Önceleri böyle değildi, '' diğer sol odaklarla tartışmayacağız, başkaları ne yaparsa yapsın biz işimize odaklanacağız'' denirdi, öyle davranmaya çalışılırdı. Sanırım süreç kendileri açısından pek iyi gitmiyor ki, şimdilerde ''CHP ve Kürt hareketiyle kopamayan Türkiye solu ile ilişkimizi keseceğiz'' deme gereğini duymuşlar. Ardından ''sol buysa biz solcu değiliz'' diye de eklemişler. Garip!
Nazım Hikmet'i, Orhan Kemal'i, Abidin Dino'yu, Ahmed Arif'i, Deniz'i, Mahir'i, İbrahim'i ve yüzlerce aydın, sanatçı ve devrimciyi kendi içinden çıkartabilen bir ülkede çeyrek asır boyunca binde birlere çakılı kalmanın karşılığı böyle bir açıklama olmamalıydı. Sanırım ve nedense bütün tuşlara basma ihtiyacı duyuluyor ama, toplumsal alanda bir etki yaratıp bir karşılık bulmanın yolu başkalarını ayağından çekerek yukarı çıkmak çabası mı olmalı?
Ama işte, enseyi karartmaya da gerek yok, her şeye rağmen bir umut var. Eninde sonunda bu gerici iktidarı (seçimle) alaşağı edecek bir hareketin parçası olacak ve sosyalizmi de geniş kitlelerle buluşturabilme gayretimizi sürdüreceğiz.
Eninde sonunda...
Gerekçelendiremem ama TİP dışındaki sosyalist partilerin kitleselleşme gibi bir dertlerinin olduğuna inanmıyorum. Pek çok şey söylenebilir belki ama nasıl kitle kazanılacağı konusunda bir bilgileri ve dolayısıyla siyasetleri yok. Halkla, sınıfla aralarında var olan açının sürekli büyümesinin nedeni de bu. Böyle olduğu için siyaset kendi aralarında bir ''didişmeye'' ve kendi üye ve sempatizanlarını bir konsolide etme çabasına dönüşüyor. Örnekse Okuyan'ın bu son açıklamaları; ''Onlar solcuysa biz solcu değiliz.'' Ekonomik sıkıntılar altında yaşama savaşı veren halkı ne kadar ilgilendirebilir ki bu söz? Ya da CHP ve HDP-DEM' yöneltilen eleştiriler, kategorik karşı çıkışlar... Türkiye 22 yıllık bir gerici iktidarı (seçimle) sırtından atma mücadelesi verirken ve sosyalistler (TİP dışında) toplamda binde 1'leri aşamıyorken böyle bir tercihin, böyle bir siyasi yönelişin yüzü sola dönük kesimler üzerinde yarattığı öfkeyi anlayabilmek çok mu zor?
TİP'in bir yayınında okumuştum. Yazarını hatırlamıyorum, AKP döneminde sosyalist solun kitleselleşebilme olanağının kalmadığını ve solun AKP sonrasına hazırlanması gerektiğini savunan sosyalist arkadaşlar olduğunu yazıyordu. Bu ''arkadaşların'' kim olduğunu tahmin edebilmek çok zor değil. Bence bu konuda, yani sosyalist bir partinin kitle kazanma konusunda yeterince cesur davranılamıyor ve ''küçük olsun benim olsun'' anlayışı çok daha belirleyici hale geliyor. Herkes halinden memnun gibi. ( Gibi'si fazla mı?) Konfor alanlarını yitirme kaygısı mı yaşanıyor? Her seçim başarısızlığına gerçeklikle hiçbir ilgisi olmayan gerekçeler uydurup hem yerlerinde kalmaya devam ediyorlar ve hem de o başarısız ve sonuç almayan siyasetlerinden vazgeçmemeye çalışıyorlar. Böyle olduğunda başarısızlığın müzminleşmesinden başka bir sonuçla karşılaşabilmek mümkün olabilir mi?
TİP'in çok önemsenmesi gereken yönü kitleselleşme konusunda cesur adımlar atabilme çabası göstermesidir. Her şey bir yana TİP'in mutlaka desteklenmesi gereken yönü de budur. TİP sosyalist solun o makus talihinin değişmesi yönünde çabalar içindeyken bir solcunun, bir sosyalistin bu çabalara kayıtsız kalabilmesini anlayabilmek de kolay değil. Hele parti içindeki kimi sorunları öne çıkarıp TİP'i sıradanlaştırmak ve diğer sosyalist partilerle aynı kefeye koymak, bu sürece ve sosyalizmin kitleselleşme hedefine ihanet etmek değil de nedir?
Bir kez daha yinelemekte yarar var: TİP doğru yoldadır, en azından yüzü sola dönük kesimlerde bir heyecan ve umut yaratmıştır, bu süreç sekteye uğratılmamalı...
Bu olanak yitirilmemeli...
Zor günlerden geçiyoruz. Gerçekten zifiri bir karanlığın içinden geçmekteyiz ve en kötüsü de bu süreçte sosyalizmin toplumsal alanda hiçbir gücü ve etkisi bulunmuyor. Bu koşullarda solun, sosyalizmin (bence) hiç yapmaması gereken iki şeyden biri bu zifiri karanlığı yaratanların ekmeğine yağ sürecek bir pozisyondan ısrarla kaçınmaları ve ikincisi sosyalizme uzunca bir aradan sonra yatay düzeyde bir ölçüde ivme kazandırabilmiş TİP'e ( sadece TİP'e de değil, hemen hemen tüm sol-sosyalist yapılara da) doğrudan veya dolaylı yoldan saldırı niteliğinde eleştirilerin yapılmaması...
Önemli bir konu bence.
Eleştiri elbette olabilir ama biraz daha ölçülü olmak biraz daha partiye veya sosyalizme yarar sağlayabilecek ölçüde...
Sonra bir de şu parti içinde kariyer beklentisi içine girme çabaları kadar rahatsız edici bir savruluş yok. Ben varsam parti var, sosyalist mücadele var, ben yoksam ''böyle parti mi olur'' dudak bükmeler...
Aşacağız, aşılacak...
Mutlaka başaracağız...
Mahirleri, Denizleri, İboları, Nazım Hikmet'i, Abidin'i, ve onlarca, yüzlerce adı sanı duyulan-duyulmayan solcuyu, sosyalisti devrimciyi çıkarmış bir ülke bu sorunları mı aşamayacak!
( Face'e yazmıştım, buraya da uygun.)
Nihai hedefin sosyalizm olduğu gerçeği AKP ile mücadelenin geriye çekilmesi anlamına gelmez. Saray rejimiyle mücadeleyi geri plana çeken ve AKP'yi sandıkta yenilgiye uğratacak kitle dinamizmiyle etkileşime giremeyen, yakınlık kuramayan ve son aşamada bu dinamizmi, bu hareketi örgütleyemeyen bir sosyalizmin nihai hedef konusunda başarılı olabilmesi de mümkün değildir.
Son seçimlerde yüzde 2'ye yakın oy almak aynı zamanda elbette önemli. Bir siyasal partinin olmazsa olmazıdır yatay yönde bir gelişim sağlamak. Ve üstelik bir sosyalist parti için, tarihsel TİP'ten bu yana handiyse tabela partilerine dönmüş sosyalist partiler için çok daha önemli. Seviniyoruz, TİP bunu başardı; Metin Çulhaoğlu'nun ögrencileri/dostları bunu başardı. Ama yetmez, kesinlikle yetmez. Parti bu durumu uygun yapılanmayı bir an önce gerçekleştirebilmelidir. Bir partinin dikey yönde gelişememesi de başlı başına bir büyük sorundur. Seçimlerden bu yana aylar geçti ve hala bu sürecin olmazsa olmazı bir haber portalı işlevsel hale getirilemedi. Ülkede ger gün bir şeyler oluyor, gündem haline geliyor ve bu kadar hızla değişen bir gündemde partinin nasıl bir tutum alacağı geniş kitleler tarafından bilinemiyor.
Olur mu böyle bir şey.
İleriPortal bir an önce işlevsel hale getirilmelidir.
Parti çok daha dinamik bir özellik kazanabilmelidir.
Yoksa...
Son pişmanlık da yarar getirmeyecek..
...on binde birlik partiler iyi kötü benzer portallara sahiplerse TİP çok daha ilerisini yapabilmelidir. Örnekse iki gündür ortalık yangın yeri, Öcalan2ın Meclise gelip Kandil'e talimat vermesini savunuyor Bahçeli. Bahçeli bugün böyle söylemişse daha önce bu konuların perde gerisinde pişirildiği anlaşılıyor. DEM bu konuda belli bir direnç gösterebilir mi? TİP bu konularda ne söylüyor, DEM ve CHP'ye tavsiyesi nedir? gibi sorularda partinin ne düşündüğü, nasıl bir konumlanış aldığı anlık olarak duyurulacak bir ''partinin sesi'' portalına ihtiyaç vardır ve TİP bu ve benzer konularda içe kapanmamalı.
***
...sözünü ettiğimiz haber portalının maliyeti herhangi bir yayından fazla değildir. Bu saydığınız yayınlar kitap dergi formatında ise bunların maliyeti çok daha fazladır. Bilmiyorum ama, bu haber portalı konusu gerçekten ciddiye alınmalı. Elbette çıkarılamadığına göre bir sorun vardır ama mutlaka çözülmesi gerekir.
Kitlesellik bir sosyalist partinin sadece üye sayısını arttırması değildir ve aynı zamanda edinebileceği on binlerce sempatizanı ve yüzbinlerce seçmeniyle de ilgilidir. Sosyalist partilerimizin önünde duran bu misyon ve bu sorumluluk bugüne kadar hiçbir sosyalist parti tarafından yerine getirilememiş, başarılamamıştır. İşte TİP'in önemi ve başarısı da tam bu noktadadır. Hiçbir solcu ve sosyalist gelinen bu noktaya, TİP'in bu başarısına dudak bükemez ve kayıtsız kalamaz. Kalmamalıdır. Ve dahası gelinen bu noktayı daha da ileri taşımak, bu konudaki görev ve sorumluluğun sadece partinin ve parti yönetimlerinin omuzlarına da bırakmamak gereklidir, diye düşünüyorum.
Bir fırsat yakalanmış ve sosyalist solu hak ettiği yerlerde görebilmemizi sağlayacak bir olanak belirmiştir. Bu durum değerlendirilebilmeli, heba edilmemeli. Bu ülkenin sosyalizme ihtiyacı var, çok açık, bir yerden sonra düzen partilerinin didişmelerinden usandık, halkımız da usandı ama karşısında güçlü ve kalabalıklaşamayan bir sosyalist parti göremediği için CHP ve HDP-DEM'e yönelmektedir. Hiç kuşku yok, bu iki parti de saray rejiminin sandıkta devrilmesi için önemli bir potansiyele sahipler ve de önemsenmelidir ama unutulmaması gereken gerçek, bu partilerin halkımızın gerçek sorunlarını çözemeyeceği ve işçi sınıfımızın tarihsel çıkarlarını hiçbir zaman temsil edemeyeceğidir.
Sosyalizme ihtiyacımız var, sosyalizm yolunda ilerleyebilen, kitleselleşmeyi önüne koyan ve bunu da başarabileceğini gösteren bir sosyalist partiye mutlak ihtiyacımız var. TİP bu konuda umuttur. Sosyalizmi bir kariyer beklentisiyle savunmak değil, bir ''devrimci'' gevezelik için de değil, ego tatmininde bulunmak ve bir şekilde elde edilen konfor alanını yitirmemek için de değil... -özetle başarabilmeliyiz. Samimiysek, sosyalizmi tek kurtuluş umudu olarak görüyor ve benimsiyorsak (bence) bugüne kadar hangi parti ve örgütte nasıl bir mücadele içinde bulunduysak bulunalım TİP'e bir şekilde destek verebilmenin yolunu bulabilmeliyiz.
TİP'in kendini yeniden üretmesini gerektirecek bir noktadadır. Bu yeniden yapılanma ve kadro oluşturma süreci TİP'te haklı olarak bir sıkıntıya, gerekli-gereksiz tartışmalara ve kısmen kopmalara da yol açmaktadır. Umarım aşılır ve umarım bu süreçte bin bir özen gösterilerek partinin içine sızmaya çalışan ve kariyer beklentisi içine giren insanlara karşı da önlem alınır. Yoksa...
Yoksa gerçekten yazık olacak.
Ve devrim değil,
iktidarın proletarya tarafından alınması ve sosyalist kuruculuğun gerçekleştilmeye başlanması da değil...
Sosyalizmin sadece eşik atlayabilmesi bile belirsiz bir uzak geleceğe ertelenmiş olacak.
Başka bir şey değil.
Buraya uygun olduğunu düşündüğüm bir face yazısı.
(...) arkadaşın sayfasından aldım bu fotoğrafı. Bir TİP toplantısı ve salon hıncahınç... İstanbul'da TKP'nin de TKH'nin de salon toplantılarını izlemiştim. Benzer görüntüler onlarda da vardı. Bu toplantılarda kalabalıklar daha çok örgütlerin katılımıyla gerçekleşiyor ama nasıl bir katılım olursa olsun bu toplantılarda kitlelerin bir umut arayışı var. Kitleler umut verici bir sosyalist parti arayışında...
TİP bu umut arayışına bir yanıt olur mu?
Olacak mı?
****
Ve bir eleştiriye verdiğim yanıtlar:
...solun kayıtsız kalamayacağı, bence kayıtsız kalmaması gereken bir noktada TİP. Tarihsel TİP'ten sonra neredeyse 60 yıl geçmiş ve ilk kez bir sosyalist parti binde birlerden, on binde bir-ikilerden kurtularak yüzde ikiye yakın bir sıçrama yapıyor. Bu nokta önemsenmeli ve olabildiğince desteklenmeli. Bu başarı sürdürülebilir mi, parti bu duruma göre kendi dönüşümünü sağlayabilir mi, bilmiyorum. Yatay yöndeki bu umut verici aşama, partiye dikey yönde de yansıyabilmeli ve parti kendini bu duruma uygun bir şekilde yapılandırabilmeli. Sanırım parti şu an bu durumun zorluklarını da yaşıyor. Umarım atlatırlar ve umarım bu başarı yatay ve dikey yöndeki gelişimle birlikte sürer. Ülke insanlarının buna ihtiyacı var.
***
TKP ve TKH toplantılarına da katıldığım için sadece onları örnek göstermiştim. Hiç kuşkum yok SOLparti, EMEP ve diğer sol sosyalist partilerde de benzer kalabalıklar toplanıyordur. Bunların önemli bir kısmının partinin kendi örgütleri olduğunu sanıyorum. Bu toplantılardaki heyecan, coşku ( kendi) kitlelerindeki arayış ve umuttan kaynaklanıyor. Haklısınız burası biraz flu kalmış. Sol kitlelerde bir arayış var. Bu heyecan ve coşku hiçbir zaman geniş kitlelere yansımadı. Bunu ilk kez başaran çok uzun zaman sonra TİP oldu ve bu başarı öyküsünde de siyaset, kadro ve görünebilirlik yatmakta. Aslında söylemek istenen buydu.