30 Martta yapılacak yerel seçimler sonrasında Partilerin yaşayacağı muhtemel gelişmeler ile ilgili olarak bazı öngörülerde bulunabiliriz:
1. AKP açısından iktidar dönemi bitmiştir. Bu Partinin yüzde 40ların altına düşeceği görülmüştür. Böyle bir sonuç, AKP iktidarının bitmiş olduğunun sandıkta tescil edilmesi anlamına gelecektir.
Bu durumda hiçbir kuvvet AKPyi parçalanmaktan kurtaramaz. Tam tersine bugüne kadar AKPye hayat veren odaklar, bu Partinin parçalanması yolunda çabalarını daha da yoğunlaştıracaklardır.
AKP, 1980lerin ANAPı gibi belli koşullar içinde hayat bulmuş, oynayacağı rolü oynamış ve siyaset sahnesinden çekileceği zaman gelmiştir.
AKPnin önümüzdeki Cumhurbaşkanlığı seçiminin daha bugünden kaybeden Partisi olduğunu söyleyebiliriz.
2. Parçalanması kaçınılmaz olan ikinci Parti CHPdir. Bu Partiye bugün, Neoliberal, Açılımcı ve Fethullahçı ittifakı yön veriyor. Kitlesinin ezici çoğunluğu ise Atatürkçüdür. Bu garabetin daha fazla devam etmesinin olanağı bulunmuyor.
Bir yandan Türkiyede yükselmeye devam edecek olan halk hareketi, öte yandan Kürt sorunu ile Suriyede yaşanacak gelişmeler, bütün temel sorunlarda birbirinin zıddı tavırlar içinde olan CHP içindeki taraflar arasında ayrışmayı ve çatışmayı derinleştirecektir.
Neoliberal-Fethullahçı ittifakı seçimlerde umduğunu bulamayacaktır. Seçim dolayısıyla sesini çıkarmayan çok sayıda Partili, seçimin hemen ertesinde Genel Merkeze isyan bayrağı açacaktır.
3. PKK-BDPnin yerel seçimlerden sonra özerklik inşasına geçeceklerini ilan etmeleri, Kandilin savaş tehditleri, Öcalanın 500 bin kişinin ölebileceğini söylemesi toplumsal duyarlılığı artırdı. MHP, milliyetçi söylemiyle bu toplumsal duyarlılıktan en fazla yararlanan Partidir. Onun için 30 Mart seçimlerinden güçlenerek çıkacak Partiler arasında MHPnin olacağını söylemek yanlış olmayacaktır.
Bununla birlikte MHPnin yurtsever tabanı ile Bahçeli yönetiminin AKPye payanda olma politikası arasında var olan çelişme daha da derinleşecektir.
4. AKPnin açılım politikası PKK/BDPye yaradı. Gene AKPnin Suriye politikası PKKnın bu ülkede önemli mevziler elde etmesine yol açtı. Bütün bunlardan dolayı BDPnin oy oranını ve belediye sayısını artırması beklenir.
PKK/BDP bilindiği üzere, AKP iktidarının ekonomik ve siyasi açıdan içinde bulunduğu çıkmazdan yararlanarak kendi lehine olabildiğince tavizler koparmak için kalkışmaya hazırlanmaktadır.
PKKnın hazırlandığı kalkışma, ABDnin bölgemize ve ülkemize ilişkin planları dahilindedir. Her durumda PKK kullanılan bir enstrümandır. Efendilerin kaybettiği koşullarda enstrümanların kazanması söz konusu olamaz.
Gelişmeler PKKnın aleyhindedir. Irak, İran ve Suriye; antiemperyalizm cephesinde birleşmektedir. Türkiyede ise halk içinde ayrılıkçılığa ve şiddetin yeniden başlamasına yönelik tepkiler büyümektedir.
Bu genel tablo, PKK/BDPnin önümüzdeki dönemin kaybedenleri arasında olacağını gösteriyor.
5. İşçi Partisi 30 Mart yerel seçimlerinden gerek oy oranının yükselmesi, gerekse kimi yerlerde belediye başkanlıklarını kazanmasıyla birlikte çok kişiyi şaşırtacak sonuçlar alacaktır. 30 Mart sonrasında yeniden şekillenecek Türkiye siyasetinde, İşçi Partisi, tayin edici bir rol oynayacaktır.
Kamuoyu yoklamalarında yüzde 60lara varan yeni bir parti ve yeni bir lider arayışı tespitinin, İşçi Partisinin alacağı sonuçlarla birlikte, arayışın adresi neresi olacak? sorusuna önemli oranda cevap olacağını da söyleyebiliriz.
30 Mart sonrası Türkiye siyasetinin en önemli gelişmesi, İşçi Partisinin geçmişle kıyaslanmayacak bir ağırlıkla Türkiye gündeminde yer alması olacaktır.
Yarından itibaren ülkede hiç bir şeyin eskisi gibi olamayacağını düşünüyorum. AKP ne kadar oy alırsa alsın, meşruiyetini yitirmiş olması ve uluslarası aktörler tarafından dışlanmış olması nedeniyle eski rahatlığını bulamayacaktır. AKP'nin cemaatin üzerine yürüyeceği belli oldu. Bu duruşunu değiştirmeyecek cemaat üzerindeki baskısını daha da yoğunlaştıracaktır. Bunu yaparken hem askere ve hem de bir kısım ulusalcılara dayanmaya çalışacaktır. Böyle bir duruş kürt sorunundaki sözde ''barış süreci''ni de sekteye uğratacaktır. BDP-HDP'nin seçimlerden daha güçlü çıkması ve söylediği gibi özerklik yolunda adımlar atması da kürt sorunundaki gerilimi de arttıracaktır. Bu konuda kürt hareketinden farklı bir siyasi yönelim ortaya çıkmazsa, gerilimin çatışmaya dönüşme ihtimali de vardır. AKP bu süreci parçalanmadan götürebilir mi? sorusu önemli. Ama kısa vadede böyle bir gelişmenin başlamasını da mümkün görmüyorum.
CHP'de bir parçalanma ise olmayacaktır. Ama bu koşullarda bile belirli bir ''oy patlaması'' gerçekleşmezse Kılıçdaroğlu'nun liderliği tartışmalı bir hale gelebilir. Önemli olan ''gezi ruhu''nun bütün bu olası gelişmeler karşısındaki tavrıdır ki, burada sosyalistlerin iradesinin de belirleyici rol oynayacaktır.
Geçen yıl mayıs sonunda başlayan isyan oldukça sıcak ve oldukça güzel bir yaz geçirmemize neden olmuştu. Seçimlerden sonra benzer bir hareketliliğin gündeme gelebilme olasılığının yüksek olduğunu düşünüyorum.
Sitemiz Bir Paylasim
Forum sitesidir Bu nedenle yazı, resim ve diğer materyaller sitemize
kayıtlı üyelerimiz tarafından kontrol edilmeksizin eklenebilmektedir. Bu
nedenden ötürü doğabilecek yasal sorumluluklar yazan kullanıcılara
aittir. Sitemiz hak sahiplerinin şikayetleri doğrultusunda yazı ve
materyalleri 48 Saat içerisinde sitemizden
kaldırmaktadır.
Bildirimlerinizi info@solpaylasim.com adresine
yollayabilirsiniz.