Latin Amerika Ülkeleri Müslüman Dini Liderler Zirvesi kapanış toplantısında konuşan Erdoğan, Amerika kıtasını Kristof Kolombun değil, Müslümanların keşfettiğini iddia etti.
Cumhurbaşkanı Tayyip Erdoğan, Amerika kıtasını Kristof Kolombun değil, Müslümanların keşfettiğini iddia etti. Erdoğan, ''Kristof Kolomb anılarında, Amerika kıtasında dağın tepesinde gördüğü bir camiden bahseder. Kristof Kolombun bahsettiği Kübadaki o dağın tepesine bir cami yakışır dedi.
Latin Amerika Ülkeleri Müslüman Dini Liderler Zirvesi kapanış toplantısında konuşan Erdoğan, şunları söyledi:
"Latin Amerika ülkelerine 2015'de daha fazla ağırlık vereceğiz Bu hafta Ekvator'a gidiyoruz, oraları dolaşacağız. Büyük sorumluluk içerisindeyiz ve farkındayız. Ama farkında olmak yetmiyor icraat gerekiyor. Ama İslam ülkelerinde bu zor oluyor. Konuyla ilgili olarak gönül diliyle konuşmak gerçekten çok iyi oluyor. Biz artık mecburen bu şekilde anlatmaya gayret edeceğiz.''
'ABDURRAHMAN EFENDİ EL TURCO OLARAK TANINDI' Osmanlı döneminde yolunu kaybeden gemilerin Brezilya kıyısında vardığını ve Abdurrahman Efendi'nin de gemide bulunduğunu söyleyen Erdoğan şu ifadeleri kullandı:
''Kardeşlerim İslam insanın kendi tercihiyle Allah'ın kişiye bahşettiği en büyük hediyedir. Osmanlı Devleti Latin Amerika ülkelerine de ulaşmıştır. Az önce Diyanet İşleri Başkanımız ifade etti. Ben de konuşma metnimi hazırlarken Abdurrahman Efendiyi de ekledim. Onu hayırla yad etmek bizim için de bir görev. 1866da iki Osmanlı gemisi Basraya ulaşmak üzere İstanbuldan ayrılmış ama yollarını kaybederek Brezilya sahiline varmışlardı. Gemide bulunan Abdurrahman Efendi yıllarca Brezilyada kaldı ve yıllarca dolaşarak İslamı anlattı. Göçmenler Osmanlı pasaportu oldukları için El Turko olarak tanındılar ve hala öyle tanınıyorlar.''
KÜBA'DA CAMİ 'AÇILIMI' Amerika kıtasını Kristof Kolombun değil, Müslümanların keşfettiğini iddia eeden Erdoğan, ''Latin Amerikanın İslamla tanışması 12. yüzyıla kadar dayanır. Amerikayı Kolomb değil 1178de Müslümanlar keşfetti. 1178'te Müslüman denizciler Amerika kıtasına ulaşmıştı. Kristof Kolomb anılarında Küba kıyılarında dağın tepesinde bir caminin varlığından bahseder. Ben şimdi Kübalı kardeşimle konuşurum. O dağın tepesine bir cami bugün de yakışır. Yeter ki izin versinler, olur desinler. Yani Kolomb daha Amerika kıtasını keşfetmeden İslam dini kıtada inkişaf etmiş, yayılmıştı" dedi.
Adam Kübaya da cami yapacağım diye tutturdu. Üstüne, Amerika kıtasının keşfine dair bildik ama temelsiz iddiayı tekrarladı. Gündem saptırıyor en kolay açıklama. Üstelik Türkiyenin dinselleştirilme sürecinde toplumu savunmasız bıraktığı için zararlı da Gericileşmeyi gerçek bir olgu olarak görmediğiniz, kapitalizmin dinamikleriyle bağını kurmadığınız ve emekçi halkı uyutma ve bölmek için her yolu deneyen bir sömürücü sınıfa nasıl olanaklar sağladığını hesaba katmadığınızda, gündem saptırıyor der, işin içinden çıkmaya kalkarsınız.
Gündem saptırmak için insan kendini bu kadar rezil eder mi?
Evet, Küba keşfedildiğinde dağın tepesinde cami görülmüşle başlayan saçmalık, bütün dünyada alay konusu oldu, cehaletin bu kadarı olmazdı Ancak meseleyi cehalete bağlamak ne kadar sağlıklı?
Cehalet de gerçek, tamam. Ancak cehalet 12 yıldır zaten iktidarda. Yontulmuş kapitalistlerin çıkarlarını koruyor, uygar emperyalist ülkelerle ittifakın keyfini sürüyor. Her şeyi İslamiyetle bağlama hastalığı yeni değil, bu uğurda zırvalamaya dün başlamadılar.
Ayarsızlar, ölçüsüzler ve son derece rahatlar.
Bir kez daha sorulmalı, neden?
Savaşa hazırlanıyorlar çünkü!
Kübaya cami yapma isteğini, uluslararası platformlarda açıkça ilan eden kişi, kuzeyinde ve de güneyinde savaşın giderek tırmandığı bir ülkenin tepesinde. Ukrayna diye bir ülke yok artık, bu adlandırma bir coğrafyayı tanımlamak için kullanılabilir ancak. Aracıların kullanıldığı vekalet savaşları adım adım bir NATO-Rusya karşılaşmasına gidiyor. ABD ve onunla birlikte davrananların ekonomik yaptırımlarının ve petrol fiyatları üzerinde kurduğu baskının etkisiz olduğunu söylemek mümkün değil. Rusyada emekçiler için yaşam şu son 4-5 ayda inanılmaz ölçülerde zorlaştı. Belli ki, Rus demokrasisinin gelişimi için önümüzdeki iki yıl 10 milyar dolar para harcamayı kafasına koyan ABD, Putini iç sorunlarla baş başa bırakmaya niyetli. Kime niyet, kime kısmet!
Hırslı Rus kapitalizmi, Putin kültünün merkezinde durduğu milliyetçi yükselişle yanıt veriyor bu saldırıya. Öyle ki, Rus emekçilerinin büyük bölümü, çektiği sıkıntılardan çok, dış düşmana odaklanmış durumda. Hep böyle değil midir? Savaşın yıkımını ve kırımını açıkça yaşayıncaya kadar yoksul kitleler, kolayca kandırılırlar. Özetle, ABD emperyalizminin kanlı ve kirli operasyonlarına eklenen ekonomik kuşatma, savaşın tırmanmasından başka bir şeye hizmet etmiyor.
Suriyede ise, Kobanedeki direnişi, IŞİDle mücadele maskesiyle Suriyeye müdahalenin zeminini oluşturmak için kullanan ABDnin birkaç gündür piyasaya sürdüğü yeni film, ılımlılar kaybediyor. El-Nusra ile IŞİDin işbirliği ilanına da bu gözle bakmak gerek. Batı basınında Özgür Suriye Ordusunun dağılmakta olduğuna ilişkin haberler ardı ardına yayınlanıyor. Gerçek, yalan, abartı Bunun bir önemi yok. Önemli olan, doğrudan müdahalenin koşullarını yaratmak. Planlanan, Türkiyenin de dahil olduğu ülkelerde eğitilen paralı askerlerle Suriyenin işgalidir. Bu kuvvetlerin insan kaynağı, IŞİDin, El-Nusranın, İslami Cephenin insan kaynağıyla aynıdır, artık ortak bir havuz oluşmuş durumdadır ve pek muhtemel ki, daha fazla para vererek bu örgütlerden militan transfer edilecektir. Komutanın ise, eğiten ülkelerde olması bir kuraldır.
Erdoğanın bir ek hesabı daha vardır: Sıcak çatışma noktalarının gerisine TSKnın yerleşmesi.
Peki arkadaş savaşa nasıl hazırlanıyor? Obama, huzur ve güvenliğimiz tehlikede diyor, Putin Rus şovenizmine sarılıyor, bizimkisi cami yapacağım diyor.
Elindeki tek silah bu. Karmakarışık hale gelen bu coğrafyada, yeni-osmanlıcı deliliğin kendince cihatçı bir salgı yaymadan ateşin içine girmesi mümkün değil. Bilerek ve isteyerek, ABD ile olan sürtünmenin boyutları abartılıyor, el kuvvetlendiriliyor, neredeyse tamamen dinsel referanslarla hareket edilir hale gelen Irak-Suriye coğrafyası için sağlam pozisyon alınıyor. Cehaletmiş, yalanmış, uydurmaymış, bunun bir önemi yok ki! Din adına konuşmaya devam etmesi gerek. Arada Kübaya cami yapacak elbet!
Gülüyoruz, dalga geçiyoruz haklı olarak ama, unutmayalım, bunlar gerçekten savaşa hazırlanıyor.
Tayyip Erdoğan uyduruyor: Kolomb Küba'da cami mi gördü?
Recep Tayyip Erdoğan, bugün Kristof Kolomb'un Küba'yı keşfettiğinde burada bir cami gördüğünü iddia etti. Bu iddia, baştan aşağı uydurma.
Latin Amerika Ülkeleri Müslüman Dini Liderler Zirvesi'nin kapanışında konuşan Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan, Amerika kıtasını ilk keşfedenin Kristof Kolomb değil, Müslümanlar olduğunu ileri sürdü.
Erdoğan, daha da ileri giderek, Kolomb'un Küba'yı keşfetmesiyle ilgili şu hikayeyi anlattı:
"Latin Amerikanın İslamla tanışması 12. yüzyıla kadar dayanır. Amerikayı Kolomb değil 1178de Müslümanlar keşfetti. 1178'te Müslüman denizciler Amerika kıtasına ulaşmıştı. Kristof Kolomb anılarında Küba kıyılarında dağın tepesinde bir caminin varlığından bahseder. Ben şimdi Kübalı kardeşimle konuşurum. O dağın tepesine bir cami bugün de yakışır. Yeter ki izin versinler, olur desinler. Yani Kolomb daha Amerika kıtasını keşfetmeden İslam dini kıtada inkişaf etmiş, yayılmıştı."
KOLOMB CAMİ GÖRDÜ İDDİASININ KAYNAĞI Amerika kıtası, yalnızca Avrupa ve Afrika merkezli taraflı bakışların çilesini çekmiyor. Özellikle 1990'lı yılların sonuna doğru, bazı İslamcılar da bu eski kıtayı sağından solundan çekiştirmeye başladı.
Bunlardan en ünlüsü, Dr. Youssef Mroueh. As-Sunnah Foundation of America isimli bir kuruluşta araştırmacı olan Mroueh, Kristof Kolomb'un Küba'da bir cami gördüğünü "kabul ettiğini" iddia etti. Yıl, 1996'ydı.
Mroueh'in iddiasına göre, 21 Ekim 1492 Pazartesi tarihinde Kolomb, Küba'nın kuzeydoğu sahilindeki Gibara'dan geçerken, güzel bir dağın tepesinde bir cami görmüş.
Mroueh, bu iddiasına kaynak olarak Nigel Davies'in 1979 yılında yazdığı Voyagers to the New World kitabı. Davies'in bu kitabında trans-Atlantik bağlantı teorilerini çürütmeye çalıştığı belirtiliyor. Diğer bir kaynak ise Ivan van Sertima. Konuyla ilgili kendi blogunda bir yazı yayımlayan Jason Colavito, bu atıf için de kaynak bulamadığını söylüyor.
KÜLLİYEN YALAN Colavito, Mroueh'in iddiasındaki yanlışları sıralıyor: Birincisi 21 Ekim 1492, Pasartesi gününe denk gelmiyor. Bahis konusu olayın geçtiği tarih 29 Ekim 1492 Pazartesi.
Kolomb ve tayfası, "San Salvador" adını verdikleri bir nehir yakınında yelken açmışlar. Kolomb, ilk deniz yolculuğunun seyir defterinde, olayı not düşüyor.
Tarihçiler, Kolomb'un tarif ettiği bölgenin Gibara değil, Bariay olduğunu düşünüyorlar.
Bartolome de las Casas, Kolomb'un seyir defterinden aktarıyor:
"San Salvador adını verdiği nehirin ve limanın konumu hakkında yorum yaparken, oradaki dağları Pena de las Enamoradas gibi yüce ve güzel olarak betimler. Ve içlerinden bir tanesinin zirvesinde, zarif bir camiye benzeyen küçük bir tepe daha vardır."
Kolomb'un Küba'da cami gördüğüne dair bu yalan bilgi, internetin en ücra köşesindeki İslamcı sitelerde bile bulunabilir.
Muhtemelen, Cumhurbaşkanı Erdoğan'ın aklıevvel bir danışmanı, Latin Amerikalı din alimleri toplantısı vesilesiyle Google'e sorarak bu bilgiyi "keşfetti."
Erdoğan'a ise bu yalan bilgiyi yeni uydurma bilgilerle süslemek ve "Küba'ya cami çok yakışır" sözünü etmek kaldı.
Erdoğan bu kadar saçma bir düşünceyi neden savunuyor, cumhurbaşkanı olmuş bir insanın bu kadar saçma düşünceleri savunma hakkı olmamalı. alay konusu oluyor, bunu da anlamıyor.
Cumhurbaşkanı, I. Latin Amerika Ülkeleri Müslüman Dini Liderler Konferansında konuşunca mevzunun Latin Amerika hakkında olmasından tabii bir şey olamaz.
Erdoğan, Brezilyaya giden Abdurrahman Efendiden bahsetti. Haklıydı. İsabetli bir tercihti. Abdurrahman El Bağdadi, Iraklı bir din adamıydı. Kaptan-ı Derya Ateş Mehmet Paşanın gözüne girmişti, Osmanlı donanmasında imamlık yapıyordu. Henüz Süveyş Kanalı açılmamıştı. Ateş Mehmet Paşa, Bursa ve İzmir adlı gemileri Afrikayı dolaşarak Basraya ulaştırmak üzere gönderdi. Abdurrahman Efendi Bursa gemisindeydi. Cadizde fırtınaya tutuldular. Garip bir yolculuk sonunda iki gemi kendisini Rio de Janeiroda buldu. Abdurrahman Efendi Brezilyada en az üç ramazan geçirdi. Orada yaşadıklarını kaleme aldı.
Neredeyse aynı yıllarda Güney Afrikadaki Müslümanlar arasındaki dinin yorumlanmasından kaynaklanan gerginlikleri çözmek için İngilterenin talebiyle, Ebubekir Efendi de Cape Townda bulunmaktaydı. Hatıraları pek keyiflidir, tavsiye ederim.
Gelelim Erdoğanın Amerika kıtasını Müslümanların Kristof Kolombdan önce keşfettiği iddiasına. Cumhurbaşkanı bu keşfin 1178de gerçekleştiğini söylüyor. Herhalde söylemek istediği, Zhou Qu- Feinin yazdığı Ling-wai tai-ta eseri. Bu Çin kaynaklı belgede Müslüman denizcilerin Mu-Lan-Pi adında bir diyar keşfettiğinden söz ediliyor. Metinde bahsedilenin İspanya olduğu genel kabul görse de Mu-Lan-Pinin Amerika olduğunu ileri sürenler de var.
Müslüman Mali İmparatorluğunun 1300lerde Amerikaya ulaştığı iddiası da mevcut. Belirsiz Çin belgesine nazaran daha tutarlı görünüyor. En azından zamanının Mali imparatoru kendinden önceki imparatorun okyanusa açılıp gelmediğini anlatmış. Bir Arap tarihçi de 14. yüzyılda bunu nakletmiş.
Dünyayı keşfe çıkan dev bir Çin donanmasının Amerikayı 1421de keşfettiği hikâyesi de 2002de yayımlanan bir kitap sebebiyle bir dönem çok konuşulmuştu. Bir teselli olacaksa donanmanın amirali Müslüman bir Çinli. Amerikaya gitmiş olma ihtimali düşük gözükse de o donanmanın maceraları çok eğlencelidir, fırsatını bulursanız okumakta fayda var.
Vikinglerin Kolombdan önce Kanadada ufak bir ticaret kolonisi kurduğu artık genel olarak kabul görüyor. Zaten Grönlanddan Kanada bir taş atımı mesafede.
Japonların ya da Polinezyalıların da Kolombdan evvel kıtayla az da olsa teması olduğunu tahmin etmek çok akıl dışı olmaz.
Peki Erdoğanın Kolombun günlüklerinde Kübada bir tepede cami olduğunu yazdığını söylemesine ne demeli? Herhalde kitaplarla arası çok hoş olmayan sayın cumhurbaşkanı boş zamanlarında Kolombun günlüklerini okumuyor. Bir danışmanı internette hızlıca sörf etmek suretiyle yalan yanlış bilgi vermiş ve kendisini zor durumda bırakmış.
Kolomb, ilk defa rastladığı Kübanın doğusuna tipik kireçtaşı teraslarından oluşan bir tepenin güzel bir camiyi andırdığından bahsediyor. Teşbih yapıyor yani.
Neticede Erdoğan kendisiyle dalga geçmek isteyenlere al da at dercesine bir pas verdi. Ancak düşene vurulmaz. Belli ki Latin Amerikada İslamın gücünü arttırarak Türkiyeye de İslamın abisi rolünü iyice biçmeye kararlı. Ancak bunu yapmak için önce okuduğunu anlayan, sonra da bunları teorik bir çerçeveye oturtabilecek danışmanlara ihtiyacı var. İslam bilimi ve tarihi uzmanı Profesör Fuat Sezgin, haritalar üzerine yaptığı araştırmalar neticesinde Müslüman denizcilerin Amerikaya ulaşmış olabileceğini öne süren makaleler yazmıştır.
Mümkündür de. Ama ispata muhtaçtır. Uluslararası bir toplantıda konu hakkında yetkinliği bulunmayan bir siyasetçinin işi değildir. Ayrıca bunlar Kolombun yazdıklarını anlamayarak ya da bir Çin belgesindeki muğlak ifadeye dayanarak da ispatlanamaz.
Kuyrukluyıldıza uzay aracı yerleştiren bir dünyada, zamanında Müslümanlar Amerikayı keşfetti diye böbürlenmekse güçlü görünmeye çalışırken derin bir kompleksin ifşasıdır. Vaziyet tiye alınamayacak kadar acıklı.
Batı merkezli tarih yazımı eleştirilmeli.Batı doğuda gerçeklemiş birçok gelişmeyi sanki kendisi keşfetmiş gibi dünyaya sunuyor.Batının bu çarpıtmacı tarih anlayışına bilimsel temelde karşılık verilmeli.Erdoğanın yaptığı ise doğru düzgün bir belgeye dayanmadan ve sadece körü körüne islamı övmek amaçlı şovence bir davranış.Bu tarz komikçe tutumlar ise ülkemizde ve dünyada batı merkezli tarih anlayışını meşrulaştırmaya yarıyor o kadar.
Bu arada amerikayı da ilk keşfeden benim bildiğim çinlilerdir.
Bu ileti en son proletersosyalist
tarafından 17.11.2014- 12:37 tarihinde, toplamda 1 kez değiştirilmiştir.
Batı merkezli tarih yazımı eleştirilmeli.Batı doğuda gerçeklemiş birçok gelişmeyi sanki kendisi keşfetmiş gibi dünyaya sunuyor.Batının bu çarpıtmacı tarih anlayışına bilimsel temelde karşılık verilmeli.Erdoğanın yaptığı ise doğru düzgün bir belgeye dayanmadan ve sadece körü körüne islamı övmek amaçlı şovence bir davranış.Bu tarz komikçe tutumlar ise ülkemizde ve dünyada batı merkezli tarih anlayışını meşrulaştırmaya yarıyor o kadar.
Bu arada amerikayı da ilk keşfeden benim bildiğim çinlilerdir.
Tarihin batı merkezli olup olmadığı nasıl anlaşılacak? Amerika'nın keşfi konusunda bildiklerimiz size göre batı merkezli mi oluyor?
Sitemiz Bir Paylasim
Forum sitesidir Bu nedenle yazı, resim ve diğer materyaller sitemize
kayıtlı üyelerimiz tarafından kontrol edilmeksizin eklenebilmektedir. Bu
nedenden ötürü doğabilecek yasal sorumluluklar yazan kullanıcılara
aittir. Sitemiz hak sahiplerinin şikayetleri doğrultusunda yazı ve
materyalleri 48 Saat içerisinde sitemizden
kaldırmaktadır.
Bildirimlerinizi info@solpaylasim.com adresine
yollayabilirsiniz.