İktidar bu aklı derhal terk etmezse, içimize giren savaş yayılacak ve daha çok canımız yanacak! diye bitirmiştim geçen yazımı...
L. DOĞAN TILIÇ
İktidar bu aklı derhal terk etmezse, içimize giren savaş yayılacak ve daha çok canımız yanacak! diye bitirmiştim geçen yazımı. Terkedilmesi gereken akıl PKK ile IŞİDi birlikte halletme, bunların önüne de Esadın hallini koyma aklıydı ve ülkeyi savaşa sokmadan savaşı ülkeye sokmayı başarmıştı.
O aklın terkedildiğine dair bir emare yok, tersine
Gadalı bayram yazısına başladığımda 14 vatandaşımızın ölüm haberi gelmişti, bitirirken 20ye yaklaştı. 20yi aştı sonra. Perşembe gecesi işler iyice çığırından çıktı ve sivillerin çatışmaya başladığı iç savaş manzaraları görüldü bazı kentlerde. Dün sabah, son dört günün bilançosunu 34, 35, 36 olarak verenler vardı.
Ölümlerin trajedi olmaktan çıkıp istatistiğe dönüşmeye başladığı günlere girdik.
Bir yanda Kobane direnişine destek için sokaklara çıkanlar; öte yanda ellerinde pompalı tüfek, kılıç, pala, döner bıçağı ve sopalarla, bayrak sallayıp tekbir getirerek onların karşısına dikilenler
Ve kendileri için son derece bereketli bu zeminde, kâh o taraftan kâh bu taraftan tetiğe basan karanlık eller
Türkiyeye, yerini, yapacaklarını belli et diye bastıran emperyal planlar da devrede belki. Bir yerlerinden yakaladıkları iktidarı en olmayacak işleri de yapacak kıvama getirmek için
Bu puslu hava dağıtılamadığı sürece, o havayı seven niceleri içimizde tetik düşürüp at koşturabilir ki, biz kim yaptı, nasıl yaptı diye sorup ölü saymaktan başımızı kaldıramaz hale geliriz.
Tehlikeli bir gidiş bu; hepimiz için, herkes için tehlikeli, ayrımsız baştan sona bütün ülkeyi saracak bir yangının işaretleri
Ankarada her gün güvenlik zirveleri yapılıyor. Henüz çıkıp yangının nasıl söndürülebileceğine dair somut bir şey söyleyen yok. İktidar ağzı; şiddete misliyle karşılık vermekten, IŞİD öldürüyor ama hiç değilse işkence etmiyor demekten, bunlar barış sürecini ve kardeşliğimizi hedef alan provokasyonlar diye açıklamalar yapmaktan öte gitmiyor.
Henüz Davutoğlu Kimse Türkiyenin gücünü, sabrını test etmesin de demedi, bir sonraki adımı bu olur belki.
Sokaklara dökülenlerin ruh halinde anlaşılmayacak bir şey yok ve çok basit aslında: Arada yapay sınırlar çizilmiş ve aileleri bölünmüş insanlar, birkaç adım ötede kardeşlerinin tecavüze uğrayıp, kafalarının kesileceğini görerek çırpınıyorlar.
İktidar, hep yaptığı gibi, o çaresiz öfkeyi yatıştıracak somut adımlar atmak yerine Öcalana sarılıyor! Ondan bir mesaj gelsin, sokaklar yatışsın istiyor. Bu gidişle, kulağı Öcalanda olanlar için onu bir yalancı çobana dönüştürüp, sarıldıkları en önemli dalı da kıracaklar!
CHPnin Kobaneyi kurtarmaya dönük bir askeri operasyon ve bunu yapıp geri çıkmayı garanti eden yeni bir tezkere önerisi kendisi açısından radikal bir adımdı. Olurunu olmazını tartışacak askeri birikimim yok. Ancak, iktidar IŞİDe karşı böyle net ve somut bir söylem geliştirmedikçe, somut bir adım atmadıkça, yangın yayılacak.
Şimdi, IŞİDe karşı bir operasyonun tehlikesini anlatmaya başlayan iktidarperest analistler, IŞİDin Türkiyede binlerce uyuyan hücremiz var tehdidine sarılıyorlar. Biz ona vurursak, o her yerde bize vururmuş!
Her şey bir yana, yalnızca bu binlerce uyuyan hücre bile IŞİDe karşı somut operasyonları gerektiriyor. Hiçbir devlet, kendi içinde uyuyan hücrelere aman uyanıp da beni rahatsız etmesinler diye ninni söyleyerek yaklaşmaz.
Gerçekten içimizde bunca uyuyan IŞİD hücresi var mı? Varsa ve biliyorsak, bunlara karşı operasyonlar başlatmak içine ne bekleniyor? Varsa ve bilmiyorsak, sınır dışındaki başarılarını yere göğe sığdıramadığımız MİT hücreleri de mi uyuyordu? Yoksa, IŞİDe karşı Kürt kardeşlerimizin kardeşlerini koruyacak adımları atmak için elimizi ne tutuyor?
Durum, uyuyan hücreler uyanmasın, sokaklara dökülenler de uyusun diye ninni kıvamında politikalarla geçiştirilecek gibi değil! İktidar, hiç değilse Kobaneye insani yardım koridoru açmak gibi somut bir adım atsa, uyuyan hücreler uyanır mı bilemem, ama sokaklar sakinleşecektir.
Noktayı geçen yazıyı bitirip bu yazıya başladığım cümle ile koyayım: İktidar bu aklı derhal terk etmezse, içimize giren savaş yayılacak ve daha çok canımız yanacak!
Sitemiz Bir Paylasim
Forum sitesidir Bu nedenle yazı, resim ve diğer materyaller sitemize
kayıtlı üyelerimiz tarafından kontrol edilmeksizin eklenebilmektedir. Bu
nedenden ötürü doğabilecek yasal sorumluluklar yazan kullanıcılara
aittir. Sitemiz hak sahiplerinin şikayetleri doğrultusunda yazı ve
materyalleri 48 Saat içerisinde sitemizden
kaldırmaktadır.
Bildirimlerinizi info@solpaylasim.com adresine
yollayabilirsiniz.