Son Kobani eylemlerinden sonra akp hükümeti, durumdan istifade ederek güvenlik güçlerinin ve hakimlerin yetkilerini daha da artırdı. Böylece Hdp, Akpnin eline bir anlamda yağ sürmüş oldu. Sosyal demokrat,sosyalist ve komünistlerin kısacası kendini 'sol' olarak tarif eden her kesimin şiddet karşısında tavır alması emekçi hareket açısından büyük önem arz etmektedir.
Gelir dağılımının akp hükümeti zamanında daha da bozulduğu ülkemizde tüm demokratik hak taleplerinin güvenlik gerekçesiyle bastırılması akpnin sömürü düzeninin devamı için önemli bir mihenk taşı niteliği taşımaktadır. İşte haberin tamamı:
Muhalefetin tepkilerine neden olan güvenlik paketi Meclis'e sunuldu. Güvenlik güçlerinin yetkilerini artıran yeni düzenlemeyle, hakimler kaçma şüphesine bakmadan tutuklama kararı verebilecek.
Ak Parti, Ceza Mahkemesi Kanunu'nda (CMK) değişiklik içeren yasa teklifini TBMM Başkanlığı'na sundu.
Yeni düzenleme, güvenlik güçlerinin şiddet olayları karşısındaki yetkilerini genişletiyor.
Buna göre, sanığın kaçma süphesine bakmadan hakim tutuklama kararı verebilecek.
Şüpheli veya sanığın yakalanabileceği ya da suç delillerinin elde edilebileceği hususlar varsa polis 'makul' şüphe olduğu zaman gerekli aramayı yapabilecek.
Bu aramanın yapılabilmesi ilgili maddede somut delillere dayalı 'kuvvetli' şüphe ifadesi yer alıyordu.
Güvenlik paketiyle katalog suçların kapsamı genişletildi.
Devlete yönelik ve anayasal suçlar da katalog suç kapsamına alındı. Katalog suçlarda sanığın mal varlığına el konulabilecek.
Devletin güvenliğine ve anayasal suçlarla ilgili dinlemelerin kapsamı genişliyor. Ancak dinlemeler bundan böyle daha sağlam temellere göre yapılabilecek.
Örneğin dinlemelerde kişinin gerçek adının kullanılması zorunlu olacak. Açık kimliği ve ne kadar süreyle dinlenileceği net bir şekilde ifade edilecek.
Polise ateş açma yetkisi de veriliyor bu kanunla. Son Kobane protestolarında ölü sayısı 40'a çıkmıştı, yetmedi demek ki, bu protestolarda ölü sayısının 100'lere çıkmasını istiyorlar.
AKP'nin TBMM'ye sunduğu yasa teklifi ile daha önce kaldırılan birçok uygulama yeniden yasal hale getiriliyor. CMK'da yapılan 'makul şüphe' düzenlemesi ile şüphelilerin üst, ev ve işleri aramaları kolaylaştırılırken, ağır ceza mahkemelerinin ukdesindeki dinleme kararları tek hakime indigeniyor.
Hakim ve savcılara maaş artışı ve disiplin affı getiren yasa teklifi, Kobane eylemleri üzerine Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erodğan'ın "Salı gününden sonra gereği yapılacak. Önemli adımlar atılacak" sözleri sonrası genişletildi. AKP Milletvekilleri Ramazan Can ve Recep Özel tarafından TBMM'ye sunulan kanun teklifi ile CMK ve TCK'da değişiklikler getiriliyor. CMK'da yapılacak değişiklik ile şüphelilerin üstü, eşyası, ev, işyerlerine arama yapabilmek somut delilere dayanan kuvvetli şüphe yerine 'makul şüphe' yeterli sayılacak. Kanun teklifinde, "Anayasal Düzene ve Bu Düzenin İşleyişine Karşı Suçlar" için de dinleme ve teknik takip kararı alınmasının yolu açıldı. Ayrıca aynı suça karışanların taşınmazlarına, hak ve alacaklarına el konulabilecek ve bu suçla ilgili soruşturmayı gizli soruşturmacı yürütebilecek. Kanun teklifinde, TCK'da düzenlenen 6 ay hapis üst sınırlı ''tehdit'' suçuna verilecek cezanın da 6 aydan iki yıla kadar artırılması önerildi. Teklife mevcut madde olmayan "Kişinin yerine getirdiği kamu görevi nedeniyle" ve "Kamu görevlisinin sahip bulunduğu nüfuzu kötüye kullanmak suretiyle" ibareleri de eklendi.
Arama yapmak kolaylaşıyor Ceza Muhakemesi Kanunu'nun "şüpheli veya sanıkla ilgili arama" maddesinde değişiklik yapılarak, arama yapılması kolaylaştırılıyor. Mevcut kanunda arama ancak "kuvvetli şüphe" üzerine yapılabiliyordu. Yeni teklifte "makul şüphe" nedeniyle şüphelinin veya sanığın üstü, eşyası, konutu veya işyerinde arama yapılabilmesinin önü açılıyor. 'Makul şüphe' kavramı yılın başında yapılan ve TMK ve özel yetkili ağır ceza mahkemelerini kapatan yasa çerçevesinde kaldırılmış, yerine 'somut delilere dayanan kuvvetli şüphe' uygulaması getirilmişti.
Hükümete karşı suç Taşınmazlara, hak ve alacaklara ilişkin el koymanın kapsamı genişletiliyor. Mevcut yasada, "silahlı örgüt" veya "örgüte silah sağlama" suçu nedeniyle el koyma kararı verilebiliyordu. Yeni teklifle, "Anayasayı ihlal", "yasama organına karşı suç", "hükümete karşı suç", "Hükümete karşı silahlı isyan", "silahlı örgüt", "silah sağlama" ve "suç için anlaşma" soruşturmalarında el koyma kararı verilebilmesinin önü açılıyor. TCK'da 'Anayasal Düzene ve Bu Düzenin İşleyişine Karşı Suçlar' başlığında sayılan 'silahlı örgüt' veya 'örgüte silah sağlama' suçundan el koyma kararı verilirken; 'Anayasayı ihlal', 'yasama organına karşı suç', 'hükümete karşı suç', 'Hükümete karşı silahlı isyan', 'silahlı örgüt', 'silah sağlama' ve 'suç için anlaşma' soruşturmalarında el koyma kararı verilebilecek. Bir suç dolayısıyla yapılan soruşturma ve kovuşturmada iletişimin tespitine ağır ceza mahkemeleri yerine sulh ceza hakimlikleri veya yargılamayı yapan mahkemelerce karar verilecek. Şüpheli ve sanığın telekomünikasyon yoluyla iletişiminin tespiti, soruşturma aşamasında hakim; kovuşturma aşamasında mahkeme kararına istinaden yapılacak. Kararda, yüklenen suçun türü, hakkında tedbir uygulanacak kişinin kimliği, iletişim aracının türü, telefon numarası veya iletişim bağlantısını tespite imkan veren kodu ve tedbirin süresi belirtilecek. Devletin güvenliğine karşı ve anayasal düzene ve bu düzenin işleyişine karşı suçlarda; 'dinleme ve kayda alma', 'gizli soruşturmacı görevlendirme', 'teknik araçla izleme' mümkün olabilecek.
Adli yıl açılış töreni iptal BMM'ye sunulan kanun teklifinde, Yargıtay Kanunu'nda öngörülen "Adli Yılın Açılışı"na ilişkin düzenleme yürürlükten kaldırılıyor. İlgili maddede, "Her adli yıl Ankara‘da bir törenle açılır. Yargıtay Birinci Başkanı bir konuşma yapar. Açılış konuşmasının metni ve tören gündemi üzerinde daha önceden Başkanlar Kurulunun düşüncesi alınır" düzenlemesi yer alıyordu. Erdoğan, başbakanlığı döneminde katıldığı Danıştay'ın kuruluş yıldönümü töreninde TBB Başkanı Metin Feyzioğlu'na "Edepsizlik yapıyorsun" diye çıkışarak salonu terk etmişti. Erdoğan, Feyzioğlu'nun da konuşmacı olarak davet edilmesi nedeniyle, Yargıtay'da gerçekleştirilen Adli Yıl Açılış törenine katılmamıştı.
sol
Bu ileti en son solcu
tarafından 15.10.2014- 17:59 tarihinde, toplamda 1 kez değiştirilmiştir.
AKP'nin özgürlükleri sınırlayan 35 maddelik yeni yargı paketinin ayrıntıları ortaya çıkmaya başladı. Teklif, 'makul şüphe'yle polise arama yetkisi, muhaliflerin mallarına el konması gibi ancak faşist rejimlerde görülebilecek bazı düzenlemeler getiriyor.
Hâkim ve savcılara seyyanen zam, disiplin affı getiren yasa teklifi, dinleme ve teknik takibin koşulları yeniden belirlenerek genişletildi. Teklifte CMK ve TCKda değişiklikler yapılarak Paralel yapıyla mücadele için yasal zemin hazırlandığı savunuluyor. TBMMye önceki gece sunulan 35 maddelik teklifle şüphelilerin ev ve işyerlerine arama yapabilmek için somut delile dayalı kuvvetli şüphe yerine makul şüphe yeterli sayılacak. Anayasal Düzene ve Bu Düzenin İşleyişine Karşı Suçlar için de Somut delile dayalı şartı aranmadan dinleme, teknik takip yanında gizli soruşturmacı da görevlendirilebilecek. Oya Armutçu ve Mesut Hasan Benlinin Hürriyetteki haberine göre, teklifle yapılan bazı değişiklikler satırbaşları ile şöyle:
POLİS YOLDAN ÇEVİRİP ARAYABİLECEK Mevcut hali: CMKnın 116. Şüpheli ve sanıkla ilgili arama maddesi Yakalanabileceği veya suç delillerinin elde edilebileceği hususunda somut delillere dayalı kuvvetli şüphe varsa; şüphelinin veya sanığın üstü, eşyası, konutu, işyeri veya ona ait diğer yerler aranabilir şeklinde.
Teklifteki hali: 116. maddedeki somut delillere dayalı kuvvetli şüphe ibaresi makul şüphe şeklinde değiştirildi. Gerekçede, Uygulamada ortaya çıkardığı güçlükler yanında kurumun amacını ve işlerliğini zayıflatması nedeniyle somut delillere dayalı kuvvetli şüphe, makul şüphe şeklinde değiştirilmiştir dendi. CMKdaki 2004teki düzenlemeye geri dönüldü. Madde, Yakalanabileceği veya suç delillerinin elde edilebileceği hususunda makul şüphe varsa; şüphelinin veya sanığın üstü, eşyası, konutu, işyeri veya ona ait diğer yerler aranabilir diye düzenlendi.
Nasıl etkileyecek: Bu düzenleme, en başta Kobanê ve Gezi gibi yaygın sokak eylemlerini etkileyecek. Örneğin polis, eylem yapacağı gerekçesiyle hakkında ihbarda bulunulması ya da istihbarat olması durumunda bir kişinin, evini, iş yerini, arabasını makul şüphe gerekçesiyle arayabilecek. Polis şüpheli gördüğü kişiyi yoldan çevirip üstünü ve çantasını arayabilecek. CMK genel nitelikli arama kararına izin vermiyor. Ancak bu düzenleme ile mahkemeden alınan kararla örneğin Kobanêye destek eylemleri yapılacağı istihbaratı ve makul şüphe diye kolayca arama kararı alınabilecek. Basit hatta genel arama anlamına gelebilecek şekilde makul şüphe ile polis arama kararı çıkarabilecek.
MUHALİFİN MALVARLIĞINA EL KOYMA Mevcut hali: CMKnın 128. maddesindeki, Taşınmazlara, hak ve alacaklara el koyma maddesi Soruşturma veya kovuşturma konusu suçun işlendiğine ve bu suçlardan elde edildiğine dair somut delillere dayanan kuvvetli şüphe sebebi bulunan hallerde, şüpheli veya sanığa ait taşınmazlara el koyma hakkı tanıyordu. Silahlı örgüt (TCK 314) veya bu örgütlere silah sağlama (TCK 315) suçlarında da aynı şekilde mal varlığına el konuyordu.
Teklifteki hali: TCKda sadece 314 ve 315. maddede sayılan suçlardan malvarlığına el konulma kararı verilebilirken getirilen teklifle bu kapsam daha da genişletiliyor. CMK 128/17ye eklenmesi istenen hükümle, Anayasayı ihlal, Yasama organına karşı suç, Hükümete karşı suç, Hükümete karşı silahlı isyan, Silahlı örgüt, Silah sağlama ve Suç için anlaşma soruşturmalarında da mal varlığına el konulma kararı verilebilecek.
Ne anlama geliyor: CMKdaki malvarlığına el koyma tedbirinin uygulanabileceği katalog suçlar listesi yeniden düzenleniyor. Anayasayı ihlal, Hükümete karşı suç gibi soruşturmalarda malvarlıklarına mahkeme kararıyla el konulabilecek.
GERİYE İLETİŞİM TAKİBİ VE AJAN YERLEŞTİRME Mevcut hali: CMKnın İletişimin tespiti, dinlenmesi ve kayda alınması düzenlemesi 21 Şubatta 6526/12 maddesiyle değiştirilmişti. Değişiklik, Bir suç dolayısıyla yapılan soruşturma ve kovuşturmada, suç işlendiğine ilişkin somut delillere dayanan kuvvetli şüphe sebeplerinin varlığı ve başka suretle delil elde edilmesi imkânının bulunmaması durumunda, ağır ceza mahkemesi veya gecikmesinde sakınca bulunan hâllerde Cumhuriyet savcısının kararıyla şüpheli veya sanığın telekomünikasyon yoluyla iletişimi tespit edilebilir, dinlenebilir, kayda alınabilir ve sinyal bilgileri değerlendirilebilir. Cumhuriyet savcısı kararını derhâl mahkemenin onayına sunar ve mahkeme, kararını en geç 24 saat içinde verir. Sürenin dolması veya mahkeme tarafından aksine karar verilmesi hâlinde tedbir Cumhuriyet savcısı tarafından derhâl kaldırılır. Bu fıkra uyarınca alınacak tedbire ağır ceza mahkemesince oy birliğiyle karar verilir. İtiraz üzerine bu tedbire karar verilebilmesi için de oy birliği aranır şeklindeydi. Dinleme, iletişimin tespiti, kayda alma ve sinyal bilgilerinin ağır ceza mahkemelerinde ancak somut delile dayalı kuvvetli şüphe halinde karar verilebileceği düzenlenmişti.
Teklifteki hali: CMK 135/1deki Tespit edilir ibaresi çıkarıldı. Dinleme kararları talep edilirken, kararda yüklenen suçun türü, hakkında tedbir kararı uygulanacak kişinin kimliği, iletişim aracının türü, telefon numarası veya iletişimin bağlantısının tespite imkân veren kodu ve tedbirin süresinin belirtilmesi zorunlu hale getirildi. Kanun teklifinde hakkında dinleme kararı talep edilecek katalog suçların kapsamı da genişletildi. Anayasal düzene karşı işlenen suçlarda hakkında dinleme kararı talep edilebilecek. CMK 139 ve 140. madde değişikliği ile de Devletin güvenliğine karşı suçlar ve Anayasal düzene ve bu düzenin işleyişine karşı suçlarda, gizli soruşturmacı görevlendirilebilecek ve şüphelilerin teknik araçlarla takip edilecek.
Ne anlama geliyor: Şu anda hâkimin yapabileceği soruşturma işlemleri için, savcıların bu işlemin yapılacağı yerin sulh ceza hâkiminden karar almaları gerekiyor. Ancak bu madde değişikliği ile örgütlü suçlarda savcılara, soruşturmanın yapıldığı yerdeki sulh ceza hâkiminden de karar alabilme imkanı verilmesi öngörülüyor. Örneğin Ankarada sürdürülen bir soruşturma kapsamında, başka bir ildeki bir yerde arama yapabilmek için o ilin sulh ceza hâkimi yerine, soruşturmanın başladığı yerdeki sulh ceza hâkimliğinden karar alınabilecek. Bunun da Paralel yapı ile mücadele soruşturmalarında yargının ve polisin işini kolaylaştıracağı savunuldu. Telefonla kimin kimi aradığı, ne kadar konuşulduğu, elektronik posta ve internet yoluyla mesajlaşmaların tespit edilmesi için herhangi bir şüphe veya delil şartı aranmayacak. Kişilerin iletişimi geriye doğru sınırsızca tespit edilebilecek. Böylece, İstanbul ve Ankara başta olmak üzere paralel yapı soruşturmalarında, mahkemeden teknik takip kararlarına bile gerek kalmadan geriye dönük iletişimin takibi yapılabilecek.
AJAN YERLEŞTİRİLEBİLECEK Kanun teklifinde gizli soruşturmacı görevlendirilecek suçların kapsamı da genişletildi. Anayasal düzene ve devlete karşı suçlarda da gizli soruşturmacı diye nitelendirilen ancak kamuoyunda ajan denen kişilerin görevlendirilmelerinin yasal zemini de yaratılmış oldu.
NOTER POLİSE BİLGİ VERECEK Kanun teklifinden: Noterlik Kanununun Yönetmelik başlıklı 198. Maddesine, Elektronik İşlemler başlıklı 198/A maddesi eklendi. Söz konusu madde ( Noterler tarafından yapılan tüm işlemlere dair bilgi ve belgeler Türkiye Noterler Birliğinin bilişim sisteminde kaydedilir ve saklanır. Bu bilgi ve belgeler, mevzuat çerçevesinde yetkili kişi ve kurumlarla paylaşılabilir ) ibaresi var.
Ne amaçlanıyor: Güvenlik kurumlarının, noterlerde işlem yapan vatandaşların bilgilerini talep etmesi halinde her türlü bilginin söz konusu kurumlarla paylaşılmasının yolu açılmış oldu.
AVUKATIN DOSYA ALMA HAKKINA SINIRLAMA Mevcut hali: CMK 153te 21 Şubatta yapılan düzenleme ile avukatların dosyadan belge alma hakkı genişletilmişti.
Teklifteki hali: Müdafinin dosya içeriğini incelemesi veya belgelerden örnek alması, soruşturmanın amacını tehlikeye düşürebilecek ise Cumhuriyet savcısının istemi üzerine hâkim kararıyla bu yetkisi kısıtlanabilecek. Yakalanan kişinin veya şüphelinin ifadesini içeren tutanak ile bilirkişi raporları ve adı geçenlerin hazır bulunmaya yetkili oldukları diğer adli işlemlere ilişkin tutanaklar hakkında, kısıtlama uygulanmayacak. Müdafi, iddianamenin mahkeme tarafından kabul edildiği tarihten itibaren dosya içeriğini ve muhafaza altına alınmış delilleri inceleyebilecek; bütün tutanak ve belgelerin örneklerini harçsız olarak alabilecek.
Bu ileti en son denizcan
tarafından 16.10.2014- 12:34 tarihinde, toplamda 1 kez değiştirilmiştir.
Şu anda bir gazetecinin evi aranıyor ve muhtemelen göz altına alınacak. Nedeni silah, patlayıcı madde, esrar, eroyin değil. Fuat Avni konusunda bir kitap yazmış ,AKP muhalifi olması. Bundan sonra tartışmanın konularını değiştirmek lazım: Faşizme çeyrek mi var, yoksa çeyrek mi geçiyor?
Faşizme çeyrek var desek de yanlış yapmayız, faşizmi çeyrek geçiyor desek de yanlış yapmayız. Bana göre çağımızın faşizmi böyle bir sistem olacak. İktidarda kalmak konusunda problem yaşamaya başladıklarında halkın boğazında olan ilmek daha da sıkılacak. Yasalaşması an meselesi olan bu polis yasası çıkarsa makul şüpheyle hemen herkesi tutuklayıp göz dağı vermek amaçlanıyor. Topluma sesini çıkarma, etliye tuzluya karışma deniyor. Amaçları toplumu sindirmek. Bu uygulamaların faşizmle ilgisi yoktur diyen kaç kişi çıkar?
Senelerdir devletin kuyruğunu terk edin diyoruz ama anlaşılmıyoruz. Bilinciniz eriyor kafanız olup biteni anlamıyor ve o nedenle sizlere ılımlı yaklaşıyorum ama bu da bir yere kadar! Neyse ki devlet siyaseti benim yardımıma koşuyor ve belki bizim sosyalist arkadaşların gözü açılır. KCK oradan bağırıyor; yeni polis yasasını kabul etmeyin karşı çıkın vs. diyor. Ben de kendime hep sorarım, bizim sosyalist arkadaşların Kürt siyasetinin kuyruğuna neden bu denli bağlı kalıyorlar. Sosyalist siyaset eskiden demokrasi mücadelesi üzerinden ilerlediği için, bizimkilerin demokrasi mücadelesine bir bağımlılığı bulunmaktadır. O nedenle Kürt siyaseti veya devletin tezgâhına hemen düşmektedirler. Şimdi çıplak gözle bakıldığında yeni polis yasasına karşı uğraş bir demokrasi uğraşıdır. Bence her şey burada gizli; Demokrasi mücadelesi, tüm sosyalist ve komünist düşüncenin içine ettiği bir siyasettir. Ben şimdi KCK ye soruyorum, dün Bingölde masum kişiler hangi polis yasası gereği infaz edildi. Henüz polis yasası çıkmadığı halde polisler memleket içinde istediği gibi infaz uygulaması yapmaktadır. Polisin veya devletin cinayet özgürlüğü için ayrıca yasaya ihtiyaçları yoktur. Şunu anlatmak istiyorum, onlar bol bol cinayet işlemek istiyorlar diye bir histeri içindeler ve onun için yasa istiyorlar, diyerek yasa çıkarmak istemeyeceklerine göre, onların yasal eğiliminin gerçekte göz boyama girişimi, yani siyaset olduğunu neden anlamıyorsunuz?
Geçenlerde devlet bir ayaklanma tezgâhladı. Bu ayaklanmada toplumun önemli bir kısmını kendi propagandası ile kafaladı. Hatta Kadıköyde devletine güvenen kadın, devrimcilere bas bas bağırabiliyordu. Oysa devrimciler, toplumun, devletin etkisinde olduğunu düşünmese o kadının orada ağzını yırtarlardı. Devlet bizlerin kendi hatalarımızla, bizleri çok zor duruma düşürmektedir. Kürt siyasetçilerin ağzına bakıp tezgâh ayaklanmaya katılmasaydık. Devlete de malzeme vermemiş olurduk. O kadında orada bizler hakkında öyle konuşamazdı. O tezgâhın bizleri çok büyük bir bataklığın içine düşürdüğünü ayaklanma sonrası hemen yazdım. Bataklığın etkileri şimdi yavaş yavaş görünmektedir. Türkiye de toplumun çok önemli bir bölümü devletin arkasına geçmiştir. Devlet de bu katılımı polis yasası ile taçlandırmaktadır. Şu an toplum polisin silah kullanmasına çoğunlukla karşı değil. Kürt siyaseti sizleri nasıl bir bataklığın içine çektiğini sanırım şimdi anlamışsınızdır.
Devrimci komünist arkadaşlar gerçekten kendinize geliniz. Demokrasi mücadelesi günümüz siyasetinin en aptal mücadelesidir. Şöyle biraz geriye gidin 90 lı yıllarda DHKP/C nin bütün evleri infaz edildi. Polisler oradaki devrimcileri öldürürken, sizce hangi yasaya sığınıyordu. Cinayetin ne zaman yasası oldu. Devlet her zaman istediği gibi ve istediği şekilde cinayet işleme özgürlüğüne sahiptir. Bunu en iyi KCKnin bilmesi gerekir. Kürt bölgelerindeki devlet cinayetleri hangi yasaya dayanarak yapılmıştır. KCK burada sosyalistleri kör etmeye devam etmektedir. Devletin siyaseti tez, anti tez ve sentez üzerinden yürümektedir. Tez polis yasası, anti tez karşı mücadele, sentez ise demokrasi veya parlamento oluyor. Burada tez polis yasası mı anti tez ise al onu müsait bir yerine koy şeklinde olmalıdır. Zaten sen istediğin gibi cinayet işliyorsun bir de buna yasal gömlek mi giydiriyorsun diye sorarız. Burada sentez ne oldu? Olmadı ve devlet siyaseti havada kaldı. Devrimcilik işte budur. Bugün devletin siyasetini karşılıksız bırakıyorsan gerçek devrimci, şayet devletin siyasetinin ilerlemesine neden oluyorsanız, ne yazık ki devletin malzemesi oluyorsunuz.''
Sosyalist forumda Hasan Karataş adlı üye polis yasasına karşı çıkılmamalıdır yorumunda bulunmuş. Bu konuda kürt hareketine eleştiri yöneltmiş, devrimci olunmasını istemiş, bilinçlenmeyi savunmuş. Çok karışık bir yazı, ben anlayamadım, anlayanlar yorumlayabilir. Sosyalist forumda hangi yorum anlaşılıyor ki, diyenler de yazmayabilir
Bu ileti en son solcu
tarafından 17.10.2014- 12:21 tarihinde, toplamda 1 kez değiştirilmiştir.
Şu anda bir gazetecinin evi aranıyor ve muhtemelen göz altına alınacak. Nedeni silah, patlayıcı madde, esrar, eroyin değil. Fuat Avni konusunda bir kitap yazmış ,AKP muhalifi olması. Bundan sonra tartışmanın konularını değiştirmek lazım: Faşizme çeyrek mi var, yoksa çeyrek mi geçiyor?
Ethem Sarısülük'ün ailesi sanık sandalyesinde. Böyle bir ülkede demokrasi, hak, hukuk olmaz. Türkiye'de Mussolini, Salazar ve Hitler dönemi yaşanıyor. Bunun adı belli.
Hasan Karataş coşmuş, bir şeyler anlatıyordur muhakkak da ne anlatıyor ben de anlayamadım. Polis yasası çıksın, karşı durmayın, sokağa çıkmayın diyor. Önerisi bilinçlenin demek. Ne olduğunda bilinçleneceğiz, bilinçlenince ne yapacağız? Devlet istediğini yapacak biz bilinçlenmeye çalışacağız?
Yazıda hiç AKP geçmiyor, burası dikkat çekici. Adam AKP'nin sosyalist forumdaki temsilcisi olsa ancak bunları yazar. Yasayı çıkarak AKP, yasayla polise faşist yasalar verilecek ve Hasan Karataş, sokağa çıkmayın, mücadele etmeyin diyor! Ben söylediklerinde bir bağlantı da göremiyorum.
Bu arada faşizmde işler tıkırında. Teklif yasalaşmadan polisler bugün makul şüpheyle işbaşı yaptılar.
Sitemiz Bir Paylasim
Forum sitesidir Bu nedenle yazı, resim ve diğer materyaller sitemize
kayıtlı üyelerimiz tarafından kontrol edilmeksizin eklenebilmektedir. Bu
nedenden ötürü doğabilecek yasal sorumluluklar yazan kullanıcılara
aittir. Sitemiz hak sahiplerinin şikayetleri doğrultusunda yazı ve
materyalleri 48 Saat içerisinde sitemizden
kaldırmaktadır.
Bildirimlerinizi info@solpaylasim.com adresine
yollayabilirsiniz.