SolPaylaşım  
Ana Sayfa  |  Yönetim Paneli  |  Üyeler  |  Giriş  |  Kayıt
 
OTURUYORSAN KALK; AYAKTAYSAN YÜRÜ; YÜRÜYORSAN KOŞ!
Yurt ve dünya sorunlarına soldan bakan dostlar HOŞGELDİNİZ .Foruma etkin katılım yapabilmeniz için KAYIT olmalısınız.
Yeni Başlık  Cevap Yaz
Üç eylem ışığında sosyalist hareket           (gösterim sayısı: 2.466)
Yazan Konu içeriği
Üye Profili boşluk
denizcan
[ devrimci ]

Varsayılan Kullanıcı Resmi
Kayıt Tarihi: 24.12.2013
İleti Sayısı: 2.431
Konum: Trabzon
Durum: Forumda Değil
İletişim E-Posta Gönder
| Özel ileti Gönder


Konu Yazan: denizcan
Konu Tarihi: 05.09.2015- 12:14


Üç eylem ışığında sosyalist hareket-Metin Çulhaoğlu  


Türkiye’de son on yılın önemli kitlesel eylemlerinden üçünü hatırlayalım:

·         2007 yılı cumhuriyet mitingleri (birincisi).

·         HDP’nin 2015 Haziran seçimleri öncesi gerçekleştirdiği İstanbul ve İzmir mitingleri (ikincisi).

·           2013 Haziran direnişi ya da kalkışması (üçüncüsü).

(Sıralama, kronolojik olmayıp yazının mantığı ve akışıyla ilgilidir).

Şimdi, bu eylemlerin özelliklerine kısaca göz atalım:

Birincisi: Katılanlar arasında sosyalistler de vardır; ama asıl ağırlığı Cumhuriyetçi, Atatürkçü ya da Kemalist, yurtsever, laik kesimler oluşturmaktadır.

İkincisi: Katılanlar arasında sosyalistler de vardır; ama asıl ağırlığı, ülkenin batısındaki metropollerde yaşayan Kürt emekçiler oluşturmaktadır. Ek not: Sayıca fazla denemese bile birinci eylemlilikte (2007) yer alanlardan belirli kesimleri buralarda da görmek mümkündür.

Üçüncüsü: İlk iki eylemlilikteki kategorilerin hepsini kapsamaktadır. 2013 Haziran’ında “asıl ağırlığı” kimlerin oluşturduğu bir yerden sonra o kadar da önemli değildir. Önemli olan, Haziran’ın hemen herkesi aynı eylemlilikte buluşturabilmesidir.

Bu ülkenin sosyalistleri, son dönemin en önemli bu üç eylemliliğinde yer almışlardır; kendi eylemlerinde bulamadıkları kitleselliği buralarda bulabilmişlerdir.

Şimdi, sosyalist hareketin gündeminde hep yer aldığı halde pek açık dillendirilmeyen bir soruya gelelim: Eğer sosyalizmin kendi dışına açılma, kitleselleşme gibi bir gündemi varsa, bu üç eylemlilikten hangisine bakmalı, hangisine yüklenmeli?

Hemen gelecek yanıt herhalde “üçüncüsüne”, yani “Haziran 2013 kitleselliğine” olacaktır. Doğrudur; ancak, bu “bakışta” ve “yüklenmede” bir siyasal hat, ideolojik omurga ve gelecek perspektifi olması gerektiğine göre bunlar nasıl oluşturulacak, nereden bulunacak?

Aynı sırayla devam edelim.

Birincisi: Türkiye’de son 150 yılın modernleşme süreçlerini, Kurtuluş Savaşı’nı ve Cumhuriyet döneminin açılımlarını ikincisine göre daha doğru okumaktadır.   Kendisi pek farkında olmasa bile bu okuma klasik Marksist şemaya daha çok uymaktadır (burjuva devrimler). Ne var ki, “gelecek perspektifi”, gidebileceği kadar sola gitse bile bir yerde tıkalıdır: Dünya sosyalist sisteminin varlığında belirli bir anlam taşıdığı söylenebilecek “kapitalist olmayan yola” endekslidir ve kendi başına alındığında bu anlamda arkaik kalmaktadır.

İkincisi: Taşıdığı emekçi ağırlığına karşın sol değil, ulusal sorun belirlenimlidir. Tarih okumalarında ilkine göre sosyalist şemanın hayli dışında kalmaktadır. Gündemini bölge ölçeğinde belirlediği oranda emperyalist güç odaklarıyla kuşku uyandırıcı ilişkilere girebilmektedir. Gelecek perspektifi ise küreselci-liberal ideoloji ile yeniden üretilmiş bir ütopyacı sosyalizmin bileşimiyle sınırlı kalmaktadır ve hiç de gerçekçi görünmemektedir. Gene de, emekçi ağırlığı, dinamizmi, aşağıdan yukarıya hareketlenme kapasitesiyle sosyalizmin görmezden gelemeyeceği bir potansiyele sahiptir.

Üçüncüsü: Ne “orta sınıf tepkisi” ne de “liberal”dir.   Tepki, net olarak belirli bir siyasal iktidara yöneldiği için hiç mi hiç apolitik değildir; ilk sıraya “yaşam tarzı” konulsa bile bu da tam tamına politik bir kalkış noktasıdır. Kitlesellik taşıdığından ve kendiliğindenlik öğesi ağır bastığından “ideolojisi” önsel (a priori) değil ancak sonsal (a posteriori) yüklenilmiş/atfedilmiş bilinç kategorisiyle tanımlanabilir. Gelecek perspektifine gelirsek, “olmadığını” söylemekte sakınca yoktur.      

“Kadim” meselemize yeniden dönelim: Sosyalist hareketin güçlenmesi, kitleselleşmesi ve bu ülkedeki siyasal süreçlere kendi damgasını vurması…

Eğer meselemiz buysa, bu hedefe ilk iki eylemlilikten herhangi birinin içine girerek, bunları kendi içlerinden itekleyerek, kendini onların kimi özel hassasiyetlerine göre “uyarlayarak” ulaşılması mümkün değildir.

O zaman, yüklenilmesi gereken eylemlilik her halükarda üçüncüsü olmalıdır; ama elbette net bir siyasal çizgiyle, gelişkin bir ideolojik kurguyla ve gelecek perspektifiyle…

Bu durumda ilk ikisine boş verelim mi demiş oluyoruz?

Kesinlikle hayır!

Sosyalizm, üçüncüsüne gerçek anlamda girdiğinde, nüfuz ettiğinde, kendini orada yeniden ürettiğinde birincisine ve ikincisine de ulaşabilecek, öbür türlü söylersek, böyle bir durumda ilk ikisi sosyalizme bigâne kalamayacaktır.








Yeni Başlık  Cevap Yaz



Forum Ana Sayfası

 


 Bu konuyu 1 kişi görüntülüyor:  1 Misafir, 0 Üye
 Bu konuyu görüntüleyen üye yok.
Konuyu Sosyal Ortamda Paylas
Benzer konular
Başlık Yazan Cevap Gösterim Son ileti
Konu Klasör Seçimler, sosyalist hareket ve TKP denizcan 0 2961 27.03.2015- 19:31
Konu Klasör Sosyalist hareket nasıl eşik atlayacak? denizcan 2 3411 11.04.2015- 18:40
Konu Klasör Seçimler, HDP ve sol hareket proleter 1 3668 30.10.2015- 17:04
Konu Klasör HKP'nin pankartına "hareket" suçlaması tarihselmaddeci 0 2622 20.05.2015- 08:58
Konu Klasör Örgüt ve Hareket-Metin Çulhaoğlu denizcan 1 4489 31.12.2014- 21:29
Etiketler   Üç,   eylem,   ışığında,   sosyalist,   hareket
SOL PAYLAŞIM
Yasal Uyarı
Sitemiz Bir Paylasim Forum sitesidir Bu nedenle yazı, resim ve diğer materyaller sitemize kayıtlı üyelerimiz tarafından kontrol edilmeksizin eklenebilmektedir. Bu nedenden ötürü doğabilecek yasal sorumluluklar yazan kullanıcılara aittir. Sitemiz hak sahiplerinin şikayetleri doğrultusunda yazı ve materyalleri 48 Saat içerisinde sitemizden kaldırmaktadır.
Bildirimlerinizi info@solpaylasim.com adresine yollayabilirsiniz.
Forum Mobil RSS