"Makul şüphe" yeni yasanın ne olduğunu açıkça ortaya koyuyor. Ortada hiçbir suç, en azından hiçbir delil yokken insanları sırf siyasi görüşlerine göre tutuklamak için yasal kılıf hazırlıyorlar. Bunun adı da faşizmden başka birşey değildir. Faşizme yasal kılıf dikiyorlar. (Hasan Karataş da dikerlerse diksinler, eskiden yasal kılıf olmadan yapıyorlardı, şimdi yasal olacak, ne farkeder demeye getiriyor. Kafa karışıklığının bu kadarına da pes doğrusu. Galiba bazı yorumcular şizofrenlerin koğuşundan katılıyor foruma.)
Senelerdir devletin kuyruğunu terk edin diyoruz ama anlaşılmıyoruz. Bilinciniz eriyor kafanız olup biteni anlamıyor ve o nedenle sizlere ılımlı yaklaşıyorum ama bu da bir yere kadar! Neyse ki devlet siyaseti benim yardımıma koşuyor ve belki bizim sosyalist arkadaşların gözü açılır. KCK oradan bağırıyor; yeni polis yasasını kabul etmeyin karşı çıkın vs. diyor. Ben de kendime hep sorarım, bizim sosyalist arkadaşların Kürt siyasetinin kuyruğuna neden bu denli bağlı kalıyorlar. Sosyalist siyaset eskiden demokrasi mücadelesi üzerinden ilerlediği için, bizimkilerin demokrasi mücadelesine bir bağımlılığı bulunmaktadır. O nedenle Kürt siyaseti veya devletin tezgâhına hemen düşmektedirler. Şimdi çıplak gözle bakıldığında yeni polis yasasına karşı uğraş bir demokrasi uğraşıdır. Bence her şey burada gizli; Demokrasi mücadelesi, tüm sosyalist ve komünist düşüncenin içine ettiği bir siyasettir. Ben şimdi KCK ye soruyorum, dün Bingölde masum kişiler hangi polis yasası gereği infaz edildi. Henüz polis yasası çıkmadığı halde polisler memleket içinde istediği gibi infaz uygulaması yapmaktadır. Polisin veya devletin cinayet özgürlüğü için ayrıca yasaya ihtiyaçları yoktur. Şunu anlatmak istiyorum, onlar bol bol cinayet işlemek istiyorlar diye bir histeri içindeler ve onun için yasa istiyorlar, diyerek yasa çıkarmak istemeyeceklerine göre, onların yasal eğiliminin gerçekte göz boyama girişimi, yani siyaset olduğunu neden anlamıyorsunuz?
Geçenlerde devlet bir ayaklanma tezgâhladı. Bu ayaklanmada toplumun önemli bir kısmını kendi propagandası ile kafaladı. Hatta Kadıköyde devletine güvenen kadın, devrimcilere bas bas bağırabiliyordu. Oysa devrimciler, toplumun, devletin etkisinde olduğunu düşünmese o kadının orada ağzını yırtarlardı. Devlet bizlerin kendi hatalarımızla, bizleri çok zor duruma düşürmektedir. Kürt siyasetçilerin ağzına bakıp tezgâh ayaklanmaya katılmasaydık. Devlete de malzeme vermemiş olurduk. O kadında orada bizler hakkında öyle konuşamazdı. O tezgâhın bizleri çok büyük bir bataklığın içine düşürdüğünü ayaklanma sonrası hemen yazdım. Bataklığın etkileri şimdi yavaş yavaş görünmektedir. Türkiye de toplumun çok önemli bir bölümü devletin arkasına geçmiştir. Devlet de bu katılımı polis yasası ile taçlandırmaktadır. Şu an toplum polisin silah kullanmasına çoğunlukla karşı değil. Kürt siyaseti sizleri nasıl bir bataklığın içine çektiğini sanırım şimdi anlamışsınızdır.
Devrimci komünist arkadaşlar gerçekten kendinize geliniz. Demokrasi mücadelesi günümüz siyasetinin en aptal mücadelesidir. Şöyle biraz geriye gidin 90 lı yıllarda DHKP/C nin bütün evleri infaz edildi. Polisler oradaki devrimcileri öldürürken, sizce hangi yasaya sığınıyordu. Cinayetin ne zaman yasası oldu. Devlet her zaman istediği gibi ve istediği şekilde cinayet işleme özgürlüğüne sahiptir. Bunu en iyi KCKnin bilmesi gerekir. Kürt bölgelerindeki devlet cinayetleri hangi yasaya dayanarak yapılmıştır. KCK burada sosyalistleri kör etmeye devam etmektedir. Devletin siyaseti tez, anti tez ve sentez üzerinden yürümektedir. Tez polis yasası, anti tez karşı mücadele, sentez ise demokrasi veya parlamento oluyor. Burada tez polis yasası mı anti tez ise al onu müsait bir yerine koy şeklinde olmalıdır. Zaten sen istediğin gibi cinayet işliyorsun bir de buna yasal gömlek mi giydiriyorsun diye sorarız. Burada sentez ne oldu? Olmadı ve devlet siyaseti havada kaldı. Devrimcilik işte budur. Bugün devletin siyasetini karşılıksız bırakıyorsan gerçek devrimci, şayet devletin siyasetinin ilerlemesine neden oluyorsanız, ne yazık ki devletin malzemesi oluyorsunuz.''
Sosyalist forumda Hasan Karataş adlı üye polis yasasına karşı çıkılmamalıdır yorumunda bulunmuş. Bu konuda kürt hareketine eleştiri yöneltmiş, devrimci olunmasını istemiş, bilinçlenmeyi savunmuş. Çok karışık bir yazı, ben anlayamadım, anlayanlar yorumlayabilir. Sosyalist forumda hangi yorum anlaşılıyor ki, diyenler de yazmayabilir
Çok da saçma değil bana göre. Devrimci sosyalist mücadeleyi demokrasi mücadelesine indirgemek bana göre de yanlış bir siyaset yapma biçimi. Yazı biraz karışık olmuş, anlatım sorunu var sanki ama, içinde doğru şeyler de var.
Senelerdir devletin kuyruğunu terk edin diyoruz ama anlaşılmıyoruz. Bilinciniz eriyor kafanız olup biteni anlamıyor ve o nedenle sizlere ılımlı yaklaşıyorum ama bu da bir yere kadar! Neyse ki devlet siyaseti benim yardımıma koşuyor ve belki bizim sosyalist arkadaşların gözü açılır. KCK oradan bağırıyor; “yeni polis yasasını kabul etmeyin karşı çıkın vs.” diyor. Ben de kendime hep sorarım, bizim sosyalist arkadaşların Kürt siyasetinin kuyruğuna neden bu denli bağlı kalıyorlar. Sosyalist siyaset eskiden demokrasi mücadelesi üzerinden ilerlediği için, bizimkilerin demokrasi mücadelesine bir bağımlılığı bulunmaktadır. O nedenle Kürt siyaseti veya devletin tezgâhına hemen düşmektedirler. Şimdi çıplak gözle bakıldığında yeni polis yasasına karşı uğraş bir demokrasi uğraşıdır. Bence her şey burada gizli; Demokrasi mücadelesi, tüm sosyalist ve komünist düşüncenin içine ettiği bir siyasettir. Ben şimdi KCK ye soruyorum, dün Bingöl’de masum kişiler hangi polis yasası gereği infaz edildi. Henüz polis yasası çıkmadığı halde polisler memleket içinde istediği gibi infaz uygulaması yapmaktadır. Polisin veya devletin cinayet özgürlüğü için ayrıca yasaya ihtiyaçları yoktur. Şunu anlatmak istiyorum, onlar bol bol cinayet işlemek istiyorlar diye bir histeri içindeler ve onun için yasa istiyorlar, diyerek yasa çıkarmak istemeyeceklerine göre, onların yasal eğiliminin gerçekte göz boyama girişimi, yani siyaset olduğunu neden anlamıyorsunuz?
Geçenlerde devlet bir ayaklanma tezgâhladı. Bu ayaklanmada toplumun önemli bir kısmını kendi propagandası ile kafaladı. Hatta Kadıköy’de devletine güvenen kadın, devrimcilere bas bas bağırabiliyordu. Oysa devrimciler, toplumun, devletin etkisinde olduğunu düşünmese o kadının orada ağzını yırtarlardı. Devlet bizlerin kendi hatalarımızla, bizleri çok zor duruma düşürmektedir. Kürt siyasetçilerin ağzına bakıp tezgâh ayaklanmaya katılmasaydık. Devlete de malzeme vermemiş olurduk. O kadında orada bizler hakkında öyle konuşamazdı. O tezgâhın bizleri çok büyük bir bataklığın içine düşürdüğünü ayaklanma sonrası hemen yazdım. Bataklığın etkileri şimdi yavaş yavaş görünmektedir. Türkiye de toplumun çok önemli bir bölümü devletin arkasına geçmiştir. Devlet de bu katılımı polis yasası ile taçlandırmaktadır. Şu an toplum polisin silah kullanmasına çoğunlukla karşı değil. Kürt siyaseti sizleri nasıl bir bataklığın içine çektiğini sanırım şimdi anlamışsınızdır.
Devrimci komünist arkadaşlar gerçekten kendinize geliniz. Demokrasi mücadelesi günümüz siyasetinin en aptal mücadelesidir. Şöyle biraz geriye gidin 90 lı yıllarda DHKP/C nin bütün evleri infaz edildi. Polisler oradaki devrimcileri öldürürken, sizce hangi yasaya sığınıyordu. Cinayetin ne zaman yasası oldu. Devlet her zaman istediği gibi ve istediği şekilde cinayet işleme özgürlüğüne sahiptir. Bunu en iyi KCK’nin bilmesi gerekir. Kürt bölgelerindeki devlet cinayetleri hangi yasaya dayanarak yapılmıştır. KCK burada sosyalistleri kör etmeye devam etmektedir. Devletin siyaseti tez, anti tez ve sentez üzerinden yürümektedir. Tez polis yasası, anti tez karşı mücadele, sentez ise demokrasi veya parlamento oluyor. Burada tez polis yasası mı anti tez ise al onu müsait bir yerine koy şeklinde olmalıdır. Zaten sen istediğin gibi cinayet işliyorsun bir de buna yasal gömlek mi giydiriyorsun diye sorarız. Burada sentez ne oldu? Olmadı ve devlet siyaseti havada kaldı. Devrimcilik işte budur. Bugün devletin siyasetini karşılıksız bırakıyorsan gerçek devrimci, şayet devletin siyasetinin ilerlemesine neden oluyorsanız, ne yazık ki devletin malzemesi oluyorsunuz.''
Sosyalist forumda Hasan Karataş adlı üye polis yasasına karşı çıkılmamalıdır yorumunda bulunmuş. Bu konuda kürt hareketine eleştiri yöneltmiş, devrimci olunmasını istemiş, bilinçlenmeyi savunmuş. Çok karışık bir yazı, ben anlayamadım, anlayanlar yorumlayabilir. Sosyalist forumda hangi yorum anlaşılıyor ki, diyenler de yazmayabilir
Çok da saçma değil bana göre. Devrimci sosyalist mücadeleyi demokrasi mücadelesine indirgemek bana göre de yanlış bir siyaset yapma biçimi. Yazı biraz karışık olmuş, anlatım sorunu var sanki ama, içinde doğru şeyler de var.
Munzur yapma ya, nesi doğru bunun? Faşist bir yasa çıkıyor adam karşı çıkmayın diyor, bunun nesi doğru? Adam açıkça mücadele etmemeyi öğütlüyor, bunu savunabilir miyiz?
Oraları geç, arkadaşın o konuda söylediklerinin saçmalığı ortada, ben ciddiye bile almadım. Demokrasi konusunda söylediklerinde doğruluk payı var diyorum.
Senelerdir devletin kuyruğunu terk edin diyoruz ama anlaşılmıyoruz. Bilinciniz eriyor kafanız olup biteni anlamıyor ve o nedenle sizlere ılımlı yaklaşıyorum ama bu da bir yere kadar! Neyse ki devlet siyaseti benim yardımıma koşuyor ve belki bizim sosyalist arkadaşların gözü açılır. KCK oradan bağırıyor; yeni polis yasasını kabul etmeyin karşı çıkın vs. diyor. Ben de kendime hep sorarım, bizim sosyalist arkadaşların Kürt siyasetinin kuyruğuna neden bu denli bağlı kalıyorlar. Sosyalist siyaset eskiden demokrasi mücadelesi üzerinden ilerlediği için, bizimkilerin demokrasi mücadelesine bir bağımlılığı bulunmaktadır. O nedenle Kürt siyaseti veya devletin tezgâhına hemen düşmektedirler. Şimdi çıplak gözle bakıldığında yeni polis yasasına karşı uğraş bir demokrasi uğraşıdır. Bence her şey burada gizli; Demokrasi mücadelesi, tüm sosyalist ve komünist düşüncenin içine ettiği bir siyasettir. Ben şimdi KCK ye soruyorum, dün Bingölde masum kişiler hangi polis yasası gereği infaz edildi. Henüz polis yasası çıkmadığı halde polisler memleket içinde istediği gibi infaz uygulaması yapmaktadır. Polisin veya devletin cinayet özgürlüğü için ayrıca yasaya ihtiyaçları yoktur. Şunu anlatmak istiyorum, onlar bol bol cinayet işlemek istiyorlar diye bir histeri içindeler ve onun için yasa istiyorlar, diyerek yasa çıkarmak istemeyeceklerine göre, onların yasal eğiliminin gerçekte göz boyama girişimi, yani siyaset olduğunu neden anlamıyorsunuz?
Geçenlerde devlet bir ayaklanma tezgâhladı. Bu ayaklanmada toplumun önemli bir kısmını kendi propagandası ile kafaladı. Hatta Kadıköyde devletine güvenen kadın, devrimcilere bas bas bağırabiliyordu. Oysa devrimciler, toplumun, devletin etkisinde olduğunu düşünmese o kadının orada ağzını yırtarlardı. Devlet bizlerin kendi hatalarımızla, bizleri çok zor duruma düşürmektedir. Kürt siyasetçilerin ağzına bakıp tezgâh ayaklanmaya katılmasaydık. Devlete de malzeme vermemiş olurduk. O kadında orada bizler hakkında öyle konuşamazdı. O tezgâhın bizleri çok büyük bir bataklığın içine düşürdüğünü ayaklanma sonrası hemen yazdım. Bataklığın etkileri şimdi yavaş yavaş görünmektedir. Türkiye de toplumun çok önemli bir bölümü devletin arkasına geçmiştir. Devlet de bu katılımı polis yasası ile taçlandırmaktadır. Şu an toplum polisin silah kullanmasına çoğunlukla karşı değil. Kürt siyaseti sizleri nasıl bir bataklığın içine çektiğini sanırım şimdi anlamışsınızdır.
Devrimci komünist arkadaşlar gerçekten kendinize geliniz. Demokrasi mücadelesi günümüz siyasetinin en aptal mücadelesidir. Şöyle biraz geriye gidin 90 lı yıllarda DHKP/C nin bütün evleri infaz edildi. Polisler oradaki devrimcileri öldürürken, sizce hangi yasaya sığınıyordu. Cinayetin ne zaman yasası oldu. Devlet her zaman istediği gibi ve istediği şekilde cinayet işleme özgürlüğüne sahiptir. Bunu en iyi KCKnin bilmesi gerekir. Kürt bölgelerindeki devlet cinayetleri hangi yasaya dayanarak yapılmıştır. KCK burada sosyalistleri kör etmeye devam etmektedir. Devletin siyaseti tez, anti tez ve sentez üzerinden yürümektedir. Tez polis yasası, anti tez karşı mücadele, sentez ise demokrasi veya parlamento oluyor. Burada tez polis yasası mı anti tez ise al onu müsait bir yerine koy şeklinde olmalıdır. Zaten sen istediğin gibi cinayet işliyorsun bir de buna yasal gömlek mi giydiriyorsun diye sorarız. Burada sentez ne oldu? Olmadı ve devlet siyaseti havada kaldı. Devrimcilik işte budur. Bugün devletin siyasetini karşılıksız bırakıyorsan gerçek devrimci, şayet devletin siyasetinin ilerlemesine neden oluyorsanız, ne yazık ki devletin malzemesi oluyorsunuz.''
Sosyalist forumda Hasan Karataş adlı üye polis yasasına karşı çıkılmamalıdır yorumunda bulunmuş. Bu konuda kürt hareketine eleştiri yöneltmiş, devrimci olunmasını istemiş, bilinçlenmeyi savunmuş. Çok karışık bir yazı, ben anlayamadım, anlayanlar yorumlayabilir. Sosyalist forumda hangi yorum anlaşılıyor ki, diyenler de yazmayabilir
Çok da saçma değil bana göre. Devrimci sosyalist mücadeleyi demokrasi mücadelesine indirgemek bana göre de yanlış bir siyaset yapma biçimi. Yazı biraz karışık olmuş, anlatım sorunu var sanki ama, içinde doğru şeyler de var.
Demokrasi mücadelesi sosyalist mücadelenin bir parçasıdır. Bu asla sosyalist mücadeleyi demokrasi mücadelesine indirgemek anlamına gelmez. Faşizm altında daha iyi sosyalist mücadele verilir diye birşey de yok. Sosyalist olarak tabii ki faşizme karşı çıkacaksınız.
Böyle bir mantık nasıl savunulur, baskı arttıkça halk bilinçlenirse, devletin her türlü baskıcı yasalarına karşı çıkmamak sonucuna rıza göstermemiz gerekir. Bu yazı böyle bir mantığın ürünü, bunu savunmak insanın aklını kaybetmiş olması lazım. AKP'ye alkış tumak lazım bu düşünceye göre. Adam baskı yasaları çıkartarak halkın bilinçlenmesine yol açıyor. Saçmanın daniskası bu sözler.
Sitemiz Bir Paylasim
Forum sitesidir Bu nedenle yazı, resim ve diğer materyaller sitemize
kayıtlı üyelerimiz tarafından kontrol edilmeksizin eklenebilmektedir. Bu
nedenden ötürü doğabilecek yasal sorumluluklar yazan kullanıcılara
aittir. Sitemiz hak sahiplerinin şikayetleri doğrultusunda yazı ve
materyalleri 48 Saat içerisinde sitemizden
kaldırmaktadır.
Bildirimlerinizi info@solpaylasim.com adresine
yollayabilirsiniz.