SolPaylaşım  
Ana Sayfa  |  Yönetim Paneli  |  Üyeler  |  Giriş  |  Kayıt
 
OTURUYORSAN KALK; AYAKTAYSAN YÜRÜ; YÜRÜYORSAN KOŞ!
Yurt ve dünya sorunlarına soldan bakan dostlar HOŞGELDİNİZ .Foruma etkin katılım yapabilmeniz için KAYIT olmalısınız.
Yeni Başlık  Cevap Yaz
Gericilikle mücadele nereye bağlanacak?           (gösterim sayısı: 2.693)
Yazan Konu içeriği
Üye Profili boşluk
umut
[ umut yarın ]
Yasaklı
Varsayılan Kullanıcı Resmi
Kayıt Tarihi: 12.09.2013
İleti Sayısı: 3.105
Konum: Gizli
Durum: üye uzaklaştırılmış
İletişim E-Posta Gönder
| Özel ileti Gönder


Konu Yazan: umut
Konu Tarihi: 21.02.2016- 12:39


Gericilikle mücadele nereye bağlanacak?
Kemal Okuyan




Gericiliğin binbir türü var aslında.

En önemlisinden başlayalım. Çürümüş ve çürüten, asalak bir sınıfın bencil çıkarlarına dayanan bir toplumsal düzeni savunan kişi gericidir. Aşılmış, çağdışı ve yıkılması gerekene körü körüne bağlılıktan söz ediyoruz. Buna gericilik denir elbette. İnsanlığın geleceğini kapitalizme hapsetmek, onu doğal ve kaçınılmaz bir düzen olarak görmek gericiliktir.

İnsanlık tarihinde bilim, sanat, düşün alanındaki gelişmelere, sıçramalara düşmanca bakan, geri ve karanlık olandan yana tavır alan, geri olanı fanatikçe benimseyenler gericidir. Tarihte neyin ileri, neyin geri olduğu iddia edildiği gibi soyut değildir, açık-somut kriterleri vardır. Bu kriterlere rağmen gelişkin olanı değil, çağdışı olanı savunmak kuşkusuz gericilik diye adlandırılmalıdır.

“Sınıf mücadeleleri tarihin motorudur” der Marx. Sınıf mücadeleleri hemen her düzlemde birbirine karşıt taraflar yaratır. Verili bir dönemde daha ileri bir sınıfa karşı, “eski”yi temsil eden bir sınıfı ya da onların temsilcilerini savunmak gericiliktir. Jöntürklere karşı Abdülhamit’ten, Mustafa Kemal’e karşı İstanbul hükümetinden yana olanlar gericinin dik alasıdır.

İleri olanla geri olanın her daim sürmekte olan kavgasından söz ediyoruz ve burdaki konumlanışlara göre siyasal aktörler gerici ya da ilerici oluyorlar.

Demek ki, gericilikle mücadele sınıf mücadelesinin bir parçasıdır.

Tarihsel ilerleme fikri, tarihin tekerleklerinin sınıf mücadelelerinde ileri olanın geri olanı alt etmesiyle döndürüleceği gerçeğine dayanır.

Bu anlamda gericiliğin türleri vardır ama bu türleri birbirine bağlayan, onların ileri olanla geri olan arasındaki mücadeledeki tavırlarıdır, bu da her durumda sınıfsal bir pozisyondur.

İlerlemeden yana olmayan herkes gerici değildir. İlerlemeye karşı aktif bir mücadele geliştiren, ilerleme düşüncesine düşmanlık üreten gericidir.

Ya da kişilerden bağımsız olarak belli bir davranış, konuşma, tavır ya da eylem gerici olarak nitelenebilir.

Söz gelimi, onca gericinin boy gösterdiği ülkede Deniz Baykal’ı özel olarak “gerici” diye adlandırma gereksinimi duymayabilirsiniz. Ama bu zatın Suriye’nin Halep kentine ilişkin olarak “orası Sünni yerleşimidir, oldu bittilere izin verilmez” diye tanımlaması düpedüz gericiliktir. Mezhep ayrımlarını kışkırtmak, ülkeleri, kentleri dinsel inançlara göre tasnif edip buradan siyasal sonuçlar çıkarmak gericiliktir.

Şeyh Sait ve Said-i Nursi savunuculuğu kimin ağzından dökülürse dökülsün gericiliktir. Bu şahsiyetlere gerici demek ne elitizimdir ne de kemalizm. Ne demiştik; dönemin saflaşmasında geri olan bir sınıfın çıkarlarını savunmak, geri olan sınıflara ait ideolojileri savunmak gericiliktir.

Bizim dini inançlarını yerine getiren, ibadeti konusunda titizlenen insanlara gerici dediğimiz yalanını atıyorlar. Bu yalanın kendisi ve yalanı söyleyen gericidir ama. Çünkü bilinçli olarak eşitlik, özgürlük mücadelesini karalamaya, o mücadeleyi verenlere karşı insanların inançlarını kullanmaya, kışkırtmaya çalışmaktadır.

Türbanlı birisi kuşkusuz ve hiçbir biçimde bu nedenle gerici diye tanımlanamaz. Böyle bir ilişki kurmak, söz gelimi her başı açık kadının ilerici olduğu gibi saçma bir kriter geliştirmek demektir. Ancak kamusal hizmet veren kurumlarda türban özgürlüğünü savunmak, kılık-kıyafet özgürlüğünü kadınların eşitlik ve özgürlük mücadelesine karşı karşıya koymak, gericiliktir.

Bugün Türkiye’de dinci gericilik, diğer bütün gericilik türlerinin ana kuvveti haline geldiği için belirleyici bir öneme sahiptir.

Ülkemizde direnişçi işçilere, “ekmeğinizi yediğiniz patrona karşı çıkmak haramdır” diye telkinde bulunulabiliyorsa bunun nedeni biraz da devlet kurumunun fetva vermeye cüret edebilmesi, neyin iyi neyin kötü olduğuna ilişkin dayatmalarda bulunabilmesi ve dinsel gerekçelerle toplumsal alanda kurallar koyabilmesidir.

Dindarlık gericilik değildir. Siyasal ve toplumsal alanın din kurallarıyla çerçevelenmesini savunmak gericiliktir.

Din kurallarıyla düzenlenen bir toplumsal hayat ve siyasi alanda işçi sınıfının mücadelesi serpilip gelişemez.

Komünistler işçi sınıfının ve de insanlığın kurtuluş mücadelesinin önündeki engelleri kaldırmak durumundadır. Etnik ve mezhepsel ayrımlar işçi sınıfını bölmektedir; bu ayrımlarla mücadele zorunludur. Bağnazlık, yobazlık işçi sınıfının aklını karartmakta, onu bir sınıf olmaktan çıkarmaktadır; bu zihniyet etkisizleştirilmelidir. Kadını erkekleri tahrik unsuru olarak kodlayan bir muhafazakarlık insanlar arası eşitliğe olduğu kadar kadın işçilerin varlığına karşı da bir tehdittir, püskürtülmelidir. Sadaka kültürü, sosyal adalet kavramının ve sosyal güvenlik hakkının yerine konamaz; bu gerçek anlamda bir sınıf düşmanlığıdır, karşı durulmalıdır.

Gericilik bütün türleriyle kapitalizmin hizmetindedir.

Gericilikle mücadeleyi küçümseyen bir sol, eğer burada aktif bir tutum alıyorsa gericidir.

Gericilikle ittifak halindeki bir devrimcilik, karşı devrimin ekmeğine yağ sürmektir.

Gericiliğe tarihe bakarken meşru bir yer veren aydın, aydınlatma görevini yerine getirmeyen karartıcı bir unsurdur.

Gericilikle sol bağdaşmaz.

Gericilikle devrimcilik uyuşmaz.

Gericilikle aydın tavrı yan yana gelemez.

Komünistler işçi sınıfının kurtuluşu için, sosyalist iktidar için mücadele ederken “ilerici” bir misyon üstlenirler.

Gericilikle mücadelenin işçi sınıfını ilgilendirmediği, açık ki ahmaklığın ürünü bir iddiadır.

Aydınlanma kavgasının emek ekseninden uzaklaşmaya yol açması, aydınlanma kavgasının hakkının verilmemesi ile mümkündür ancak. Bu nedenle burjuva diktatörlüğünün sınırları içindeki laiklik karaya oturmuş ve yobazlığa teslim olmuştur.

Bizse komünistiz ve ne gericiliğe ne de (aynı anlama gelmek üzere) sermayeye teslim oluruz!



Yeni Başlık  Cevap Yaz



Forum Ana Sayfası

 


 Bu konuyu 1 kişi görüntülüyor:  1 Misafir, 0 Üye
 Bu konuyu görüntüleyen üye yok.
Konuyu Sosyal Ortamda Paylas
Benzer konular
Başlık Yazan Cevap Gösterim Son ileti
Konu Klasör Komünistler dinselleşme ve gericilikle mücadelede umut 0 3147 24.02.2016- 23:21
Konu Klasör Gericilikle hesaplaşmak-Özgür Savaşçıoğlu denizcan 3 3303 09.01.2015- 19:19
Konu Klasör Yılmaz Güney: Sorumluluk, mücadele ve Umut melnur 8 3325 10.09.2023- 20:24
Konu Klasör "Hileli seçim sistemine karşı ortak mücadele!" melnur 1 1172 01.04.2022- 01:13
Konu Klasör Kadın Düşmanlığı ve coğrafyamızın devrimci mücadele tarihi... melnur 0 2127 15.12.2019- 07:43
Etiketler   Gericilikle,   mücadele,   nereye,   bağlanacak
SOL PAYLAŞIM
Yasal Uyarı
Sitemiz Bir Paylasim Forum sitesidir Bu nedenle yazı, resim ve diğer materyaller sitemize kayıtlı üyelerimiz tarafından kontrol edilmeksizin eklenebilmektedir. Bu nedenden ötürü doğabilecek yasal sorumluluklar yazan kullanıcılara aittir. Sitemiz hak sahiplerinin şikayetleri doğrultusunda yazı ve materyalleri 48 Saat içerisinde sitemizden kaldırmaktadır.
Bildirimlerinizi info@solpaylasim.com adresine yollayabilirsiniz.
Forum Mobil RSS