerin bir başka adı ya da bir başka kategorisidir
Kâr oranı artı değer oranından farklıdır ve artı değer oranından küçüktür. Kâr oranındaki hareketler, artı değer oranındaki hareketlerden, hatta bir ölçüde, artı değerin toplam miktarından farklı ve başka olduğu sürece, bu formül [kendi bulduğu formülden söz ediyor] kâr oranındaki hareketlerin her olasılığını kapsar. Şimdiye dek bu nokta açıklanamıyordu
Artı değer oranı yani emeğin sömürülüşü eşit varsayılırsa, değer üretimi ve dolayısıyla artı değer üretimi ve dolayısıyla kâr oranı, üretimin farklı dallarında farklıdır.. Üretimin farklı dallarına yatırılmış ve bileşimleri farklı olan çeşitli miktarlardaki sermayeler arasında görülen rekabetin ortaya çıkarmaya çalıştığı şey, kapitalist komünizmdir yani üretimin her dalına ait sermaye kitlesi, toplam artı değerden, oluşturduğu toplam toplumsal sermayenin kendisine isabet eden miktarıyla orantılı parçasını alır
[4]
Marx, bu mektupta, değer ve artı değer yasalarının, değerin üretim fiyatına dönüşmesinden sonraki dış görünüm değişikliklerinin de açıklanması gerektiğini belirtir. Yine, toplum ilerledikçe kâr oranının düşme eğilimi gösterdiğini anlatır ve ticaret sermayesi ile ilgili ayrıntılar üzerinde uzun uzun durur.
Mektubun daha sonraki bölümlerinde artı değerin ranta dönüşmesini inceler. Sonunda, ücretlerin, kâr (faiz) ve rantın, toplumdaki üç sınıfın yani işçilerin, kapitalistlerin ve toprak sahiplerinin gelir kaynaklarını oluşturduğunu ve bu koşullarda sonuç olarak sınıf mücadelesine varıldığını; hareket ve tüm işin tahlilinin ise gelip bu noktaya dayandığını söyleyerek son verir yazdıklarına.
2. ve 3. Ciltler için Engels devrede
Engels, henüz bitiremediği Doğanın Diyalektiği ni bir kenara koyar ve Kapitalin 2. Ve 3. Ciltleri üzerinde çalışmaya başlar.
Daha sonraki yıllarda, Engelsin çalışmasıyla ilgili yapılan eleştirileri E. Hobsbawmın şu yorumu açıklığa kavuşturmaktadır. Hobsbawm;
M&E birbirinin siyam ikizi değillerdi. Ama iki adam kırk yıldan fazla bir süre herhangi bir teorik anlaşmazlığa düşmeksizin ortak çalışma yürütebilmişlerse, birbirlerinin kafasında ne olduğunu bildiklerini söylemek mümkündür. Eğer Anti- Dühringi Marx yazmış olsaydı, farklı okunabilirdi ve belki yeni ve önemli öneriler de bulunabilirdi ama içeriği konusunda farklı düşüneceğini söylemek için bir neden yok. Bu, Engelsin, Marxın ölümünden sonra yazdığı her şey için geçerli sayılabilir der ve ekler;
Kapital, Marxın bize ulaşmasını istediği gibi değil, Engelsin Marxın bize ulaşmasını istediğini düşündüğü gibi ulaştı
Engelsin derdi, Marxın bıraktığı boşlukları doldurmak, eski basımları güncellemek ve arkadaşının temel eserinin final metnini üretmekti[5]
Engels, ilk olarak, Marxın Kapital 2. İle ilgili çalışmalarını alır vasilerinden. Çalışmada, basıma hazır bölümlerin yanında, taslaklar ve kaba kopyalar yer almaktadır. Marxın çözülmesi çok zor el yazısı ayrı bir güçlük kaynağıdır ve Engelsten başkası yazıyı çözememektedir. Ancak zaman zaman o da çaresiz kalır, Ah bu 2. Cilt! Eğer bu durumu bilseydim, [sağlığında]onu zorlar ve bitirmesini sağlardım! diye yazar dostlarına. Yine de, her gün çalışır. Ona göre, 2. Cildi editör [kendisinden söz ediyor] değil, tamamen yazar temsil etmelidir çünkü Marxın her bir sözcüğü altın değerindedir ve bu nedenle kaybolmamalıdır[6]. Engels, ancak Marxın kendisinin değiştirebileceği yerlerde üslubu değiştirerek ve ancak yapılmasında mutlak zorunluluk bulunan ve üstelik de, anlamın hiç kuşkuya yer bırakmayacak kadar açık olduğu yerlerde, araya açıklayıcı cümleler ya da bağlayıcı ifadeler katarak hazırlar 2. cildi[7].
Kapital 2, Marxın doğum günü olan 5 Mayıs 1885de yayınlanır. 2. Cilde yazdığı Önsözün son cümlesinde, Marxın, 2. Ve 3. Ciltlerin karısı Jenny ye adanmasını istediğini belirtir Engels. Böylelikle sermayenin dolaşım süreci ne ayrılan ve ilk Almanca baskısı, 1885de, ikinci Almanca baskısı ise 1893de yayınlanan 2. Cilt tamamlanmış olur.
3. cilt çok daha çetin bir uğraş gerektirir ve Engelsin on yılını alır çünkü bu cilt için elde sadece çok eksikleri bulunan bir ilk taslak vardır. Çeşitli bölümlerin başlangıçları oldukça dikkatle işlenmiş ve dahası üslup olarak iyi düzenlenmiştir ama taslağın ileriki bölümlerinde hiç düzenleme yapılmamış gibidir.
Buna rağmen Engels Kapital 3 ile ilgili çalışmalarına dair heyecan dolu, bilimsel ve siyasi değerlendirmeler içeren mektuplar yazar yakınlarına. Örneğin Bebele şunları yazdığını görürüz;
3. Kitap üzerinde çalışmaktayım. Mükemmel ve dahice. Bu kitap, gerçekten, eski ekonomi politiğin tümü açısından önceden görülmedik bir devrim. Sadece bunun sayesinde bile, teorimiz yıkılmaz bir temel kazanmıştır ve biz her cephede muzaffer bir biçimde savaşabileceğiz. Kitabın ortaya çıkışı, partideki dar kafalılığa da, bu akımın uzun bir süre unutamayacağı bir darbe vuracak.
Kapitalin birinci kitabını Rusçaya çevirenlerden birisi olan Danielsona ise şunları yazar;
Bu 3. Cilt şimdiye dek okuduğum her şeyden daha çarpıcı. Ve yazarın hayatta iken bu cildi tamamlayamamış ve baskıya verememiş olması
çok üzücü. En zor konular o denli basit bir biçimde adeta çocuk oyunu gibi- açıklanmış ve çözülmüş ki, tüm sistem yeni ve basit bir görüntü kazanmakta[8]
Engels, bin sayfaya yakın bu elyazmasının bazı bölümlerini dipnotlarıyla tamamlar, parçalardan oluşan, birbirinden ayrı metinleri birleştirmek için araya pasajlar ekler; yazarın notlarına dayanmak suretiyle IV. Bölüm için yeni bir metin yazar. V. Bölümün tümünü üç kez gözden geçirir. Son olarak da yapıta bir Önsöz ve Değer ve Kâr Oranı Yasası ve Borsa Değişimi üzerine incelemeler içeren bir Ek yazar;
Tüm bu alçakgönüllü yaklaşımlara karşın, Leninin de vurguladığı üzere, Kapitalin son ciltleri, özellikle de 3. Cilt bir ortak yapımdır ve Avrupa proletaryası, kendi biliminin bu iki bilim adamı ve savaşçı tarafından yaratıldığını ve onların birbirleriyle olan ilişkilerinin, insan arkadaşlığı hakkında bilinen en eski, en duygulu öykülerin kat be kat ötesine geçtiğini söyleyebilir [9].
Lenine ve Kapitalin 2. Ve 3. Ciltlerini yayınlayan Engelsin, bu çalışması ve özverisiyle, arkadaşına heybetli bir anıt diktiğini ve istemeyerek de olsa, kendi ismini de bu anıta kazıdığını söyleyen Avusturyalı Sosyal Demokrat Victor Adlere hak vermemek elde mi?
Ve son kitap; Artı- Değer Teorileri
Engelsin Kapital serisi ile ilgili yapmak istediği son şey, Kapitalin 4. kitabını yayınlamaktır. Ne var ki, ömrü buna yetmez. 16 şubat ve 24 şubat 1884de Kautskyye yazdığı mektuplarda bu kitaba değinir. Bernsteina yazdığı 1884 tarihli mektupta ise ayrıntılı bilgi verir. Karl Kautsky, Marxın 4. kitaba dair yazdıklarını inceler ve kendine göre bir uyarlama yapar ve bunu 1910 yılında yayınlar.
Ne var ki, bu derleme, başta Sovyetler Birliği Marksizm - Leninizm Enstütüsü olmak üzere bir çok kurum ve kişi tarafından sert eleştirilere uğrar çünkü Kapital 4 ya da Artı-Değer Teorileri olarak yayına verilen kitapta önemli çıkartmaların yanı sıra önemli tahrifatların da yapıldığı ileri sürülmektedir. Kapitalin bu bölümüne dair Marxın plânının da bir kenara atıldığı, iddialar arasındadır.
Bunlar arasında en ciddi bulduğumuz Sovyetler Birliği Marksizm-Leninizm Enstitüsünün savlarına kısaca bir göz atalım.
Sovyetler Birliği Marksizm Leninizm Enstitüsü araştırmacılarına göre, Marx, Artı-değer teorilerini Ocak 1862- Temmuz 1863 arasında yazmıştır. Söz konusu çalışma, oylumlu 1861-63 elyazmasının bir bölümüdür. Artı-Değer teorileri, bu elyazmasının yaklaşık 110 forma tutan en uzun ve en özenle düzenlenmiş parçasıdır ve Kapitalin sonuncu, 4. Cildinin ilk ve tek taslağıdır. Marx, bu cilde, diğerlerinden farklı olarak, tarihsel, tarihsel-eleştirel ya da tarihsel-yazınsal kısım adını vermiştir. Kısacası, Marx, Artı- Değer teorilerini, ilk planındaki [6 kitaplık ilk plandan söz edilmektedir]sermayeye dair 1. Bölümün genel olarak sermaye kısmında yer alacağını düşündüğü teorik araştırma bölümüne tarihsel bir ara-söz olarak tasarlamıştır.
Ne var ki, çalışmalar ilerledikçe sınırlar aşılmıştır. Bu koşullarda, Artı- Değer Teorilerinin boyutları çok genişlemiştir[10].
Marksizm-Leninizm Enstitüsü, savlarını, Marxın Sigmund Schotta yazdığı 3 kasım 1877 tarihli mektubunda, Kapitalle ilgili çalışmasına dair söyledikleriyle desteklemektedir. Marx şunları yazmaktadır;
Gerçekte ben Kapitale üçüncü tarihsel bölümle tersten başladım; ondan dolayı , en son ele alınan birinci cilt, halka, doğal olarak, bir takım sınırlamalarla önce sunuldu, hazırlanır hazırlanmaz basıldı; bu arada her araştırmada olduğu gibi, öteki iki cilt ham malzeme olarak kaldı
İddia edilen şey, mektuptaki tarihsel bölümün 3. Cilt olarak anılmasıdır çünkü Marx, 2 ve 3. Ciltleri tek kitap halinde, cilt 2 olarak basmak istemiştir. Bu açıklamalar ışığında şu söylenebilir; Artı-Değer teorileri Kapitalin 4. Cildi olarak düşünülmüştür. Engels ve Lenin de bu kanıyı paylaşmışlardır.[11]
Artı-Değer Teorileri, Kapitalin diğer kitapları gibi, çok değerlidir. Marx, burada, öncelikle, kendisinden önceki ekonomistleri , kârın ödenmemiş emekten geldiğini fark etmekle birlikte emeğin değeri konusunda şaşkınlık içine düşen Adam Smithi, artı-değeri kârdan ayırt edemeyen ve üretim fiyatı ile değeri birbirine karıştıran Ricardoyu ve bunları izleyen vülger iktisatçıları incelemekte, getirdiği eleştirilerin ışığında, kendi artı-değer teorilerini ortaya koymaktadır. Bunların yanı sıra, Marx, Kapitalin bu cildinde kapitalizmin devresel bunalımlarının nedenlerini çözümlemektedir[12].
Sonuç yerine
Kapitalin üç kitabının doğum öyküsünün bu kısa özetini, Ateşi Çalmak başlıklı Karl Marxa ait anı-biyografinin yazarı Galina Serebryakovanın yorumu ile bitirelim:
[Kapital] yeni bir toplumun ortaya çıkışının kaçınılmazlığını kanıtlarıyla göstermek için kapitalizmin bütün özünü en derinlerine inerek ortaya çıkarmış olan bilimsel bir manzume olmuştur. Kapitalde burjuva toplumunun doğuşu, gelişimi ve çözümsüzlüğü incelenmektedir. Kapitalizmin günleri sayılıdır. İşte Marxın kehanet düzeyindeki çıkarımı budur
Tekelci sermaye, kendi bünyesinde ve kendi egemenliği altında büyümüş olan üretim biçiminin prangasıdır. Üretim araçlarının merkezileşmesi ve emeğin toplumsallaşması, bunların kapitalist özle bağdaşmayacağı bir noktaya gelmektedir. Bu öz çatlamaktadır. Kapitalist özel mülkiyet için ölüm çanları çalmaktadır.
Mülksüzleştirilenlerin mülksüzleştirilmesi. Kapital, Karl Marxın teorisinin birbiriyle organik bağları olan tüm halkalarını, felsefeyi, politik ekonomiyi ve sosyalist devrim teorisini birleştirmiştir. Bu yapıtta, proleter sosyalizmin, proletaryanın tüm dünyadaki tarihsel misyonuna, sosyalist devrime, proletarya diktatörlüğüne ilişkin derin felsefi ve ekonomik kanıtlar sunulmuştur[13].
[1] K. Marx-F. Engels , Seçme Yazışmalar 1(Ekim 1996), s. 110-113, Sol Yayınları, Ankara
[2] Auguste Bebel (1840-1913) Alman Sosyal Demokrasisinin ve uluslararası işçi sınıf hareketinin önemli liderlerindendir. 1. Enternasyonal üyesidir ve 1869da Liebknecht ile birlikte Alman Sosyal Demokrat İşçi Partisini kurmuştur. Kadın ve Sosyalizm kitabının da yazarıdır.
[3] Ghenrikh Volkov (1990), Dear Fred, s. 108, Novosti Publishers, Moscow
[4] K Marx & F Engels, Seçme Yazışmalar, 1844-1869 (Kasım 1995), s. 239-244, Sol Yayınları, Ankara
[5] E. Hobsbawm( 2011), How to Change the World, s.180, Abacus, printed in Great Britain
[6] Volkov, s.110
[7] Alaaddin Bilgi (Mayıs 1992,) Karl Marx, Kapital- Özet ve Kılavuz, s. 53, Yurt yayınları, Ankara
[8] Volkov,s. 112-114
[9] Aynı eser, s. 118
[10] SSCB Marksizm-Leninizm Enstitüsü araştırmacıları, incelemeleri sonucunda, Marxın 1862-3 elyazmalarındaki tarihsel - eleştirel bölümlerin, VI- XV not defterlerinde yer aldığını ve bunlara ek olarak XVIII not defterlerinde de bu teorilere dair bazı bölümler olduğunu görmüşler; yine XX-XXIII numaralı not defterlerinde de bazı tarihsel denemelerin varlığını keşfetmişlerdir. Ana metnin yani Artı- Değer Teorilerinin ana metninin ise, VI XV arasındaki not defterlerinde ve XVII numaralı defterde yer aldığını görmüşlerdir. Söz konusu defterler Ocak 1862-Ocak 1863 arasında Marx tarafından kaleme alınmışlardır. Yine SSCB araştırmacılarına göre, Marx, ilk plânda, genel olarak sermaye bölümüne aldığı sorunlar arasına koymadığı, sermayelerin rekabeti, kredi, rant gibi sorunları da bu bölüme katmıştır. Sonuçta, bu çalışmanın, 4. Cilt olarak basılması görüşü ağır basmıştır.
[11] Lenin Artı- Değer teorilerindeki teorik çözümlemelere çok önem vermektedir . Bir çok kitabında mutlak rant konusundaki tezlerden söz eder ve Marxın büyük öngörüsünü vurgular.
[12] Maurice Cornforth (Şubat 1975), Marksist Klasikleri Okuma Kılavuzu, s. 84-5, Sol Yayınları, Ankara, Daha geniş bilgi için bakınız; Sovyet Bilimler Akademisi Kollektifi, Karl Marx Biyografi, (Nisan 1976), s.347-49, Sorun Yayınları, İstanbul ve V.I. Lenin, Karl Marx, (Mart 1967), Foreign Languages Press, Peking, Peoples Republic of China. SSCBde 1969-1971 tarihleri arasında Artı-Değer Teorileri yayınlandı. Türkçede ise, 1998-99 yıllarında iki cilt halinde Sol Yayınları tarafından basıldı.
[13] Galina Serebryakova (kasım 2000), Ateşi Çalmak, s. 110, Evrensel Basım Yayın, İstanbul
http://haber.sol.org.tr/toplum/kapital-yazi-dizisi-3-bolum-calismalarin-yavaslamasi-ve-marxin-olumu-212706