Asıl soru, bu tür ''yasaklar''ın burjuva sistemindeki düzeyden geriye düşüldüğü anlamına mı geldiği konusu, ki konu hep bu noktaya getiriliyor.
İnsanın bedensel ve zihinsel prangalarından kurtulması yönünde atılacak her adım insanın zihinsel ve bedensel kurtuluşudur. Liberal ideolojinin ve burjuvazinin her türlü ideolojik araçlarının topluma dayattıkları bu anlamda insanın özgürleşmesi yönünde önünde duran setlerdir. Bu kadar açık ve bu kadar net! Buralarda verilecek her türlü taviz, insanın düşünce özgürlüğü safsatası adı altında insanın bedensel ve zihinsel prangalarının sürdürülmesinden yana bir konumlanış almak demektir. Özgürlük diyorsak ve bunun sınıfsal bir özü-anlamı olduğunu savunuyorsak, yapılması gerekenlerin en başına bunu yazmak gerekiyor ve artık bu konuyu da tartışma dışı bırakmak gerekiyor sanırım. Bu konunun tartışıldığı bir devrim sonrası koşullar öncünün hala ideolojik öncülük yapabileceği bir donanıma sahip olmadığı anlamına gelecektir. Sonrası...
Sonrasını tartışabiliriz!
Ama önce ve mutlaka bu ''insanın özgürlüğü'' safsatalarını sınıfsal içeriğinden soyutlayan yaklaşımların üzerine kalın bir çizgi attıktan sonra!
Hem Melnur hem de owert hocam beni, tam da tahmin ettiğim gibi, sınıfsal gerçekliği göz ardı ederek idealist ve liberal bir çizgiye savrulmakla eleştirmiş.
Bu arkadaşların özgürlük konusuna "amaca giden hor yol mubahtır" anlayışıyla yaklaşmalarının pratikte ne denli tehlikeli olabileceğini defalarca söyledim, aynılarını tekrar edip gereksiz yere uzatmayacağım.
Melnur ve owert beni soyutlukla eleştirirken, sözünü ettikleri "proleter özgürlük"ün ne olduğunu tanımlamaya ise hiç yanaşmamışlar. Bu noktada şu soru cevap bekliyor: Sınıfsal gerçekliğe ve sınıf çelişkilerine dayanan proleter bir özgürlük anlayışı nedir?
Burada, Melnur'un bahsettiği "insanın bedensel ve zihinsel prangalarından kurtulması" biçiminde felsefi anlamıyla özgürlükten söz etmiyorum. Benim sözünü ettiğim ve tartışmayı ilgilendiren konu, devlet-birey ve toplum-birey ilişkilerinde geçerli olan toplumsal özgürlüktür. Özgürlük kavramına getireceğimiz açıklama da bu çerçevede düşünülmelidir.
Hem Melnur hem de owert hocam beni, tam da tahmin ettiğim gibi, sınıfsal gerçekliği göz ardı ederek idealist ve liberal bir çizgiye savrulmakla eleştirmiş.
Bu arkadaşların özgürlük konusuna "amaca giden hor yol mubahtır" anlayışıyla yaklaşmalarının pratikte ne denli tehlikeli olabileceğini defalarca söyledim, aynılarını tekrar edip gereksiz yere uzatmayacağım.
Melnur ve owert beni soyutlukla eleştirirken, sözünü ettikleri "proleter özgürlük"ün ne olduğunu tanımlamaya ise hiç yanaşmamışlar. Bu noktada şu soru cevap bekliyor: Sınıfsal gerçekliğe ve sınıf çelişkilerine dayanan proleter bir özgürlük anlayışı nedir?
Burada, Melnur'un bahsettiği "insanın bedensel ve zihinsel prangalarından kurtulması" biçiminde felsefi anlamıyla özgürlükten söz etmiyorum. Benim sözünü ettiğim ve tartışmayı ilgilendiren konu, devlet-birey ve toplum-birey ilişkilerinde geçerli olan toplumsal özgürlüktür. Özgürlük kavramına getireceğimiz açıklama da bu çerçevede düşünülmelidir.
Arkadaşım senin takıntın ne ki, bir türlü bulunduğun yerden çıkamıyorsun? Neyin peşindesin onu da anlamadım. Yazılanlarda anlaşılmayan ne var ki, döndükçe dönüyorsun. Neyi düşünüyorsun da yasaklanacak kaygısı duyuyorsun? Önce kendi söylemek istediklerini somut bir örnekle ortaya koy ki, meramın anlaşılır hale gelsin. Proleteryanın özgürlüğü onu ekonomik sömürüden kurtarmakla başlar, onu takip ederek kafasının içindeki zincirlerden kurtulmasını sağlayarak da devam eder. Proleteryanın özgürlüğü din üzerine tartışma hakkı veya fabrikaların bireysel mülkiyette olmasının kendi çıkarına uygun olacağı türde düşünceler değil ki! Aynı yerde dönüp durmuyor musun?
Hem Melnur hem de owert hocam beni, tam da tahmin ettiğim gibi, sınıfsal gerçekliği göz ardı ederek idealist ve liberal bir çizgiye savrulmakla eleştirmiş.
Bu arkadaşların özgürlük konusuna "amaca giden hor yol mubahtır" anlayışıyla yaklaşmalarının pratikte ne denli tehlikeli olabileceğini defalarca söyledim, aynılarını tekrar edip gereksiz yere uzatmayacağım.
Melnur ve owert beni soyutlukla eleştirirken, sözünü ettikleri "proleter özgürlük"ün ne olduğunu tanımlamaya ise hiç yanaşmamışlar. Bu noktada şu soru cevap bekliyor: Sınıfsal gerçekliğe ve sınıf çelişkilerine dayanan proleter bir özgürlük anlayışı nedir?
Burada, Melnur'un bahsettiği "insanın bedensel ve zihinsel prangalarından kurtulması" biçiminde felsefi anlamıyla özgürlükten söz etmiyorum. Benim sözünü ettiğim ve tartışmayı ilgilendiren konu, devlet-birey ve toplum-birey ilişkilerinde geçerli olan toplumsal özgürlüktür. Özgürlük kavramına getireceğimiz açıklama da bu çerçevede düşünülmelidir.
Bu konuda yukarda yazdıklarım var sayın yaban adam .sanırım oradan nasıl düşündüğüm görülür .
Ayrıca ben ''idealist ve liberal bir çizgiye savrulmakla '' eleştirmedim . sadece kavramı ortaya koyuyorsak bu kavramın bağımsız olmayacağını söylemek istedim.
Bence proleter özgürlük toplumsal özgürlüktür. Yani tüm topluma sağlanamsı gereken özgürlüktür. Bu özgülük içeriğinde ne kadar aşamalar kaydedilse de geçmişin tortuları yada çamurları diyelim bulunacaktır. Bunlardan kurtulmak uzun bir mücadele ve yaşamsal pratikle mümkün olabileceğine inanıyorum. Böyle olunca da ,her önümüze geleni tekme tokat girşilmesinin yanlış olacağını söylüyorum. Bu durumda peki bu nasıl olacak? İşte sorunun bu olduğunu da belirttim. Bunun yaşayarak adım adım ve yine mücadele ve pratikle aşılabilineceğine inanıyorum.
Maddi yaşam değişime uğradıkça düşüncelerin değişebileceğime uğrayacağına inanıyorum. Ancak bu süreçte sıkıntılar çekeceğimiz de gerçek. Kolay değil elbet. bu toplumsal alt üst oluş ve bunun zorluk ve sıkıntıları olacaktır.
Şu da denilebilirnir '' hiç olmasın'' evet hiç olmasın ama toplumsal süreçlerde bu hiç bir zaman olmayan birşey. Ya bugünün sıkıntı ve zorluklarını çekeceğiz ki çekmekteyiz ,yada böylesi bir sıkıntı ve zorlukarın olmayacağı bir toplumsal yaşamı isteyip kuracağız. Başkaca çıkar yolumuz yok.
Burjuvazinin ideolojisiyle birlikte ortadan kaldırılması amaçlanan bir toplumda toplumsal özgürlük işçi sınıfı ve emekçi kesimlerin çıkarına işleyen özgürlük anlayışıdır. Sosyalist devrim bu özgürlük anlayışının adım adım yerleşmesini sağlamakla yükümlüdür. Geriye dönük özgürlük heveslerinin etkisizleştirilmesi için mücadele sosyalist ideolojik mücadelenin bir parçası olmak zorundadır. Burjuvaziyi güçlendirecek bir özgürlük anlayışına serbestlik verilmesi sosyalist bir düzende olamaz. Sınıf mücadelesi bu şekilde yürütülemez.
Ezilenlerin çıkarına olan, burjuvazinin emeğin üzerinde kurduğu tahakkümün ortadan kalktığı, devlet erkinin hürriyetleri boğmadığı özgür bir toplumdur. Böyle bir toplumu, onun özüne aykırı bir yöntem benimseyerek, özgürlükleri yönetici sınıfın inisiyatifine bırakarak inşa edemeyeceğiniz çok açık.
Bir de işin başka tarafı var... Artık 20. yüzyıl dünyasında yaşamıyoruz, iletişim olanakları epey genişledi, İnternet diye çok etkili ve yaygın bir iletişim aracı var; bu koşullarda söylediklerinizin teknik bakımdan mümkün olup olmadığı da şüpheli. Hadi basılı yayınları bir şekilde engellediniz, internet üzerinden yayın yapan "burjuva" bağlantılara erişimi nasıl engelleyeceksiniz? İnternet sansürlerinin kolayca delindiğini daha önceden gördük. Buna çözümünüz ne olacak? İnsanı zihinsel prangalarından kurtarmak adına interneti mi keseceksiniz yoksa?
Ezilenlerin çıkarına olan, burjuvazinin emeğin üzerinde kurduğu tahakkümün ortadan kalktığı, devlet erkinin hürriyetleri boğmadığı özgür bir toplumdur. Böyle bir toplumu, onun özüne aykırı bir yöntem benimseyerek, özgürlükleri yönetici sınıfın inisiyatifine bırakarak inşa edemeyeceğiniz çok açık.
Bir de işin başka tarafı var... Artık 20. yüzyıl dünyasında yaşamıyoruz, iletişim olanakları epey genişledi, İnternet diye çok etkili ve yaygın bir iletişim aracı var; bu koşullarda söylediklerinizin teknik bakımdan mümkün olup olmadığı da şüpheli. Hadi basılı yayınları bir şekilde engellediniz, internet üzerinden yayın yapan "burjuva" bağlantılara erişimi nasıl engelleyeceksiniz? İnternet sansürlerinin kolayca delindiğini daha önceden gördük. Buna çözümünüz ne olacak? İnsanı zihinsel prangalarından kurtarmak adına interneti mi keseceksiniz yoksa?
Tamam haklısın, özgür bir toplum onun ruhuna aykırı bir yöntemle inşa edilemez, bu nedenle size de, pardon liberallere de örgütlenme özgürlüğü verilmeli, sen de rahat, biz de rahat.
Ben ve diğer arkadaşlar bu başlıkta, ifade hürriyetinin sınırlanmasının, yöneticilerin rahatsızlık duyduğu her sesin "burjuvazinin ideoloğu" diye susturulduğu baskıcı bir düzenin koşullarını hazırlayacağını söylemiştik. Şimdi sen de, anlaşamadığın birine hemencecik "liberal" damgasını vurarak bir bakıma bu öngörümüzü haklı çıkarıyorsun.
Sitemiz Bir Paylasim
Forum sitesidir Bu nedenle yazı, resim ve diğer materyaller sitemize
kayıtlı üyelerimiz tarafından kontrol edilmeksizin eklenebilmektedir. Bu
nedenden ötürü doğabilecek yasal sorumluluklar yazan kullanıcılara
aittir. Sitemiz hak sahiplerinin şikayetleri doğrultusunda yazı ve
materyalleri 48 Saat içerisinde sitemizden
kaldırmaktadır.
Bildirimlerinizi info@solpaylasim.com adresine
yollayabilirsiniz.