Menü Üye Giriş

Şifre Sıfırla · Kayıt Ol

melnur  |  Cvp:
Cevap: 25
13.09.2015- 00:24

Alıntı Çizelgesi: hakkı yazmış

savunulacak tek şey özgürlükler ve demokrasi gerisi tefarruad .

Bunun yanında gelişme ve çalışma zorunluluğunun kaldırılması programı.

İşçi işçi kalacaksa niçin sosyalizm seçsin İşçi bir egemenden başka bir egemenin buyruğu altına girecekse niçin devrim yapsın.

Öyle ucuna bilimsel eki taktığında sorunlar çözülmüyor.

Küçük burjuva liberal bunlar ayrıntı esas sorun demokrasi ya varsın ya yoksun.



Sn.hakkı;

Sosyalizmi savunmayı bıraktınız mı, ne oldu? Sosyalizmin amacının gerçek özgürlük ve demokrasizlik olduğunu unutmuşa benziyorsunuz; yoksa hiç savunmamış mıydınız?

bedrettin  |  Cvp:
Cevap: 26
14.09.2015- 21:13

Alıntı Çizelgesi: melnur yazmış

Alıntı Çizelgesi: hakkı yazmış

savunulacak tek şey özgürlükler ve demokrasi gerisi tefarruad .

Bunun yanında gelişme ve çalışma zorunluluğunun kaldırılması programı.

İşçi işçi kalacaksa niçin sosyalizm seçsin İşçi bir egemenden başka bir egemenin buyruğu altına girecekse niçin devrim yapsın.

Öyle ucuna bilimsel eki taktığında sorunlar çözülmüyor.

Küçük burjuva liberal bunlar ayrıntı esas sorun demokrasi ya varsın ya yoksun.



Sn.hakkı;

Sosyalizmi savunmayı bıraktınız mı, ne oldu? Sosyalizmin amacının gerçek özgürlük ve demokrasizlik olduğunu unutmuşa benziyorsunuz; yoksa hiç savunmamış mıydınız?



Belli değil mi? Bireysel kurtuluşu önceleyen bir aklın sosyalizmle ne ilgisi olabilir? İdealizmi savunarak toplumun kurtuluşuna reçete yazmaya çalışıyorlar.

hakkı  |  Cvp:
Cevap: 27
14.09.2015- 22:51


Sn.hakkı;

Sosyalizmi savunmayı bıraktınız mı, ne oldu? Sosyalizmin amacının gerçek özgürlük ve demokrasizlik olduğunu unutmuşa benziyorsunuz; yoksa hiç savunmamış mıydınız?
-------------------------------------------
Sn Melnur.

Sosyalizm i siz savunmuyorsunuz demokrasi dendi mi kaçacak yer aramaktasınız.
Sosyalizm,in amacına varması için doğrudan demokrasiyi, devrimci dönüşümleri yaşatma zorunda.
Devrimci dönüşümler yaşamadan üretici güçler gelişmez üretici güçler gelişmeden çalışma zorunluluk olmaktan çıkmaz. İşte o zamanda toplumsal özgürlük sadece hayal olur.

Önce siz kendinizin ne kadar muhafazakar olduğunuza bakın
Öyle teorileri okuyup işi allaha havale etmeyeceksin sen o çabayı göstereceksin.

Sosyalizmde demokrasi kapitalizmdekinden daha önemlidir. Bunu bilesiniz.

Ne dersiniz siz,mi sosyalizm,i savunuyorsunuz ben,mi

Bürokrasinin ağzındaki gemini ancak demokrasi tutacaktır Sosyalizmde.

melnur  |  Cvp:
Cevap: 28
15.09.2015- 02:20

Bugün bu demokrasi konusunda bir başlığa yorum yaptım. Yinelemeye gerek yok. Burada söylenebilecek olan şey, bence bu demokrasi konusunda yüzeysel biçimcilikten kaçınmaktır. Sosyalizmi kapitalizm ile komünizm arasında bir süreç olarak görmeye çalışırsak ve bu sürecin kendiliğinden bir süreç olmayacağını da aklımızdan çıkarmazsak sosyalizmde olması gereken ''demokrasinin'' nasıl bir öze sahip olduğunu kavrayabiliriz. Yoksa bu sözcüklerle ve bu şekilde   konuya yaklaşım mantığıyla bu sorunun anlaşılabilir olma olasılığı yok.

melnur  |  Cvp:
Cevap: 29
15.09.2015- 02:32

Alıntı Çizelgesi: bedrettin yazmış

Marks Gotha programını eleştirirken programda Lasalle'cıların kullandığı ''Özgür devlet'' terimine karşı   ''Özgür devlet ne demektir''   sorusunu sorar. Cevabı emekçilerin amacının devleti özgürleştirmek olmadığıdır. Gelişmiş bir toplumun devleti ile geri kalmış bir ülkenin devletinin aralarında fark olmadığını ve birisinde devlet ne kadar özgürse diğerinde de devletin o kadar özgür olduğunu söylemiştir. Özgürlüğün devletin sınırlandırılmasıyla olabileceğini de söyleyen Marks'tır. Bu konuda, özgürlüğün devletin topluma bağımlı hale gelmesiyle imkan dahilinde olacağını görmüş ve bağımlılığın ''bütünüyle'' gerçekleşmesi durumunda özgürlüklerden söz edilebileceği yorumunda bulunmuştur.

Gotha programının eleştirisinde Marks'ın söylediklerinden anarşist bir yorum çıkarılabilir. Engels'in devrimden sonra devlet için mülkiyeti ortadan kaldırmanın devletin son eylemi olduğunu söylemesi de Marks'ın yorumuyla uyumludur. Ancak Marks ve Engels'te devlet konusundaki yorum bunlarla sınırlı değildir. Siyasal devrimden sonra burjuva devletin parçalanıp proleter devletin kurulmasını söyleyen ve bunu önemseyen de Marks'tır. Bu durumda üstteki yorumla birleştirildiğinde devletin tarihsel bir kategori olduğunu ve belli koşullar oluştuğunda ortadan kalkacağı yorumu yapılabilir. Sınıflar var olduğu sürece devlet var olacaktır ve devlet ancak kapitalizme geri dönüş olanaklarının kalmadığı koşullarda sönümlenecektir.





Ve Marks komünizmin daha ileri aşamalarında ''devletin alacağı biçim''den de söz eder! Komünizmin daha ileri aşamasında devletin alacağı biçim derken acaba komünizmin birinci aşamasında devletin ortadan kalkmayacağını işaret etmiş midir?

Tartışıyoruz ve bu tartışmalar (belki) yararlı da oluyordur. Ama siyasal devrimden sonra komünizmin daha ileri aşamasına kadar uzanan bir süreci kategorik olarak ayırmanın da çok gereksiz tartışmalara yol verdiğini düşünüyorum. Bence bu konular akademik düzeyde tartışılmalı. Genel anlamda siyasal devrimden sonraki sürecin nasıl gelişeceği konusu nesnellikle çok bağlantılı. Bilinmesi gereken temel önermelerin ne olduğu ve teorinin bize neler söylediğidir.Şimdilik bunun içselleştirilmesine çalışılması çok gereksiz tartışmaların içine yuvarlanmaktan çok daha yararlı olacaktır.

bedrettin  |  Cvp:
Cevap: 30
16.10.2015- 16:43

Devrimden sonra komünizmin üst evrelerine kadar geçen süreci ekonomik ve siyasal yönden sosyalizm olarak adlandıran çevreler olduğu gibi bu sürecin sosyalizm olarak adlandırılmaması gerektiğini söyleyenler de var. İki farklı tanımlama iki farklı sosyalizm tanımlamasına yol açıyor. Ben birincisini kullanmanın anlama bakımından kolaylık sağladığını düşünüyorum. Marks devrimden sonra komünizmin en üst aşamasına kadar hiç bir parçaya sosyalizm demedi. Lenin komünizmin birinci aşamasına sosyalizm demekle birlikte proleterya diktatörlüğü altındaki geçiş sürecine de sosyalizm dediği makaleleri var. Böyle olunca devrimden sonraki devletli yapı ile, devletli yapının sona erdiği dönemi bir birinden ayırmak daha kullanışlı ve mantıklı geliyor bana.

1- Devrimden sonra proleterya diktatörlüğü altındaki sınıflı yapı sosyalizm.

2-Proleterya diktatörlüğünün sona erdiği dönemden sonraki sınıfsız yapı komünizm.

Böylece devletli yapının nerede başlayıp nerede bittiği üzerine tartışmalar da açıklığa kavuşmuş olur.

melnur  |  Cvp:
Cevap: 31
17.10.2015- 05:47

Alıntı Çizelgesi: bedrettin yazmış

Devrimden sonra komünizmin üst evrelerine kadar geçen süreci ekonomik ve siyasal yönden sosyalizm olarak adlandıran çevreler olduğu gibi bu sürecin sosyalizm olarak adlandırılmaması gerektiğini söyleyenler de var. İki farklı tanımlama iki farklı sosyalizm tanımlamasına yol açıyor. Ben birincisini kullanmanın anlama bakımından kolaylık sağladığını düşünüyorum. Marks devrimden sonra komünizmin en üst aşamasına kadar hiç bir parçaya sosyalizm demedi. Lenin komünizmin birinci aşamasına sosyalizm demekle birlikte proleterya diktatörlüğü altındaki geçiş sürecine de sosyalizm dediği makaleleri var. Böyle olunca devrimden sonraki devletli yapı ile, devletli yapının sona erdiği dönemi bir birinden ayırmak daha kullanışlı ve mantıklı geliyor bana.

1- Devrimden sonra proleterya diktatörlüğü altındaki sınıflı yapı sosyalizm.

2-Proleterya diktatörlüğünün sona erdiği dönemden sonraki sınıfsız yapı komünizm.

Böylece devletli yapının nerede başlayıp nerede bittiği üzerine tartışmalar da açıklığa kavuşmuş olur.




Sn.bedrettin;

Sosyalizm ve komünizm kavramları zaten bu anlamda kullanılıyor. Yaygın kullanılışı da bu şekilde. Birinci şıktaki süreci sürekli devrimci dönüşüm süreci olarak aldığımız sürece de bir problem yaratacağını düşünmüyorum. Reel sosyalizmin çözülüşünden sonra bu konu çok öne çıkarıldı. Sovyet pratiğinin teorileştirildiği eleştirilerinden, Lenin'in bu kapıyı açtığı ve yanlış yaptığı iddialarına kadar pek çok konu tartışılır hale getirilmiştir. Hiç bir tartışmadan çekinmemek gerek ama bu konu eğer Lenin, Stalin ve SSCB düşmanlığına kadar vardırılıyorsa veya sempatizan kesimde böyle bir algıya yol açıyorsa burada uygun bir dil kullanma zorunluluğu olacaktır. Bu dile dikkat edildiğinde bu tür tartışmalar yararlıdır.

Şu açıdan önemli. Sosyalizm komünizmin birinci evresi olarak kabul edildiğinde pratikteki işlevsizliği ve yararsızlığı bir yana, sosyalizmin tek ülkede gerçekleşmeyeceği ve dolayısıyla siyasal devrimin gereksizliği düşüncesinin yaygınlaşmasına da yol açıyor. Üstelik bu kavramlaştırmanın da hiç bir yararı ve dayanağı da yok. Komünizmin birinci evresine Marks sosyalizm dememiş, sosyalizmi ve komünizmi eş anlamlı kullanmış. Lenin her iki anlamda da kullanmış. Yani hem komünizmin birinci evresi olarak hem de proletarya diktatörlüğü altındaki toplumsal yapıya sosyalizm demiş. Lenin'den sonra da zaten sosyalizm proleter diktatörlük altındaki sistemin adı olarak kullanılmış, genel kanı da bu yönde, o zaman sosyalizmi kuruculuk döneminin adı olarak kullanmaya devam etmek çok daha akıllıca. Tekrar olacak sosyalizmin   yaygın kullanılış biçimi de budur.

bedrettin  |  Cvp:
Cevap: 32
20.10.2015- 19:45

Tek ülkede sosyalizm olmazı savunanların bunu savunmalarının nedeni devrim kaçkınlığıdır. Ulusal ölçek içinde siyasal iktidar hedefinden yoksunluk bu adamlarda tek ülkede sosyalizmin olmayacağını savunmalarına yol açıyor. Bu savunmalarını da enternasyonalizm ile pekiştirmeye çalışıyorlar. Bu adamların siyasi alandaki mücadeleleri de sosyalist devrim yerine kuyrukçu siyasete yöneliş şeklinde ortaya çıkıyor.

Proleter diktatörlük dönemi sosyalizmin kuruluş aşamasıdır. Bu dönemin çok uzun süreceğini tahmin etmek bile bu dönemin adını sosyalizm olarak anmayı gerektirir. Devrim gibi bir hedefimiz varsa kitleleri sosyalizme yöneltebilmek için bile bu şekilde faydası olmayan bir tartışmaya yuvarlanmamak gerektiğini düşünüyorum. Dikkat edilirse bunu savunanlar ya Troçkistler oluyor ya da devrim perspektifinden yoksun olan forum gevezeleri. Onların da kuyrukçulukları zaten ortaya çıkan boşluğu doldurma çabasından başka bir şey değil.

Tam Sürüme Geç »
 phpKF Mobil Android Uygulaması Kullanın [X]