AKP'nin ne yapacağı belliydi, devlete hakim oldukça cebinde tuttuklarını ortaya çıkardı. AKp gerici bir parti, AKP Osmanlıcı bir parti, AKP islamı siyasete karıştıran bir parti, yolsuzluğa, rüşvete bulaşmış bir parti ve emek düşmanı bir parti, sadece Türkiye'de değil Türkiye dışında da her türlü gericiliğe destek veren bir parti. Böyle bir partinin demokrasi ile ilişkisi olamaz. AKP demokrasi düşmanı bir parti. Cumhuriyet karşıtlığı da artık gizlenemez bir hal aldı. Bu kadar değil, AKP böyle bir partiyken girdiği her seçimi kazanan bir parti. Seçimlerden daha güçlü çıktıkça, gericiliği ve baskıyı daha da arttıran bir parti. Ne oluyor, nereye gidiyoruz? AKP 2015 seçimlerini kazanırsa ne olacak? Türkiye bu gerilimi daha ne kadar taşıyacak, ya da taşıyabilecek mi? Sol, sosyalistler ne yapmalı, bu gidişe nasıl yanıt vermeli? Hepimizin düşünmesi gereken konu bence bu. Solcuyuz, sosyalistiz, ilericiyiz, demokratız da ne yapıyoruz, ne yapmamız lazım?
Emperyalizm çağında; gericilik, delirme, ölçüsüzlük yıllarında, mükemmel tasarım beklemeyeceksiniz, anca bu kadar. Gene iyi idare etti. Katkısı olanların, ortaya çıkan ürüne bakıp bakıp hayretle söylendiğine eminim; bunu nasıl becerdik!
Bir süredir, 2012den beri, yani onuncu yılından itibaren, AKP gerilemektedir. Kafayı sandığa takanlar, hani nerede, nerede gerilemiş diye sormakta oysa gerilemenin kralı seçmenin yarısının desteğini almışken olur.
Neden olur?
Öbür yarısı, seçmen olmanın ötesine geçer; öfke, nefret birikir. Tasarım sahipleri biraz da bu nedenle tereddüte düşer.
Diğer yarısını tutmak için iktidar gerilimi tırmandırır, arkasındaki güçlerle girdiği angajmanları daha militanca savunmaya başlar.
Gerileme falanca anketteki puan oynamalarından çok, bu parametrelerle ölçülür. Bu anlamda AKP gerilemeye devam etmektedir, dahası hep dediğimiz gibi ömrünü doldurmuştur. Alman faşizminin işi daha 1943te bitmişti örneğin ama 1945 Mayısında faşist reis intihar edinceye, Alman komutası beyaz bayrak çekinceye kadar insanlık büyük acılar yaşamaya devam etti.
Şimdi büyük güçler için, paranın gücünü elinde tutanlar için, yeni bir tasarım dönemi açılmıştır. Sorun şu ki, anlaşamıyorlar kendi aralarında, derin bir krizin içinde debeleniyorlar. ABD sürekli yeni denemeler yapıyor, Almanyanın kararsızlığı dillere destan, Türkiye sermayesi bir yandan küp doldururken diğer yandan önünü görememenin telaşında!
İşte burada imdada yine bizzat AKP yetişiyor.
Sanki birileri, öyle şeyler yapın ki, yüzde 50nin öfkesi daha da artsın, hatta öfkelenenler yüzde 60ye tırmansın, solumsular, liberaller, Kürt siyaseti ne varsa artık, herkes AKP karşıtı olsun, yeni bir tasarım için enerji biriksin demekte, bu arkadaşlar da emriniz olur diyerek kolları sıvamakta.
Bir süredir seçilmiş hükümetten sivil iradeden söz eden yok. Emperyalist merkezlerde kamuoyu hazırlandı, kimse bu iktidarın üzerine şu ya da bu yöntemle atılacak bir çiziğe itiraz etmeyecek.
Renkli devrimin altyapısı budur ve dediğim gibi hükümet Saraykondu inşaatındaki hızı aratmayacak bir el çabukluğuyla bu zemini döşemektedir. Bazen cemaat yazarlarının Erdoğanı tuzağa sürüklüyorlar iddiasının karşılığı olabileceğini düşünüyorum.
Sonra da, bu ekibin ve uzun adamın öyküsünü hatırlıyor ve başka türlü yapamazdı, freni patlamıştı ve duvara tosluyor noktasına geri dönüyorum.
Peki ne olacak?
Hep birlikte, yalnızca Türkiyede değil, birçok ülkede açılan yolda ilerleyecek miyiz?
Alın size AKP karşıtlığı denerek önümüze konan sözleşmeye evet mi diyecek, gericilikle, despotizmle bezenmiş bu ultra-liberal modele fit mi olacağız
Yoksa AKP savunusu saçmalığını mı tercih edeceğiz?
İkisi de ölüm.
Aynı anda hem gericilik hem emperyalizme karşı olmak, basit bir mesele değil. Değil çünkü siyasette güncel referanslar son derece kritik. E kardeşim yıllarca AKPden kurtulmak lazım diyordunuz, işte en gerçekçi ve kestirme yolu budur diyenlerin karşısına bu yol bir başka ölüm yoludur demeden, titiz ve tereddütsüz bir ideolojik-siyasi konumlanış içine girmeden ve yeni bir yolu hiç değilse hissettirmeden büyük siyasetten rol çalmaya odaklanmak, tarihe hain olarak geçmek sonucunu verecektir.
Türkiye solunun devrimci bölmesi, çocukluk hastalıklarından kurtularak, hızlı bir biçimde toplumun bir kez daha teslim alınmasına karşı önlem almalıdır. Tarihin akışını değiştirmek için; gerekiyorsa tarihe sadece not düşmek için! Zaten not düşmeden, tarihsel bir dönüşüme imza atmak mümkün değildir.
Rengarenk güruhun parçası olmamak için siyasette ve ideolojide kendi bayrağını ayrı yükseltmeli, sokağın yasalarına ise direnilmemelidir.
Rengarenk güruhun parçası olmamak için siyasette ve ideolojide kendi bayrağını ayrı yükseltmeli, sokağın yasalarına ise direnilmemelidir.
Sokağa direnmeden ideolojiyi savunmak hiç kolay değil. Hem HTKP sözcülerinde ve hem de KP yetkililerinde bu konuda farklı yaklaşımlar var. Çok mu? Bence değil. Ama TKP MK'si çalışamaz, iş göremez bir hale geldikten sonra ayrılık da kaçınılmaz olmuştu. ''ayrı'' olarak sokağa direnmemek nasıl olur? Sokakta barikattan barikata koşarken ''ayrı'' kalabilmek mümkün mü?
Ne oluyor? : Türkiye AKP iktidarı tarafından gerici faşizm ile kuşatılıyor.
Ne yapmalı? Burjuva demokrasisinin bir çözüm olmadığı bilinmeli ve Türkiye'nin kurtuluşunun sosyalist devrimde olduğu anlaşılmalı. Anlamak da yetmiyor, bu uğurda etkin mücadeleye katılmalı.
AKP'nin ne yapacağı belliydi, devlete hakim oldukça cebinde tuttuklarını ortaya çıkardı. AKp gerici bir parti, AKP Osmanlıcı bir parti, AKP islamı siyasete karıştıran bir parti, yolsuzluğa, rüşvete bulaşmış bir parti ve emek düşmanı bir parti, sadece Türkiye'de değil Türkiye dışında da her türlü gericiliğe destek veren bir parti. Böyle bir partinin demokrasi ile ilişkisi olamaz. AKP demokrasi düşmanı bir parti. Cumhuriyet karşıtlığı da artık gizlenemez bir hal aldı. Bu kadar değil, AKP böyle bir partiyken girdiği her seçimi kazanan bir parti. Seçimlerden daha güçlü çıktıkça, gericiliği ve baskıyı daha da arttıran bir parti. Ne oluyor, nereye gidiyoruz? AKP 2015 seçimlerini kazanırsa ne olacak? Türkiye bu gerilimi daha ne kadar taşıyacak, ya da taşıyabilecek mi? Sol, sosyalistler ne yapmalı, bu gidişe nasıl yanıt vermeli? Hepimizin düşünmesi gereken konu bence bu. Solcuyuz, sosyalistiz, ilericiyiz, demokratız da ne yapıyoruz, ne yapmamız lazım?
AKP için söylediklerinin büyük bir kısmı kendisinden önceki burjuva partileri için de geçerli olmakla birlikte AKP'nin farkı onlara göre bir kırılma yaratmış olmasıdır. Öncekiler ne kadar muhafazakar olursa olsun Cumhuriyet'in laiklik ve aydınlanma felsefesiyle çok fazla oynamamalarıydı. AKP bu konuda diğerlerinden ayrılıyor. Bu yüzden ''bunların hepsi sermayenin partisi'' deyip geçemeyiz. AKP rejimi değiştirmeye çalışan bir partidir. Diğer muhafazakar partilerde olmayan ve AKP'de olan şey, AKP'nin toplumu dincileştirmeye çalışmasıdır. Kindar ve dindar nesil sözü zamanın başbakanı tarafından boşuna söylenmemiştir. Yurttaşlığın kabul edilemezliğini hatırlatması ve onun da bir din olduğunu söylemesi boşuna değildir. AKP'yi sıradan bir burjuva partisi olarak değerlendirmek yaptıklarına bakılıp, söylediklerine kulak verildiğinde kolaylıkla anlaşılır. AKP Türkiye'yi bu yüzyılda ortaçağ karanlıklarına dönüştürmek istiyor. Ortaçağ bizler için ne kadar karanlık ise, AKP zihniyeti için o kadar aydınlıktır.
AKP'nin farklı bir parti olduğu ve diğer muhafazakar partilerden kopuş yaşadığına ben de inanıyorum. İnanmakla da ilgisi yok bunun. Attığı adımlar ve partinin milletvekillerinin sözleri, ilçe,il başkanlarının uygulamaları bunu açık bir biçimde gösteriyor. AKP dönemiyle birlikte ülkedeki rejimin tam bir değişime uğradığını söylemek hiç yanlış bir düşünce değildir. AKP milletvekili Babuşçu durup dururken Cumhuriyet dönemini reklam arası olarak değerlendirmedi. Normal bir süreçte olsaydık bu lafı eminim söyleyemezdi. Göstermelik de olsa AKP'den bu konuda tek bir eleştiri de duymadık. AKP bu, onun için. Babuşçu'ya yönelik kitlesel bir tepki ortaya çıkmazsa kendileri de tepki vermeyecektir. Babuşçu'nun söylediğinin yenilir yutulur yanı yok. Bir gerçeği ifade ediyor. AKP'nin baktığı yer bu zaten. Cumhuriyet'i bir reklam arası olarak görmesi son açıklamarıyla zaten tescilliydi. Osmanlıcanın eğitime sokulacağı, Cumhurbaşkanlığı köşkündeki tiyatro sahnesi, davetiyelere Osmanlıcayı sokmaları, laikliğe yaklaşımları AKP'nin farklılığını ortaya koyuyor.
Sitemiz Bir Paylasim
Forum sitesidir Bu nedenle yazı, resim ve diğer materyaller sitemize
kayıtlı üyelerimiz tarafından kontrol edilmeksizin eklenebilmektedir. Bu
nedenden ötürü doğabilecek yasal sorumluluklar yazan kullanıcılara
aittir. Sitemiz hak sahiplerinin şikayetleri doğrultusunda yazı ve
materyalleri 48 Saat içerisinde sitemizden
kaldırmaktadır.
Bildirimlerinizi info@solpaylasim.com adresine
yollayabilirsiniz.