Menü Üye Giriş

Şifre Sıfırla · Kayıt Ol

dayanışma  |  Cvp:
Cevap: 73
12.07.2015- 16:14

Alıntı Çizelgesi: hakkı yazmış

Alıntı Çizelgesi: denizcan yazmış




Özel mülkiyete özgürlük vermemeyi zorbalık olarak görecek kadar liberal biri misin? Foruma solcu olarak giriş yapıyorsunuz, bir iki gün içinde ne olduğunuz ortaya çıkıyor.


---------------------------

Özel mülkiyet
ÇİFTLIK -ailecek çelışılan On dönüm tarla.

FABRİKA -bir esnaf dükkanı.

BİR OTOMOBİL FABRİKASININ OTO SERVİSİ -bir çırak bir kalfa çaıştırıran tamirci dükkanı..

BİR TEKSTİL ATTALYESİ-yanında bir çırak çalıştıran terzi dükkanı

Bunların hepsi özel mülkiyettir.
He ne dersin bütün özel mülkiyete yasakmı koyalım acaba yasak koyarsak mantıklı bir işmi yapmış oluruz.
Marx özel mülkiyet derken kapitalist anlamda özel mülkiyetten söz eder.



Amma dolandırdın, başın dönmedi mi senin. Bir laf söylüyorsun sonra altından kalkamıyorsun. Burada ne söyleniyor, sen altından kalkamadığın lafları savunmak adına neler yazıyorsun. Bu cevabın bile tartışılan konuyla bir ilgisi yok. Marks büyük burjuvazi demiş de küçük burjuvazi dememiş! Ne demiş, küçük burjuvaziyle komünist toplum birarada olur mu demiş! İnsan bu kadar yapalar mı? Bir de bize gelmiş, Marks'ı marks'tan oku, daha iyi anlarsın vaazları veriyorsun. Okuduysan hiç bir şey anlamamışsın. Biz ne konuşuyoruz, sen başından beri ne anlatıyorsun!

Kardeşim, sosyalist toplumda liberal bir parti olmaz diyorum, ne diyorsun? Devrimden sonra burjuvazi lehine propaganda yapılmamalı diyorum, böyle bir yasak düşünce özgürlüğünü engellemek değildir diyoruz,insanın insanı sömürmesinin ortadan kaldırılmaya çalışıldığı bir toplumda insanın insanı sömürüsünün propagandasına izin verilemez diyoruz, kırk dereden su getiriyorsun. Marks'ı kenmdi başına okuyarak bunları mı anladın?

melnur  |  Cvp:
Cevap: 74
12.07.2015- 19:04

burjuvazinin üretim araçları üzerindeki mülkiyeti ile kurduğu sömürü mekanizmasına da, sosyalist diktatörlüğün özgürlükler üzerindeki haksız tahakkümünü savunanlara da karşı olmayı savunuyorum.

Boş bir laf bu! Özgürlük konusu sınıfsal içeriğinden soyutlanarak anlaşılamaz. Burjuvazinin sömürü mekanizmasına karşı olduğunu söylemek yetmez, gerçekten burjuvazinin sömüren bir sınıf olduğunun bilincine varılmışsa ve bu sömürünün ortadan kaldırılması gerektiğine inanıyor ve bunu savunuyosunuz, bu sömürü mekanizmasını ideolojik planda savunan her türlü düşünceye de karşı olacaksınız. Liberalizm bu anlamda bireyciliği kutsar ve kapitalist ekonomiyi bu anlayış içinde ele alır. Bu yüzden sosyalist bir toplumda   kamulaştırma yoluyla burjuvazinin ekonomik alandaki egemenliğine ( zorla) son verilmez ve onun ideolojisinin toplum içinde yaygınlık kazanmasının önüne de geçilmeye çalışılır. Bu durum komünizmi hedefleyen sosyalizm için zorunluluktur. Liberal ideolojinin önü alınamadığı ölçüde sosyalist insan ve sosyalist toplum inşaası mümkün olamaz. Özgürlük konusunu bu şekilde değerlendirmek gerekir.

(Sorun şuradan kaynaklanıyor; bu tür konular komünist olmayan, bilimsel sosyalizmi bütüncül olarak içselleştirmeyen zihinler tarafından zor anlaşılıyor. Marksizm Leninizme pek de eğilimli olmayan bu tür sol(!) kesimlerde liberal bakış açısından kurtulabilmek de pek mümkün olamıyor. Bu yüzden solcuya vurulan copa karşısınız da sağcıya vurulan copa neden karşı değilsiniz gibi bir mantık yürütmenin haklı bir soru ve haklı bir mantık yürütme olduğu sanılıyor.)

yaban-adamı  |  Cvp:
Cevap: 75
13.07.2015- 01:58

Eğer "amaçlar araçları meşrulaştırır" mantığı çıkış noktanız olursa, özgürlükleri genişletmeyi temel hedef olarak belirlemezseniz, sağcıya vurulan copa karşı olmayı elbette ki hatalı bir akıl yürütmenin ürünü olarak algılarsınız. Yanlış varsayımlarla hareket eden bir akıl yürütmeye sahipseniz, doğru yargılar üretmeniz beklenemez zaten. Benim için ezilenleri ekonomik anlamda özgürleştirmek kadar, sağcının, liberalin özgürlüğü de önemlidir. Liberalin özgürlüğü deyince, bazılarımız hemen "sömürü özgürlüğünü mü savunuyorsun yoksa?" diye sorabilir. Gerçek anlamda özgürlüklere inanan bir insan ne sömürüyü, ne de bir insanın düşüncelerini özgürce ifade etmesinin, paylaşmasının engellenmesini onaylayabilir. Özgürlükleri koşulsuz olarak ("ama o liberal, ama o sağcı" filan demeden) benimsemiyorsanız, "sınıfsal bakış açısı" gibi afaki laflarla özgürlük kavramının içini boşaltmaya yelteniyorsanız, bilerek veya bilmeyerek zorbalığa ve haksızlığa meydan veriyorsunuz demektir. Benim mücadele anlayışım, tahakkümün her biçimine karşı olmayı gerektirir. Geleneksel, dinsel dogmalarla veya parti diktatörlüğünün dayatmalarıyla değil de, her fikrin serbestçe rekabet edebildiği (nedendir bilinmez, kimileri bu “rekabet” kelimesinden öcü gibi korkuyor) özgür bir kültürel çevrede düşünce dünyası şekillenmiş, yani hür fikirli; özerk/bağımsız, yani davranışlarını belirlerken dışarıdan bir otoritenin zorlamalarına ihtiyaç duymayan; özgürlüğün son raddesine dek yaşandığı sınıfsız bir uygarlığın ruhuna uygun bireyler de, ancak böyle bir mücadelenin sonucu olarak ortaya çıkacaktır.

(Elbette, özgürlük mücadelesini "bütüncül olarak" içselleştirmeyen bir kafa, bu söylediklerimi zor idrak edebilir. Özgürlükçülüğe pek de eğilimli olmayan bu neviden solcu arkadaşları, anti-özgürlükçü, despotizm yanlısı bir bakış açısından sıyırmak hayli güç olabiliyor doğrusu. Bu yüzden, şunun gibi karşı argümanlarla gelmelerini anlayışla karşılıyorum: "Bre sözde solcular, sağcıya vurulan copa dahi karşı olmak gibi sınıfsal içerikten yoksun, soyut özgürlükçü hülyalarla niye kafa karıştırıyorsunuz? Ezilenlerin çıkarı ancak baskıcı yöntemlerle hayata geçirilebilir: bir yandan polis coplamalı acımasızca, diğer yandan kitaplar toplatılmalı, makaleler sansürlenmeli, partinin kıl kaptığı herkesin diline kelepçe vurulmalı; işte, sosyalist insan da böyle yeşerecek zorbalığın bağrında...")

hakkı  |  Cvp:
Cevap: 76
13.07.2015- 12:41

ÖZGÜRLÜK

Özgürlük hiç anlaşılmaz bir şey haline dönüştü. Sanki komünistleri yasakçı ilan ettiler.
Komünistler bütün insanlık için en fazla özgürlük isteyenlerdir.
Komünizm sanki işçi sınıfı idolojisidir gibi algılanmaya başladı böyle algıladığında komünizm veya işçi sınıfı temsilciliği (örgüt-parti)yasaları ve kıstasları belirleyici oluyor.
İşçi sınıfı devleti komünizme giden yolda sadece bir kapıdır kapı ne kadar dar ve kısa ise işçi sınıfı devletide komünizmde ancak o kadar dar ve kısadır. Bu kapının uzun ve kısalığının ölçüsü üretici güçlerinin gelişmişliği ile belirlenir.

Bu kısa sürece Marx komünizmin birinci evresi veya ilk evresi olarak söylemiş Marx sonrakiler- soyalizm demiş. Sosyalizm kelime anlamı toplumsal düzendir. Yani bütün toplumu içine alan bir düzen.

Onun için bazı Marxistler işçi sınıfı devletini sosyalimin başlangıcı saymamakta   (bu gürüş hala tartışılıyor)Sosyalizmi işçi devleti sonrası olarak değerlendiriyorlar.(bu tartışmamız dışında kalsın)

Özgürlüklere geldiğimizde yani sosyalizmde işçi devletinde komünistlerin en fazla savunulması gerekenlerdir. Çünkü komünistler bütün sınıflı düzenlere karşıdırlar İşçi sınıfının özgürlüğünü de üretici güçlerin gelişmesine eş değer olarak görürler.
Ama hiç bir düzen kendi tarihsel geçmişini temizlemeden kalıcı olamaz onun için bazı zorunluklar vardır Örneğin kapitalist anlamında özel mülkiyet ancak sömürüye dayanan mülkiyettir sömürü   bazı insanlara köleliği dayatması sonucu oluşur onun için özgürlüğü savunan komünistler köleliğe karşı çıkar bu tür üretim ilişkisine karşı olduğunda ve insani bulmadığında kapitalist anlamlı özel mülkiyete karşı çıkılmıştır.

Devrim ve proleterya diktatörlüğü .Bir çok eski düzenin kalıntılarını içinde taşır ve o kalıntıları temizlemekle meşgul olur .Proleterya diktatörlüğü her daim geriye dönüş tehlikeleri taşır onun için daha sert önlemler almak durumunda kalabilir.
İşte bu düzende kotrol daha ciddi ve daha serttir ama kontrol sağlandıkça özgürlükler daha fazlalaşır hatta devlet tarafından teşvik edici olur.

Çünkü bilim hep rekabet ve çelişkiler sayesinde ilerlemiştir çelişkilerin gizlendiği yasaklandığı yerde ilerleme durur bu durgunluk ya halkın devlete güvenini yok eder ya halk başka arayışlara girer.
İşte işçi sınıfı devleti kendini bütün halka kabul ettirdiğinde yani halkçı bir devlet şekline dönüştüğünde bazı özgürlükleri yasaklamak yerine yer yüzüne çıkarmalıdır.
Libaral görüşler sosyalizm için en tehlikesiz görüşlerdir çünkü kediside özgürlük savunucusu görüşlerdir illegal olmaya hiç müsait olmayan görüşlerdir.

Eğer sosyalizmi insanlardan oluşturulmuş robotlar olarak görülmüyorsa bazı riski az olan ekonomik ve siyasi görüşler serbest kalmalıdır.
Bilim nasıl çelişkiler üzerine gelişti ve ortaya çıktı ise özgürlüklerde sorgulama tartışma ve deneyler üzerine ortaya çıkacaktır.

siyasi ve idolojik açıklık insan üzerinde bilimsel gelişmedir İnsana yetenek kazanır rakibini alt etme becerisi ve demokrasi ile yönetme taktikleri kazanılır.

İşte demokrasinin faziletleri rakip alanda üstün gelme beceri geliştirme bilgi edinme ve kandini meşru alanda kanıtlama.

Onun içindir ki proleterya (diktatörlüğü)demokrasisi en gelişmiş burjuva demokrasisinden daha demokrattır.












dayanışma  |  Cvp:
Cevap: 77
13.07.2015- 13:22

Libaral görüşler sosyalizm için en tehlikesiz görüşlerdir çünkü kediside özgürlük savunucusu görüşlerdir illegal olmaya hiç müsait olmayan görüşlerdir.

Liberalizm, gerek ekeonomik alanda gerekse politik alandaki sorunlara bireyin, yani kapitalistin perspektifinden bakar. Liberalizme göre, ‘hür teşebbüs’ bütün ekonomik faaliyetin kaynağıdır. Marksizm, liberalizmin bireysel ideolojisinin karşısına toplumsal bir bakış açısını çıkarır.

Liberalizme göre, toplumsal yaşamın dayandığı temel ilke ve ulaşmak istediği hedef, ‘hür teşebbüs’ ve bireyin özgürlüğüdür. Marksizm’e göre, insanlar hür teşebbüs için veya hürriyet için bir araya gelmez. Toplumun dayandığı önemli ilke üretimdir.

Liberalizm, birey-toplum çelişkisinden hareket eder. Bireyin çıkarını toplumun üstünde görür. Marksizm, insanın toplumsal bir varlık olduğu gerçeğinden hareket eder. Birey ile toplumun çıkarlarının biribiriyle uyumlu olabilecği bir toplumun mümkün olduğunu ileri sürer.

Liberalizm, toplumsal zenginliğe küçük bir azınlık tarafından elkonulmasını savunur.

Marksizm, küçük bir azınlığın toplumsal zenginliğe el koymasına itiraz eder. Çoğunluğun zenginlikten yararlanmasını mümkün kılan bir toplumsal düzeni savunur.

Liberalizm, üretimi özel mülkiyete göre düzenler. Marksizm, özel mülkiyeti üretime göre düzenlemeyi savunur. Özel mülkiyetin aşılmasının, toplumun ihtiyaçlarına göre üretimin yapılmasını mümkün kılacağını savunuır.

Liberalizm, ekonomik ve politik alanı birbirinden ayırırlar. Parlamenter demokrasi ve faşizm politik açıdan birbirlerine zıt olmalarına rağmen, ekonomik açıdan burjuvaziye hizmet eder. Çünkü servet üretimi ve sermeye birikimi, hem Parlamenter demokrasi ve hem faşizmde varlığını sürdürür.

Yener Orkunoğlu

hakkı  |  Cvp:
Cevap: 78
14.07.2015- 00:50


İhtiyaçlar sınırsız kaynaklar sınırlıdır A.Simith
Bu söz şunu hatırlatıyor kaynakları ihtiyaca göre yeniden organize etmektir. İşte bu görüş libaral görüş. Marxda bu görüşe karşı çıkmamıştır. Sadece bu ihtiyacı karşılayacak kaynakları nereden yaratacaksın demiştir.

İşte liberal görüşle Marx burada ayrılmıştır. Simth kaynakarı büyütmenin yolunun artı değeri saklayarak bütün beceriyi burjuvazinin aklı atılganlığı ve çalışması sonucu olduğunu söylemiş Marx sa hayır sen emekçilerin kendi ihtiyacının üstünde yaratılan değerin gasp edilmesini   saklıyorsun demiştir.

Ama marx insanın özgürleşmesi için üretim araçlarının en üst noktaya doğru gelişmesini desteklemiş ve çalışmanın zorunlu olmaktan çıkmasını savunmuştur.
Yani kaynakları ihyiyaclara göre düzenlenmesini de savunmuştur.
Libaralizmle Marxizm arasındaki kavga sömürüdür ve mülkiyetin en az ellerde toplanmasıdır yoksa özgürlükler açısından bir sorun yoktur.

Sadece özgürliklerin bu tür üretim modelinde   egemen sınıfın olacağını emekçi sınıfların kölelik durumlarının daha da fazlalaşacağını marx söylemiştir.
Yani fikir açısında sorun olmayan ama pratikte sorun olacak bir anlayış farkı ortaya çıkmıştır.

Ayrıca liberal görüşlerin işçi sınıfının tam kontroluna ulaşmış bir devlet modelinde tehlike olmaktan çıkacağı hatta özgülükler   gelişmelerde teşvik edici olacağı terk edilmiş kapitalizmde kanıtlanmıştır.

Nasılki kapitalizmde komünist görüşler eleştirel anlamda kapitalist ünversitelerde ders olarak okutuluyorsa alt komünist ülkelerde de liberal görüşler okutulur ve savunucuları da kendilerini avunmaya hak kazandırılır.

Saklanması yasaklanması halkın daha fazla ilgiini çeker ve devlet yöneticilerine niçin korkuluyor soruları ortaya çıkar.
Marxizm durgunlu değildir ilerleme ve gelişmedir toplumsal yapılanmalar bireylerin gelişmesinde engel değildir yaratıcı faaliyetler ve bireysel tatlı rakabetler sosyalizmde de olacaktır olmalıdır.

Yoksa reel sosyalizmde spor ve bazı alanlarda yarışmalar yapılmış derece alanlara madalya verilmiştir Bu tür yarışmalar fikir üretme düzeyindede yapılmalıydı.

Cevap: 79
14.07.2015- 20:11

Marksizm eleştiri midir konusuna kısaca değinirsem... Evet Marksizm bir eleştiridir. İngiliz ve İskoç ekonomi politiğinin, Alman felsefesinin, Fransız evrimci, materyalist ve sınıf çatışmasıyla ilgili olan düşüncelerin aynı zamanda Fransız devrimciliğinin, Aydınlanma düşüncesinin, liberalizmin, kapitalizmin ve daha bir çok düşüncenin eleştirisidir Marksizm. Tabii buradaki eleştirisi tüm bunları körü körüne reddeden değil kapsayan ama aynı zamanda geliştiren ve aşan muhtevadadır. Zaten Marksizm de tüm bu düşüncelerin ürünüdür, onların içinden doğmuştur. Ancak şu noktayı da ortaya koymak gerek; evet Marksizm bir eleştiridir ama Marksizm sadece bir anti ideoloji değildir. Aynı zamanda Marksizm kendisine ait bir geçmiş ve gelecek kurgusunu içinde barındıran, hem ''şimdiye'' dair açılımları olan hem de ''ütopyaları'' olan, içinde kendine özgü bir felsefeyi de barındıran kapsamlı ve bütünlüklü bir ideolojidir. Bu ideolojiye bilimseldir dememizin nedeni de kapitalizme dair, kapitalist toplumun yapısına dair, insanlığın bugüne kadar nasıl geldiği ve bundan sonrasına nasıl ilerleyeceğine dair somut verilerden yola çıkarak bilimsel soyutlamalar ve önermelerde bulunmasıdır. Ancak bir liberal, komünar yada anarşist bu ideolojiyi bilimsel bulmayabilir, eleştirebilir, kendi ideolojisinin bilimsel soyutlamalarının daha doğru olduğunu iddia edebilir. Kimin neyi doğru söylediğinin ispatını ise belirleyecek olan pratik olacaktır. Biz Marksizm'i pratiğin doğrulayacağını, insanlığın kapitalist toplumu aşıp sınıfsız topluma ilerleyeceğini, bunun motoronun da sınıf çatışması ve işçi sınıfının hegemonyası yada diktatörlüğü olacağını söylüyoruz. Kimin haklı olduğunu, kimin gerçekten bilimi yakalayabildiğini tarih ortaya çıkaracak.

bedrettin  |  Cvp:
Cevap: 80
14.07.2015- 21:11

Marksizmin bilimselliğinin pratikle bir ilgisi yoktur. Marksizmin bilimselliği kapitalizmin işleyiş yasalarını ortaya çıkarmasında yatar. Yöntemi de diyalektik materyalisttir. Bütün olarak bakıldığında Marksizm için ''eleştiridir'' denilemez. Eleştiri bilimsel çözümlemelerin doğasında zaten var olan bir yöntem. Marksizm bir öğreti, bir dünya görüşüdür. Kendisinden önce felsefe, sosyalizm ve ekonomi alanlardaki tüm yerleşik düşünceleri yerle bir etmiştir. Bunu yapabilmenin yolu eleştiriden geçmeyecek de nereden geçecek. Yanlışlamak için eleştirmiştir. Eleştirerek aşmıştır. Eleştirerek aşmış olması Marksizm'i bir ''eleştiridir''in sınırları içine hapsetmez. Solun ''Marksizm nedir?'' sorusuna vereceği yanıt, onun bir ''dünya görüşü'' olduğu olmalıdır.

Tam Sürüme Geç »
 phpKF Mobil Android Uygulaması Kullanın [X]