Menü Üye Giriş

Şifre Sıfırla · Kayıt Ol

 SOL PAYLAŞIM  »
 Sözde sol-sosyalist forumlar...
Cevap: 49
04.10.2014- 18:36

Alıntı Çizelgesi: Alisan yazmış

Alıntı Çizelgesi: proletersosyalist yazmış

Alıntı Çizelgesi: Alisan yazmış

Alıntı Çizelgesi: proleterdevrim yazmış

Alıntı Çizelgesi: umut yazmış


Bu adamların en büyük özelliği Türk bayrağına duydukları nefret. Siyasetleri hep birtakım semboller üzerinden yapıyorlar. Hem sosyalist değiller, öyle söylüyorlar ve hem de sosyalistlerin sosyalist olmadıklarını söyleyen kendileri gibi davranmasını istiyorlar. Forumda böyle örneklerin de olması, söylediklerinin doğru olduklarına inanmalarına yol açıyor. Forumun bu çarpıklığı beslediği ve büyüttüğü doğru bir saptama. Alışmışlar, solcuysak TC'ye, Cumhuriyete, bayrağa, Atatürk'e, hakaret edecek, eleştirecek, dışlayacak ve kürt hareketine hiç eleştiri getirmeyeceksin. Böyleysen solcu, değilsen faşist oluyorsun. Kafa bu olunca bu kadar yanlışı bir arada savunmaları onlar için doğru oluyor.




Burjuvaya dahil ne kadar değer varsa savunmuşsun maşallah. Forumda yeniyim tartışma olayını bilmiyorum. Fakat sormam lazım burası sol mu yoksa kemalist platform mu?

Bu Forum güya   sosyalist bir Forum ve hatta üyelerinin büyük çoğunluğu kendilerini bölünmeden önceki TKP'li olarak lanse ederler ama tüm yazdıklarnın içeriğine bakarsan Kemalistiz diyenlerden daha fazla Kemalistlerdir, türkçülerdir, Kürt ulusal mücadelsine muhalefetlerdir, devletin tüm değerlerine (bayrak, istiklal marşı, andımız,...) sahip çıkarlar, MHP ve CHP nin ortak adayının propagandasını yaparlar,......
Kendileri gibi düşünmeyen hrkes ya liberaldir, ya Sol düşmanıdır veya Kürt Ulusal Mücadelesine   kuyrukculuk yaparlar,......


Bu forumunun hangi üyelerinin hangi yazılarına dayanarak kemalistlerden daha fazla kemalist olduklarını,türkçü olduklarını,anda sahip çıktıklarını iddia ediyorsun?

Bayrak, istiklal marşı, andımız, CHP ve MHP orta adayı,...... konuusnda sayısız yorumlar var burada. Biraz zahmet edip okursanız her şeyi net bir şekilde göreceksiniz. Daha doğrusu bu söylediğim konularda kendi görüşünüzüde belirtirsiniz ve ne kadar benzerliğiniz var veya yok görürüz.


Bana okumamı söylüyorsun ama daha bu başlık altında yazdığım bayrakla ilgili yorumumu okumamışsın bile.Ayrıca forumu incelediğimde de abbas ve bir kaç kişi hariç kemalist,türkçü falan görmedim.Ama sen kendi yazında sanki forumun hepsi türkçüymüş,kemalistmiş gibi bir söylemde bulundun,bunu düzeltmen lazım.

Cevap: 50
04.10.2014- 18:40

Alıntı Çizelgesi: Alisan yazmış

Alıntı Çizelgesi: proletersosyalist yazmış

Alıntı Çizelgesi: Alisan yazmış

Alıntı Çizelgesi: munzur yazmış

Siz konu başlığıyla ilgili tartışmayı bilmez misiniz? Solu sosyalizmi tartışmak istiyorsanız o konudaki başlıklara neden yorum yazmıyorsunuz da, her konuya benzer şeyler yazıyorsunuz? Sosyalist forumun eleştirilmesinden rahatsızlık duyuyorsanız, bu başlıkta yazılanlara cevap verirsiniz. Sosyal demokrat sosyalist ayrımı konusunda başlıktaki eleştiriye karşı çıkar düşüncelerinizi yazarsınız. Bu şekilde bir tartışma yürütülür mü sanıyorsunuz?

Eğer bei kast ediyorsan, ben asla SF'in veya başka bir Forumun eleştirlmesinden rahatsız değilim ama eleştirenlerin bazılarının eleştirdikler Forumdan farklı bir tutum içerisinde olmadıklarına işaret ediyorum. Böyle bir hakkım yokmu sizce?
Yoksa tüm oyunlar sizin kuralınıza göremi oynanacak?


Sf de kürt hareketine eleştiri getirenlerin birçoğu üyelikten atılırken,sen burada çoğu yazında solun dününüde bugününü de küçümseyip,karalıyor,neredeyse hakarete varacak ifadeler kullanıyorsun ama gördüğüm kadarıyla yıllardır yazıyorsun.Bu açıdan bakarsak Sf ve buranın hangi tutumu birbirine benziyor?

Ben küçümsemiyorum sadece olan gerçekleri korkmadan söylüyorum. Neden giçsüz olanı güçlü gösteryim, kime ne faydası olacak? Geçmişte ve günümüzde her şey abartıldığı içindir bir adım ilerlenmiyor.
12 Eylül faşist diktası gelince tüm Sol bir domino taşı gibi dağılmadımı? Bunu söylemek küçümsemekmi oluyor? Cunta öncesi herkes kendisini dev aynasında görüyordu, neredeyse her fıraksiyonun ordusu vardı,...... Ama gördükkü tümü anlatıldığı gibi güçlü değilmiş. O yüzdende binlerce devrimci genç yalnız kaldı, bırakıldı,.... Kimse yardımına gidemedi. Sonrasına bakıyorsun gene değişen bir şey yok. Herkes en güçlü biziz diyorlar ama reel hayatta hiç bir etkilerinin olmadığını görüyoruz. 12 Eylülde ve sonrasında en dayanıklısı KUH çıktı. Bu gerçeği görmek asla Türk Solunu küçümsemek anlamına gelmez, bu sadece bir tesbittir ve herkes durumunu doğru değerlendirmek zorunda. Bunları yazmak, söylemek,..... size göre küçümsemekse söyleyecek bir şeyim yok benim öyle bir niyetim yok, ister inanın ister inanmayın.



Sana daha önce neden zamanla kürt hareketinin güçlü konuma geldiğini,sosyalistlerin ise ne 1970'ler de nede bugün söylediğin kadar güçsüz olmadığını açıklamıştım ama sen kürt hareketini koşulsuz,şartsız desteklediğin ve onların tezlerini sorgulamadan kabul ettiğin için bu gerçeklere gözlerini kapatıyorsun.

Alisan  |  Cvp:
Cevap: 51
04.10.2014- 18:43

Alıntı Çizelgesi: proletersosyalist yazmış

Alıntı Çizelgesi: Alisan yazmış

Alıntı Çizelgesi: proletersosyalist yazmış

Alıntı Çizelgesi: Alisan yazmış

Alıntı Çizelgesi: proleterdevrim yazmış

Alıntı Çizelgesi: umut yazmış


Bu adamların en büyük özelliği Türk bayrağına duydukları nefret. Siyasetleri hep birtakım semboller üzerinden yapıyorlar. Hem sosyalist değiller, öyle söylüyorlar ve hem de sosyalistlerin sosyalist olmadıklarını söyleyen kendileri gibi davranmasını istiyorlar. Forumda böyle örneklerin de olması, söylediklerinin doğru olduklarına inanmalarına yol açıyor. Forumun bu çarpıklığı beslediği ve büyüttüğü doğru bir saptama. Alışmışlar, solcuysak TC'ye, Cumhuriyete, bayrağa, Atatürk'e, hakaret edecek, eleştirecek, dışlayacak ve kürt hareketine hiç eleştiri getirmeyeceksin. Böyleysen solcu, değilsen faşist oluyorsun. Kafa bu olunca bu kadar yanlışı bir arada savunmaları onlar için doğru oluyor.




Burjuvaya dahil ne kadar değer varsa savunmuşsun maşallah. Forumda yeniyim tartışma olayını bilmiyorum. Fakat sormam lazım burası sol mu yoksa kemalist platform mu?

Bu Forum güya   sosyalist bir Forum ve hatta üyelerinin büyük çoğunluğu kendilerini bölünmeden önceki TKP'li olarak lanse ederler ama tüm yazdıklarnın içeriğine bakarsan Kemalistiz diyenlerden daha fazla Kemalistlerdir, türkçülerdir, Kürt ulusal mücadelsine muhalefetlerdir, devletin tüm değerlerine (bayrak, istiklal marşı, andımız,...) sahip çıkarlar, MHP ve CHP nin ortak adayının propagandasını yaparlar,......
Kendileri gibi düşünmeyen hrkes ya liberaldir, ya Sol düşmanıdır veya Kürt Ulusal Mücadelesine   kuyrukculuk yaparlar,......


Bu forumunun hangi üyelerinin hangi yazılarına dayanarak kemalistlerden daha fazla kemalist olduklarını,türkçü olduklarını,anda sahip çıktıklarını iddia ediyorsun?

Bayrak, istiklal marşı, andımız, CHP ve MHP orta adayı,...... konuusnda sayısız yorumlar var burada. Biraz zahmet edip okursanız her şeyi net bir şekilde göreceksiniz. Daha doğrusu bu söylediğim konularda kendi görüşünüzüde belirtirsiniz ve ne kadar benzerliğiniz var veya yok görürüz.


Bana okumamı söylüyorsun ama daha bu başlık altında yazdığım bayrakla ilgili yorumumu okumamışsın bile.Ayrıca forumu incelediğimde de abbas ve bir kaç kişi hariç kemalist,türkçü falan görmedim.Ama sen kendi yazında sanki forumun hepsi türkçüymüş,kemalistmiş gibi bir söylemde bulundun,bunu düzeltmen lazım.

Bir firsatta senin bayrakla ilgili yorumunu bulup okurum. Zaten burada etkin olarak   yazan bir kac kisi var ve sizde abbas ve bir kac kisi diye yazmissiniz. Yani iyi okursaniz o bir kac kisi dediklerinizin aslinda kendilerini keskin sosyalist olarak nitelediklerini ama özünde kemalist olduklarini göreceksiniz.

melnur  |  Cvp:
Cevap: 52
04.10.2014- 18:44

Bir yanlışlık var ve o yanlışlığın anlaşılması öncelikle kullanılan kavramların ne olduğuyla ilişkili. Komünist ve sosyal demokrat ( ve/veya reformist) kavramları yanlış kullanılır, anlamları konusunda doğru bilgiye sahip olunmazsa bu arkadaşın söylediklerine ve çok daha önemlisi SF'deki yanlış eğilimin ortaya çıkmasına engel olunamaz.

Türkiye'de sosyal demokrasi çoğunlukla CHP'de temsil edilmektedir. Ne kadar sosyal demokrat olduğu da ayrı bir tartışma konusu ama her şekilde şunu söylemek mümkün. Türkiye'deki sosyal demokratlarla Avrupa'daki sosyal demokratlar arasındaki fark oralardaki partilerin marksist bir gelenekten geldikleridir. Onlar için sosyal demokrasi veya reformist kavramları ( belki hepsi için değil) bir ölçüde söylenebilir. O partiler varsa örgütler sosyalizme-komünizme barışçıl bir biçimde ve kapitalizm içinde reformlarla geçmeyi savunmaktadır ve asıl sosyal demokrasi ve reformist kavramlarının anlamı da budur. Türkiye'de sosyal demokrasi dendiğinde ise yine kapitalizm içinde kalarak ve özel mülkiyet karşılığı bulunmaksızın sistemi kendi çerçevesi içinde ''iyileştirmek''tir. Avrupa'daki sosyal demokrasi ve reformist kavramları ile burada özellikle CHP'nin temsil ettiği siyaset arasında dağlar kadar fark var. Konunun bir yanı bu.

Alıntıdaki yorum, Avrupa'daki marksist gelenekten gelen partilerin ideolojileri doğrultusunda kavramlaştırıldığı iddia edilebilir. Hüseyin Aygün, Erkan Baş ve Aydemir Güler'e bu nedenle sosyal demokrat nitelemesi yapıldığı iddia edilebilir. Peki bunu nasıl anlayacağız?

Hüseyin Aygün'ün komünist olduğunu sanmıyorum. Onu bir kenara koyduğumuzda, Aydemir Güler'in ve Erkan Baş'ın ve dolayısıyla pek çok sosyalist aydın ve siyasetçinin sosyal demokrat veya reformist olarak nitelenmesinin ölçütü onların kapitalizmden sosyalizme geçişin reformlarla ve barışçıl biçimde olacağını savunmaları olmalıdır.   Ancak bu şekilde bir kara varmak mümkün.Peki böyle düşünmemize yol açacak tek bir veriye sahip miyiz? Tek bir yazılarında bile bu isimlerin ve pek çok benzerinin bu tür ifadeleri var mı? Yok! Tersi bir örnek var mı? Pek çok! O halde, bu yanlış kavramlaştırma neden oluyor?

Cevap: 53
04.10.2014- 18:58

Alıntı Çizelgesi: melnur yazmış

Bir yanlışlık var ve o yanlışlığın anlaşılması öncelikle kullanılan kavramların ne olduğuyla ilişkili. Komünist ve sosyal demokrat ( ve/veya reformist) kavramları yanlış kullanılır, anlamları konusunda doğru bilgiye sahip olunmazsa bu arkadaşın söylediklerine ve çok daha önemlisi SF'deki yanlış eğilimin ortaya çıkmasına engel olunamaz.

Türkiye'de sosyal demokrasi çoğunlukla CHP'de temsil edilmektedir. Ne kadar sosyal demokrat olduğu da ayrı bir tartışma konusu ama her şekilde şunu söylemek mümkün. Türkiye'deki sosyal demokratlarla Avrupa'daki sosyal demokratlar arasındaki fark oralardaki partilerin marksist bir gelenekten geldikleridir. Onlar için sosyal demokrasi veya reformist kavramları ( belki hepsi için değil) bir ölçüde söylenebilir. O partiler varsa örgütler sosyalizme-komünizme barışçıl bir biçimde ve kapitalizm içinde reformlarla geçmeyi savunmaktadır ve asıl sosyal demokrasi ve reformist kavramlarının anlamı da budur. Türkiye'de sosyal demokrasi dendiğinde ise yine kapitalizm içinde kalarak ve özel mülkiyet karşılığı bulunmaksızın sistemi kendi çerçevesi içinde ''iyileştirmek''tir. Avrupa'daki sosyal demokrasi ve reformist kavramları ile burada özellikle CHP'nin temsil ettiği siyaset arasında dağlar kadar fark var. Konunun bir yanı bu.

Alıntıdaki yorum, Avrupa'daki marksist gelenekten gelen partilerin ideolojileri doğrultusunda kavramlaştırıldığı iddia edilebilir. Hüseyin Aygün, Erkan Baş ve Aydemir Güler'e bu nedenle sosyal demokrat nitelemesi yapıldığı iddia edilebilir. Peki bunu nasıl anlayacağız?

Hüseyin Aygün'ün komünist olduğunu sanmıyorum. Onu bir kenara koyduğumuzda, Aydemir Güler'in ve Erkan Baş'ın ve dolayısıyla pek çok sosyalist aydın ve siyasetçinin sosyal demokrat veya reformist olarak nitelenmesinin ölçütü onların kapitalizmden sosyalizme geçişin reformlarla ve barışçıl biçimde olacağını savunmaları olmalıdır.   Ancak bu şekilde bir kara varmak mümkün.Peki böyle düşünmemize yol açacak tek bir veriye sahip miyiz? Tek bir yazılarında bile bu isimlerin ve pek çok benzerinin bu tür ifadeleri var mı? Yok! Tersi bir örnek var mı? Pek çok! O halde, bu yanlış kavramlaştırma neden oluyor?



Aslında avrupadaki sosyal demokrat partilerde 1950'lerden itibaren yapı değiştirdi.Daha önce marksist tarihsel okumayı kabul eden sosyal demokrat partiler,1950'lerden itibaren marksist tarihsel okumayı reddedip,sistemin iyileştirmelerle mevcut yapısı belli ölçülerde değiştirilerek devam edebileceğini savunmaya başladılar,adınada sosyal piyasa ekonomisi dediler.Özellikle alman sosyal demokrat partisi için söyleyebilirim bunu.Bizdeki sosyal demokrasi ise söylediğin gibi marksist geleneğin içinden değil kemalizmin içinden çıktı ama bu olgu hindistan,güney afrika gibi ülkeler için de geçerlidir.Buraların millici,devrimci ulusal kurtuluş hareketleri zamanla devletçi bir ekonomik gelenekten gelmelerinin de etkileriyle ulusal reformist,kamucu,sosyal demokrat partiler haline geldiler.
Aydemir Güler,Erkan Baş ve genel olarak tkp'yi reformist bulmalarının nedeni de,hem kendileri gibi gereksiz şiddeti savunmayan herkesi reformist olarak görmeleri,hem karalama amaçlı,hem de mevcut tkp'nin tip geleneğinin içinden geldiklerini düşündükleri için tip'in de o dönemler de parlementarist bir yapıya bürünmesi,barışçıl yollarla sosyalizme geçiş fikirlerini savunmaya başlaması ve tkp'nin de bu geleneğin devamı olduklarını düşündükleri için tkp'nin de bunu savunduğunu düşünmeleri.

melnur  |  Cvp:
Cevap: 54
04.10.2014- 19:24

Hem yaptığım alıntının yazarı ve hem de SF'deki egemen anlayışın kaynaklandığı birinci yanlış bu. İkinci ve daha önemli yanlış, sosyalist ideolojideki "zor" kavramıyla doğrudan ilişkili. Hepimiz tekerleme derecesinde sermaye sınıfının iktidarının barışçıl bir biçimde değil, zor kullanarak değiştirilebileceğini söyler, savunuruz. Yanlışlık ta tam bu noktada ortaya çıkıyor. İktidar zor yoluyla alınacaksa yani "iktidar namlunun ucundaysa"   "gerçek komünist" illegaliteyi seçmelidir ve devletle her koşulda savaşmalıdır. Bu konuda ortaya çıkan yanlış budur. Başlık yazısında konuyla ilişkilendirdiğim kürt ulusal hareketinin mücadele yönteminin de bu algının oluşmasında dolaylı bir etkisi olduğunu söyleyerek geçmek gerek. SF yönetimi   kürt ulusalcı hareketine yedeklenerek ve her başlıkta bu yönde yaklaşımlar sergileyerek bu "zor" konusunun zihinlere yanlış bir algı olarak akmasını sağlıyor. Kısaca SF hem doğrudan ve hem de dolaylı yönde bu "zor" konusunu çarpıtıyor ve sempatizan kitleyi hatalı bir doğrultuda biçimliyor.

"Zor" konusu hiç bir şekilde bir komünist kişi, örgüt veya parti için devrimin nesnelveya öznel koşullarını göz ardı ederek ve illegalitede ısrar ederek, koşullar ne olursa olsun silahlı mücadelenin içinde olması ve "devlete" savaş açması değildir. Böyle bir şey yok. Leninist olmak böyle bir savrulmanın içinde olmak değildir. Kapitalizmin yol aldığı ve temel sınıfların ortaya çıktığı bir ülkede işçi sınıfı ve emekçi halkı kazanamayan, burjuva ideolojisinin etkisiyle sistemle bağı artan kesimleri siyasete taşıyamayan ve sonrasında geniş kitlere öncülük yapma becerisi kazanamayan ve onları her koşulda mobilize edebilecek bir siyasi yeterliğe ulaşamayan bir siyasi partinin ister silahlı mücadelenin doğrudan içinde olsun, ister başka yöntemleri savunsun, bu mücadele yönteminin Leninizm ile ilişkisi olamaz.

Bildiğimiz devrimin zor yoluyla olacağıdır. Bu zor işçi sınıfı ve emekçi halkın zor'u olacaktır. Sınıftan kopuk ve halkı kazanmayı amaçlamayan hiç bir mücadele yöntemi Leninizm olarak adlandırılamaz. Sömürünün gizlilik kazandığı, burjuvazinin kendi çıkarını işçi sınıfı ve emekçi halkın çıkarıymış gibi dayattığı koşullarda zor, sınıfı ve emekçi halkı kazanacak ve siyasete dahil edecek siyasi araçlar oluşturmaktan geçmektedir. Ve asıl zorluk da buradadır. Bu siyasi mücadelenin reformizm ile hiç bir ilişkisi de bulunmamaktadır. Günü geldiğinde, kitleyle buluşabilmiş ve onu mobilize edecek bir beceri kazanmış olan öncü parti kitleyle birlikte o zorun gereklerini yerine getirecektir. Tekrar olacak, kapitalizmin yol aldığı ve temel sınıfların ortaya çıktığı bir ülkede devrimin gerçekleştirilmesinin başkaca bir yolu ve örneği de bulunmuyor.

melnur  |  Cvp:
Cevap: 55
04.10.2014- 19:39

Alıntı Çizelgesi: proletersosyalist yazmış


Aydemir Güler,Erkan Baş ve genel olarak tkp'yi reformist bulmalarının nedeni de,hem kendileri gibi gereksiz şiddeti savunmayan herkesi reformist olarak görmeleri,hem karalama amaçlı,hem de mevcut tkp'nin tip geleneğinin içinden geldiklerini düşündükleri için tip'in de o dönemler de parlementarist bir yapıya bürünmesi,barışçıl yollarla sosyalizme geçiş fikirlerini savunmaya başlaması ve tkp'nin de bu geleneğin devamı olduklarını düşündükleri için tkp'nin de bunu savunduğunu düşünmeleri.



Hiç sanmıyorum:)

Bu konuları SF üzerinden tartışmaya açmamın nedeni, orada yazanların SF'deki hakim eğilimin yarattığı algı etkisinde kalarak yorum yapmalarıdır. SF kürt ulusal hareketinin kuyrukçusu haline gelmiştir. Uzun zamandır böyle. Bilimsel sosyalizmi bile çarpıtmışlar ve kürt ulusal hareketinin "demokratik modernite" ve "komünal yaşam" tezlerine uygun hale getirmişler. Böyle bir eğilim, öteden beri bu yanlışlığa teslim olmayan siyasetleri hedef tahtası haline getirmektedir. İP, CHP, TKP, yeri geldiğinde ÖDP, ve Halk Cephesi'ne karşı tavır alınmasının nedeni budur. Kuyrukçu siyaset kuyrukçu olmayanları "düşman" bellemekte ve buna kendilerince siyasi ( sol) bir kılıf uydurmaya çalışmaktalar. TKP'nin öne çıkartılmasının nedeni budur. HDK bileşenleri arasında bulunan EMEP'in ideolojik konumu TKP'den daha mı ileri? Bunu söylemek mümkün mü? SF'den TKP'ye yönelik eleştiri ( siz saldırganlık olarak anlayın)   sadece kuyrukçu olmamasıdır yoksa TKP önderlerinin TİP geçmişi olmasından değil.

Cevap: 56
04.10.2014- 20:04

Alıntı Çizelgesi: melnur yazmış

Alıntı Çizelgesi: proletersosyalist yazmış


Aydemir Güler,Erkan Baş ve genel olarak tkp'yi reformist bulmalarının nedeni de,hem kendileri gibi gereksiz şiddeti savunmayan herkesi reformist olarak görmeleri,hem karalama amaçlı,hem de mevcut tkp'nin tip geleneğinin içinden geldiklerini düşündükleri için tip'in de o dönemler de parlementarist bir yapıya bürünmesi,barışçıl yollarla sosyalizme geçiş fikirlerini savunmaya başlaması ve tkp'nin de bu geleneğin devamı olduklarını düşündükleri için tkp'nin de bunu savunduğunu düşünmeleri.



Hiç sanmıyorum:)

Bu konuları SF üzerinden tartışmaya açmamın nedeni, orada yazanların SF'deki hakim eğilimin yarattığı algı etkisinde kalarak yorum yapmalarıdır. SF kürt ulusal hareketinin kuyrukçusu haline gelmiştir. Uzun zamandır böyle. Bilimsel sosyalizmi bile çarpıtmışlar ve kürt ulusal hareketinin "demokratik modernite" ve "komünal yaşam" tezlerine uygun hale getirmişler. Böyle bir eğilim, öteden beri bu yanlışlığa teslim olmayan siyasetleri hedef tahtası haline getirmektedir. İP, CHP, TKP, yeri geldiğinde ÖDP, ve Halk Cephesi'ne karşı tavır alınmasının nedeni budur. Kuyrukçu siyaset kuyrukçu olmayanları "düşman" bellemekte ve buna kendilerince siyasi ( sol) bir kılıf uydurmaya çalışmaktalar. TKP'nin öne çıkartılmasının nedeni budur. HDK bileşenleri arasında bulunan EMEP'in ideolojik konumu TKP'den daha mı ileri? Bunu söylemek mümkün mü? SF'den TKP'ye yönelik eleştiri ( siz saldırganlık olarak anlayın)   sadece kuyrukçu olmamasıdır yoksa TKP önderlerinin TİP geçmişi olmasından değil.



Yorumlarınıza katılıyorum dediğiniz gibi kürt hareketinin kuyrukçusu olmayanları hedef haline getiren bir yapıları var ama tkp'ye reformist eleştirisi veya parlementarist eleştirisi bir tek sf'de yada kürt hareketinde yapılmıyor,solun önemli bir kısmında böyle düşünceler var ve bunun nedenlerinide de tip kökenli olunması,önceki yıllarda kadıköy de yapılan 1 mayıs,genelde eylem yeri olarak kadıköyün belirlenmesine bağlı olduğunu düşünüyorum.

Tam Sürüme Geç »
 phpKF Mobil Android Uygulaması Kullanın [X]