Lenin sesleniyor: Ekmek ve barış için!
Ya tüm uygarlığın feda edilmesi ve yok oluş ya da kapitalist boyunduruktan devrimci bir şekilde kurtulmak, burjuvazinin egemenliğinin defterini dürmek, sosyalizmi ve sağlam bir barışı kazanmak.
Şu anda iki sorun, diğer bütün siyasi sorunların önünde yer alıyor - ekmek sorunu ve barış sorunu. Emperyalist savaş, en büyük ve en zengin bankacılık şirketleri arasındaki savaş, Britanya ile Almanya arasında dünya egemenliği için, ganimetlerin bölüşülmesi için, küçük ve zayıf ulusların yağmalanması için yapılan savaş; bu korkunç, canice savaş bütün ülkeleri harap etti, bütün halkları tüketti ve insanlığı alternatifiyle karı karşıya getirdi - ya tüm uygarlığın feda edilmesi ve yok oluş ya da kapitalist boyunduruktan devrimci bir şekilde kurtulmak, burjuvazinin egemenliğinin defterini dürmek, sosyalizmi ve sağlam bir barışı kazanmak.
Eğer sosyalizm kazanmazsa, kapitalist devletler arasındaki barış yalnızca bir ateşkes, bir fasıl, halkları yeniden boğazlamak için bir hazırlık olacaktır. Barış ve ekmek, işçilerin ve sömürülenlerin temel talepleridir. Savaş bu talepleri son derece acil hale getirdi. Savaş, kültürel olarak en gelişmiş ülkelere, en medeni ülkelere açlığı getirdi. Öte yandan savaş, muazzam bir tarihsel süreç olarak, sosyal gelişmeyi görülmedik derecede hızlandırdı. Kapitalizm emperyalizme, yani tekelci kapitalizme, o da savaşın etkisi altında tekelci devlet kapitalizmine dönüştü. Şu anda dünya ekonomisi aşamasına, sosyalizm için sıçrama tahtasına ulaştık.
Bu nedenle, Rusya'da başlayan sosyalist devrim, dünya sosyalist devriminin yalnızca başlangıcıdır. Barış ve ekmek, burjuazinin iktidardan alaşağı edilmesi, savaşın yaralarının sarılması için devrimci araçlar, sosyalizmin tam zaferi... İşte bunlar, mücadelenin hedefleridir.
Vladimir İlyiç Lenin
Petrograd, 14 Aralık 1917
http://haber.sol.org.tr/soldakiler/lenin-sesleniyor-ekmek-ve-baris-icin-haberi-82177
Kemal Okuyan yazdı: Kadınlı-erkekli devrim yaptılar
"Petrograd ve Moskovada Sovyet İktidarının galabe çalması için sokaklara dökülüyordu kadınlı-erkekli halk kitleleri
"
Kadınlı-erkekli devrim yaptılar
Bugün 7 Kasım 2013.
Doksanaltı yıl önce bugün, yalnızca Rusyanın değil, bütün dünyanın çehresini değiştirecek büyük bir toplumsal altüst oluş yaşanıyor, Avrora Zırhlısından açılan ateş, insanlık için yepyeni bir dönemin başlangıcını müjdeliyordu. Kışlık Saray emekçi halk ve Kızıl Muhafızlar tarafından basılmış, köhnemiş bir düzeni temsil eden zaim ve sömürü bir zümre orta yerde kalıvermişti.
Petrograd ve Moskovada Sovyet İktidarının galabe çalması için sokaklara dökülüyordu kadınlı-erkekli halk kitleleri
İç savaşı kazandılar, emperyalistleri püskürttüler. Silah altına alındılar, açlıktan ve soğuktan kıvranırken sınıfsız-sömürüsüz bir dünya kurma iradesini hiç yitirmediler. Kadınlı-erkekli yendiler Beyaz Orduları, Almanları, Japonları ve bilumum işgalcileri
Üretmek gerekiyordu yeni düzen için, çalışmak hem de çok çalışmak. Fabrikalar ve tarlalar delicesine işe koyulan aydınlık yüzlü insanlarla doldu. Kadınlı-erkekli ter akıttılar ülkeyi ayağa kaldırmak için
Cahildi çoğu, okuma fırsatı, eğitim olanağı bulamamışlardı. Kentlerden kırlara, uzak bölgelere doğru gidildikçe bağnazlık, yobazlık terör estiriyor, insan aklına meydan okuyordu. Yeni düzen yapması gerekeni yaptı, ilk fırsatta boynu bükük insanı çekti ayağa kaldırdı; milyonlar, milyonlar, milyonlar okullara, kurslara koştu, sıraları paylaştı kızlı-oğlanlı, kadınlı-erkekli
Şarkı söylediler, spor yaptılar, oyunlar sahnelediler kadınlı-erkekli; yeni yeni kentler kurdular kadınlı-erkekli; raylar döşediler binlerce kilometre kadınlı-erkekli; barajlar inşa ettiler devasa büyüklükte kadınlı-erkekli
Sonra düşman dikildi Yeni Yaşamı kuranların karşısına. Avrupanın önemli bölümünü ayakları altına aldıktan sonra asıl hedefine, Sovyet Sosyalist Cumhuriyetler Birliğine saldırdığında, insanlık tarihinin o ana kadar tanık olmadığı bir vahşetle karşılaşıverdiler kadınlı-erkekli
Silaha sarıldılar, cephe gerisinde top-tüfek-tank ürettiler, partizan olup faşistlere kök söktürdüler, hafızalardan silinmeyecek trajediler yaşayıp Leningradda, Kiyevde ve adını bile duymadığımız binlerce köude kasabada, Stalingradda destan yazdılar, Berlinde Hitlercilerin inine sokuldular kadınlı-erkekli
Kutladılar insanlığın barbarlığı alt edişini, dans ettiler, türküler yaktılar, yâd ettiler kavgada yitirilen on milyonları, kadeh tokuşturdular güzel günler ve çocuklar için yine kadınlı-erkekli
Yaşamayı, mücadele etmeyi, üretmeyi, gerektiğinde ölmeyi ve elbette eğlenmeyi kadınlı-erkekli eylediler.
Sonra, yıllar sonra
İçeriden ve dışarıdan yıkılırken bu Yeni Yaşam, ipler Gorbaçovların, Yeltsinlerin, Putinlerin eline geçerken olup bitenler kadınlı-erkekli değildi; sinsiydi, kalleşti, ikiyüzlüydü alabildiğine
Karanlıktı.
Kadınların ve erkeklerin elinden Yeni Yaşamı aldılar. Geçici süreliğine
Şimdi kadınlı-erkekli dolaşmasınlar, çalışmasınlar, dans etmesinler, şarkı söylemesinler, tasalanmasınlar, içmesinler, sokağa dökülmesinler diye uğraşıp durmaları bu yüzden; yeniden kadınlı-erkekli ve ben kadın ya da erkek olarak anılmak istemiyorum diyenlerle birlikte, Yeni Yaşamı bir kez daha kurmaya kalkmasınlar diye onca tantana
96. yılı kutlu olsun Büyük Ekim Devriminin.
http://haber.sol.org.tr/soldakiler/kemal-okuyan-yazdi-kadinli-erkekli-devrim-yaptilar-haberi-82189
Sovyetler Birliği/Tunç Sipahi
Bugün Ekimin yıldönümü. Tek bir sosyalist bile bu kaybın yükünü taşımayacak. Tam tersine: Tarihi olarak ileri adımların onurunu sahipleniriz. Stalin mi? diyenlere, Stalin badem bıyıklı faşisti yere serdi deyin ve geçin gidin. Tartışmayın: Yapacak işimiz var. 25 milyon ölüyle II. Dünya Savaşından çıkan ülkenin çektiği acıyı sosyalizmin ideali yaşandı mı, yaşanmadı mı? masallarına konu yapmayacağız. Komünü yüz ışık yılı aşan, dünyadaki en büyük şans olan -işçiler, kadınlar, Asyalılar, Afrikalılar, herkes için en büyük şans- heba edildi diye, kazanımı koruyarak ilerletemeyenler, ideolojik olarak tutunamayanlar oldu diye kendimizi borçlu mu hissedeceğiz? Şostakoviç değil sadece, sevdiğim Venyamin Basnerin, çocukluğumda plaklarda dinlediğim, u-tubeda yüzünü yeni gördüğüm Leonid Hritonovun ülkesini kaybedenler mi beni borçlu yapacak? Yenisini kuracağız. Yenisini kuramayız diyen uzak olsun. Yıkılmasından 10 yıl önce bile daha iyisinin, yıkılamayacak olanının rüyasını görüyordum. Pek çok insan gibi 14 yaşımdan beri sosyalizmin rüyasını görüyorum. Ama hayal olsun diye değil.
Sosyalizm nedir? Neden bu kadar insan öldü, neden insanlar acı çekti? Üretim araçları kamunun olsun diye mi? Ne önemi var? Hayır, sosyalizm özelleştirmeleri geri çevirmekten ibaret değildir -ki kapitalist bir devlet bunu da burjuvaziye rant olarak kullanır. Sosyalizm üç tane bürokrat beş tane kapitalist yerine, mülkiyetine sahip olmasa da, fabrikaların kontrolüne sahip olsun diye de düşünülmemiştir. Sosyalizm herkes asgari ücret alsın, ne şahane eşitlik hiç değildir -ama Jaurèsin yanıltıcı formülüyle biz birinci mevkideyiz, siz de buraya gelin diye sosyalistiz de asla değildir. Ve sosyalizmde ırmaklardan süt akmaz (Radek). Sosyalizm herşeyden önce Troçkinin o yanlış dehasıyla söylediği şeye benzer: Aristo, Marx insanlığın ortalaması olacak, onların üzerinde yeni tepeler yükselecektir. Kelimesi kelimesine bakmayacağım şimdi kütüphaneme gidip. Yetenekli ve enerji üreten insanların diğerlerini eğiteceği düzene denir sosyalizm. Yetenekli insanı geriye iten hiçbir düzen bu adın zerresini hak etmez.
Asla dar anlamda işçi sınıfı meselesi değildir. Sosyalizm ve işçi sınıfı hareketi birliği tarihi bir çakışmanın ürünüdür. Boşanmazlar: Ama ilk heyecan momenti geçmiştir. İşçi sınıfını pos bıyıklı, baretli, kafası küçük bedeni büyük resmeden her poster sosyalizme kötülük eder. Sosyalizm yeteneksizlerin sınıfsal bir nedenle yeteneksiz oldukları ve tarihi olarak insanlığın önünde engel oluşturdukları fikrine de dayanır. Bir nedeni şudur: Yeteneksiz ve tembelde vicdan olmaz. Ve yeteneksiz ve tembelden sosyalist çıkmaz. Ve sosyalizm burjuvaziyle hesaplaşma işidir. Sosyalizm işçi sömürülüyor tezinden daha fazla burjuvazi yeteneksizdir iddiasına dayanır. Yine de sosyalizm emek-değer teorisinde temellenir, ki teknik özellikleri hiç önemli değildir, çünkü vakit nakittir demektir. Hakkınızı vermeyen insan müsveddesi hayatınızı, vaktinizi, gençliğinizi, yaşamınızı çalıyor demektir. Hangi hakla?
Aylık kira gelirin yüzde 3ünü geçemez diyen, kadına her tür imkanı tanıyan, işçiyi geliştiren, en büyük yozluklarıyla bürokratize olmuşken bile, içinde eser miktarda komünist barındırdığı son gün dahi, eğitimli ve onurlu insanı 120 milyon okuma-yazma bilmez köylünün ülkesinden 1 kuruşa Tolstoy basarak yaratan ülkeye sosyalist diyoruz.
Ve büyük burjuva tipinin var olmadığını söylüyorum. Tanırım, bilirim. Sosyalizm bunlara meslek vermek, bu işsiz iş adamı ordusuna meslek sahibi olmayı öğretmek gibi bir iyi niyete de sahip olabilir. Her ülkeyi, dünyayı, sadece sosyalistler insanı geliştirerek ve Aydınlanmayı ilerleterek yönetebilir. Burjuvazi boştur. Çok daha iyisini ve ahlaklısını yaparız.
http://haber.sol.org.tr/yazarlar/tunc-sipahi/sovyetler-birligi-82188