"Faşizme karşı yan yana gelmeye, omuz omuza mücadele etmeye en fazla ihtiyacımız olduğu böylesi bir dönemde" diyeceksiniz, "ortak mücadele zemini"nden, "sol duyu"dan dem vuracaksınız ama "satırlı, palalı, bıçaklı" faşistlerin parçaladığı yoldaşlarımızı görmek bir yana, "geçmiş olsun" bile demeyeceksiniz. Satırla kol koparan HTKP çetesi ile çetenin başını sloganla protesto eden TKP'yi eşitleyeceksin. Slogana saldıran satırdan Zafer Cömert kadar bile rahatsızlık duymadan "Ben TKP Genel Başkanıyım" diye gezen çok kullanışlı bir meczuba sloganlarımızla "saldırdığımız" için tertip komitesinden özür dilemeye davet edeceksiniz. Slogan atmak saldırı ise satırla kol kesmek nedir arkadaş!.. Bu faşizme susarak satırlı, palalı, bıçaklı elleri meşrulaştıranlardan, bu çetenin reisinden bir "TKP Genel Başkanı" çıkaranlar "sol duyu" arıyorsa Zafer Cömert'e baksınlar. Aradıkları "sol duyu" Zafer Cömert'tir.

İyi bak Zafer Cömert'e...

Bu ucuz ajitasyonlarınızı kimsenin yemediğinin farkına varmadınız mı hala? 100 kişi sopalarla, demir çubuklarla mekan basıp, insanları yaralayıp, sonra bize satırla karşı koydular diye ağlayamazsın.

Satırla da savunur kendini adam, silahla da. Suçlu oraya 100 kişi saldıranlardır. Sorumlu olanlar da. Dediğim gibi o korkak, ödlek şeflerinize söyleyin, bir daha çoluğu çocuğu göndermesinler baskınlara. Yürekleri varsa kendileri gitsinler. Sonuçlarına da kendileri katlansınlar.

100 kişi adamların mekanına saldırırken aslan gibisiniz, bıçağı görünce bir anda kuzu, mazlum oldunuz ve bizim bunu yutmamızı mı bekliyorsunuz?

Bak adamlar, saldırdığınız mekanlarını bıçakla, satırla korumaya başlayınca bir anda barışsever oldunuz, hiçbir yere saldırmıyorsunuz? Demek ki anladığınız dil buymuş.

Yav samimi söylüyorum ben böyle bir yüzsüzlük görmedim ya. Adamların isyanı şu: Ne güzel 100 kişiyle HTKP'nin kültürevini basıp istediğimiz gibi dövecektik, satır kullanarak kendilerini korudular. Gözü kara çıktılar. Bütün cesaretimiz gitti, kuzuya döndük. Mazluma bağlayıp zarıl zarıl millete ağlıyoruz.

Kimse de yemiyor. Bunlar dışında yorum yapan kim varsa aynı şeyi söylüyor: 100 kişiyle mekan basmaya gidip, sonra bizi vurdular, bizi kestiler diye ağlanmaz. Hesabını o çocukları oraya gönderen, daha bugüne kadar   bir kavganın, çatışmanın, direnişin içinde görmediğim ödlek, korkak şeflerinizden soracaksınız.

Bir kere partinin adı KP değil, TKP. İkincisi Erkan Baş TKP'nin değil HTKP'nin başkanı. Üçüncüsü Türkiye'de sosyalistlerin kendi aralarında tartıştıkları, çatıştıkları çok olmuştur ama ilk kez faşizmin araçlarından başka bir şey olmayan SATIR kullanılmış, bir gencin eli bileğinden tamamen kopartılmıştır. Bu ve bunlara eklenebilecek bir yığın yanlışa rağmen hala Erkan Baş'ın savunulduğu bir pozisyon varsa, çok açıktır bu durum hem Erkan Baş'ın HTKP ile girmiş olduğu yönelime destekten ve hem de kürt ulusalcılığına hiçbir zaman kuyrukçuluk yapmayan TKP'ye duyulan öfkeden kaynaklanıyor. Olayın kısa bir özeti benim açımdan budur.