Irak'ta IŞİD terör örgütünün yaptığı katliamlar tüm hızıyla devam ederken internette hızla yayılan bu fotoğraf büyük infial yarattı.
Irak'taki geçtiğimiz hafta Musul'u ele geçirdikten sonra Türk konsolosluğuna saldıran ve 49 görevliyi rehin alan terör örgütü IŞİD,katliamlarına devam ediyor.
IŞİD'in dünyada büyük tepki toplayan insanlık dışı vahşet görüntülerine, insanın kanını donduran bir yenisi eklendi.
Teröristler, Dünya Kupası'na alternatif olarak gösterdikleri bir fotoğrafı Twitter üzerinden paylaştı. IŞİD'li katiller, bir rehinenin başını gövdesinden ayırdıktan sonra kesik başla oynadıkları futbol görüntülerini Twitter'dan paylaştı.
Dünya kupası) başlığıyla Kendilerini,Ronaldo, Messi, İniesta, Teknik Direktör Maurinho olarak adlandıran katillerin, gülerek poz verdikleri görüntü büyük tepki topladı.
IŞİD'İN GEÇMİŞİ
Irak ve Şam İslam Devleti, kısaca IŞİD, ya da Irak ve Levant İslam Devleti, Irak ve Suriye'de aktif isyancı bir terörist grup olarak faaliyetlerini sürdürüyor.
Irak Savaşı'nın ilk yıllarında kurulan ve 2004 yılında El Kaide'ye bağlılığını ilan eden grup bir süre sonra Irak El-Kaide'si adını aldı.
Grup genelde Sünni topluluklar olmak üzere Mücahidin Şûra Konseyi, el-Kaide, Jaysh el-Fatiheen, Jund el-Sahaba, Katbiyan Ansar el-Tevhid vel Sunnah, Jeish el-Taiifa el-Mansoura gibi farklı isyancı gruplardan oluşur ve onların desteğini alır. Irak ve Levant'te Sünni nüfusun yoğun olduğu bölgelerde halifeliği kurma hedefi vardır. Şubat 2014'te, sekiz aylık uzun bir güç mücadelesinden sonra, el-Kaide IŞİD ile bütün bağlarını kestiğini duyurdu.
Irak Savaşı'nın yoğun olarak yaşandığı dönemlerde Irak'ın Anbar, Nineve, Diyala, Babil, Kerkükve Selahaddin illerinde çok büyük etkinlik gösterdi. Bakuba'yı başkent ilan etti. Halen devam eden Suriye İç Savaşı'nda Suriye'nin İdlip, Rakka ve Halep bölgelerinde varlık göstermektedir.
IŞİDin en son katliam görüntüleri gerçekten ürpertici, insanın kanını donduran türden.
Mezhepçiliğin nerelere varabileceğinin en trajik bir örneği. Tüm mezhepçi politikaların nasıl düşmanlıklara, hunharlıklara yol açabileceğini gösteren; AKP benzeri mezhepçiliği körükleyen, küçük oy hesapları için halkı birbirine düşman etmekten çekinmeyen yapıların ne büyük veballer taşıdığının en açık kanıtı.
Peki Irakın ikinci büyük şehri Musul, hem de ülkenin en laik kesimi Sünnilerin çoğunlukta bulunduğu bir kültür mozaiği nasıl böyle gaddar bir örgütün eline geçti? Sorunun cevabı aslında çok yalın: ABD öncülüğündeki emperyalist politikalar yüzünden. Hatırlayın Afganistan, Irak, Somali, Yemen, Libya, Suriye hangisinde işler daha kötüye gitmedi! 11 Eylülün arkasından Irak işgali Saddam Hüseyinin kitle imha silahlarına sahip olduğu yalanı üzerinden gerçekleştirildi, bu iddianın mesnetsiz olduğu ortaya çıktı. Saddamın el Kaideyle ilişkisi de kanıtlamadığı gibi, bu kanlı örgütü besleyen, finanse eden, ABDdekiler dahil kanlı terör eylemlerinin altından hep kendi yurttaşları çıkan Suudi Arabistan yine cezasız kaldı.
Suriye, Irak, Libya her biri suni dengeler üzerinden ülkelerindeki mezhepsel, etnik istikrarı sürdüren; demokrasi, insan hakları sicilleri hiç parlak olmasa da göreceli olarak Ortadoğunun en laik rejimleriydi. Üstelik emperyalizmin işine geldiğinde her biriyle işbirliği yapılabilmiş, rejimlerin baskıcı, diktatöryel niteliği hiç akla gelmemişti. Unutmayalım, İran devriminin ardından sekiz yıllık kanlı İran-Irak savaşını tetikleyen, Saddama silah, mühimmat ikmali yapan ABDydi. Ne zaman ki emperyalizmin Büyük Ortadoğuyu kontrol etmek, bölgenin enerji potansiyelini egemenliği altında tutmak için böl-yönet politikasına ihtiyaç hissedildi, bu ülkelerin anti-demokratik olduğu hatırlandı.
Irak Şii-Sünni-Kürt kimlikli üçe bölünmüş bir yapıya doğru hızla sürükleniyor. Böyle yapılanmalarda en büyük bedeli bir ulus devlette bir arada yaşama iradesine sahip, kimliğini etnik ve mezhepsel varlığına hapsetmeyen bireylerin yanı sıra sol, sosyalist, laik, cumhuriyetçi yapılar ödüyor. Bir egemenlik alanında azınlıkta kalanlar, katliamlara, zorunlu göçlere muhatap olurken; Irak özelinde Hıristiyanlara, Şii veya Sünni Türkmenlere, Süryanilere hiçbir parçada huzur ve güvenlik kalmıyor.
Bölgede yaşanan trajedide, 1 Mart 2013te Irakı işgale yönelik tezkerenin kabulü çabalarından başlayarak AKP hükümetinin büyük sorumluluğu vardır. Kişisel anlamda da, bugün Afganistanın Akdenizin kıyısına gelmesinden endişe duyduğunu beyan eden Abdullah Gül, Tayyip Erdoğan ve Ahmet Davudoğlu kadar vebal taşıyor. Aralarındaki fark Gülün daha sadık bir Amerikancı, NATOcu, Suudi Arabistancı olması, Atlantikten gelen direktifleri harfiyen uygulamaya yatkın bulunmasıdır. Erdoğan ve Davudoğlu çizgisi ise, en net Suriye politikalarında gözlemlendiği gibi, Neo-Osmanlıcılık özlemleriyle, fetihçi hamleleriyle, daha yüksek dozlu Alevi düşmanlıklarıyla zaman zaman ABDnin dümen suyundan uzaklaşabilmektedirler.
Muhtemelen IŞİDin Bağdata yürüyüşü engellenecek, hatta Musul gibi stratejik bir kent bu insanlık düşmanı örgütün eline bırakılmayacaktır. Maliki yönetiminin Kürt Bölgesel Yönetimine, yani Barzaniye, Peşmerge desteği karşılığında petrol paylaşım taleplerinde taviz vermezi de olasıdır. Bu da Cumhurbaşkanlığı seçimi öncesinde RTEnin, bakın işte karlı çıktık böbürlenmesine bile kapı aralayabilir. Ne var ki, Irak Şam İslam Devleti şeklindeki açılımı tebessümle karşılanan, Irak-Suriye karması, Sünni ağırlıklı, Amerikancı bir devletçik zuhur etmesi olasılığı çok güçlüdür.
Sınırları kevgire dönmüş, güneyinde iki iflas etmiş devletin tüm istikrarsızlıklarıyla boğuşmak zorunda kalacak Türkiyeyi AKP sonrasında da çetin günler bekliyor. Cumhuriyetin şahsiyetsiz, silik, içine kapalı diye yaftalanan dış politikaları bile bundan daha tutarlıydı. Ankara, Atlantik İttifakının peşinde zaman zaman maceralara sürüklenirken, ulusların iç işlerine karışmaktan uzak durur, hiç olmazsa kendi başına dert açmaktan çekinirdi.
Erdoğan-Davudoğlu döneminde ise komşularla sıfır sorun derken, sayelerinde masaya oturulacak komşu kalmadı. Türkiyenin şimdi muhatabı; kendi beslediği, silahlandırdığı çeteler, IŞİD gibi kanlı cinayet şebekeleri, sayılarının 30 bine vardığı söylenen, bilumum coğrafyalardan devşirilmiş gözü dönmüş cihatçılar
Sitemiz Bir Paylasim
Forum sitesidir Bu nedenle yazı, resim ve diğer materyaller sitemize
kayıtlı üyelerimiz tarafından kontrol edilmeksizin eklenebilmektedir. Bu
nedenden ötürü doğabilecek yasal sorumluluklar yazan kullanıcılara
aittir. Sitemiz hak sahiplerinin şikayetleri doğrultusunda yazı ve
materyalleri 48 Saat içerisinde sitemizden
kaldırmaktadır.
Bildirimlerinizi info@solpaylasim.com adresine
yollayabilirsiniz.