SolPaylaşım  
Ana Sayfa  |  Yönetim Paneli  |  Üyeler  |  Giriş  |  Kayıt
 
OTURUYORSAN KALK; AYAKTAYSAN YÜRÜ; YÜRÜYORSAN KOŞ!
Yurt ve dünya sorunlarına soldan bakan dostlar HOŞGELDİNİZ .Foruma etkin katılım yapabilmeniz için KAYIT olmalısınız.
Yeni Başlık  Cevap Yaz
 Toplam 2 Sayfa:   Sayfa:   «ilk   <   1   [2] 
Cvp:
Yazan Cevap içeriği
Üye Profili boşluk
hakkı
[ ]
Üye Silindi
Varsayılan Kullanıcı Resmi
Kayıt Tarihi:
İleti Sayısı: 0
Konum: Gizli
Durum: üye silinmiş
İletişim E-Posta Gönder
| Özel ileti Gönder


Cevap Yazan: hakkı
Cevap Tarihi: 18.09.2015- 11:27


1914 lerde dünyayı biçimlendiren güçler Suriye Irak ve benzeri yerlerde eline cetfeli pergeli alıp haritalar çizdi ve işine geldiği ölçüde yöneticiler tayin etti durum 1950 lerden sonra yeniden değişti o zamada yeni dünya egemenleri dünyayı biçimlendirdi

Şimdide aynısı olmakta sonucunda halklar her durumda madur.Madur ama cezayıda onlar ödüyor.

Bu gün o güçlü ekonomiler dün yapılanlardan artık hoşlanmıyor yeni dünya düzenleri istiyor dünde aynısını istiyordu.
Bizim işimiz bunlar nasıl düzen kurmak istiyorları anlamak.

Yoksa biz halk olarak dünkülerdende memnun değildik yenilerindende olmayacağız.

Dünyadaki solcuların (sosyalistlerin) dün söyleyecek sözleri vardı bu gün yok. Dün ulusal ekonomiler gelişme sağlıyordu bu gün ekonomiler küresel oldu. Dün anti emperyalist savaşım bir ilerleme idi bu gün anti emperyalist savaş veren ülkeler sermaye gelsin diye teşvik veriyor.

Günümüzü anlamak için dün edininilen bilgiler yetmiyor dünün idolojileri de bu güne çözüm olmuyor.

Dünya artık anlaşılmaz oldu bunu anlamak için orta zekanın üstünde bir yerde durmak gerekiyor.

Bir gazetede okumuştum 8 yıl kadar önce Vietnam da gençlere soruyor gazeteciler siz bu gün Amerikalılarla işi yapıyorsunuz sizin dedeleriniz onlarla savaştı bu ne iş diye .Vietnamlı gençler şunu diyor onların işi savaşmaktı bizimki iş yapmak diyor. Şimdi o Vietnam da anti emperyalizmden söz et bakalım ne cevap alacaksın.

İşte zaman bu. Bu egemenler orta doğuda da bunları yapmak istedi ama o halk ve o halkı yönetenler hiç bir şey vermeden her şey almak istediler o zamanda düzen yerine kaos geldi.

Şimdi Vietnam,ı örnek göstererek kime hangi solcuya yeni dünyayı anlatabilirsin İşte Çin aynısı.
Sorsan solculara ya ihanet diyecek ya CİA oyunu

Halbuki bu işi sosyalizm yapması gerekiyordu ama başaramadı bu itirafı ancak hala komünist olma bilinci taşıyabilen ve kendini zaman uyarlayan insanlarındır. Eski kafalıların değil. O eski kafalılar komünizm konusunda bile samimi değil sadece solcu neyse o.



Cvp:
Yazan Cevap içeriği
Üye Profili boşluk
proletersosyalist
[ Bekir Sami ]

Varsayılan Kullanıcı Resmi
Kayıt Tarihi: 15.09.2014
İleti Sayısı: 709
Konum: İstanbul
Durum: Forumda Değil
İletişim E-Posta Gönder
| Özel ileti Gönder


Cevap Yazan: proletersosyalist
Cevap Tarihi: 18.09.2015- 15:34


Emperyalizmin ''solcuları'', sistemin ''solcuları'' yine Suriye halkına, Suriye halkının mücadelesine, direnişine saldırmaya başlamışlar. Onların işi bu zaten. Emperyalizmi aklamak, ezilen halklara saldırmak. Onların buradaki rolü bunu ''soldan'' biriymişcesine gibi yaparak algı yönetiminde sistemin kapsadığı sınırları genişletmek.

Dönelim yine Suriye'ye.. Suriye'ye karşı bir emperyalist saldırganlık var. Bu yenide değil uzun yıllardan beri var. Baas'ın yurtsever ve toplumcu çizgisinden her zaman rahatsız olmuştur emperalizm. Suriye uzun yıllar SSCB ile dayanışarak bu saldırganlığa karşı dayanmayı başardı. SSCB'nin dağılışı sonrasındada bir çok ülkenin aksine yine bağımsız tavrını korumayı başardı, elbet bazı yumuşamalarla. 2000'li yıllarda ise bu yumuşamalar tehlikeli bir hal almaya başladı, Akp ile geliştirilen ilişkiler üzerinden acaba Suriye'de emperalist sisteme dahil olacak mı soruları soruldu. Ve komünistler o dönem bu politikaların eleştirisini yaptı, isteyen dönemin yayınlarına bakar. Ancak tüm bu sürecin sonu emperyalizmin istediği gibi bitmedi. Suriye ve Baas teslim olmak yerine bağımsızlığını korumayı seçmeye devam etti. Uzlaşı ile görüşmeler ile Suriye'yi dönüştüremeyeceğini anlayan emperyalizm de işbirlikçileri üzerinden kanlı saldırısını başlattı. Zaten bu genel bir Ortadoğu ve Kuzey Afrika'da ki dönüşümlerin de bir parçasıydı. Bir yandan bölgedeki bağımsızlıkçı iktidarlar devrilecek diğer yandan da işbirlikçi ama vadesini doldurmuş yönetimler yeni işbirlikçilerle değiştirilecek, tüm bunlar da devrim aldatmacasıyla sunulacaktı.

Gelelim Abd-Rusya meselesine.. Suriye üzerinde Abd ile Rusya'yı bir tutmak ya aymazlığın ya cehaletin yada gerçekleri kasıtlı olarak çarpıtmak isteyen bir kafanın ürünüdür. Suriye'ye saldıran, Suriye halkına karşı başlatılan savaşımda insiyatif sahibi olan, yobazları silahlandıran ve yeri geldiğinde Suriye'ye kendi de saldıran kim? Abd mi Rusya mı? Tüm bu soruların cevapları ortadayken hala Rusya'dan bahseden biri aslında neyi gizlemek istiyordur?

Suriye halkı yobazlara, işbirlikçilere karşı direniyor. Direnişin başarılı olmasının asıl nedeni Rusya'nın, Çin'in desteği falan değil(bunlar ikincil unsurlar) Suriye halkının önemli bir bölümünün emperyalist saldırganlığa karşı bilinçli bir şekilde silahlanışıdır. Suriye'de ki savaşı takip edenler verilen direnişin ordu sınırlarını çoktan aştığını, köylerde, şehirlerde halkın bizzat silahlanarak kendi özsavunmasını, milis kuvvetlerini oluşturduğunu görürler. Rusya'nın, Çin'in desteği üzerine getirilen eleştirileri gelince.. Dediğim gibi öncelikle anlaşılması gerekenin Suriye'nin asıl olarak bunlara dayanarak değil halkına dayanarak ayakta kaldığıdır. Devamında da şunun anlaşılması gerekir; Suriye kapitalist dünya arasındaki çekişkilerden yararlanıyor, bunda yanlış bir şey yok. Küba'da kapitalist dünyayı delmek için Rusya ile ilişkişer geliştirebiliyor bir çok Güney Amerika'daki sol iktidarlarda. Buradaki asıl mesele sizin kendi bağımsız politik çizgisinizi koruyabilmeniz. Bunu başardığınız takdirde dönemsel olarak kapitalist dünyanın çelişkilerinden yararlanmak sizi birilerinin sömürgesi yada işbirlikçisi yapmaz. Dolayısıyla Suriye üzerine yorum yaparken bir sosyalistin değinmesi gereken ve desteklemesi gereken noktalar öncelikli olarak verilen bağımsızlığı koruma mücadelesinin ikircimsiz olarak yanında olmak bunu hiç bir şekilde önemsizleştirmemek devamındada Suriye'nin bağımsız bir politik özne olmak yolunda mücadelesine destek verip, Suriye halkının yanında olmak.



Cvp:
Yazan Cevap içeriği
Üye Profili boşluk
proletersosyalist
[ Bekir Sami ]

Varsayılan Kullanıcı Resmi
Kayıt Tarihi: 15.09.2014
İleti Sayısı: 709
Konum: İstanbul
Durum: Forumda Değil
İletişim E-Posta Gönder
| Özel ileti Gönder


Cevap Yazan: proletersosyalist
Cevap Tarihi: 18.09.2015- 15:41


Alıntı Çizelgesi: hakkı yazmış

Ben anti emperyalist mücadeleyi zamanımızın en saçma mücadelesi olarak görüyorum
Bu anti emperyalizm 1915-1990 arasında geçerli idi şimdi artık geçerliliğini kaybetti.
Dünyada sermaye artık ulusal değil sermaye ulusal karakterini kaybettiğinde her türlü ulusal mücadelede etkinliğini kaybeder.


Antiemperyalizm 1990 sonrasında nasıl bitti ben anlayamadım. Küreselleşme dediğimiz olgunun emperyalizmden farklı bir şey mi olduğunu düşünüyorsunuz? Bana göre küreselleşme dediğimiz olgu hep vardı. Kapitalizm sömürgecilikle birlikte doğdu ve gelişti. Yapısı gereğide her zaman yayılmacı oldu. Küreselleşme olarak adlandırılan süreçte emperyalist kapitalizmin daha ileri aşamalara vardırılmasından başka bir şey değil. ''Kapitalizm ulusal karakterini kaybetti bizde ulusal mücadeleyi bırakalım'' anlayışını ben emperyalizme soldan hizmet olarak görürüm. Bunun varacağı nokta ülkedeki tüm piyasacı, liberal dönüşümleri destekleme noktasına varma olabileceği gibi(siz böylesiniz demiyorum) yada tüm bu süreçlere karşı müdahil olmama, aktif bir direniş geliştirmemeye de neden olabiliyor çünkü ortada ne olduğu, nereden başlanacağı ve nasıl gelişeceği bilinmeyen bir ''direniş'' kavramı vücuda geliyor.

''Kapitalizm ulusal karakterini kaybetti'' sözü kendi başına yanlış değil ama yeni de bir şey değil. 20.yüzyılın ortalarından beri ulusal kapitalizm diye bir şeyin geliştirilemeyeceğini(hem merkez hemde çevre ülkeler için), ''merkez'' ülkelerin kapitalist düzeninin ulusal muhtevasının çoktan kaybolduğunu, kozmopolitleştiğini, yayıldığını ancak yayılışının ''çevre'' ülkeler üzerinde kendini artık eskisi gibi doğrudan işgallar üzerinden değil ''çevre'' ülkelerin içinde kurulan kapitalist ekonomik düzenin üzerinden var edip içselleştirdiğini sosyalistler söylüyor(gizli işgal, yeni sömürgecilik esprileri). Yani ulusal kapitalizmin olamayacağının, emperyalizmin uluslararası bir etkileşim ve bağımlılık süreci olduğunun söylenmesi yeni değil. Bu duruma karşı önünüzde iki alternatif var; ya en ufak yerellik dahil olmak üzere emperyalizme karşı bütüncül bir direniş başlatacaksınız(bunun sadece sosyalistler tarafından yapılabileceğini söylememe gerek yok yani İslamcıların, milliyetçilerin kendilerini antiemperyalist olarak adlandırması ekonomik özle bütünleşmediği için bir şey ifade etmiyor) yada ''ben ulusal mücadeleyi reddediyorum'' diyerek yerel, ulusal ve bölgesel noktalarda gösterilen antiemperyalist mücadele iradesini önemsizleştirecek çerçevesi net olarak belli olmayan ve iradenin yerini üretim araçlarının gireceği büyük krizin beklentisinin aldığı içe kapanmacı, kaderci anlayışı benimseyeceksiniz.



Cvp:
Yazan Cevap içeriği
Üye Profili boşluk
denizcan
[ devrimci ]

Varsayılan Kullanıcı Resmi
Kayıt Tarihi: 24.12.2013
İleti Sayısı: 2.431
Konum: Trabzon
Durum: Forumda Değil
İletişim E-Posta Gönder
| Özel ileti Gönder


Cevap Yazan: denizcan
Cevap Tarihi: 18.09.2015- 18:40



Emperyalizmin ''solcuları'', sistemin ''solcuları'' yine Suriye halkına, Suriye halkının mücadelesine, direnişine saldırmaya başlamışlar


Ayda bir foruma geliyorsun ve ilk yazdığın cümle bu. Emperyalizmin solcuları. Emperyalizmin solcusu mu olurmuş. Emperyalizmi savunan biri, Suriye'ye müdahaleyi savunan biri solcu mu olurmuş? Bu kişillerin yazdıklarını üç gün ciddiye al ve   yazdıklarını solculuğun süzgecinden geçir, gör o zaman emperyalizmin solcuları deyişin nerelere varıyor?




Bu ileti en son denizcan tarafından 18.09.2015- 18:42 tarihinde, toplamda 1 kez değiştirilmiştir.
Cvp:
Yazan Cevap içeriği
Üye Profili boşluk
hakkı
[ ]
Üye Silindi
Varsayılan Kullanıcı Resmi
Kayıt Tarihi:
İleti Sayısı: 0
Konum: Gizli
Durum: üye silinmiş
İletişim E-Posta Gönder
| Özel ileti Gönder


Cevap Yazan: hakkı
Cevap Tarihi: 19.09.2015- 08:54


Hakkı-Demiş:
Ben anti emperyalist mücadeleyi zamanımızın en saçma mücadelesi olarak görüyorum
Bu anti emperyalizm 1915-1990 arasında geçerli idi şimdi artık geçerliliğini kaybetti.
Dünyada sermaye artık ulusal değil sermaye ulusal karakterini kaybettiğinde her türlü ulusal mücadelede etkinliğini kaybeder.


Sn   ProleterSosyalist.
Bak ne söylemişim emperyalizm bitti dememişim anti emperyalist mücadele zamanımızda saçmalık demişi.

Bunu corafyamıza en yakın örneği Kürt siyasetindeki değişimler uzak asya ülkelerindeki siyasi ekonomik değişimler. Latin Amerikadaki değişimler zamanımızın mücadele yöntemlerinin farklılığını anlatmaktadır.
Siyaset reel hayata göre düzenlenir.Yani siyaset altyapı kurumları ekonomi üst yapı kurumlarıdır bu mataryalist anlayıştır idalist anlayışta siyaset felsefe daima belirleyicidir ekonomi dikkate alınmaz.

Bizim coğrafyamızda PKK hareketi 1989 dan önce kürdistanın bağımsızlığını savunuyordu şimdi artık savunmuyor niçin çünkü bağımsız bir kürdistan da yaşanacak sorunlar dünden berbat olacak.Önemli olan sermaye girişi kimden gelmesi önemli değil sonunda öylede böylede yoksullar sömürülecek küçük sermayeler soyulacak.
Bunun iki sebebi var 1,sermaye küreselleşti ulusal sermaye etkin sermaye değil.2ulusal devlet modeli gelişme sağlayamayacak daha maliyetli devlet olmakta bunu için risk almaya değmeyecek. Zaten sınırlar bu teknolojide etkisiz.

Böyle bir durumda anti emperyalizm ne iş yapacak sonunda o emperyalistler geri çağrılacaksa ve çağrılan sermayeye yalvarılacaksa niçin boşuna çaba harcansın örnekleri uzak asya ülkeleri.

Ayrıca sermayenin küreselleşmesi hiçte kötü bir şey değil Marx demedimi işçi sınıfının vatanı yoktur diye. işçi sınıfının yoksa sermayenin de yoktur.

Emperyalizmden şu şikayet yapılabilir neyi düzeltti işte arap coğrafyası işte kuzey afrika bu soruyu soranlar çok haklı ama oraları zaten düzgün değildi oralarda zaten toplumsal ilerleme yoktu
Ama yinede kandi kendini yönetiyordu bozulmasından bir çık rahatı kaçanlar oldu.Şu bir gerçek muhakkak düzeltecekler çünkü bu karmaşadan onlarda rahatsız olmaya başladı.
Belki bunu istemediler belki istedikleri sadece oralardaki devlet yapıları idi ama sonuç bozdular.

Bu karmaşadan onlarında memnun olduğunu sanmıyorum onların istediği sermaye müdahalesiz istediği topraklara istediği halkların içine engelsiz girmesi orada sömürü ve soygun yapması.

Kapitalizm hepimizin bildiği gibi sabırsızdır ve plansız ekonomidir sadece kar düşünür ama sömürü ve kar elde edebilmesi için o ortamı yaratması gerekir Sermaye olmadan sömürü olmaz sermaye olmadan soygunda olmaz.Bunları yapmaları için o topraklara sermaye göndermeleri gerekir.Çin yöneticileri bir zamanlar biz dünyaya emek satıyoruz demişlerdi bakın şimdi sermaye aktarıyorlar.

Dünün sosyalist Çini bu günün emperyalist Çini oldu.Hemde Çin komünist Partisi öncülüğünde.
Zaman geşilmenin yakalanması dönemi sermayenin yabancısı yerlisi pek işe yaramaz. Bu gün anti emperyalist mücadele gericilerin dincilerin savaşı oldu çünkü onlar toplumun ilerlemesini istemezler ilerleyen toplum şıh şağ kral imparator tanımaz onlar demokrasi talep eder.

Daha çok mülksüz daha çok devrimci demektir. Daha az egemen sınıf daha fazla kriz demektir. sermayelerin en az elde toplanması krizlerin sürekliliği demektir krizin sürekliliği devrimci durumun sürekliliği demektir.

Biz gereksiz ulusal mücadele yerine enternasyonelizim i savunmak zorundayız. İşçi sınıfıda artık global



Cvp:
Yazan Cevap içeriği
Üye Profili boşluk
dayanışma
[ ]
Üye Silindi
Varsayılan Kullanıcı Resmi
Kayıt Tarihi:
İleti Sayısı: 0
Konum: Gizli
Durum: üye silinmiş
İletişim E-Posta Gönder
| Özel ileti Gönder


Cevap Yazan: dayanışma
Cevap Tarihi: 19.09.2015- 14:37


ABD ve Rusya'dan SURİYE Adımı

Resim Ekleme

Rusya'nın bir süredir Suriye'deki askeri varlığını arttırmaya yönelik adımlar attığı biliniyor. Dün, Rusya Devlet Başkanı Vladimir Putin’in Sözcüsü Dmitry Peskov, Suriye yönetiminin talep etmesi durumunda, bu ülkeye IŞİD’e karşı mücadele için asker gönderme konusunu ikili ilişkiler kapsamında ele alacaklarını söylemişti. Suriye Dışişleri Bakanı Velid Muallim, Suriye televizyonuna konuşarak, “Şu anda Rus ordusu ortak bir savaşa katılmıyor. Eğer böyle bir ihtiyaç olursa, bunun üzerinde çalışır ve bunu talep ederiz” yanıtını vermişti.

ABD-Rusya Görüşmesi
Hürriyet gazetesinden Tolga Tanış'ın haberine göre, Rusya ile ABD IŞID'e karşı mücadele konusunda ortak bir tutum alma noktasında tartışıyor. Tolga Tanış'ın haberi şöyle:

Washington ve Moskova, Suriye’de askeri konularda koordinasyonlu çalışmak için ilk kez üst düzey temas kurdular. Askerden askere ilişkinin ardından şimdi Obama ve Putin’in önümüzdeki hafta New York’ta bir araya gelip gelmeyeceği merak ediliyor.

RUSYA'nın Suriye'ye askeri yığınağı artırdığı iddia edilirken, ABD Savunma Bakanı Ash Carter ve Rusya Savunma Bakanı Sergey Şoygu, Moskova’nın talebi üzerine dün telefonda 50 dakikalık kritik bir görüşme yaptı.

‘ SAVAŞ UÇAKLARI KONUŞLANDIRILDI’

ABD Savunma Bakanlığı Söczüsü Peter Cook,   “Carter ve Şoygu, Suriye’de havada ihtilafı önleme ve IŞİD karşıtı harekât mekanizmalarını konuşmak için mutabık kaldılar” derken, görüşme, iç savaşın başladığı 2011’den beri farklı cephelerde yer alan ABD ve Rusya’nın bölgede askeri konularda beraber çalışmak için gerçkeleştirdikleri ilk üst düzey temas olarak kayde geçti.

Pentagon açıklamasının devamında, “Bakan Carter, bu tür istişarelerin Suriye’de politik geçişi sağlayacak diplomatik görüşmelere paralel biçimde devam etmesinin önemini vurguladı” denilirken, görüşmeyle ilgili gazetecilere bilgi veren üst düzey bir ABD yetkilisi ise konuşmada Şoygu’nun bölgedeki Rus askeri faaliyetlerinin “savunma amaçlı” olduğunu ve bunun Rusya’nın Suriye hükümetine yönelik daha önceki taahhütleri için düşünüldüğünü açıkça belirttiğini söyledi. Rusya Savunma Bakanlığı Sözcüsü İgor Konaşenkov da yazılı bir açıklama yaparak “Görüşmenin amacı, tarafların olayların geneli üzerinde yakın veya benzer düşündüğünü gösteriyor” dedi.

Öte yandan ABD’li yetkililer, Rusya’nın Lazkiye’deki üsse ilk 4 savaş uçağı konuşlandırıldığını iddia etti.



Yeni Başlık  Cevap Yaz
 Toplam 2 Sayfa:   Sayfa:   «ilk   <   1   [2] 



Forum Ana Sayfası

 


 Bu konuyu 1 kişi görüntülüyor:  1 Misafir, 0 Üye
 Bu konuyu görüntüleyen üye yok.
Konuyu Sosyal Ortamda Paylas
Benzer konular
Başlık Yazan Cevap Gösterim Son ileti
Konu Klasör HDP'nin yerel seçim planı netleşiyor melnur 4 316 17.12.2023- 16:54
Konu Klasör Kozmik ağlar: Evrenin bir yerleşim planı mı var? melnur 0 1418 16.02.2020- 02:19
Konu Klasör Türk askeri Musul'da ayhan 2 4096 05.12.2015- 15:39
Konu Klasör ABD Erbil'e askeri üs kuruyor solcu 3 4527 12.02.2015- 09:22
Konu Klasör TSK, Suriye'ye askeri harekat başlattı! melnur 3 5127 24.08.2016- 11:45
Etiketler   Rusya:,   Suriyede,   askeri,   üs,   planımız,   yok,   ama.
SOL PAYLAŞIM
Yasal Uyarı
Sitemiz Bir Paylasim Forum sitesidir Bu nedenle yazı, resim ve diğer materyaller sitemize kayıtlı üyelerimiz tarafından kontrol edilmeksizin eklenebilmektedir. Bu nedenden ötürü doğabilecek yasal sorumluluklar yazan kullanıcılara aittir. Sitemiz hak sahiplerinin şikayetleri doğrultusunda yazı ve materyalleri 48 Saat içerisinde sitemizden kaldırmaktadır.
Bildirimlerinizi info@solpaylasim.com adresine yollayabilirsiniz.
Forum Mobil RSS