Gezi, Kürtler, Aleviler, DHKP/C, PKK ve barış süreci üzerine Amerikan sağının fikirbabası Wall Street Journalda çıkan makalenin çevirisi
Editörün notu
Amerikan sağının fikirbabası, köşetaşı gazetelerinden Wall Street Journalda Gezi-Haziran Ayaklanması, PKK ile yürütülen görüşmeler, DHKP/C ve radikal hareketlerin Türkiyede yeniden yükselmesi, Aleviler ve Kürtler üzerine bir makale yayınlandı.
Yazarlar, Foundation for Defense of Democracies adlı bir düşünce kuruluşuna bağlılar. Yazarlardan Jonathan Schanzer kuruluşun başkan yardımcısı, Merve Tahiroglu ise araştırmacı. Bu kuruluşun sayfasına baktığımızda ABDnin sağıyla birlikte, Siyonizmi de görüyoruz. Özellikle Ortadoğuda Batı ve İsrail çıkarlarına dönük tehditlere odaklanmış durumdalar. FDDnin şu anki yöneticisinin eski CIA başkanlarından R. James Woolsey olduğunu söylemek sanırım yeterli fikir verir.
Yazıdaki uyarılar, Gezi sürecinde iktidara yakın kimi gazetecilerin köşelerinde yer almıştı. Burda daha açık bir şekilde yazılmış.
ABD Komünist Partisi dünyanın en büyük KPlerinden biriydi. Fakat bugüne pek bir şey kalmadı. Tarihi okunduğunda görülecektir ki, CIAnin komploları, sol içindeki halk içindeki güçleri birbirine düşürme çabaları büyük oranda başarılı olmuştur. Gözaltı, tutuklama, infaz gibi klasik baskı yöntemleri yetmediğinde başka yöntemler devreye girmişti. Oradaki sosyalistler bunun önüne geçemedi.
Geçtiğimiz yaz Çayan Mahallesinde başlayan ve bütün solu, Gezinin potansiyelini kötürümleştiren bir süreç yaşadık. Bu sürecin bahanesi yapılan Sarıgazide dövülen pezevenk konusu sayfalarımızda bolca tartışma konusu yapıldı. Ben oraya girmeyeceğim.
Bu çatışmanın taraflarından biri ilginç bir şekilde sonraki aylarda içimizdeki ajan, çeteci, provokatörler diyerek ciddi bir iç tasfiye süreci yaşadı.
Belki de bu yazının ışığında tekrar sormalıyız. Çayan ve diğer İstanbul Mahallelerinde yaşanan sorunların bu boyutlara çıkarılmasında, yurtseverlerle solun arasındaki muhtemel yakınlaşmadan korkanların rolü ne?
Alıntı Çizelgesi: kim yazmış
Türkiyede yeniden dirilen terörist bir tehdit
Pek bilinmeyen Marksist bir grup, pek de beklenmemesine karşın hızla Ankaranın güvenlik sorunlarından biri haline geliyor.
Türkiye uzun zamandır kendi sınırları içindeki Kürt isyancılarla mücadele ediyor, Ankaranın cihatçılara kendi sınırlarını düşüncesizce kullandırma politikası sonucunda ülke son zamanlarda ağır bir cihadçı tehditle karşı karşıya. Ancak son zamanlarda az bilinen aşırı sol bir terör örgütü, Türkiyenin en aktif terör tehdidi olarak ortaya çıkmış durumda ve hiç kimse durumun farkında değil.
Devrimci Halk Kurtuluş Partisi / Cephesi ya da DHKP/C, Türkiyede komünist bir devrim amaçlayan, Marksist-Leninist bir örgüttür. 1994 yılında kurulan örgütün kökleri 1970lerdeki radikal sol hareketlere uzanmaktadır. Üst düzey siyasetçileri ve askerleri çeşitli şekillerde hedef almıştır.
DHKP/C ve öncülleri diğerlerinin yanısıra eski Başbakan Nihat Erim (1980), Orgeneral Temel Cingöz (1991) ve İsrail Başkonsolosu Efraim Elroma (1971) suikast düzenlemiştir. ABD ve ABnin terör listesindedir, DHKP/C, ABD ve NATOnun sıkı bir karşıtıdır. Türkiyede iktidarın Batılı iktidarlarca kontrol edildiğine inanmakta ve bu bağları, özellikle de NATO ile olan ilişkiyi kırmak için uğraşmaktadır.
2000lerin ortalarında sessizdiler, grubun kurucu lideri Dursun Karataş 2008de kanserden öldü. 2012den beri çarpıcı bir şekilde geri döndüler. Komşu Suriyedeki kaostan ülkeyi korumak için NATOnun Türkiyedeki varlığını artırması, DHKP/Cyi harekete geçirmiş gibi görünüyor.
2012 ortalarında ve 2013 başlarında DHKP/C bir düzine saldırı gerçekleştirdi. En göze çarpanı Şubat 2013te Ankaradaki ABD elçiliğine yapılan saldırı oldu. Bir intihar bombacısı güçlü bir şekilde sağlamlaştırılmış polis noktasının girişinde üzerindeki bombayı patlattı. Bir Türk güvenlik görevlisi öldü, bir gazeteci yaralandı. Şu an [ABD] Dışişleri Bakanlığı, DHKP/Cnin üst düzey üç lideri Musa Asoğlu, Zerrin Sarı ve Seher Demir Şen hakkındaki herhangi bir bilgiye 3 milyon dolara kadar ödül veriyor.
Türk yetkililer, 28 şehirde yapılan seri operasyonlarla cevap verdiler, bu arada polis aralarında iki eski cumhurbaşkanının da bulunduğu 22 üst düzey isme suikast planlarını açığa çıkardı. Fakat bu baskınlar, grubu zaptetmede başarısız oldu. DHKP/C, bir ay sonra iktidardaki Adalet ve Kalkınma Partisi ve Adalet Bakanlığının Ankarada bulunan merkezlerine saldırdı.
2013 yazı boyunca süren iktidar karşıtı Gezi Parkı eylemleri, DHKP/C için, eylemlerin düzen karşıtı karakterinden menfaat sağladığı bir armağandı. Gezi eylemleri sona erdikten aylar sonra çatışmalar, DHKP/Cnin destek bulduğu Okmeydanı gibi mahallelerinde devam etti.
DHKP/Cnin 2015 yılında da iddiasından vazgeçtiğine dair bir işaret yok. Yılbaşı günü DHKP/Cli bir terörist başbakanın ofis olarak kullandığı İstanbuldaki tarihi Dolmabahçe Sarayına iki el bombası attı. İki bomba da patlamadı. Grup, sorumluluğu üstlenirken, -Geziyi bastırırken arada öldürülen- 15 yaşındaki Berkin Elvanın intikamı için saldırdığını söyledi.
DHKP/C aynı zamanda 6 Ocakta İstanbul Sultanahmetteki intihar saldırısının da sorumluluğunu üstlenmişti. Sonrasında saldırıyı yapanın cihadçı gruplarla bağlantılı bir Rus kadın olduğu belirlenmişti. Dikkat çekici olan, DHKP/Cnin bunun kendi eylemi olmadığının farkına ayrıntılar netleştiğinde varmasıydı. Grup, sorumluluğu üstlendiği açıklamasını geri çekti fakat militanlarının Türkiyede her an saldırı yapmak üzere hazır olduklarını da hızlıca duyurdu.
Geçen hafta, -kimliği 6 Ocak saldırısında yanlışlıkla grup tarafından açık edilen- DHKP/C militanı, İstanbulun ünlü Taksim Meydanında bir polis noktasında silahla ateş açtığında, grup tehdidini hayata geçirmiş oldu. Ölen veya yaralanan yoktu ve saldırgan ortadan kaybolmuştu. Polis, o olduğunu kamera görüntülerinden tespit etti ve insan avı halen devam ediyor.
Türkiyenin karşısına çıkan diğer terörizm sorunları sona ererken, DHKP/C yeniden diriliyor. Gerçi binlerce yabancı cihadçıyı çeken Suriye İç Savaşı, Türkiye içine yayılmak üzere. Türkiyenin güneydoğusunda kimi huzursuzluklar ısrarla sürse de, barış görüşmeleri asıl Kürt terör grubu Kürdistan İşçi Partisi veya PKKnin terörist saldırılarını kayda değer bir şekilde azaltmasıyla sonuçlandı.
Ancak Ankaranın adımlarını dikkatle atması [bu kelime İngilizcede aynı zamanda ayakla ezme anlamına da geliyor, yazarlar bu anlama da gönderme yapıyor-çn] gerekiyor. Eğer Kürt görüşmeleri başarıyla sonuçlanırsa, Türkiye ile barışmayı reddeden en katı Kürt militanlarının bazıları DHKP/Cye yönelebilir. İkisinin de kökleri Marksist ideolojide ve 1990larda yaşanan ortak bir hareket geçmişi var.
Aynı zamanda Ankaranın bir gözü de büyük kısmı muhalif olan Türk azınlık üzerinde olmalı: Aleviler. Geleneksel olarak sola yakınlar ve tıpkı Kürtler gibi orantısız bir şekilde sürü halinde [bu kelime hayvanlar için kullanılıyor, yazarlar, Alevilere ve Kürtlere hakâret ediyor-çn] DHKP/C ve diğer radikal hareketlerde toplanıyorlar. Dahası Aleviler, AKP ve DHKP/C arasında yaşanan çatışmaların tam ortasındalar, düzen dışına itilmiş İstanbul mahallelerinin göbeğinde yaşıyorlar. Bu mahalleler Gezi protesto hareketinin merkeziydi.
Türk iktidarı gelecek aylarda daha fazla DHKP/C saldırısına kendini hazırlıyor. Geçmişte polis baskısının etkileyici bir şekilde ispat ettiği gibi DHKP/C kolayca dağıtılamıyor. Grup liderlerinin çoğu Avrupada, özellikle de Almanya ve Yunanistanda bulunuyor.
Ankaranın şansına, bereket versin ki grubun taktikleri küçük ölçekli bombalar ve küçük ölçekli silahlarla yapılan gerilla saldırıları ile sınırlı. Silahlar evde yapılmış olduğundan çoğu işe yaramıyor. Bütün bunlara rağmen saldırıların sıklığı ve hedefi, belli bir şekilde Batıya ve NATOya yönelmiş durumda. Bunlar endişe sebebi. Ayrılıkçı Kürt şiddeti ve cihadçılık tartışmalarının tam ortasında bu pek de bilinmeyen Marksist grup, pek de beklenmemesine rağmen birden yeniden ortaya çıkıyor ve Türkiyenin güvenlik sorunlarından biri oluyor.
Sitemiz Bir Paylasim
Forum sitesidir Bu nedenle yazı, resim ve diğer materyaller sitemize
kayıtlı üyelerimiz tarafından kontrol edilmeksizin eklenebilmektedir. Bu
nedenden ötürü doğabilecek yasal sorumluluklar yazan kullanıcılara
aittir. Sitemiz hak sahiplerinin şikayetleri doğrultusunda yazı ve
materyalleri 48 Saat içerisinde sitemizden
kaldırmaktadır.
Bildirimlerinizi info@solpaylasim.com adresine
yollayabilirsiniz.