Daraltılmış bir kadro ile güncel politiğe müdahale etmek ve temas noktaları bulmak bana göre çok daha zor olur. Genişetilmiş bir kadronun etkisi ve yararı da daha fazla olur. Bu kitleleri partiye yönlendirmede daha başarılı olunur. Kitleleri bir kez kendi siyasetine bağladıktan sonra devrimci bir durumda bu kitlelere öncülük etmek çok daha kolay olur. Böyle bir siyaset partinin Leninist ilke ve parti modelinden vazgeçilmesi anlamına da gelmez.
Genişletilmiş kadro derken bu kavramı açmak lazım.Her önüne gelenin örgütlendiği,tüm toplumsal dinamiklerin içselleştirildiği bir yapıdan mı bahsediyoruz? Yoksa partinin önderlik mekanizmanı güçlendirecek bir kadro dinamiğinin yaratılmasından mı bahsediyorsunuz?
Türkiye gibi çeşitli fraksiyonların oluştuğu bir ülkede komünist ilkelerden vazgeçmeksizin daha kapsayıcı olmak gerektiğini söylüyorum. Komünist bir parti bu kapsayıcılığı kabullenmezse, başka odaklar devreye giriyor. Yunanistan'da olan bu, Türkiye'de olan da bu. TKP'de parti meclisi yoktu. Parti ''kurucu akıl'' denilen bir irade tarafından yürütülüyordu. HTKP'de ise Parti Meclisi var ve bu parti meclisi aşağıdan demokratik usullerle oluşturuldu. Bunu kastediyorum.
Daraltılmış bir kadro ile güncel politiğe müdahale etmek ve temas noktaları bulmak bana göre çok daha zor olur. Genişetilmiş bir kadronun etkisi ve yararı da daha fazla olur. Bu kitleleri partiye yönlendirmede daha başarılı olunur. Kitleleri bir kez kendi siyasetine bağladıktan sonra devrimci bir durumda bu kitlelere öncülük etmek çok daha kolay olur. Böyle bir siyaset partinin Leninist ilke ve parti modelinden vazgeçilmesi anlamına da gelmez.
Genişletilmiş kadro derken bu kavramı açmak lazım.Her önüne gelenin örgütlendiği,tüm toplumsal dinamiklerin içselleştirildiği bir yapıdan mı bahsediyoruz? Yoksa partinin önderlik mekanizmanı güçlendirecek bir kadro dinamiğinin yaratılmasından mı bahsediyorsunuz?
Türkiye gibi çeşitli fraksiyonların oluştuğu bir ülkede komünist ilkelerden vazgeçmeksizin daha kapsayıcı olmak gerektiğini söylüyorum. Komünist bir parti bu kapsayıcılığı kabullenmezse, başka odaklar devreye giriyor. Yunanistan'da olan bu, Türkiye'de olan da bu. TKP'de parti meclisi yoktu. Parti ''kurucu akıl'' denilen bir irade tarafından yürütülüyordu. HTKP'de ise Parti Meclisi var ve bu parti meclisi aşağıdan demokratik usullerle oluşturuldu. Bunu kastediyorum.
Kapsayıcılık konusunu biraz açmak gerek.Kapsayıcılıktan kasıt tüm toplumsal dinamiklerin içselleştirilmesi ise bu komünist partiyi komünistlikten çıkarıp toplumsal hareketler partisine döndürür.Komünist parti işçi sınıfı siyaseti yürütmelidir ve kapsayacılığı da bu bağlamda olmalıdır bence.Eğer kapsayıcılıktan hizipler kastediliyorsa buda zamanla partinin işlemez hale gelmesine,siyasete etkin bir şekilde müdahele edememesine yol açabilir.Buda partinin devrimci karakterinde zaaf yaratır.
Tkp benim bildiğim merkez komite tarafından yürütülüyordu.Merkez komiteyi seçen ise parti kongresi.
Bu ileti en son proletersosyalist
tarafından 21.11.2014- 15:35 tarihinde, toplamda 1 kez değiştirilmiştir.
Daraltılmış bir kadro ile güncel politiğe müdahale etmek ve temas noktaları bulmak bana göre çok daha zor olur. Genişetilmiş bir kadronun etkisi ve yararı da daha fazla olur. Bu kitleleri partiye yönlendirmede daha başarılı olunur. Kitleleri bir kez kendi siyasetine bağladıktan sonra devrimci bir durumda bu kitlelere öncülük etmek çok daha kolay olur. Böyle bir siyaset partinin Leninist ilke ve parti modelinden vazgeçilmesi anlamına da gelmez.
Genişletilmiş kadro derken bu kavramı açmak lazım.Her önüne gelenin örgütlendiği,tüm toplumsal dinamiklerin içselleştirildiği bir yapıdan mı bahsediyoruz? Yoksa partinin önderlik mekanizmanı güçlendirecek bir kadro dinamiğinin yaratılmasından mı bahsediyorsunuz?
Türkiye gibi çeşitli fraksiyonların oluştuğu bir ülkede komünist ilkelerden vazgeçmeksizin daha kapsayıcı olmak gerektiğini söylüyorum. Komünist bir parti bu kapsayıcılığı kabullenmezse, başka odaklar devreye giriyor. Yunanistan'da olan bu, Türkiye'de olan da bu. TKP'de parti meclisi yoktu. Parti ''kurucu akıl'' denilen bir irade tarafından yürütülüyordu. HTKP'de ise Parti Meclisi var ve bu parti meclisi aşağıdan demokratik usullerle oluşturuldu. Bunu kastediyorum.
Bir sorun ortaya çıkmıyor mu? Partinin kitleselleşmesi için daha kapsayıcı olması gerektiğine katılıyorum. Ancak bu kapsayıcılığın bir sınırı olmalı ya da bu konuda başka mekanizmaların devreye girmesi gerekli. Çeşitli eğilimlere kapıları açıp aynı eğilimlere parti meclisi seçilirse komünist olmayan unsurların partiye hakim olması riski de var. HTKP böyle bir riski göze alıyorsa ilerde sorun yaşayacaktır.
Kitleselleşme partinin üye alımındaki ölçütlerin gevşetilmesiyle gerçekleşebilir. Ancak üye olanların tamamına parti meclisi bence seçtirilmemeli. Demokratik usuller komünist bir parti yerine demokratik bir parti sonucuna yol açmamalı.
Partinin iç dengeleri, dinamiği ve deneyimi bunun önüne geçer diye düşünüyorum. Partiye üye yaptıktan sonra bazılarına parti meclisini seçme hakkı vermek bazılarına vermemek bana çok doğru gelmiyor.
Sol örgütlerin parçalanmasındaki en büyük etken örgüt içi demokrasinin olmayışı ve muhalefete tahammülsüzlüğün oluşudur. Bakın mesela bir sol örgüt başka bir sol örgüte sen solcusun veya sosyalistsin demekten kaçınır, sadece kendisini solcu ve sosyalist olarak görür. 80 sonrası sol örgütlerdeki tarışmalara şahit oldum ve orada bir dakika öncesine kadar yoldaş dediği birisine bir dakika sonra partiye ve örgüte yaptığı eleştiriden dolayı "karşı devrimci, hizipçi, ajan,..." denildiğini gördüm ve yaşadım. Sonrasına baktığınızda o örgütlerin kaç parçaya bölündüğünü ve hatta bölüne bölüne bazılarınında yok olduğunu hep beraber gördük.
Benzeri tutumları burada da yaşamaktayız ve hatta benzeri forumların tümünde yaşamaktayız, kendileri gibi düşünmeyen herkes en büyük düşmadır. Sol bu hastalıktan kendisini kurtardığında bölünmelerin sonu gelecektir.
Bu ileti en son Alisan
tarafından 23.11.2014- 04:09 tarihinde, toplamda 1 kez değiştirilmiştir.
Sokak eylemcilerinin parti içine alınması. Kapsayıcılık dediğim bu.
Bu şekilde her sokak eylemcisinin içine alındığı ve alınır alınmaz partinin yönetici birimlerini seçme hakkı verildiği bir örgüt çizgisinden sapmalar yaşayabilir.
Üye alınmayacaksa, alındığında hiç bir demokratik hakkı olmayacaksa o zaman da dar bir kadro yönetiminde kitlesellik kazanamayan bir örgüt haline gelirsiniz. İçe kapanmaktan başka yapılacak bir şey de kalmaz.
Sitemiz Bir Paylasim
Forum sitesidir Bu nedenle yazı, resim ve diğer materyaller sitemize
kayıtlı üyelerimiz tarafından kontrol edilmeksizin eklenebilmektedir. Bu
nedenden ötürü doğabilecek yasal sorumluluklar yazan kullanıcılara
aittir. Sitemiz hak sahiplerinin şikayetleri doğrultusunda yazı ve
materyalleri 48 Saat içerisinde sitemizden
kaldırmaktadır.
Bildirimlerinizi info@solpaylasim.com adresine
yollayabilirsiniz.