Erken seçim: CHP yolu buldu, gaza basmalı - Berkant Gültekin
Hürriyet gazetesinin iktidara yakın kalemlerinden Abdülkadir Selvi’nin “AKP’de paradigma değişiyor, Erdoğan çok köklü değişiklikler yapacak” diye yazdığı gün, Hakkari Belediyesi’ne kayyum atandı. DEM Partili Hakkari Belediye Başkanı Mehmet Sıddık Akış, 2014’ten bu yana devam eden davası ve hakkında yeni açılan bir soruşturma gerekçe gösterilerek gözaltına alındı. Duruşması bugün (5 Haziran) görülecek ama İçişleri Bakanlığı 2 gün bile beklemeden yerine kayyum atamayı tercih etti.
Ya Selvi’nin yazdıklarının aslı astarı yok ya da paradigma onun anlattığı kadar “köklü” bir şekilde değişmiyor. İşin esasını zaman içinde öğreneceğiz. Selvi’nin son dönem yazıları, iktidar içi kanatların siyasi gidişata dair fikrini ve tutumunu göstermesi yönünden önemli. AKP içinde, “fabrika ayarlarına” dönüşü, bunun mümkün olduğuna inanarak savunan bir kanadın olduğu biliniyor. Bu ekibin sesi 31 Mart yerel seçimlerinden sonra daha gür ve özgüvenli şekilde çıkmaya başladı. Selvi de aslında bu çevrenin sözcüsü.
Mealen diyorlar ki, “Bakın MHP ile ittifak yaptık, baskı uygulamaya başladık, halk bize tepki gösterdi ve seçimleri kaybettik. Tekrar eskisi gibi hukuku ve özgürlükleri savunursak bu gidişatı durdurabiliriz.” Osman Kavala ve tüm Gezi mahkûmlarının cezaevinden çıkması ve yeniden yargılanması gerektiğini söylüyorlar. Ama suçsuz oldukları için değil, AKP’nin işine yaramadığı için...
AKP’nin geçmişte hukuku ve özgürlükleri ne denli savunduğu tartışmalı tabii. Dile dolanan bir özgürlük ve demokrasi vardı ama onların iktidarı sağlamlaştırma yolunda birer meşruiyet süsü olarak vitrinde tutulduğu ortaya çıktı. “Ortaya çıkma” durumunun kimler için geçerli olduğu malum.
Saray düzeniyle birlikte onlara gerek kalmayınca da vitrini başka argümanlar süslemeye başladı. Başkanlık sistemine geçilince, iktidarın anlatısına göre Türkiye bir anda “beka sorunu” yaşamaya başladı ve güvenlik odaklı politikalar merkeze alındı. Geçmişte milliyetçiliğin “ayaklar altına alınması” siyasi bir başarı olarak anlatılıyordu ancak AKP’nin devlet yönetimindeki yeni ortağı MHP oldu.
Yerel seçimlerin ardından kamuoyunu “yumuşama” söylemiyle oyalamaya çalışan Erdoğan bile, cephanesinde yeterli barut olmamasına rağmen bir kesimi beklentiye sokabilmesine şaşırmış olmalı. Çünkü esasında memlekette bir şeylerin olumlu anlamda değişebilme ihtimali yoktu ve siyasi gelişmeler de bunu kanıtlıyor.
Bugünlerde Erdoğan’ın CHP’ye ne zaman iadeiziyarette bulunacağı konuşuluyor. Ziyarete ederinden çok anlam yükleniliyor çünkü kimileri sanıyor ki bu tür göstermelik hamleler, Türkiye demokrasisine ihtiyacı olan şifayı sağlayacak. Bu kanseri, masaj yaparak tedavi etmeye çalışmak gibi bir şey. Zira esas mesele Erdoğan’ın muhalefete dönük nobran tavrından çok, rejimin mimarisi ve çalışma sistematiğiyle ilgili.
Siyasi gücün anayasal olarak sınırlandırılamadığı ve kendisini dengelemesi gereken her organı kontrol altında tutabildiği bir rejimde, ne yumuşamanın y’sinden ne de normalleşmenin n’sinden bahsedilebilir. Halkın iradesine yapılan son darbe de bunu hatırlattı.
CHP lideri Özgür Özel’in dün grup toplantısında verdiği erken seçim mesajı önemli. Muhalefet, zayıflamış iktidarın kendi varlığını “umut” olarak pazarlamasının önüne, bizzat onun varlığını ve hatalarını tartışmaya açarak geçebilir. Saray’ın gündem belirleme kabiliyeti, anca halkın acil taleplerini önceleyerek iktidarın üzerine gidebilen bir mücadele anlayışıyla köreltilebilir.
Özel “Böyle giderse erken seçimi millet ister. Önünde kimse duramaz” sözleriyle erken seçimi tartışmaya açmış oldu. Normalleşmenin yolu da tam olarak buradan geçiyor. Yani ülkeyi yönetmeyi beceremeyen bir iktidarın erken seçimle değişmesini talep etmekten, bu yönde bir siyaset örgütlemekten... Demokrasi için gerçek normal bu. Ancak konuyu tartışmaya açmak kadar devamını getirmenin de önemli olduğu unutulmamalı. Bir bakıma yolu bulan CHP’nin, şimdi gaza basması gerekiyor.
https://www.birgun.net/makale/erken-secim-chp-yolu-buldu-gaza-basmali-535283
Normalleşmeden bir anda erken seçime geçildi: Cin şişeden çıktı - Nurcan Bilge Gökdemir
Özel’in “normalleşme”, Erdoğan’ın “yumuşama” dediği sürece kayyum atandı. Önce Bahçeli sonra Erdoğan’dan gelen “kırmızı çizgi” hatırlatması ve kayyum ataması Özel’e “Erken seçim” dedirtti.
31 Mart yerel seçimlerinden AKP’nin tarihinde ilk kez ikinci parti olarak çıkması, sonraki süreçte oy desteğinde azalmanın sürmesi ”erken seçim” olabilir mi sorusunu sordururken dün itibarıyla Özel’in dilinden siyasete yansıdı. CHP Genel Başkanı Özgür Özel, yerel seçim sonrası ilk kez “erken seçim” dediği konuşmasında halktan yükselen talebi gördüğünü belirterek şöyle dedi: “Böyle giderse erken seçimi millet ister, önünde kimse duramaz. Bu kadar net. Millet sesini duymayana duyurur, kendini görmeyene gösterir, önümüzdeki demokratikleşme, normalleşme ve mağdura sahip çıkma, emeklinin yüzünü güldürme, asgari ücretliye sahip çıkma dönemini okuyan okur, okumayana bu millet okumadığı mektubu genel seçimlerde okutur.”
Bu söylemin siyaseti dalgalandırmasının, heyecan yaratmasının nedenleri açık. Öncelikle Erdoğan’ın “yumuşama”, Özel’in “normalleşme” dediği sürecin oyalama noktasına gelmesinden endişe edenler de rahatladı. Siyasette “topal ördek” konumuna karşın dümenin Erdoğan’ın elinde kalması, AKP’ye toparlanma fırsatı verilmesi ve CHP’nin yine pasif muhalefet dönemine geri dönmesi kaygıları yerini bir ölçüde de ferahlamaya bıraktı.
AKP SÜRPRİZ YAPMADI
CHP’ye “normalleşme” sürecini hasar almadan tamamlama, iktidarın kucaklayıcı, demokratikleşmeden yana bir tutumu olmadığını bir kez daha gösterme arayışına bir anlamda “kayyum politikalarının hortlaması” can suyu verdi.
Kamuoyu araştırmalarının normalleşme/yumuşama sürecinin CHP’ye oy kaybettirdiğini göstermesi ve kamuoyundan da bu yönde artan tepkiler dolayısıyla CHP Genel Merkezi, süreci bitirmek için her kesimi ikna edici bir gerekçe arayışındaydı. Bu arayış başta Kürt oyları olmak üzere muhalefetin desteğinin sağlanacağı bir ortamın oluşması beklentisini de içeriyordu. Kobani Davası, 9. Yargı Paketi hazırlıkları, Maarif Müfredatı, 1 Mayıs tutuklamaları istenilen birikimi sağladı. CHP kurmaylarının iktidarın baskı politikalarını daha da arttıracağı öngörüsü haklı çıktı ve AKP, kayyum politikalarına geri döndü.
BAHÇELİ’NİN DEDİĞİ OLDU
Bu sürece tahammülü olmadığı bilinen Bahçeli de hem hükümet ortağına hem ana muhalefet partisine şu mesajı iletti:
“Elbette kutuplaşalım ve kavgaya tutuşalım demiyoruz. Tokalaşmak varken, yumruklarımızı sıkalım da demiyoruz. Fakat normalleşme ve yumuşama kelimelerini her meselenin başına iliştirip milli haklarımızdan, milli varlığımızdan, milli kimliğimizden, egemen çıkarlarımızdan, Türk ve Türkiye yüzyılı hedeflerimizden ödün isteniyorsa, hiç kimse boşuna çabalamasın, bizim böylesi uçuk kaçık ve garabet yumuşamaya karnımız tok, yüzümüz de dönüktür.”
Erdoğan da bu konuşmanın ardından mesajı aldığını şu sözlerle gösterdi, bu arada bundan sonraki yol haritasını ve partnerinin kim olacağını da açıklıkla tarifledi:
“Elbette siyaset belli bir çerçevede, belli sınırlar içinde yapılır. Yumuşama adı altında kimliğimizden, ilkelerimizden, duruşumuzdan, hassasiyetlerimiz ve kırmızı çizgilerimizden taviz verecek değiliz.
CHP’DEN KAYYUMA TAVIR
İktidar ortaklarının pozisyonlarını gösteren bu ifadeler, DEM Partili Hakkari Belediye Başkanı Mehmet Sıddık Akış’ın 10 yıldan bu yana sürdürülen bir soruşturma kapsamında gözaltına alınması ve yerine kayyum atanmasıyla somutlandı. Bir süredir belediyelerinin büyük bölümünde kayyum atamalarının başlaması beklentisinde olan DEM Parti’nin Grup Başkanvekili Gülistan Kılıç Koçyiğit, partisinin bu uygulamaya tepkisini sert sözlerle dillendirirken CHP’ye de şu hatırlatmayı yaptı: “Bu mudur normalleşme, bu mudur ilk adım? AKP-MHP iktidarının anlayışı budur.”
NORMALLEŞME SÜRDÜRÜLEMEZ
Gülistan Kılıç Koçyiğit’in bu açıklamayı yaptığı sırada toplantı halinde olan CHP MYK, öncelikle Hakkari’ye bir heyet gönderme kararı aldı. Genel Merkez tepkisini dillendirdi ve bir gün sonra da Özgür Özel kürsüden, kayyum politikasını kabul etmeyeceklerini şu sözlerle duyurdu: “Sadece iddia ile kayyum atamak, yerine meclisten değil valiyi atamak demokrasiye yakışır iş değildir. Hakkari’de atanan kayyuma da Mardin Büyükşehir’e kayyum atama niyetine de CHP’nin bir belediyesine atanmasına nasıl tepki veriyorsak, buna da öyle tepki veriyoruz. Sana göre demokrasi, bana göre demokrasi olmaz.”
YOL HARİTASI BELLİYDİ
Siyaseti yeniden şekillendiren kayyum uygulaması CHP’ye yumuşama/normalleşme sürecinden kurtuluş için aradığı fırsatı verdi. 31 Mart sonrası CHP bir yol haritası belirlemişti, yüksek sesle dillendirilmese de bu rotanın sonunda erken seçimin olduğunu Özel’in yakın çalışma arkadaşları, parti kurmayları çok iyi biliyordu. 31 Mart’ta halktan hükümete sarı kart göstermeleri için oy istediğini ifade eden ve bunu bahane ederek erken seçim istemeyeceğini açıklayan Özgür Özel, erken seçim istemini halkın talebi koşuluna bağlamıştı. Kayyum kararının alındığı gün toplanan CHP MYK’de de gündeme geldi bu konu ve halkın seçim talebinde bulunmasını sağlayıcı politikalar gözden geçirildi. Emekli, çay mitingleri gibi mitinglerin sürdürülmesi, bu zeminlerde iktidar karşıtlığının yükselmesinin sağlanması ve sonuçta iktidarın çok gecikmeden erken seçime zorlanması stratejisi artık daha sıcak bir talep olarak gündemde.
Muhalefet 1 Nisan itibarıyla aslında “erken seçim” diyen geniş halk kesimleri ile artık aynı söylemde birleşti. Cin şişeden çıktı, bundan sonra CHP kararlı tutumunu sürdürürse AKP’nin “Dört yıl seçim yok” dayatmasını hayata geçirmesi çok zor olacak gibi görünüyor.
https://www.birgun.net/makale/normallesmeden-bir-anda-erken-secime-gecildi-cin-siseden-cikti-535336
HEMEN SEÇİM!
Sorun, önceki genel başkanı zamanında esas olarak AKP’ye destek olan ana muhalefet partisi CHP başta olmak üzere AKP-MHP dışı tüm partilerin, toplumu daha da “ateşe atacak” bu karanlık gidişi, önce durdurma; sonra da ışıklarını açma yoluna “halkla birlikte” nasıl gireceğidir. Meclis’te akıtılan kan suyla, sabunla değil, yalnız ve ancak seçimle temizlenebilir. Yapılması gereken ülkenin “bir an önce seçime götürülmesi” ve yürütmenin elinden en kısa zamanda kurtarılmasıdır.
https://www.birgun.net/makale/ak-parti-aydinliktan-karanliga-552883