Ankarada direnişte olan Yatağan santral işçileri, soL gazetesinin destek çağrısına yanıt verdi. Atölyelerinde soLa iletilmek üzere kumbarada para biriktiren işçiler, hislerini paylaştı.
Bayram Uluad - soL
Mali darboğaza giren soL gazetesinin bu darlıktan birlikte çıkma çağrısına, Yatağan işçisinden yanıt geldi... İşçiler hem memleketlerinde hem de direnişte oldukları Ankarada gazeteyi sürekli takip ediyorlar. Ayrıca atölyelerinde, daha sonra soLa iletilmek üzere, kumbaralarda para biriktiriyorlar.
Özelleştirmeye karşı aylardır sürdürdükleri mücadeleyi bir haftadır Ankaraya taşıyan ve kararlılıklarıyla Ankaranın gündemine oturmayı başaran işçiler, işe düzenli gazete takipçisi olmakla başladı ve sendikalarını soL abonesi yaptılar. Türkiye Enerji, Su ve Gaz İşçileri Sendikası (Tes-İş) Yatağan Şubesi ve Türkiye Maden İşçileri Sendikası (Maden-İş) Yatağan Şubesinin yanı sıra bazı işçiler de bireysel abonelik yaptılar.
Atölyelere kumbara Ankaraya gelen ilk işçi grubu Yatağana döner dönmez, atölyelerine birer kumbara koydular. Daha sonra gazetemize iletilecek bu kumbaralardan bir tane de işçilerin Ankaradaki direniş alanı olan Kurtuluş Parkındaki masada bulunuyor.
Her gün yanlarında olduğumuz işçilerle sohbet ederken, konu soL gazetesinin çağrısına da geldi. İşçiler, sıcak dayanışma mesajları yolladılar.
İlk konuştuğumuz direnişçi, adını vermeden bize şu mesajları iletti: soL gazetesi direnişimizin başından beri bizim yanımızda durdu, arkadaşlarımızı örgütledi. Medyada bize yer verilmezken her gün bıkmadan bizim haberimizi yaptı. Direniş çadırımızda yanımızdaydı. Hatta çadırımızda nöbet bile tuttular. Destekse destek, şimdi sıra bizde.
Önemli olan sınıf bilinci Bir diğer direnişçi, Güner Kazı, soLun sınıf bilinciyle hareket etmesini önemsediğini söyledi: soL, sınıf dayanışmasının ne olduğunu gösterdi bize. Gece gündüz demeden yanımıza geldiler. Çadırlarımıza girip, yeri geldi nöbeti bizden devraldılar. Eksik kaldığımız yerlerde bize destek oldular. Allah razı olsun onlardan, bizim yanımızdan hiç eksilmediler. Habercilik açısından da aktif, özü sözü bir, direngen ve her zaman haklının yanında olan, yalan haber yapmayan bir yerde duruyorlar. Ben elimden geldiğince sürekli okuyorum soLu. Bundan sonra da sürekli okumaya devam edeceğim. Okunmayı hak ediyorlar. Tabii desteği de
Zaten iki kişiyle soL gazetesini konuşunca etrafımızda bir kümelenme oluştu. O kümeden kime uzatsak kayıt cihazını, müthiş sözler duyuyoruz. Kümedekilerden devam. Seyfi Koç alıyor sözü: Biz emekten yana olan her gazeteyi destekliyoruz. İşçi sınıfının sorunlarına eğilen, sınıfla birlikte mücadele edebilen ve mücadeleye destek olan her hareketi ve gazeteyi destekliyoruz. Sol gazetesi de bunların en önemlilerinden. Desteklerimiz devam edecek. Bunun adı dayanışmadır. Sınıf dayanışması!
Özgür Türkiye için... Oturduğu yerden gür ve tok bir sesle yeğenim diye seslenen Maden-İş Yatağan Teşkilat sekreteri Niyazi Alkanın yanına gidiyoruz: Bu direniş, işçi sınıfının son direnişidir. Aydınlık ve özgür bir Türkiye için bu direnişi kazanmak zorundayız. Bunu da kaybedersek gelecek bizim için çok daha karanlık olacak. Bu konuda başından sonuna kadar yanımızda duran gazetemizi tebrik ediyoruz. İşçi sınıfı böyle böyle gerçek dostlarını tanıyor işte. Basılı medyada Birgün, Evrensel ve Aydınlıka da teşekkür ederiz. Ayrıca televizyon olarak Ulusal kanal ve Hayat Tvyi de unutmayacağız. Ama soL gazetesine ayrıca teşekkür ediyorum. Biz de soLu unutmayacağız. Zaten bu mücadeleyi kazanalım, soLu, sendikamızın yayını haline bile getiririz. Mücadelenin kazanılması için soL mu desteklenmeli, destekleriz. Zincire mi vurulmalı, vuruluruz. Tekerlerin altına mı yatılmalı, yatarız. Bu uğurda elimizden gelen her tür bedeli ödemeye razıyız. İşte bu yüzden soLu da destekliyoruz.
Tes-İş işçileri şakayla karışık Hep madencilerle konuşuyorsun yeğenim diye sesleniyor. Biz de onların yanına gidiyoruz. Tes-İş şube eğitim sekreteri Güvenç Tünay başlıyor: soL gazetesi, Ekim ayında başlattığımız ilk eylemimizden bu yana sürekli yanımızda. Yeri geliyor gecemiz gündüzümüz bir geçiyor. Bu yüzden buradaki pek çok arkadaşımızın soL Gazetesi ile duygusal bir bağı oluşmuş durumda. Muhabir kızımız Yaprak (Yaprak Solmaz, soL Muğla muhabiri) olsun, onun arkadaşları olsun, sürekli yanımızdalar. Baksana, Yaprakı orada bırakmaya içimiz sinmedi de yanımızda getirdik kızımızı. Artık biz kardeş olduk. Hangi muhabir birkaç işçi için göz göre göre gaz yer? Bu kardeşlerimiz kaç defa bizim için gaza ve darpa maruz kaldılar. Bizim soLa farklı davranmamız mümkün değil. Elbette kardeşiz ve bu kardeşliğimiz sürecek. Bazı atölyelerde kumbara toplandığını ve oradan çıkacak paranın soLa bağışlanacağını duyduk. Ben çok sevindim. Şimdi öğrendim ya bunu, dönünce bizim arkadaşlarla da konuşacağım. İtiraz etmeyen her yere gerekirse kumbara koyacağım. Elimizden gelen buysa, yapacağız bunu. Yaşasın sınıf dayanışması.
soL da işçilerle dayanışmayı sürdürüyor... Enerji ve maden işçileri, aylardır sürdürdükleri direnişi Ankaraya taşıdı. Ne yapabiliriz diye birlikte konuştuğumuz işçiler, soL gazetesinden, direnişteki işçilerin sesi olacak bir günlük istedi.
Direniş Günlüğüne, yarın başlıyoruz. Her gün yaşanan gelişmelerin yanı sıra işçilerin görüşlerinin, yazıp çizdiklerinin, paylaşmak istediklerinin ve genel izlenimlerin yer alacağı günlükler yarından itibaren soL gazetesinde yayımlanmaya başlayacak.
Direnişe halk desteği büyüsün diye, hepimizi umutlandıran bu işçi direnişinin güçlenmesinde bir nebze katkımız olsun diye...
soL'a destek büyüyor: Dayanışmayı örgütleyeceğiz, örgütlüyoruz...
soLun dayanışma çağrısı, yoğun bir destek aldı. Günlerdir telefon, mektup ve başka yollarla bizlere haber ve öneri ulaştıran okurlarımıza gönülden teşekkür ediyoruz.
(soL - Haber Merkezi) soLun dayanışma çağrısı, yoğun bir destek aldı. Günlerdir telefon, mektup ve başka yollarla bizlere haber ve öneri ulaştıran okurlarımıza gönülden teşekkür ediyoruz.
Bu dayanışmayı ve katkıları soL gazetesini hem ayakta tutacak, hem de geliştirecek şekilde örgütlemenin yollarını araştırıyoruz. Bunu adım adım öreceğiz ve sonuç alacağız.
Sosyal medyada dayanışma mesajları
Bu unutkanlık iyidir; insan 3 tane @soLgazetesi alıp sağda solda unuttur mu? Bir tane de akşam ev için almak lazım şimdi!
Bu gün 3 @soLgazetesi aldım biri sıra arkadaşıma biri kendime biri dersanede çalışan abimize soL bu ülkede halkın sesidir.
Halk için doğruları tarafsız kaleme alan halk için tek doğru kaynak olan soL gazetesini bayilerde görmek istiyorum.
Medyanın insansız haber araçlarına dönüştüğü bu vahşi ortamda, soL sırf akıl sağlığımızı koruduğu için bile desteği hak ediyor.
Sabahları iki soL alınca insan kendini daha mı zinde hissediyor nedir?!
soL gazetesi bu ülkenin vicdanıdır.
Sermayenin medyaya hakim olduğu bu zamanda bağımsız medyaya sahip çıkalım. Bugün ve hergün bir soL gazetesi alalım.
Ben de her gün en az on gazete satıyorum. Sol gazetesi önemlidir sahip çıkalım.
Ben hergün bayiye gidemediğim için internet gazetesine abone oldum gerçekten çok iyi hazırlanmış tüm arşive de ulaşabiliyorsunuz. Beklediğimden iyi çıktı, herkese tavsiye ederim dostlar.
Neler yapabilirsiniz?
Gazetemizin sıkıntısı, adını koyduk: Mali darboğaz. Dolayısıyla, olağan dönemlerdeki eleştiri, katkı, vb. önerilere yine açığız; ancak asıl ihtiyaç soLu ayakta tutacak mali katkılar. Burada yanınızdayız mesajlarının bizim için ne kadar değerli olduğunu bir kez daha hatırlatalım; okurlarımızın mali durumunun çok parlak olduğunu da düşünmüyoruz elbette. Ama yine de örgütlü bir dayanışmayla bu başlıkta da yapılabilecekler olduğu düşüncesiyle hareket ediyoruz. Bu başlıkta elimizde gazete alma, aldırma gibi doğal olan bir edim dışında iki olanak var: Birincisi dayanışma ilanları ve reklamlar. İkincisi de dijital abonelik. Bu iki konuda bizlerle temas kurabilirsiniz. İlan için reklam@sol.org.tr ve ilan@sol.org.tr adreslerine, dijital abonelik için abone@sol.org.tr adresine mail atabilirsiniz. Ya da doğrudan 0 216 315 14 00 nolu telefon ya da 0 216 324 25 24 nolu faks üzerinden bize ulaşabilirsiniz.
'Vedalaşacağız, yine gözleri parlıyor, çantayı kurcalıyor, bir Zippo çıkarıyor, uzatıyor. Aklıma Silvio Rodriguezin bir şarkısının sözleri geliyor, Gerekliyse yaşamak için, gökyüzünü ateşe vermek gerekir. Ben bir çaksam o Zippoyu, gökyüzünü ateşe veririm, inanıyorum.'
Yiğit Günay - soL
Ziyaretçin var dediler. İndim. İlk dikkat çeken, ince, upuzun kolları. Hani sanki açsa, bütün gazetede çalışanları, hepimizi birden kucaklayacak.
soLun yaptığı dayanışma çağrısını duymuş, önce mektup yolladı, sonra Kanadadan geldi. Havalimanından yeni gelmiş daha, yanında boy boy çantalar, torbalar.
Demli çaya hasret, sayamıyorum kaçıncısını istiyor, yine bitiriyor, Bir çay daha ister misiniz?, Tilkiye tavuk kebabı yer misin diye sormuşlar, adamı güldürmeyin demiş, kocaman gülümsüyor.
Emanetimi vereyim bir hele diyor, ceketinin cebine koymuş, belki Kanadada evden çıkmadan yerleştirmiş oraya, epey bir döviz veriyor, emanet diyor, bağış demiyor, yardım da demiyor, onun değilmiş gibi sanki o para, zaten verilmek üzere kazanılmış da ceketin cebine özenle ayrılmış gibi, emaneti sahibine veriyor.
İki ayda bir ulaştırırım size böyle, beni sarsmaz diyor. Bir çay daha getiriyorum.
Hayattan konuşuyoruz, biraz daha yakından tanıyabilmeyi çok istiyorum, Kanadada inşaatlarda çalıştığı Kızılderili bölgesinin fotoğraflarını gösteriyor iPhoneundan, -iPhoneun köşesi kırık, inşaatta sürekli düşüyormuş, gülümseyerek söylüyor-, Bak, ceylanlar hep gelir böyle, her taraf karla kaplı, evin penceresinin önünde bir ceylan, geziyor.
Tanımaya çalışıyorum, sürekli soruyorum, atletmiş, Fenerbahçenin sporcusuymuş, sırım gibi ince vücut, sıradışı uzun kollar biraz aydınlanıyor.
Ben soruyorum, sordukça yanıtlıyor, ama kafası hep başka yerde, çok belli oluyor. Torbalardan birini açıyor, bir viski şişesi çıkarıp uzatıyor, Arkadaşlar içer, duty freeden almış belli ki, kimbilir kime hediyeydi, o an bize veriyor.
Daha ne yapabilirim, aklı hep bununla meşgul. Bir an geliyor, gözleri parlıyor, çantadan kahve, karton sigara çıkarıyor. Arkadaşlar içer, evet.
Annesini ziyarete gelmiş. Kanser, annesi. Bursada. Elimizden bişey gelir mi öğrenmeye çalışıyorum, sağlıkçı arkadaşlar var, teşkilat var, ne gerekirse, yok diyor, gerek yok.
Ben daha ne yapabilirim, onu düşünüyor.
Gözleri parlıyor yine, Size kamera göndereyim, Kanadada ucuz, sağolun diyorum, kaçıncı defa diyorum sayamıyorum, o devam ediyor, Çinden inşaat malzemesi getiriyoruz, 10 bin boyun eğme tişörtü yaptırıp göndereyim diyor.
Anlıyorum ki sadece ceketin cebindeki para değil, bizzat kendisi emanet. Halkına.
Ben hâlâ meraklıyım, öğrenmek istiyorum, bu halk böyle insanları nasıl üretiyor, laf Geziye geliyor, o an hatırlıyor. Köşesi kırık iPhoneunu çıkartıyor, başparmağı hızla fotoğrafları karıştırıyor, sonunda bir eylem fotoğrafı buluyor, gösteriyor. Kararlı bir kitle, yürüyor.
Bunu sizin gazete bastı. Bak, en öndeki yaşlı kadına bak, annem. 76 yaşında, Erzincanlı bir Alevi anası, en önde yürüyor, ardından gençler geliyor. Bana bu fotoğrafın orijinalini verebilir misin?
Kanadada yoğun çalışıyor ama Türkiye gündemini sürekli takip ediyor. Gezi çok büyük umut verdi, yeni kuşak her şeyi değiştirecek diyor, asıl sen bana umut verdin demek geçiyor içimden. Bizim böyle insanlarımız olduktan sonra, bu halk boyun eğecekmiş, ha!
Kalkacak artık, ama hâlâ kafasında aynı soru var, daha ne yapabilirim. Partiye üye yapın beni diyor, uzaktayım ama, yapın.
Vedalaşacağız, yine gözleri parlıyor, çantayı kurcalıyor, bir Zippo çıkarıyor, uzatıyor.
Aklıma Silvio Rodriguezin bir şarkısının sözleri geliyor, Gerekliyse yaşamak için, gökyüzünü ateşe vermek gerekir.
Ben bir çaksam o Zippoyu, gökyüzünü ateşe veririm, inanıyorum.
soLun Darboğazdan birlikte çıkacağız diyerek yaptığı dayanışma çağrısına sanatçılardan destek geldi. Dün Beyoğlu İstiklal Caddesinde soL gazetesi satışı yapan sanatçılar, soL bizimdir, bizim olduğu kadar sizindir dedi
(soL-Neslihan Koçaslan)soL gazetesinin Darboğazdan birlikte çıkacağız açıklamasıyla yaşadığı mali sorunlara dikkat çektiği dayanışma çağrısına destek büyüyor. Her gün onlarca soL okuru, e-posta, sosyal medya ve telefon yoluyla gazeteye nasıl destek verebileceğini öğreniyor, anlatıyor ve tartışıyor. Dayanışma kampanyasına bir destek de dün sanatçılardan geldi. Sanatçılar dün Beyoğlu İstiklal Caddesinde soL sattı. Sanatçılara soLu, gösterdikleri dayanışmayı ve değerlendirmelerini sorduk.
Tiyatrocu Orhan Aydın, Bu işi büyüteceğiz. Sanatçı arkadaşlarla konuştuk. Çok olumlu tepkiler aldık. İstanbul, İzmir, Ankara başta olmak üzere Türkiyenin birçok yerinde bu kampanyayı büyüteceğiz. soL bizimdir, bizim olduğu kadar sizindir dedi. Tiyatrocu Metin Coşkun, Böyle bir gazetenin yaşıyor olması herkes için daha iyi. Bu gazetenin hayata devam etmesi için her şey yapılmalı dedi.
soL Gazetesi satışına katılan sanatçılardan Yüksel Aymaz, İnandığım bir dava uğruna bugün satışa geldim. Halkın doğru haber alması gerektiğini düşünüyorum. Siyasi düşüncem için buradayım. Ülke bu kadar karanlıkta iken küçük bir fener belki ama çok önemli açıklaması yaparken sanatçı Adnan Acar da Türkiyede gerçekleri doğru bir şekilde anlattığı için soLa destek oluyorum dedi.
soL'un ayakta kalması görevdir Sanatçı Gülsen Tuncer de Sözlü ve görsel yayında toplumda bir sözleşme vardır. Bu nedir? Doğruları çarpıtmadan doğru bir şekilde dile getirmek. Şimdi ne yazık ki bu durum çürüdü. Bu şekilde etik kurallara anlamlı bir şekilde sürdürebilen bir yayın organının ayakta kalması desteklenmesi bir yurttaşlık görevidir. Sadece kendine aydın diyenlerin değil, tüm halkın görevidir. Demokrasi gereği insanların politik görüşleri farklı şekilde dile getirilebilir. İlkeli duruşu, ülkedeki duruma dair bilgisi ve tarihsel algısı olan bir yayın soL. soLu bu yüzden destekliyorum değerlendirmesi yaptı.
Sanatçı Ender Yiğit, Hayata soldan bakmak, iktidarı ele geçirecek mücadeleye destek olmak için, yarınlar için soL satıyorum değerlendirmesi yaparken sanatçı Olgu Ülkenciler de Halka yalan söylemek suçtur diyen bir gazetenin önemi çok büyük, bu gazetenin çıkmasını ve daha çok insana ulaşmasını istediğim için soL gazetesi satıyorum dedi.
Sitemiz Bir Paylasim
Forum sitesidir Bu nedenle yazı, resim ve diğer materyaller sitemize
kayıtlı üyelerimiz tarafından kontrol edilmeksizin eklenebilmektedir. Bu
nedenden ötürü doğabilecek yasal sorumluluklar yazan kullanıcılara
aittir. Sitemiz hak sahiplerinin şikayetleri doğrultusunda yazı ve
materyalleri 48 Saat içerisinde sitemizden
kaldırmaktadır.
Bildirimlerinizi info@solpaylasim.com adresine
yollayabilirsiniz.