Menü Üye Giriş

Şifre Sıfırla · Kayıt Ol

melnur  |  Cvp:
Cevap: 185
22.08.2024- 00:35

Bu ülkenin en büyük zenginisin, eğitimlisin ve düştüğün durumlara bak! Yahu olur olmadık zamanlarda sahalara girme hakkın olmadığı, buraların senin özel mülkün olmadığı gerçeğini neden kabullenemiyorsun? Bu ülkenin en büyük kulübü Galatasaray'dır, en fazla şampiyonluk, en fazla kupa, en fazla taraftar ve Avrupa başarıları apaçık ortadayken bu çakma 5. yıldızlara, gereksiz düşmanlıklara, bu kin ve öfkeye ne gerek var? Zaten bir sorun yumağı olan Türk futbolunu daha da içinden çıkılmaz bir karmaşaya sokmaktan nasıl bir yarar görülür?
Resim Ekleme

melnur  |  Cvp:
Cevap: 186
23.08.2024- 00:20

Derin suları özlemek, derin sularda yüzmeyi öğrenmek gerek. Başarmayı istemek, çaba göstermek... Ötesi...- ömür boyu sığ sularda kulaç atmanın bıktırıcılığı neye, kime yarar getirir ki; hele bir de sosyalizm ve devrim söz konusuysa...

melnur  |  Cvp:
Cevap: 187
25.08.2024- 00:30

Sosyalizmin ne olduğuyla ilgili konuşmayı-tartışmayı çok seviyoruz da, bu süreçte nasıl kitle kazanabileceğimiz konusunu pek hesaba katmıyoruz, gibime geliyor. Kitle kazanabilme konusunda nasıl bir siyaset izleyeceğimiz sorununu çözemediğimizde sosyalizmin ne-nasıl bir formasyon olduğu konusundaki doğru-yanlış tespitler üzerinde kafa yormanın sosyalist mücadeleye katkısı olabilir mi?

melnur  |  Cvp:
Cevap: 188
26.08.2024- 00:03

Üstteki yazıya yapılan yorumlara verdiğim yanıtlar:

''Solun birliği konusunu gündemden düşürmek gerekiyor sanırım. Çeşitli zamanlarda bu konuda çalışmalar da yapıldı. Olmuyor, olacağı da yok. sol tek bir çatı altında birleşemez, bir cephe şeklinde bir araya gelebilir mi; belki ama bu konu devre dışı bırakılmadan daha çok aralarında çok da belirgin olmayan sosyalist partilerimizin bir ya da ikisinin öne çıkarılması gerekiyor. Bunun yolu da sosyalist siyasetten, sosyalizmle kitleler arasındaki mesafeyi daraltacak siyasetlerden geçmektedir. Çulhaoğlu 2001 yılında bu konuda SOL'da bir yazı yazmıştı; orada kitlesellik kazanabilmenin yolunun her dönem paradigmalarını önüne koyması gerektiğinden söz eder. Kitle kazandığımız 80 öncesinde de böyle olmuştur ve sonrasında, bugünlerde neden böyle olmasın? Buradan yola çıkarak bugün sosyalist solun saray rejimine karşı doğrudan bir mücadeleyi öne koymadan kitle kazanabilmesinin pek de mümkün olmadığına inanıyorum. Son seçimde TKP ve TİP arasındaki büyük farkın bir nedeni de budur. Bu konularda dayanışma ittifak adı altında birliktelikler de kurulabilir ve halkın temel öncelikleri üzerinden bir siyaset geliştirilebilir ve geliştirilmelidir. Kitlelerle aramızdaki mesafeyi daraltmanın yolu salt kendi gündemlerimiz ve salt ideolojik tartışmalarımıza gömülerek gerçekleştirlemez.''

***

''Çok spesifik örneklerle TİP'e yönelik bir eleştiride bulunuyorsunuz, doğru da olabilir ki, son zamanlarda bu yönde çok eleştiriler de duyuyoruz. Ama sosyalist solun nasıl kitle kazanmasının yanıtı bence buralarda yatmıyor. TİP geçtiğimiz seçimlerde çok doğru bir siyasi konumlanış içinde saray rejimine karşı mücadeleyi de öne çıkartarak ve görünür kılarak başarılı olmuştur. Başarının önemli bir ayağı budur. Sosyalistler halktan kopamaz. Üstelik toplumsal alanda hiçbir varlık gösteremeyen sosyalistler özellikle gerici baskıların arttığı, faşizmin kurumlaşma yolunda dev adımlar attığı koşullarda kitlelerden ( düzen muhalefetinden) kopuk bir siyasi konumlanış alamazlar, almamalılar. AKP-MHP ittifakı iktidarda olduğu sürece sosyalist solun en öncelikli görev ve sorumluluğu düzen muhalefetini de dışlamadan yüzü sola dönük bu kesimlerle birlikte bir mücadelenin içinde olmaktır. Evet, TİP'in yüzde 2'lik seçim başarısını belirleyen en önemli etken bu seçim stratejisidir. Doğrudur ve sürdürülmelidir. Bu başarının ardından gelen, yeni koşullara adaptasyon sürecinde elbette sorunlar çıkacaktır ama bence çok da büyütmemek gerek.''

***

Parti azımsanmayacak bir oy alırken bir anlamda eşiğin aşılmasına yakın bir aşamaya gelmişken, bu tür sorunlar olacaktır. Parti bence bu sürece hazır da değildi. İl ve ilçe yöneticilerinin, üye ve sempatizanların pek çoğu da TİP'teki bu aşamaya hazır olduğunu da düşünmüyorum. Anlatmaya çalıştığınız olayların siyasi bir yanı yok. Hiç hoş örnekler de değil. Bence bu tür örnekler bu kadar açık bir şekilde ortaya saçılmamalı. Umarım aşılır.

melnur  |  Cvp:
Cevap: 189
28.08.2024- 08:45

Takım olamadıktan ve takım olmayı amaçlamadıktan sonra Messi de gelse kar etmiyor.   Önce Fenerbahçe ve sonra Galatasaray Şampiyonlar liginde yok!

( Böyle yazmıştım face'e, Galatasaray Young Boys'a elendiğinde. Şunu da ekleyeyim, öteden beri böyle oluyor, Galatasaray özellikle kendisi için önemli olan bir karşılaşmayı kaybettiğinde ne spor programı izleyebiliyor ve ne de kitap okuyacak bir psikolojim oluyor. Akşamsa ya bir film izleme, ya da gündüzse başımı alıp bir yerlere gidip gezme ihtiyacı ortaya çıkıyor. Gündüz ve birazdan dışarı çıkacağım.)

melnur  |  Cvp:
Cevap: 190
29.08.2024- 08:32

''Ülkede yokluk ve yoksulluk bitti'' demiş. Gerçekten söylemiş. Belki de inanıyordur, bilmiyorum. ''Eski Türkiye tamamen geride kalmış'' diye de eklemiş, o rahatsız edici tonlamasıyla... Bence haklı, Türkiye dendiğinde aklına sadece kendi çevresi, yandaşları, ve çok sevdiği sonradan görme zengin tabaka geliyorsa elbette her şey güllük gülistanlık... Sadece kira fiyatlarının bile ortalama emekli maaşından yüksek olduğu bir ülkeden söz ediliyor, ekonominin çöktüğü, eğitimin sadece parası olanlara göre yapılandırıldığı ve sağlık sisteminin özel hastanelere yönlendirmekten başka bir işe yaramadığı bir ülkeden...

Ve ne gariptir ki böyle bir ülkede sosyalistler toplumsal alanda onlarca yıldır yokları oynuyorlar ve daha da garibi, sanki her şey uyarında gidiyormuş gibi davranmayı alışkanlık haline getirerek...

melnur  |  Cvp:
Cevap: 191
31.08.2024- 00:06

30 Ağustos zaferini kutlamak, bu coğrafyada Atatürk ve silah arkadaşlarının kurtuluş ve kuruluş mücadelelerine saygı duymak ve sonuçta emperyalizme bir büyük yenilgi tattırarak dünya halklarına umut olan halkımıza selam yollamak solcu olmanın bir gereğidir. Böyle davranıldığında hiç kimsenin solculuğuna, devrimciliğine bir zarar da gelmez; tam tersine solcu olmak, sosyalist olmak örgütlü gericiliğin cumhuriyet kazanımlarını bir bir yok etmeye çalıştığı bir süreçte daha da bir zorunluluk haline gelmiştir. Bu günün boş geçilmemesi gerekmiyor mu?

melnur  |  Cvp:
Cevap: 192
01.09.2024- 02:20

(Biraz önce face'e yazmıştım.)

Şunu eklemek gerek sanırım, insanlığın kurtuluşunun ve bir anlamda insanın gerçek tarihinin başlayacağı momente ulaşabilmenin yolu kapitalist cenderenin içindeki kısmi komünal adacıklar değildir. Komünizm ( bilimsel sosyalizm, Marksizm Leninizm) ise böyle bir dünyaya ulaşabilme sürecini genel hatlarıyla tarifler. Komünal bir hayatı savunmak, gerçekliği pek de mümkün olmayan romantik bir düştür ki, gerçekleşebilirliği de kapitalizmin iznine muhtaçtır. Yoksullukta ortaklaşabilme çabası insanlık alemi için kurtuluş falan olamaz.

Tam Sürüme Geç »
 phpKF Mobil Android Uygulaması Kullanın [X]