İllüzyon ve delüzyon - Metin Çulhaoğlu
Başlıktaki sözcüklerden ikisi de dilimize ait değildir.
İllüzyonun Türkçe karşılığı olarak göz bağı ya da yanılsama sözcükleri verilmektedir. İllüzyonda gerçekliğin yanlış/hatalı algılanması söz konusudur. İşin içinde patolojik bir yan yoktur. Bir sihirbazın şapkadan tavşan çıkardığını gördüğümüzde elbette algımızla oynanmıştır, gerçekte olanı değil başka bir şeyi görmüşüzdür; ama bu durum bizim kendimizin hasta ya da sorunlu olduğunu göstermez.
Delüzyonda ise durum farklıdır. Burada özne her kimse, gerçekliğe peşinen belirli bir yargıyla, sabit bir fikirle yaklaşır. Gerçeklik her durumda bu fikirle algılanır ve hiçbir karşıt kanıt öznenin bu fikrini değiştiremez. Türkçede sanrı da denebiliyor. Bu kez işin içinde patolojik bir yan vardır.
***
Buradan sol düşünce ve siyaset alanına geçersek, bu alanda illüzyon da vardır delüzyon da
Patolojik özellik taşımayan, hepimizin yakasına yapışabilecek illüzyonlar dışında delüzyon denilen patolojik durum, sol düşünce ve siyasetin kimi odaklarında belirgin durumdadır.
Örneğin, kendini solcu, sosyalist, Marksist sayıp bir dönem AKPyi canı gönülden destekleyenlerin hepsi olmasa bile önemlice bir bölümü delüzyon malulüdür (geri kalanın durumu ise illüzyon kavramıyla açıklanabilir). Bu kişilerin peşin ve sabit fikri, ülkedeki her tür kötülük ve olumsuzluğun, anti-demokratik sayılan ne varsa hepsinin kaynağında Kemalizmin yattığıdır.
İnsanlar Kemalizme eleştirel yaklaşabilirler, karşı olabilirler; ancak Kemalizmi her tür kötülüğün anası olarak görmek, hele hele AKP gibi bir siyasal oluşumu bu ideolojinin hakkından olumlu biçimde gelip ülkeyi demokrasiye taşıyacak özne saymak, delüzyondan başka bir durumla açıklanamaz.
Sabit fikir o kadar yerleşik, delüzyon o kadar ileri derecededir ki AKP eleştirisine (nihayet) sıra geldiğinde bu eleştiri o da Kemalist oldu şeklini alabilmektedir.
Akıl fikir dilemekten başka yapacak şey yoktur.
***
Delüzyonel bozukluk semptomları bir de kimi ulusalcılar arasında görülmektedir.
Buradaki sabit fikir ise şudur: Dünyada başka her işi bırakıp Türkiyeyi bölmeyi kafaya koymuş bir güç odağı vardır; ABDnin başını çektiği Atlantik ittifakı böyle bir odaktır. Bu odak karşısında doğru, iyi, haklı ve nihayet anti-emperyalizm Avrasya ittifakında bulunabilir; Atlantik ittifakından kopmuş ya da kopacak bir AKP rejimi bu yolu açabilir
Dahası, özne mahirane tespit ve önerileri, ayrıca kritik birtakım temaslarıyla bu kopuş için gerekli zemini hazırlamakta, AKPyi bu yola çekmektedir.
Sermaye sınıfının egemenliğindeki bir ülke olarak Türkiyenin, üstelik AKP gibi bir siyasal oluşumun eliyle ABDden, Avrupadan, NATOdan gerçekten kopabileceği düşüncesi, yanılsamanın çok ötesinde bir delüzyondur.
Derdi Kemalizm olanlar kızdıklarında AKP de Kemalist oldu diyorlar ya, bu ikinci kategoridekilerin başlıca meşgalesi de bir rasathane gibi AKP politikalarını izleyip bu partinin onu getirdikleri yerden kaç derece saptığını tespit etmektir.
Akıl fikir dilemekten başka yapacak şey yoktur.
***
Hepsi bu kadar mı?
Bir de zihinsel sağlık açısından fazla sorunlu olmamakla birlikte illüzyonun yer yer delüzyonu da davet ettiği durumlardan söz edilebilir.
Burada, örneğin ara sıra sınıf mücadelelerine atıfta bulunulsa bile sol siyaset son tahlilde belirli bir arenada hasımlarla oynanan bir oyun olarak görülür. Oyunun aktörlerinden biri olarak kendi nicel gücünüzün, sınıfla bağların, halk üzerindeki gerçek etkinin fazla önemi yoktur; çünkü nitel gücünüz karşı taraftaki aktörlerce hesaba katılmakta, rakip oyuncular yapacakları işlere sizin tespit ve değerlendirmelerinizi de dikkate alarak ayar vermektedir.
Nitel etki ya da salt var olmanın etkisi de denebilir; böyle düşünülür.
Bu düşünceye, egosu gelişkin bireylerde de kendilerini her durumda oyunun merkezine oturtan gruplarda da rastlanabilir.
Fazla zararlı değildir; daha doğrusu, yukarıdaki iki örnek kendi dışına da zarar verebilirken burada zarar daha çok içe doğrudur.
***
Yeni yılın ikinci gününün yazısı da bu oldu
Umarız Karl Jaspersin kemiklerini sızlatmamışızdır.
2018de illüzyonlarını ve delüzyon zararlarını asgaride tutabilen bir sol hareket temennisiyle