Gamsızlığı, tasasızlığı öğütleyen bu sözlere itibar etmek pek doğru olmasa gerek. Hele hele sosyalist hareket ve bu hareketin örgütlü özneleri söz konusu olduğunda gamsızlık ya da vurdumduymazlık hiç savunulabilir mi?
Elbette savunulamaz. Zaten savunan da yok ya da biz görmedik. Gelgelelim, sosyalist hareketteki öznelerin gamsızlıktan fersah fersah uzak, tersine gereğinden fazla ince eleyip sık dokuyan, aşırı vesveseci ve alert halleri doğrusunu söylemek gerekirse biraz tuhaf kaçıyor. Titizlik iyi de, son dönemde şunları çok sık duymaya başladık:
İşte o zaman biteriz
Bu resmen intihar olur
Az kalsın batıyorduk
Cümle âleme rezil oluruz
Sahi, işler bu kadar dramatik boyutlarda, kıldan ince kılıçtan keskin bir çizgide mi yürüyor?
Tekil kişiler bir yana, sosyalist hareketin yakın tarihinde hangi örgütlü özne vezirken rezil olmuş ya da tersine en öne çıkıp başkalarına geriden nal toplatmıştır?
Mensupları biz bu dükkânı kapatıyoruz demedikçe az çok ciddi denebilecek hangi örgüt gerçekten bitmiş ya da batmıştır?
Sonra, bitiren ya da batıran merci kimdir, nedir?
Akla iki olasılık geliyor.
Birincisi, bu ülkede kredi puanlama şirketlerine benzer, solun uzmanlarından oluşan bir yüksek kurul vardır. Bu kurul, soldaki örgütlü öznelerin her hareketini izlemekte, inceden inceye tartmakta, sonunda notunu vermektedir. Daha ötesi kimilerini bitirip batırmakta, sen artık ölü bir örgütsün demektedir.
Ancak böyle bir kurul yoktur; ya da vardır da biz bilmiyoruzdur.
İkinci olasılık: Kurul olmasa bile, bu ülkede gözlerini sosyalist örgütlere diken milyonlarca insan vardır. Bu insanlar sosyalist örgütlerin dışındadır; seçimlerde sosyalist örgütlere hiç oy vermemiş, sosyalistlerin eylemlerine hiç katılmamıştır. Ancak buna rağmen o kadar donanımlı, bilgili ve bilinçli, o kadar titiz ve duyarlıdır ki en küçük hatayı bile affetmemekte, sosyalist örgütleri onlar bitirip batırmaktadır
Böylesi bir bilinç ve yetkinlikle dışarıda durup ona buna not vereceklerine birine katılsalar, hiç olmazsa seçimlerde oy verseler ya
Olmaz işte; yapmazlar Sadece not verirler, bitirirler ya da batırırlar!
Bu da biraz sürrealist bir kurgu oluyor.
***
Bu durumda, gamsızlığı, tasasızlığı savunup sosyalist örgütlere herkes kafasına göre takılsın mı demiş oluyoruz?
Meramımız elbette bu değil.
Sosyalizmin iktidar için verdiği mücadelenin öyle kritik uğrakları olur ki özne artık her kimse vezir olup iktidara uzanabilir ya da tersine rezil olup batabilir, kitlelerin gözünde itibarını büsbütün yitirebilir.
İkisi de olabilir. Ancak Türkiye sosyalist hareketi bugün bu anlamda kritik bir uğrakta değildir; henüz bu eşiğin altındadır.
Eşiği aşmak için de girişken, cesur ve cüretkâr olunması gerekmektedir.
Evet, bugün sosyalistlerin zincirlerinden başka kaybedecekleri bir şey yoktur.
Ve o zincirler de mevcut sosyalist topluluktaki sen, ben ve bizim oğlanın koyduğu zincirlerdir.
Yoksa halkın, milyonlarca emekçinin koyduğu zincirler değil
TKP bölündükten sonra, her ne kadar KP ve HTKP'den birbirlerini yaralayıcı eleştiriler gelmese de, özellikle HTKP kanadından KP'ye ayrışmanın nedenlerine ilişkin göndermelerde bulunmak alışkanlık veya gereklilik haline geldi. Çulhaoğlu'nun bu yazısı da bu yönde bir yorum şeklinde değerlendirilebilir. HTKP öteden beri TKP'nin bir eşiğe geldiğini, Haziran'dan sonra artık bu eşikte durmanın partiyi durağanlaştıracağını,bundan böyle kitleyle daha fazla temasa geçilmesini, sokak hareketlerine katılmak gerektiğini ancak bu yolla eşiğin aşılabileceği ve toplumsal bir güç haline gelinebileceği yolunda yaklaşımlara sahipler. Yazının içinde böyle bir cümle var:
Eşiği aşmak için de girişken, cesur ve cüretkâr olunması gerekmektedir.
Çulhaoğlu burada yine ayrışmaya değinmiş olabilir.
Fazla mı spekülatif olur bilmiyorum ama, bana öyle geliyor ki, HTKP'nin görüşü BHH'nin seçimler konusunda ''cüretkar bir tavır'' almasından yana gibi... Yanılıyor olabilirim. Yazı belki gerçekten KP'ye göndermeyle ilişkilidir.
''Yakında anlaşılır'' deyip, beklemeye geçelim.
Çok kalmadı!
Bu ileti en son melnur
tarafından 01.03.2015- 17:48 tarihinde, toplamda 1 kez değiştirilmiştir.
Evelemece gevelemece. Çulhaoğlu'nun ne dediği belli değil ki. Bir araba boş laf. Sonra da emekçi halk neden peşimizden gelmiyor, gelmesi için atak olalım v.b. Arkadaş, sen önce halkın anlayacağı dilden ve eveleme geveleme yapmadan konuş. Yoksa "kredi puanlama şirketleri" notunu mu kırar? Ne bu saçmalıklar ya...
Sitemiz Bir Paylasim
Forum sitesidir Bu nedenle yazı, resim ve diğer materyaller sitemize
kayıtlı üyelerimiz tarafından kontrol edilmeksizin eklenebilmektedir. Bu
nedenden ötürü doğabilecek yasal sorumluluklar yazan kullanıcılara
aittir. Sitemiz hak sahiplerinin şikayetleri doğrultusunda yazı ve
materyalleri 48 Saat içerisinde sitemizden
kaldırmaktadır.
Bildirimlerinizi info@solpaylasim.com adresine
yollayabilirsiniz.