Menü Üye Giriş

Şifre Sıfırla · Kayıt Ol

sorgulayan  |  Cvp:
Cevap: 9
25.10.2013- 19:08

Alıntı Çizelgesi: bedrettin yazmış

Siyasal özgürlük adı altında liberal savrulmaya uğramış partilere sosyalizm sürecinde yer olmamalı. Bu konunun tartışılacak bir yanı da olmaması gerekir. Siyasal devrim sürecinde mücadele eden, devrime katkı koyan parti ve örgütlerin devrimden sonra iktidarı ele geçiren parti tarafından yasaklanması ise başka bir konudur. Benim savunduğum siyasal devrim sürecinde iktidarın alınmasına katkı veren partilerin yasaklanmaması yönündedir. Siyasal özgürlüğü bu şekilde yorumluyorum.


Bende aynen sizin gibi söylüyorum, yani siyasal devrim sürecinde iktidarin alinmasina katki veren partiler, yani sosyalist partiler devrim sonrasinda yasaklanmamalidir. Ama   yasaklanmamasi demek ne anlama geliyor? Birden fazla sosyalist partinin olusumunu kabul etmis oluyoruz. Bastan beri söylediklerime hem karsi geliyorsunuz hemde sonunda dönüü dolanip ayni sözleri söylüyorsunuz.
Gecmiste tek parti vardi ve bu yanlisti.
Ama hala "siyasal özgürlükten" ne anliyorsunuz aciklamiyorsunuz.

melnur  |  Cvp:
Cevap: 10
26.10.2013- 00:05

Alıntı Çizelgesi: bedrettin yazmış

[size=2]Bir ülkenin siyasal devrim sürecinde birden fazla sosyalist parti etkide bulunmakta ve hepsi de kendi gücü oranında devrime katkı yapmaktadır. Bu süreç sonunda oluşabilecek siyasi devrim ve sonrasında tek bir sosyalist partinin ülkede egemenlik kurmaya çalışması burjuvazi proletarya çatışmasının yanına   sol fraksiyonların çatışmasını da getirmez mi? Bunu önlemek için sosyalizmde tek bir sosyalist parti yerine birden fazla sosyalist partiye yer açılamaz mı? Böylece birbirini denetleyen partilerin varlığı da sosyalist kuruluş sürecinde yanlış yapılmasının önüne geçebilecek bir yöntem olarak değerlendirilemez mi?[/size]



Sosyalist bir devrim komünist bir öznenin öncülüğünde gerçekleşecektir. O süreçte birkaç sosyalist parti-örgüt siyasal devrime katkı da koyacaktır. Ama onlar arasından biri mutlaka öne çıkacak ve hareketin öncülüğünü ele alacaktır. Tersi mümkün değildir. Öne çıkacak ve yığınları peşinden sürükleyerek siyasal devrimin temel gücü olan öncü parti de siyasal iktidarı   ele geçirecektir. Sorduğunuz soru, anladığım kadarıyla, o aşamaya kadar devrime katkı yapan diğer sosyalist partiler ne olacaktır?

Bence böyle bir sorunun yanıtı o verili durumun nesnelliğiyle ilintilidir ama birden fazla sosyalist partinin olması, birinin iktidardayken diğerlerinin "muhalefet"te olması ve "denetçi" durumunda olması,-değinilmemiş ama ekleyelim- serbest bir seçim sonrasında iktidar değişikliğini de içeren bir sistemin bulunması vb. -tartışılmak istenen de buysa eğer- konuya yine liberal bir eğilimin sokulması demektir. Sosyalist bir kuruculuk böyle bir ,şleyişe kurban edilemez. Süreç o koşullarda gereken bir işleyişi de mutlaka bulacaktır. Bu da, ya iktidarı ele geçiren öncünün sosyalist devrime katkı vermiş partileri kapsayarak aşması şeklinde olacaktır, ya da bu olmuyorsa, olamıyorsa o örgütlenmelerin kapatılması ve işlevsiz bırakılması şeklinde olacaktır.

Siyasal devrimin gerçekleştirilmesi marksist (sosyalist) bir ideoloye ve leninist bir örgütlenmeye ihtiyaç gösterir. Sınıf mücadelesinin kazanılması için böyle bir konumlanış ve tutarlılık şarttır. Siyasal devrimden sonra bu koşul değişmez. Değişmeyecektir. Hatta çok daha önemli bir hal alacaktır. Hem siyasal devrimden sonra sınıf mücadelesi çok daha çetin koşullarda geçeceği ve hem de o süreçte sosyalist kuruculuk gibi önemli bir işlevle karşı karşıya kaldığı için. Parti o koşullarda kendine muhalefet yaratamaz. Yaratmamalı ve böyle bir ortamın oluşmasına da izin vermemelidir. Zaten o süreç, temel ilkelerde bir farklılık taşımayanların birlikteliğini doğal olarak getirecektir. Yani büyük küçüğü kapsayacaktır. Temel ilkelerdeki farklılık ise doğal olarak bir yerden sonra yasaklanacaktır. Olması gereken de budur.

sorgulayan  |  Cvp:
Cevap: 11
26.10.2013- 15:20

Sosyalizimde sosyalist bir partinin iktidardaki diger sosyalist partiyi denetlemesi, sorgulamasi,..... neden yanlistir? Neden sosyalist partiler arasinda daha iiy hizmet icin, daha iyi sosyalizim icin,...... yaris sosyalizim aciisndan negatif oluyormus?
Gecmisteki deneyimler bu olusumlarin olmayisinin ne kadar eksik ve zararli oldugunu göstermiyormu?
Gecmis yanlis siyasetten ve politikadan neden hala ders cikartilmiyor ve inadina yanlisda direniliyor?

bedrettin  |  Cvp:
Cevap: 12
01.02.2014- 20:03

Alıntı Çizelgesi: melnur yazmış


Sosyalist bir devrim komünist bir öznenin öncülüğünde gerçekleşecektir. O süreçte birkaç sosyalist parti-örgüt siyasal devrime katkı da koyacaktır. Ama onlar arasından biri mutlaka öne çıkacak ve hareketin öncülüğünü ele alacaktır. Tersi mümkün değildir. Öne çıkacak ve yığınları peşinden sürükleyerek siyasal devrimin temel gücü olan öncü parti de siyasal iktidarı   ele geçirecektir. Sorduğunuz soru, anladığım kadarıyla, o aşamaya kadar devrime katkı yapan diğer sosyalist partiler ne olacaktır?

Bence böyle bir sorunun yanıtı o verili durumun nesnelliğiyle ilintilidir ama birden fazla sosyalist partinin olması, birinin iktidardayken diğerlerinin "muhalefet"te olması ve "denetçi" durumunda olması,-değinilmemiş ama ekleyelim- serbest bir seçim sonrasında iktidar değişikliğini de içeren bir sistemin bulunması vb. -tartışılmak istenen de buysa eğer- konuya yine liberal bir eğilimin sokulması demektir. Sosyalist bir kuruculuk böyle bir ,şleyişe kurban edilemez. Süreç o koşullarda gereken bir işleyişi de mutlaka bulacaktır. Bu da, ya iktidarı ele geçiren öncünün sosyalist devrime katkı vermiş partileri kapsayarak aşması şeklinde olacaktır, ya da bu olmuyorsa, olamıyorsa o örgütlenmelerin kapatılması ve işlevsiz bırakılması şeklinde olacaktır.

Siyasal devrimin gerçekleştirilmesi marksist (sosyalist) bir ideoloye ve leninist bir örgütlenmeye ihtiyaç gösterir. Sınıf mücadelesinin kazanılması için böyle bir konumlanış ve tutarlılık şarttır. Siyasal devrimden sonra bu koşul değişmez. Değişmeyecektir. Hatta çok daha önemli bir hal alacaktır. Hem siyasal devrimden sonra sınıf mücadelesi çok daha çetin koşullarda geçeceği ve hem de o süreçte sosyalist kuruculuk gibi önemli bir işlevle karşı karşıya kaldığı için. Parti o koşullarda kendine muhalefet yaratamaz. Yaratmamalı ve böyle bir ortamın oluşmasına da izin vermemelidir. Zaten o süreç, temel ilkelerde bir farklılık taşımayanların birlikteliğini doğal olarak getirecektir. Yani büyük küçüğü kapsayacaktır. Temel ilkelerdeki farklılık ise doğal olarak bir yerden sonra yasaklanacaktır. Olması gereken de budur.



Kapitalizm yıkıldıktan sonra iktidara yerleşecek olan parti kendi ideolojisinin dışında bir yorumu kabul etmeyecekse, ortaya çıkacak olan siyasal düşünce monolitik bir yapı oluştur. Farklı yorumların bulunmadığı, düşünsel tartışmaların oluşmasına izin vermeyen bir siyasi ortam giderek kadük bir hal alacak muhafazakar statükocu bir ortamın da yeşermesine neden olacaktır. Böyle bir düşünsel platform devrimci dönüşümü gerçekleştiremez. Eleştiriye kapalı bir parti eleştirel mekanizmaların bulunmadığı devlet yapısı yanlışlıkların doğru olarak algılanmasına ve bu algının da giderek kökleşmesine yol açacaktır. Sovyetlerde uygulanan pratiğin sürekli olarak teorileştirilmeye çalışılması bu yanlışlıktan kaynaklanmıştır. Bütün bu olumsuzluklardan arınmanın yolu devrimden sonra farklı sosyalist partilerin de siyasi tabloda yer almasıdır.

Alisan  |  Cvp:
Cevap: 13
02.02.2014- 04:05

Alıntı Çizelgesi: bedrettin yazmış

Alıntı Çizelgesi: melnur yazmış


Sosyalist bir devrim komünist bir öznenin öncülüğünde gerçekleşecektir. O süreçte birkaç sosyalist parti-örgüt siyasal devrime katkı da koyacaktır. Ama onlar arasından biri mutlaka öne çıkacak ve hareketin öncülüğünü ele alacaktır. Tersi mümkün değildir. Öne çıkacak ve yığınları peşinden sürükleyerek siyasal devrimin temel gücü olan öncü parti de siyasal iktidarı   ele geçirecektir. Sorduğunuz soru, anladığım kadarıyla, o aşamaya kadar devrime katkı yapan diğer sosyalist partiler ne olacaktır?

Bence böyle bir sorunun yanıtı o verili durumun nesnelliğiyle ilintilidir ama birden fazla sosyalist partinin olması, birinin iktidardayken diğerlerinin "muhalefet"te olması ve "denetçi" durumunda olması,-değinilmemiş ama ekleyelim- serbest bir seçim sonrasında iktidar değişikliğini de içeren bir sistemin bulunması vb. -tartışılmak istenen de buysa eğer- konuya yine liberal bir eğilimin sokulması demektir. Sosyalist bir kuruculuk böyle bir ,şleyişe kurban edilemez. Süreç o koşullarda gereken bir işleyişi de mutlaka bulacaktır. Bu da, ya iktidarı ele geçiren öncünün sosyalist devrime katkı vermiş partileri kapsayarak aşması şeklinde olacaktır, ya da bu olmuyorsa, olamıyorsa o örgütlenmelerin kapatılması ve işlevsiz bırakılması şeklinde olacaktır.

Siyasal devrimin gerçekleştirilmesi marksist (sosyalist) bir ideoloye ve leninist bir örgütlenmeye ihtiyaç gösterir. Sınıf mücadelesinin kazanılması için böyle bir konumlanış ve tutarlılık şarttır. Siyasal devrimden sonra bu koşul değişmez. Değişmeyecektir. Hatta çok daha önemli bir hal alacaktır. Hem siyasal devrimden sonra sınıf mücadelesi çok daha çetin koşullarda geçeceği ve hem de o süreçte sosyalist kuruculuk gibi önemli bir işlevle karşı karşıya kaldığı için. Parti o koşullarda kendine muhalefet yaratamaz. Yaratmamalı ve böyle bir ortamın oluşmasına da izin vermemelidir. Zaten o süreç, temel ilkelerde bir farklılık taşımayanların birlikteliğini doğal olarak getirecektir. Yani büyük küçüğü kapsayacaktır. Temel ilkelerdeki farklılık ise doğal olarak bir yerden sonra yasaklanacaktır. Olması gereken de budur.



Kapitalizm yıkıldıktan sonra iktidara yerleşecek olan parti kendi ideolojisinin dışında bir yorumu kabul etmeyecekse, ortaya çıkacak olan siyasal düşünce monolitik bir yapı oluştur. Farklı yorumların bulunmadığı, düşünsel tartışmaların oluşmasına izin vermeyen bir siyasi ortam giderek kadük bir hal alacak muhafazakar statükocu bir ortamın da yeşermesine neden olacaktır. Böyle bir düşünsel platform devrimci dönüşümü gerçekleştiremez. Eleştiriye kapalı bir parti eleştirel mekanizmaların bulunmadığı devlet yapısı yanlışlıkların doğru olarak algılanmasına ve bu algının da giderek kökleşmesine yol açacaktır. Sovyetlerde uygulanan pratiğin sürekli olarak teorileştirilmeye çalışılması bu yanlışlıktan kaynaklanmıştır. Bütün bu olumsuzluklardan arınmanın yolu devrimden sonra farklı sosyalist partilerin de siyasi tabloda yer almasıdır.

haklısınız, geçmiş deneyim sizin haklılığınızı ortaya koyuyor. Bazılarının hala yanlışta direnmeleri geçmişten asla ders çıkartmadıklarını gösteriyor. Bu yüzdende sosyalist sol asla kendisini kitlere kabul ettiremiyor, emekcilerden destek alamıyor,.......

melnur  |  Cvp:
Cevap: 14
03.02.2014- 17:25

Alıntı Çizelgesi: bedrettin yazmış

Kapitalizm yıkıldıktan sonra iktidara yerleşecek olan parti kendi ideolojisinin dışında bir yorumu kabul etmeyecekse, ortaya çıkacak olan siyasal düşünce monolitik bir yapı oluştur. Farklı yorumların bulunmadığı, düşünsel tartışmaların oluşmasına izin vermeyen bir siyasi ortam giderek kadük bir hal alacak muhafazakar statükocu bir ortamın da yeşermesine neden olacaktır. Böyle bir düşünsel platform devrimci dönüşümü gerçekleştiremez. Eleştiriye kapalı bir parti eleştirel mekanizmaların bulunmadığı devlet yapısı yanlışlıkların doğru olarak algılanmasına ve bu algının da giderek kökleşmesine yol açacaktır. Sovyetlerde uygulanan pratiğin sürekli olarak teorileştirilmeye çalışılması bu yanlışlıktan kaynaklanmıştır. Bütün bu olumsuzluklardan arınmanın yolu devrimden sonra farklı sosyalist partilerin de siyasi tabloda yer almasıdır.



Sn.bedrettin;

Farklı yorumların bulunmamasından söz eden yok ki, farklı partilerin olmayacağından, olmaması gerektiğinden söz ediyorum. Parti disiplinine uyulduktan sonra demokratik bir tartışma çerçevesinde elbette farklı yorumlar olacaktır, olmalıdır. Sosyalist sürecin en temel çıktıları ( proleter diktatörlük, özel mülkiyetin kaldırılması, merkezi planlama vb) tartışma dışı kaldıktan sonra, bu çıktılar dahil, devrimci dönüşümlerin nasıl gerçekleştirilmesi konusunda farklı yaklaşımlar parti kanallarında tartışılabilir ve sonuçta parti içinde bir karara varılabilir. Parti kararı ortaya çıktıktan sonra da önceki farklı yorumlar bir kenara bırakılarak, çeşitli aşama ve tartışmalar sonucu ortaya çıkmış parti kararına tam bir uyumla süreç işletilebilir. Bana göre olması gereken budur. Siyasal devrimde öncülük yapan bir partinin karşısına devrimden sonra, farklı yorumları sahiplenen partilerin çıkarılması ve biçimsel olarak burjuva demokrasisine özenilmesi sanıldığı gibi sistemin demokratikleşmesi anlamına da gelmez. Sonuçta partiler arasındaki rekabet, işçi sınıfı ve emekçi halk arasında da bir rekabete ve ayrışmaya yol açacaktır. Çok partili bir sosyalist süreç eninde sonunda çok partili bir burjuva düzenine yol almak zorunda kalır.

SSCB'deki uygulamaların ve pratiğin teorileştirilmesinin konuyla bir ilgisi olduğunu sanmıyorum. Tam tersine, belki de ilk uygulanmaya çalışılan sisteme uyumsuzluk parti içindeki muhalif kanatların parti disiplinine uymaması sonucunu da getirmiştir. Troçki ile Stalin arasındaki çatışma başlarda tam da bu konuda ortaya çıkmıştır. Troçki'nin parti meclisine getirdiği hemen her karar Stalin lehine sonuçlansa da, Troçki hiç pes etmeden aynı konuyu defalarca parti meclisine taşımış, defalarca red edilmiş ve parti meclisinin aldığı kararlara da uymayarak sosyalist süreçte hep mızmızları oynamıştır. Parti içindeki çekişmeler, giderek sertleşmeler hep benzer nedenlerle ortaya çıkmıştır.

Öncü partinin devrim öncesindeki işlevi neyse, devrim sonrasındaki işlevi de odur. Öyle olmalıdır. Sınıfın aklını temsil eden öncülüğün devrimden sonraki işlevini zayıflatacak her türlü öneri ve çabanın süreci olumsuz etkileyeceğini düşünüyorum.

Atahan  |  Cvp:
Cevap: 15
12.09.2014- 05:06

Bu tartışmalar için, Türkiye solunun epey mevzi kazanması gerekir. Umarım, bir gün daha hararetli ve umutlu bir şekilde bu tartışmaları yaparız.

Madem konu açılmış ben de kanaatimi sunayım. "Tek parti anlayışı", devrimin başlangıcında müspet neticeler verse de süreç ilerledikçe zararlı olacağını düşünüyorum. Çünkü parti içi denetim mekanizmaları oluşsa da partinin içerisinde zaafiyeti nesnel bir şekilde görebilmek ne kadar mümkün olur ? Partinin içerisine sızmaları, dalkavukları tek parti zamanında nasıl engelleyebilirsin ? Hangi devrim örneğinde, zamanla sapmaya uğramamış "tek parti" görülmüştür ?

Saygılarımla...

umut  |  Cvp:
Cevap: 16
12.09.2014- 13:01



Parti içine sızmalar o partide ne kadar sorun yaratırsa o sızmaların başka bir partide iktidara oynayan bir siyaset olarak partileşmesi çok daha büyük sorunlar yaratır. Bence demokrasi kavramını   katılım   olarak almak gerek. Öncü partinin yol göstericiliğinde işçi sınıfını alınan kararlara ne kadar katabilirsek demokrasi o kadar sağlam bir tabana oturmuş olacaktır. Bence sorun tek veya çok partili bir anlayıştan önce bunu hayata geçirebilmekten geçiyor.

Tam Sürüme Geç »
 phpKF Mobil Android Uygulaması Kullanın [X]