SolPaylaşım  
Ana Sayfa  |  Yönetim Paneli  |  Üyeler  |  Giriş  |  Kayıt
 
OTURUYORSAN KALK; AYAKTAYSAN YÜRÜ; YÜRÜYORSAN KOŞ!
Yurt ve dünya sorunlarına soldan bakan dostlar HOŞGELDİNİZ .Foruma etkin katılım yapabilmeniz için KAYIT olmalısınız.
Yeni Başlık  Cevap Yaz
 Toplam 6 Sayfa:   Sayfa:   «ilk   <   2   3   4   [5]   6   >   son» 
Cvp:
Yazan Cevap içeriği
Üye Profili boşluk
Kaçak
[ ]
Üye Silindi
Varsayılan Kullanıcı Resmi
Kayıt Tarihi:
İleti Sayısı: 0
Konum: Gizli
Durum: üye silinmiş
İletişim E-Posta Gönder
| Özel ileti Gönder


Cevap Yazan: Kaçak
Cevap Tarihi: 15.01.2015- 11:37


Alıntı Çizelgesi: melnur yazmış

DHKP-C konusunda ortada ''teknik bir sorun'' vardır. Her illegal yapının zaman zaman karşı karşıya kalabileceği ''teknik bir sorun'' bu. Sn.bedrettin'e katılıyorum, her konuda sola çatma alışkanlığından vazgeçmeliyiz. Bu tür davranış bir alışkanlığa döndü ve bu alışkanlık ''masum ve içerden bir sol eleştirisi'' de olmuyor. Örnekse, bu başlıkta bu konuya değinilecekse değinilir ama sonra, çok daha önemlisi ve bir solcu olarak, Sultanahmet saldırısındaki yobazlığın altı çizilir. Eleştiriler bu çerçevede ilerletilir. Solcu olmak başka nedir ki?

İllegal örgütlenmelerde hücre şeklinde çalışmalar hakimdir. Bir hücrenin yaptığı veya yapmaya çalıştığı bir eylem bir başka hücre elemanları tarafından bilinmez. DHKP-C'nin ''teknik bir sorun'' olarak açıklamaya çalıştığı konu da budur. Her illegal örgütlenmede bu tür olaylar olabilir ve ''teknik sorunlar'' ortaya çıkabilir. Hatırlayın PKK'nin pek çok eylemleri de ''bizim haberimiz yok, yerel birimler yaptı'' açıklamasıyla karşılanmıştır. Hücre ve yerel birlikler sahip oldukları inisiyatif doğrultusunda bağımsız eylem yaparlar veya yapmazlar. DJKP-C'nin ilk açıklaması Sultanahmet olayının polisin açıkladığı ilk isimle birlikte kendi hücresi tarafından gerçekleştirildiği yolundaydı. Canlı bombanın ailesinin teşhisiyle birlikte bu açıklamasını geri çekmiştir. Şimdi böyle anlaşılabilir bir olay   yüzünden DHKP-C üzerinde tepinmenin hiç bir anlamı olmadığı gibi sol bir tavır da değildir.




sorun "teknik sorun"un çok ötesindedir. tek tek yazalım.

1- örgüt bundan bir süre önce kendi elemanlarından bazılarına bir basın açıklaması yaptırdı. "vali bizi canlı bomba olarak göstermek istiyor, biz öyle değiliz" diye 3 genç kız bir basın açıklaması yaptı. ilerinde biri örgütün bu son eylemde feda eylemcisi diye ilan ettiği kızdı.

2- bu sultanahmet patlamasını örgütün medya kolu önce kendi eylemleri sanıp sahiplendi ve kızı şehid ilan etti. hakkında şiirli ilan yayınladı ve üyelerini eyleme çağırdı.

3- sonra kendi eylemleri olmadığı ortaya çıkınca bu sefer de yine kendi üyelerini hedef gösterdikleri gerekçesiyle valiliği suçladılar.

4- özür açıklamasında "güvenlik" gerekçesiyle aralarındaki irtibatın kopukluğunu sebep olarak gösterdiler. "teknik hata" denilen kısım burası.

şimdi bu olayı analiz edelim. bir örgüt, kendisine "sol", "sosyalist" ve "devrimci" diyen bir örgüt, rus, çeçen veya başka bir karanlık gücün gerçekleştirdiği bir eylemi kendi eylemi sanabiliyor.

yani bir "yobaz"ın eylemi ile bir "sosyalist"in eylemi arasında eylem biçimi, eylem içeriği, eylem yeri, eylem hedefi vb bakımından hiç bir fark görülmediği anlamı çıkıyor. asıl vahim olan budur, teknik hata kısmı işin komedi tarafıdır.

bu sakat ve sefil mantığa göre bir eylemi "yobaz" yapmışsa gerici eylem oluyor, bir "solcu" yapmışsa ilerici!

bir genç kızın kendini böyle saçma sapan bir şekilde ziyan etmesi doğru mudur diye sorgulanmıyor. berkin elvan'ın intikamını almak için başka bir berkin'i feda etmek uygun mudur diye sorgulanmıyor. bir annenin yüreğini soğutmak için başka bir annenin yüreğini yakmak akla zarar değil midir, düşünülmüyor. sıradan bir polis memurunun hayatını kaybetmesinin mücadeleye, davaya ne gibi bir hizmeti olabilir diye kafa yorulmuyor.

bu örgütün arkasında başka bir güç olabilir mi diye de düşünülmüyor.

her önemli eyleminde karanlık noktalar bulunan gizli ve küçük, dar bir örgütün bu kadar az sorgulanması, bu kadar az eleştirilmesi ve bu kadar çok savunulması akıllara zarar bir durumdur.




Cvp:
Yazan Cevap içeriği
Üye Profili boşluk
Alisan
[ ]
Üye Silindi
Varsayılan Kullanıcı Resmi
Kayıt Tarihi:
İleti Sayısı: 0
Konum: Gizli
Durum: üye silinmiş
İletişim E-Posta Gönder
| Özel ileti Gönder


Cevap Yazan: Alisan
Cevap Tarihi: 15.01.2015- 12:36


[quote="Kaçak"]
[quote="melnur"]
[size=2]DHKP-C konusunda ortada ''teknik bir sorun'' vardır. Her illegal yapının zaman zaman karşı karşıya kalabileceği ''teknik bir sorun'' bu. Sn.bedrettin'e katılıyorum, her konuda sola çatma alışkanlığından vazgeçmeliyiz. Bu tür davranış bir alışkanlığa döndü ve bu alışkanlık ''masum ve içerden bir sol eleştirisi'' de olmuyor. Örnekse, bu başlıkta bu konuya değinilecekse değinilir ama sonra, çok daha önemlisi ve bir solcu olarak, Sultanahmet saldırısındaki yobazlığın altı çizilir. Eleştiriler bu çerçevede ilerletilir. Solcu olmak başka nedir ki?

İllegal örgütlenmelerde hücre şeklinde çalışmalar hakimdir. Bir hücrenin yaptığı veya yapmaya çalıştığı bir eylem bir başka hücre elemanları tarafından bilinmez. DHKP-C'nin ''teknik bir sorun'' olarak açıklamaya çalıştığı konu da budur. Her illegal örgütlenmede bu tür olaylar olabilir ve ''teknik sorunlar'' ortaya çıkabilir. Hatırlayın PKK'nin pek çok eylemleri de ''bizim haberimiz yok, yerel birimler yaptı'' açıklamasıyla karşılanmıştır. Hücre ve yerel birlikler sahip oldukları inisiyatif doğrultusunda bağımsız eylem yaparlar veya yapmazlar. DJKP-C'nin ilk açıklaması Sultanahmet olayının polisin açıkladığı ilk isimle birlikte kendi hücresi tarafından gerçekleştirildiği yolundaydı. Canlı bombanın ailesinin teşhisiyle birlikte bu açıklamasını geri çekmiştir. Şimdi böyle anlaşılabilir bir olay   yüzünden DHKP-C üzerinde tepinmenin hiç bir anlamı olmadığı gibi sol bir tavır da değildir.[/size]
[/quote]

[size=2]sorun "teknik sorun"un çok ötesindedir. tek tek yazalım.

1- örgüt bundan bir süre önce kendi elemanlarından bazılarına bir basın açıklaması yaptırdı. "vali bizi canlı bomba olarak göstermek istiyor, biz öyle değiliz" diye 3 genç kız bir basın açıklaması yaptı. ilerinde biri örgütün bu son eylemde feda eylemcisi diye ilan ettiği kızdı.

2- bu sultanahmet patlamasını örgütün medya kolu önce kendi eylemleri sanıp sahiplendi ve kızı şehid ilan etti. hakkında şiirli ilan yayınladı ve üyelerini eyleme çağırdı.

3- sonra kendi eylemleri olmadığı ortaya çıkınca bu sefer de yine kendi üyelerini hedef gösterdikleri gerekçesiyle valiliği suçladılar.

4- özür açıklamasında "güvenlik" gerekçesiyle aralarındaki irtibatın kopukluğunu sebep olarak gösterdiler. "teknik hata" denilen kısım burası.

şimdi bu olayı analiz edelim. bir örgüt, kendisine "sol", "sosyalist" ve "devrimci" diyen bir örgüt, rus, çeçen veya başka bir karanlık gücün gerçekleştirdiği bir eylemi kendi eylemi sanabiliyor.

yani bir "yobaz"ın eylemi ile bir "sosyalist"in eylemi arasında eylem biçimi, eylem içeriği, eylem yeri, eylem hedefi vb bakımından hiç bir fark görülmediği anlamı çıkıyor. [b]asıl vahim olan budur[/b], teknik hata kısmı işin komedi tarafıdır.

bu sakat ve sefil mantığa göre bir eylemi "yobaz" yapmışsa gerici eylem oluyor, bir "solcu" yapmışsa ilerici!

bir genç kızın kendini böyle saçma sapan bir şekilde ziyan etmesi doğru mudur diye sorgulanmıyor. berkin elvan'ın intikamını almak için başka bir berkin'i feda etmek uygun mudur diye sorgulanmıyor. bir annenin yüreğini soğutmak için başka bir annenin yüreğini yakmak akla zarar değil midir, düşünülmüyor. sıradan bir polis memurunun hayatını kaybetmesinin mücadeleye, davaya ne gibi bir hizmeti olabilir diye kafa yorulmuyor.

bu örgütün arkasında başka bir güç olabilir mi diye de düşünülmüyor.

her önemli eyleminde karanlık noktalar bulunan gizli ve küçük, dar bir örgütün bu kadar az sorgulanması, bu kadar az eleştirilmesi ve bu kadar çok savunulması akıllara zarar bir durumdur.
[/size]

[/quote]Aslında yapılan eylemi ve biçimini, yalan yere sahiplenlemerini,..... özelde melnur'da eleştiriyor onun   talebeleri ve partiside ama burada sırf sen eleştiriyorsun diye sahipleniyorlar. (Hemde nsil acimasizca ve sert bir şekilde eleştirdiklerini, neler söylediklerini tahmin edebiliyorum. Geçmişten beri TKP yanlı siyaset yapanların DHP-C gibi örgütleri "hayalperest, küçük burjuva eylemleri, devrime zarar veren eylemler yapıyorlar,.... diyerek eleştiriyorlar.) Komik bir vakaa anlayacağın. Gerçekten doğru ve gerekli bir eylem biçimi olarak kabul etselerdi, yaşananlar için "illegal bir örgütte yaşanılabilir" olarak ve doğal karşılasalardı Solportal içerisinden bir yazar bu olayı çoktan kaleme almıştı. Bir insan sırf savunma. kompleksiyle cevap verirse böyle komik durumlarda ortaya çıkabiliyor.




Bu ileti en son Alisan tarafından 15.01.2015- 12:49 tarihinde, toplamda 2 kez değiştirilmiştir.
Cvp:
Yazan Cevap içeriği
Üye Profili boşluk
bedrettin
[ ..... ]

Varsayılan Kullanıcı Resmi
Kayıt Tarihi: 30.08.2013
İleti Sayısı: 907
Konum: Trabzon
Durum: Forumda Değil
İletişim E-Posta Gönder
| Özel ileti Gönder


Cevap Yazan: bedrettin
Cevap Tarihi: 15.01.2015- 23:51


sorun "teknik sorun"un çok ötesindedir. tek tek yazalım.

Sorun AKP faşizminden çok mu önemli mi? Sultanahmet canlı kalkanın dinci bir militan olduğu ortaya çıkmışken, dinci faşizme bu iktidar çanak tutuyorken, senin solculuğun konuya bakarken DHKP-c'yi mi görüyor?



Cvp:
Yazan Cevap içeriği
Üye Profili boşluk
bedrettin
[ ..... ]

Varsayılan Kullanıcı Resmi
Kayıt Tarihi: 30.08.2013
İleti Sayısı: 907
Konum: Trabzon
Durum: Forumda Değil
İletişim E-Posta Gönder
| Özel ileti Gönder


Cevap Yazan: bedrettin
Cevap Tarihi: 15.01.2015- 23:55


Aslında yapılan eylemi ve biçimini, yalan yere sahiplenlemerini,..... özelde melnur'da eleştiriyor onun   talebeleri ve partiside ama burada sırf sen eleştiriyorsun diye sahipleniyorlar. (Hemde nsil acimasizca ve sert bir şekilde eleştirdiklerini, neler söylediklerini tahmin edebiliyorum. Geçmişten beri TKP yanlı siyaset yapanların DHP-C gibi örgütleri "hayalperest, küçük burjuva eylemleri, devrime zarar veren eylemler yapıyorlar,.... diyerek eleştiriyorlar.) Komik bir vakaa anlayacağın. Gerçekten doğru ve gerekli bir eylem biçimi olarak kabul etselerdi, yaşananlar için "illegal bir örgütte yaşanılabilir" olarak ve doğal karşılasalardı Solportal içerisinden bir yazar bu olayı çoktan kaleme almıştı. Bir insan sırf savunma. kompleksiyle cevap verirse böyle komik durumlarda ortaya çıkabiliyor.

Alişan şu yancılıktan bir türlü kurtulamadın. Gölge boksu yapmak istiyorsun da, neyi savunuyorsun, ne söylemek istiyorsun belli değil?   Masken düştü hala sıkılmadan yancılık yapıyorsun!



Cvp:
Yazan Cevap içeriği
Üye Profili boşluk
melnur
[ Gelenek ]
Kurucu
Varsayılan Kullanıcı Resmi
Kayıt Tarihi: 02.08.2013
İleti Sayısı: 11.011
Konum: İstanbul
Durum: Forumda Değil
İletişim E-Posta Gönder
| Özel ileti Gönder

50 kere teşekkür edildi.
36 kere teşekkür etti.
Cevap Yazan: melnur
Cevap Tarihi: 16.01.2015- 01:00


Alıntı Çizelgesi: proletersosyalist yazmış

Alıntı Çizelgesi: Geddark yazmış

Bu Cephe'nin eylemlerine anlam veremıyorum ben. Böyle halktan kopuk eylemler yapıp nasıl kendilerine halk hareketi diyorlar ? Emekçiler,köylüler bu eylemin neresinde ?




Ben bazıları farklı düşünebilir ama silahlı propagandanın, birtakım radikal eylemlerin kapitalizmin ideolojik hegemonyasının etkisini zayıflatıp, suni dengeyi kırmak yolunda işlevsel olabileceğini düşünüyorum. Ancak doğru taktiksel hamleler ve sağlam bir ideolojik altyapı zorunlu. Halk Cephesi'nin ise hem taktikleri yanlış hem de yanlış taktiği bile doğru düzgün başarıya ulaştıramıyorlar. Halk Cephesi ikidir polise karşı silahlı ve bombalı eylem düzenliyor. Ancak mevcut somut durumun somut tahlilinde polise karşı bu eylemler mi ideolojik hegemonyayı kırma noktasında etkili olabilir yoksa bazı birtakım farklı radikal pratikler mi? Polise karşı olan eylemleri yadsımıyorum ancak ideolojik hegemonyayı kırma hedefi güdülüyorsa daha farklı radikal pratikler gerekli. Halk Cephesi yıllardır bunu kavrayamadı. Peki varsayalım ki polisle çatışarak devletin kağıttan kaplanlığını gözler önüne sereceksin e bunu da doğru düzgün yapamadılar Dolmabahçe önünde. Başarısız, komik bir eylem gerçekleşti ve verilmek istenen mesajın tam tersi topluma ulaştırılmış oldu. Polis Dolmabahçe önündeki eylemciyi tutuklayıp götürürken eylemci ''Berkin Elvan'ın öcü alınacak'' diye slogan attı, polis ise ''hani alamadın'' diye bir karşılık verdi. Bu karşılık başarısızlığın, eğitimsizliğin ve beceriksizliğin ifadesi oldu. Verilmek istenen mesaj ise görüldüğü gibi tam tersi bir şekilde topluma ulaşmış oldu
.



Sn.proletersosyalist;

İdeolojik hegemonya silahlı eylemlerle, ''Silahlı propaganda'' ile nasıl kırılabilir? Silahlı propaganda sömürünün açık, ''gözle görülür olduğu'' koşullarda zorunlu olabilir ama kapitalizmin yol aldığı ve temel sınıfların ortaya çıktığı bir ülkede bu yolla ideolojik hegemonyanın kırılması bana çok da mümkün görünmüyor. Aslında konuyu biraz daha açmak gerekiyor. İdeolojik hegemonya ile genel anlamda burjuvazinin kendi ideolojisini ezilenlerin bilincine aktarması ve sistemle uyumlu insan tipine dönüştürmesini anlıyorsak, silahlı propaganda ile bu geri bilincin ortadan kaldırılmasının mümkün olup olmadığı üzerinde düşünmek gerekiyor.

Sömürünün görülebilir olduğu geri kalmış ülke ve bölgelerde halk ezildiğinin, sömürüldüğünün bilincindedir.   Ezilmişliğinin ve sömürülmesinin kaynağının iktidar olduğunu da bilir ve bunu gözlemleyebilir. Başkaldıramaz çünkü örgütü yoktur, iktidarı devirecek bir gücü yoktur, yalnızdır vb. İşte silahlı propaganda bana göre o koşulların pratiğidir. Silahlı propaganda sömürülenlere iktidarın ve iktidarın araçlarının gerçekte kof olduğunu gösterir. İdeolojik hegemonyayı kırmaz, çünkü o ülkelerde ideolojik hegemonyanın ötesinde fiili bir baskı rejimi vardır. Silahlı propaganda o baskının kırılabilir-yenilebilir olduğunu kanıtlamayı amaçlar. Bunu başardığında da ''bireysel-örgütsel'' olan silahlı mücadele kitlesel bir hale dönüşür.

Kapitalist bir ülkede silahlı mücadele bu yüzden aynı işlevi görmez.



Cvp:
Yazan Cevap içeriği
Üye Profili boşluk
melnur
[ Gelenek ]
Kurucu
Varsayılan Kullanıcı Resmi
Kayıt Tarihi: 02.08.2013
İleti Sayısı: 11.011
Konum: İstanbul
Durum: Forumda Değil
İletişim E-Posta Gönder
| Özel ileti Gönder

50 kere teşekkür edildi.
36 kere teşekkür etti.
Cevap Yazan: melnur
Cevap Tarihi: 16.01.2015- 01:10


bir "yobaz"ın eylemi ile bir "sosyalist"in eylemi arasında eylem biçimi, eylem içeriği, eylem yeri, eylem hedefi vb bakımından hiç bir fark görülmediği anlamı çıkıyor. asıl vahim olan budur, teknik hata kısmı işin komedi tarafıdır.

bu sakat ve sefil mantığa göre bir eylemi "yobaz" yapmışsa gerici eylem oluyor, bir "solcu" yapmışsa ilerici!


Sn.Kaçak;

Biçimle özü birbirine karıştırmamalısınız. Bir yobazın eylemi ile bir sosyalistin eylemi biçimsel olarak birbirine benzeyebilir. Öz'üne bakmadan bu eylemleri aynılaştıramazsınız.

( Bu yorum üçüncü kez yazıldı. Birincisini yazdım, sonra sildim, bir iki sigara içtikten sonra ikincisini yazdım yine göndermedim. Sonra Sn.proletersosyalist arkadaşın yazısına yorum yazmayı yeğledim. Sizi kırmak istemiyorum, sizin yazmanızı engellemek de istemiyorum. Ama çok çabuk gaza geliyorsunuz ve hala sola yönelik eleştirilerinizi düzgün bir üslupla yazma becerisini göstermiyor ve bu konuda ısrarcı davranıyorsunuz. Size bundan   rahatsız olduğumu bir kere daha belirtme gereği duyuyorum.)



Cvp:
Yazan Cevap içeriği
Üye Profili boşluk
proletersosyalist
[ Bekir Sami ]

Varsayılan Kullanıcı Resmi
Kayıt Tarihi: 15.09.2014
İleti Sayısı: 709
Konum: İstanbul
Durum: Forumda Değil
İletişim E-Posta Gönder
| Özel ileti Gönder


Cevap Yazan: proletersosyalist
Cevap Tarihi: 16.01.2015- 09:22


Alıntı Çizelgesi: melnur yazmış

Alıntı Çizelgesi: proletersosyalist yazmış

Alıntı Çizelgesi: Geddark yazmış

Bu Cephe'nin eylemlerine anlam veremıyorum ben. Böyle halktan kopuk eylemler yapıp nasıl kendilerine halk hareketi diyorlar ? Emekçiler,köylüler bu eylemin neresinde ?




Ben bazıları farklı düşünebilir ama silahlı propagandanın, birtakım radikal eylemlerin kapitalizmin ideolojik hegemonyasının etkisini zayıflatıp, suni dengeyi kırmak yolunda işlevsel olabileceğini düşünüyorum. Ancak doğru taktiksel hamleler ve sağlam bir ideolojik altyapı zorunlu. Halk Cephesi'nin ise hem taktikleri yanlış hem de yanlış taktiği bile doğru düzgün başarıya ulaştıramıyorlar. Halk Cephesi ikidir polise karşı silahlı ve bombalı eylem düzenliyor. Ancak mevcut somut durumun somut tahlilinde polise karşı bu eylemler mi ideolojik hegemonyayı kırma noktasında etkili olabilir yoksa bazı birtakım farklı radikal pratikler mi? Polise karşı olan eylemleri yadsımıyorum ancak ideolojik hegemonyayı kırma hedefi güdülüyorsa daha farklı radikal pratikler gerekli. Halk Cephesi yıllardır bunu kavrayamadı. Peki varsayalım ki polisle çatışarak devletin kağıttan kaplanlığını gözler önüne sereceksin e bunu da doğru düzgün yapamadılar Dolmabahçe önünde. Başarısız, komik bir eylem gerçekleşti ve verilmek istenen mesajın tam tersi topluma ulaştırılmış oldu. Polis Dolmabahçe önündeki eylemciyi tutuklayıp götürürken eylemci ''Berkin Elvan'ın öcü alınacak'' diye slogan attı, polis ise ''hani alamadın'' diye bir karşılık verdi. Bu karşılık başarısızlığın, eğitimsizliğin ve beceriksizliğin ifadesi oldu. Verilmek istenen mesaj ise görüldüğü gibi tam tersi bir şekilde topluma ulaşmış oldu
.



Sn.proletersosyalist;

İdeolojik hegemonya silahlı eylemlerle, ''Silahlı propaganda'' ile nasıl kırılabilir? Silahlı propaganda sömürünün açık, ''gözle görülür olduğu'' koşullarda zorunlu olabilir ama kapitalizmin yol aldığı ve temel sınıfların ortaya çıktığı bir ülkede bu yolla ideolojik hegemonyanın kırılması bana çok da mümkün görünmüyor. Aslında konuyu biraz daha açmak gerekiyor. İdeolojik hegemonya ile genel anlamda burjuvazinin kendi ideolojisini ezilenlerin bilincine aktarması ve sistemle uyumlu insan tipine dönüştürmesini anlıyorsak, silahlı propaganda ile bu geri bilincin ortadan kaldırılmasının mümkün olup olmadığı üzerinde düşünmek gerekiyor.

Sömürünün görülebilir olduğu geri kalmış ülke ve bölgelerde halk ezildiğinin, sömürüldüğünün bilincindedir.   Ezilmişliğinin ve sömürülmesinin kaynağının iktidar olduğunu da bilir ve bunu gözlemleyebilir. Başkaldıramaz çünkü örgütü yoktur, iktidarı devirecek bir gücü yoktur, yalnızdır vb. İşte silahlı propaganda bana göre o koşulların pratiğidir. Silahlı propaganda sömürülenlere iktidarın ve iktidarın araçlarının gerçekte kof olduğunu gösterir. İdeolojik hegemonyayı kırmaz, çünkü o ülkelerde ideolojik hegemonyanın ötesinde fiili bir baskı rejimi vardır. Silahlı propaganda o baskının kırılabilir-yenilebilir olduğunu kanıtlamayı amaçlar. Bunu başardığında da ''bireysel-örgütsel'' olan silahlı mücadele kitlesel bir hale dönüşür.

Kapitalist bir ülkede silahlı mücadele bu yüzden aynı işlevi görmez.



Sizin bahsettiğiniz silahlı propagandayla benim bahsettiğim aynı değil. Sizin bahsettiğiniz silahlı propaganda ideolojik hegemonyayı değil suni dengeyi yıkmayı hedefleyen bir model. Çünkü bahsettiğiniz somut durumda ( sömürge tipi faşizmin yaşandığı, kapitalizmin tam anlamıyla yerleşmediği, burjuvazinin toprak beyleriyle müttefiklik içinde olduğu ve emperyalist sömürünün yoğun biçimde yaşandığı bir sistem) ideolojik hegemonya zaten yıkılmış yada hiç oluşturulamamış ve yapılması gereken sistemin kağıttan kaplanlığını göz önüne serip insanları devrim mücadelesine çekmek.

Benim bahsettiğim ise kapitalizmin yerleşip, geliştiği dolayısıyla sistemin insanlar üzerinde çok etkin bir ideolojik hegemonyaya sahip olduğu ( bu hegemonya kapitalizme kadar ki hakim sınıfların toplum üzerinde sahip olduğu hegemonyadan çok daha güçlü bir hegemonyadır) ülkeler de sistemin ideolojik hegemonyasını yıkıp sömürüyü ''gözle görülür'' hale getirmek için yapılacak mücadele. Ben bu noktada yani sistemin ideolojik hegemonyasını kırmakta silahlı mücadelenin işlevsel olabileceğini düşünüyorum ( silahlı propaganda yöntemiyle ideolojik hegemonyanın kırılabildiği bir düzlemde suni denge zaten kırılmış olacaktır) . Çünkü böyle radikal bir yöntem gündelik hayatın içinde sıkışıp kalan, kitle iletişim araçları üzerinden uyuşturulan kitlelerde bir şok etkisi yaratabilir, dikkatlerini devrim hareketine çekmesini sağlayabilir ve bu sayede devrim hareketi bugüne kadar hiç olmadığı bir biçimde bir karşıt hegemonya üretme şansı bulabilir (özellikle sistemin hegemonyasını düşündüğümüz de bu nokta çok önemli). Tabi ki insanlar bir anda bir kaç eylemle ve bu eylemlerin etkisiyle devrimci harekete katılmayacak. Ancak taktiksel olarak doğru seçilmiş ve başarıya ulaşan eylemler zamanla insanların farklı bir yöne doğru savrulmasına, umudunu sistemden ve sistemin partilerinden kırmasına, radikal bir mücadelenin gerekliliğine inandırmaya yol açabilir. Bu pratiğin altı ise sağlam bir ideolojik altyapıyla doldurulmalı ve pratik doğrudan tüketim kültürüne, insanların özellikle kitle iletişim araçları üzerinden sürüleştirilmesine özlü eleştiriler getirebilecek bir yapıda olmalı.

Marx insanların sendikalar üzerinden gerçekleştirdikleri ekonomik mücadelenin zamanla siyasal bilinci getirebileceğini söylüyordu, Lenin ise öncü parti teorisiyle örgütlenme ve bilinç konularında Marksizm'i bir adım öteye taşıdı. Ben de Lenin'in öncü parti anlayışının devam ettirilmesini savunuyor ama sistemin yaşadığı gelişmelerin ve değişimlerin hesaba katılarak bu anlayışın devam ettirilmesini savunuyorum. 20.yüzyıl başındaki az gelişmiş kapitalist Rusya'da ki modeli taklit etmek kimseye bir şey getirmez. Ekim Devrimi'nin yüzüncü yılına yaklaşıyoruz ama bu süreçte dünyanın herhangi bir ülkesinde Ekim Devrimi modelinde bir devrim gerçekleşmesini bırakın birebir Rusya Sosyal Demokrat İşçi Partisi'nin örgütlenme modelini taklit ederek güçlü bir örgütlenme bile gerçekleştirilmedi. Dolayısıyla Bilişim Devriminin yarattığı değişimleri ve etkileri hesaba katan (kitle iletişim araçları üzerinden toplumun her bireyine ulaşma şansı ve bu sayede oluşturulan ideolojik üretim ve hegemonya) bunun yanında yaratılan borçlandırma-tüketim kültürüyle bir yandan herkesin   kendini ''burjuva'' hissetmesi sağlanırken, diğer yandan bu sayede insanların çok daha kolay ve içinden çıkılamayacak bir şekilde sisteme bağlanması gerçeğini de dikkate alan yani kapitalizmin geçirdiği yeni değişimleri, evreleri kavrayabilen 21.yüzyıla özgü bir modele ihtiyacımız var.



Cvp:
Yazan Cevap içeriği
Üye Profili boşluk
Kaçak
[ ]
Üye Silindi
Varsayılan Kullanıcı Resmi
Kayıt Tarihi:
İleti Sayısı: 0
Konum: Gizli
Durum: üye silinmiş
İletişim E-Posta Gönder
| Özel ileti Gönder


Cevap Yazan: Kaçak
Cevap Tarihi: 16.01.2015- 10:47


Alıntı Çizelgesi: melnur yazmış
bir "yobaz"ın eylemi ile bir "sosyalist"in eylemi arasında eylem biçimi, eylem içeriği, eylem yeri, eylem hedefi vb bakımından hiç bir fark görülmediği anlamı çıkıyor. asıl vahim olan budur, teknik hata kısmı işin komedi tarafıdır.

bu sakat ve sefil mantığa göre bir eylemi "yobaz" yapmışsa gerici eylem oluyor, bir "solcu" yapmışsa ilerici!


Sn.Kaçak;

Biçimle özü birbirine karıştırmamalısınız. Bir yobazın eylemi ile bir sosyalistin eylemi biçimsel olarak birbirine benzeyebilir. Öz'üne bakmadan bu eylemleri aynılaştıramazsınız.

( Bu yorum üçüncü kez yazıldı. Birincisini yazdım, sonra sildim, bir iki sigara içtikten sonra ikincisini yazdım yine göndermedim. Sonra Sn.proletersosyalist arkadaşın yazısına yorum yazmayı yeğledim. Sizi kırmak istemiyorum, sizin yazmanızı engellemek de istemiyorum. Ama çok çabuk gaza geliyorsunuz ve hala sola yönelik eleştirilerinizi düzgün bir üslupla yazma becerisini göstermiyor ve bu konuda ısrarcı davranıyorsunuz. Size bundan   rahatsız olduğumu bir kere daha belirtme gereği duyuyorum.)





ben sigara içmem. size de içmenizi önermem. kendinizi düşünmüyorsanız evdekileri düşünün, sevimli lokum'u düşünün. ayrıca sizin gibi kibar, sakin, makul ve uygar bir insana sigara içmeyi yakıştıramadım. gözümde nedense steril ortamda yaşayan bir sakin modernist izlenimi edinmişsiniz. :)

biçimle özü birbirine karıştırmıyorum. bir "yobaz"ın eylemi ile bir sosyalistin eylemi biçimsel olarak birbirine az da olsa benzeyebilir. ama kitleye açık ortamlarda, masum insanlara zarar verebilecek bir eylemi sosyalistler yapmaktan imtina eder.

insan değerli bir varlıktır sosyalistlerin gözünde. bir de özellikle kadro kolay yetişmez ve kendi kadrosunu böyle kabaca harcayan, ziyan eden bir başka "sol" örgüt daha yoktur muhtemelen.

"feda eylemi" yapmaya gelmeden önce yapılacak pek çok başka eylem biçimi vardır. burası israil işgali altındaki bir ülke değil ki bu kadar çaresiz eylemlere kalkışıyorlar. üstelik son yıllarda hemen her eylemleri karşı tarafa değil, kendilerine zarar veren türden oldu.

bu dediklerim "biçim" eleştirisi gibi görülebilir sizlerce. ama öze ilişkin eleştiri boyutu da yok mu? insana, politik mücadeleye, kadroya, kitleye bakıştaki çarpıklığın ürünü olan eylemler değil mi?

"öz" dediğimiz nedir bu eylemlerde? mesela örgütün kendi resmî açıklamasında eylemi üstlenirken söylediği; "berkin elvan'ın öcünü almak" gerekçesini öz olarak ele alabiliriz.

berkin elvan'ın öcünü böyle mi alacaklarını sanıyorlar? olayla tamamen ilgisiz bir başka polisin hayatını alarak mı öcünü almış olacaklarını düşünüyorlar? bu kadar mı acizler ki şimdiye kadar bu "öc"ü alamadılar da her nedense şu aralar almaya kalkıyorlar?

"öz" dediğiniz buysa, bu özün de pek sosyalistçe olmadığı ortada. ayrıca gerekçeyi öz olarak kabul edecek olursak daima kulağa iyi gibi görünen bir gerekçe bulunabilir. ama yapılan eylem tam aksi etki bırakacak bir eylem de olabilir. böylesi durumlarda yine de, "tamam, biçimde sorunlar var, ama özü iyiymiş" mi diyeceğiz?


umarım sizi fazla rahatsız etmeden görüşlerimi düzgün biçimde yazabilmişimdir. lokum'un sağlığıyla oynamak istemem.





Yeni Başlık  Cevap Yaz
 Toplam 6 Sayfa:   Sayfa:   «ilk   <   2   3   4   [5]   6   >   son» 



Forum Ana Sayfası

 


 Bu konuyu 2 kişi görüntülüyor:  2 Misafir, 0 Üye
 Bu konuyu görüntüleyen üye yok.
Konuyu Sosyal Ortamda Paylas
Benzer konular
Başlık Yazan Cevap Gösterim Son ileti
Konu Klasör İnorganikten Organiğe: İlkel Canlılık melnur 7 5062 24.04.2024- 09:13
Konu Klasör İstanbul Bayrampaşa'da polise saldırı ayhan 22 12339 06.03.2016- 21:17
Konu Klasör Efkan Ala: Polise orantısız güç kullanıldı solcu 3 4353 04.05.2014- 20:57
Konu Klasör Ahmet Şık'a 'polise faşist' dedin davası! umut 1 5897 12.12.2013- 12:27
Konu Klasör TKP Samsun'dan Atatürk anıtına saldırıya ilişkin açıklama... melnur 2 1325 05.02.2022- 01:49
Etiketler   Sultanahmette,   polise,   canlı,   bomba,   saldırısı
SOL PAYLAŞIM
Yasal Uyarı
Sitemiz Bir Paylasim Forum sitesidir Bu nedenle yazı, resim ve diğer materyaller sitemize kayıtlı üyelerimiz tarafından kontrol edilmeksizin eklenebilmektedir. Bu nedenden ötürü doğabilecek yasal sorumluluklar yazan kullanıcılara aittir. Sitemiz hak sahiplerinin şikayetleri doğrultusunda yazı ve materyalleri 48 Saat içerisinde sitemizden kaldırmaktadır.
Bildirimlerinizi info@solpaylasim.com adresine yollayabilirsiniz.
Forum Mobil RSS