SolPaylaşım  
Ana Sayfa  |  Yönetim Paneli  |  Üyeler  |  Giriş  |  Kayıt
 
OTURUYORSAN KALK; AYAKTAYSAN YÜRÜ; YÜRÜYORSAN KOŞ!
Yurt ve dünya sorunlarına soldan bakan dostlar HOŞGELDİNİZ .Foruma etkin katılım yapabilmeniz için KAYIT olmalısınız.
Yeni Başlık  Cevap Yaz
Seçimler yaklaşırken…           (gösterim sayısı: 2.902)
Yazan Konu içeriği
Üye Profili boşluk
denizcan
[ devrimci ]

Varsayılan Kullanıcı Resmi
Kayıt Tarihi: 24.12.2013
İleti Sayısı: 2.431
Konum: Trabzon
Durum: Forumda Değil
İletişim E-Posta Gönder
| Özel ileti Gönder


Konu Yazan: denizcan
Konu Tarihi: 03.03.2015- 10:57


Seçimler yaklaşırken…-Haluk Yurtsever  

Bağımsız bir hareket olarak kalmak mı, ittifak mı? Sandık mı, sokak mı? Dağılmamak için ne yapmamalı? Bu gücümüzle, seçim, taktik filan derken, devrimci programlarımızdan ilkelerimizden uzaklaşır, düzen restorasyonunun bir parçası olur muyuz?

Yanlış soruların doğru yanıtları olmaz. Konumunu ve tutumunu ne yapmamalı üzerinden tanımlayan bir topluluk ortaya siyasal bir iddia koyamaz. “Öcüler, ham ederler” sendromuyla siyaset yapılamaz. Hedef olmamak için ayağa kalkmayan, iyi nişan alamaz.

Siyasal ve örgütsel bağımsızlığın güvencesi, temel hedef ve ilkelere bağlılıktır. Doğrultu tutarlılığıdır. Siyasal ve örgütsel bağımsızlık, ittifakın engeli değil, ön koşuludur. Bağımsız olmayan ittifak yapamaz; “iltihak” eder.

Sonra, siyasette güç göreli ve değişkendir. Ülke çapındaki bir siyasal taraflaşmada, sınırlı bir güç, ağırlığını hangi kefeye koyacağına bağlı olarak, sonuç değiştirecek kadar etkili de olabilir, var olan gücünü “hiç”e de indirebilir.

Sosyalistlerin seçimlerle ilgili bir tutum belirlerken sorması gereken doğru sorular kanımca şunlardır: Nasıl bir siyasal ortamdan geçiyoruz? Söylemimizle ve eylememizle, koşulları emekçi kitleler ve sosyalizm mücadelesi açısından olumlu doğrultuda değiştirecek en güçlü etkiyi, nasıl, ne yaparak sağlayabiliriz?

***

2015 itibariyle, 13 yıllık bir sürecin egemenler ve karşıtları açısından kritik bir dönemecine girmiş durumdayız. Ana eğilimleri doğru saptamak, güncelliğin ötesindeki tarihsel işaretleri ayırdetmek, sınıfsal bir yön duygusuyla müdahale edilecek hassas noktaları belirlemek, sonuç olarak kaotik dönemden koşulları lehimize değiştirerek, sol, sosyalist hareketimizi güçlendirerek çıkmak için doğru yol ve yöntemi bulmaya çalışıyoruz. Kolay olduğunu söyleyemeyiz. Kolay değil; çünkü yalnız güçler değil, zihinler de dağınıktır. Bin bir türlü restorasyon ve komplo teorileri ortalıkta cirit atıyor.

2015 dönemecinde, Türkiye siyaset yelpazesinin geleneksel kümeleri ve siyasal aktörleri kaygan bir zeminde yer değiştiriyor. Ayrışma ve yeniden gruplaşma sınıfsal bir eksende gerçekleşmiyor. Bu durum, sosyalistleri çift yönlü basınç altına alıyor. Örneğin “Kürt” başlığı sol içinde bir ayrışma hatta kutuplaşma ekseni olurken, “laik devlet-seküler toplum” mücadelesi, solcuları, ya da Kürt ve Türk sekülerlerini birleştiremiyor. Eski rejimin muktedirleri ve muhalifleri “vatan” için bir araya gelirken, AKP karşıtları toparlanamamış oluyor. AKP karşıtlığının siyaset yapmaya yetmediği bir yerdeyiz.  

Solun müdahale alanı tam da burada, toplum çapında ayrışma, taraflaşma ve birleşme çizgisini sınıfsal, halkçı bir eksene oturtma noktasındadır.

***

Gezi/Haziran, temsili demokrasinin, sandık despotluğunun demokratik ve meşru alternatifi olarak, tek adam diktatörlüğüne eylemli, yığınsal yurttaş tepkisi olarak ortaya çıktı. Haziran Hareketi de, seçimlere endeksli bir hareket olarak oluşmadığını, temel işlevinin,   belirlenmiş mücadele başlıkları üzerinden birleşik toplumsal bir hareket oluşturmak olduğunu duyurdu. 27-28 Aralık 2014 Türkiye toplantısında Türkiye Meclisi’ni ve tüm yerel meclisleri emekçilerin hak ve istemlerinin en katılımcı biçimde ortaya çıkarılması, kamuyla paylaşılması ve uğrunda mücadele yürütülmesi için göreve çağırdı. Meclislerin bir tür halk yasama birimleri olarak çalışması öngörüldü.

Haziran, belirlediği ilke, hedef ve yöntemlerle yoluna devam etmeli, örneğin, iç güvenlik paketini püskürtmek, seçim dönemi boyunca ortaya çıkacak yeni durumlara uygun talepler çevresinde dinamik bir mücadele cephesi örgütlemek için elinden gelen her şeyi yapmalıdır.

Öte yandan, bu kritik dönemeçte, sonuçları tüm toplum için, bu ülkede yaşayan tüm insanlar için yaşamsal önem taşıyacak seçimlerde net ve sonuca etkili tutum almayarak durumları idare etmeye çalışmak, kenarda kalmak anlamına gelecek, Haziran cephesinde onarılması çok zor yaralar ve yarılmalar açacaktır.

Bugüne dek bir örgütler toplamı konumunu aşamayan, bileşimi bakımından homojen olmayan, katılımcılarını aktif özne konumuna taşıyamayan ve kaçınılmaz olarak bileşenlerinin zaaflarını barındıran Haziran’ın birliğini koruyarak herhangi bir partiyle, belli ilke ve hedefler üzerinde anlaşarak, parlamentoya temsilciler göndermeyi de içeren bir seçim ittifak ya da işbirliğine gitmesinin mümkün olmadığı ortaya çıkmıştır.

Seçim dönemi boyunca ne söyleneceği, 7 Haziran günü sandığa hangi pusulanın atılacağı hakkında ise açık siyasal tutum gerektiğini düşünüyorum. Birkaç yerde gösterilecek bağımsız adaylarla, ya da “dayanışma” türü diplomatik beyanlarla durum geçiştirilemez. Böyle bir tutumu kimse de ciddiye almaz.

Bence, sosyalistler, solcular olarak seçim günü neye göre oy vereceğimizi belirlememiz, bize kulağı açık olanlara da önermemiz gerekiyor. Tutum netleştirici iki soru var: Birincisi, AKP’nin alacağı oyu, aldığı oyla meclise göndereceği vekil sayısını en aza indirecek, böylece başkanlık rejimine geçişi bloke edecek seçenek hangisidir? İkincisi, yüzde 10 barajını yıkılmasına hizmet edecek seçim sonucu nedir? Bu sorular yol açacakları sonuçlar nedeniyle son derece kritiktir.

Soruların yanıtları içinde. Oyla desteklenecek özne ile ilgili “ama”lar olabilir. HDP’nin toplum önünde ne dediği, ne yaptığı, kimle hangi mesafede olduğu üzerine ilerletici bir tartışma yürütülebilir. Kamuoyu önünde, diktatörü “başkan” yapmaya destek vermeme sözü istenebilir vb. Seçim aritmetik ve cebrinden çıkarılacak en iyi sonuç konusunda alternatif öneri getirmeden “ama” diyenlerle ise tartışma bile yürütülemez.

Son bir not, sosyalistlerin, Haziran Hareketi’nin, 30 Mart 2014 seçimlerinde ortaya çıkan sandık güvenlik gönüllüleri örneğini dikkate alarak,   seçimde yurttaşın oyunun çalınmaması için aktif, bilgili, eğitilmiş bir sandık müdahale gücü, bir veri ve denetim merkezi örgütlemeleri çok doğru ve yerinde olacaktır.

Tartışmayı daha sürdürürüz.



Cvp:
Yazan Cevap içeriği
Üye Profili boşluk
umut
[ umut yarın ]
Yasaklı
Varsayılan Kullanıcı Resmi
Kayıt Tarihi: 12.09.2013
İleti Sayısı: 3.105
Konum: Gizli
Durum: üye uzaklaştırılmış
İletişim E-Posta Gönder
| Özel ileti Gönder


Cevap Yazan: umut
Cevap Tarihi: 03.03.2015- 11:25


Haluk Yurtsever daha önceki seçim yazısında daha farklı bir yorum yapmıştı. Aradan geçen zaman yorumunda değişikliğe yol açmış. Bu gidişle daha sonraki yazı biraz daha farklı olur. Seçim öncesindeki son yazısını toparlamak için yazar.



Cvp:
Yazan Cevap içeriği
Üye Profili boşluk
melnur
[ Gelenek ]
Kurucu
Varsayılan Kullanıcı Resmi
Kayıt Tarihi: 02.08.2013
İleti Sayısı: 11.438
Konum: İstanbul
Durum: Forumda Değil
İletişim E-Posta Gönder
| Özel ileti Gönder

53 kere teşekkür edildi.
37 kere teşekkür etti.
Cevap Yazan: melnur
Cevap Tarihi: 03.03.2015- 22:58


Evet, Haluk Yurtsever bu kez gri alanda kalmış Yanılmıyorsam ilk yazısında açıkça HDP'nin desteklenmesi gerektiğini yazmıştı. Bu yazıda biraz daha özenli bir saptamada bulunuyor:

Bugüne dek bir örgütler toplamı konumunu aşamayan, bileşimi bakımından homojen olmayan, katılımcılarını aktif özne konumuna taşıyamayan ve kaçınılmaz olarak bileşenlerinin zaaflarını barındıran Haziran’ın birliğini koruyarak herhangi bir partiyle, belli ilke ve hedefler üzerinde anlaşarak, parlamentoya temsilciler göndermeyi de içeren bir seçim ittifak ya da işbirliğine gitmesinin mümkün olmadığı ortaya çıkmıştır.

Haluk Yurtsever gibi donanılı bir solcu aydın bu gerçeği çok daha önceden görebilmeliydi. BHH bu somut gerçek nedeniyle seçimlerde herhangi bir partiyi destekleme kararı alamazdı ve almadı. Dahası, kuruluş aşamasında açıkladığı ilkelere yakın bir siyasi partinin de ortada olduğu iddia edilemezdi.

Tespitin doğru olduğunu söylemiştik, sonrasında yazdıkları ise yine eski yorumunda ısrarı ima ediyormuş gibi.

Seçim dönemi boyunca ne söyleneceği, 7 Haziran günü sandığa hangi pusulanın atılacağı hakkında ise açık siyasal tutum gerektiğini düşünüyorum. Birkaç yerde gösterilecek bağımsız adaylarla, ya da “dayanışma” türü diplomatik beyanlarla durum geçiştirilemez. Böyle bir tutumu kimse de ciddiye almaz.

Yurtsever'in bu ısrarı ilk söylediyle çelişkili. Homojen bir yapı özelliğini henüz sağlayamamış olan ve belki de hiç sağlayamayacak olan BHH'nin böyle bir deklerasyon yayınlayacağını düşünmüyorum. Bugün açıklanan kararda bir değişiklik olmayacaktır ve olması da beklenmemelidir.

Yurtsever bir sonraki yazısında sanırım gönlünden geçen partiyi desteklediğini açıklayabilir; hiç sakıncası yok.






Yeni Başlık  Cevap Yaz



Forum Ana Sayfası

 


 Bu konuyu 1 kişi görüntülüyor:  1 Misafir, 0 Üye
 Bu konuyu görüntüleyen üye yok.
Konuyu Sosyal Ortamda Paylas
Benzer konular
Başlık Yazan Cevap Gösterim Son ileti
Konu Klasör Beka yaklaşımından Öcalan açılımına... melnur 0 2065 17.05.2019- 20:32
Konu Klasör Belediye seçimleri yaklaşırken, ne yapmamalı. melnur 1 338 15.01.2024- 08:51
Konu Klasör TKH ve seçimler üzerine... melnur 4 4001 20.04.2019- 02:22
Konu Klasör Milliyetçiliğe önyargılardan uzak bir yaklaşım. melnur 10 7834 01.10.2020- 08:32
Konu Klasör Bir kez daha seçimler ve solumuz üzerine... melnur 12 10874 22.06.2019- 10:34
Etiketler   Seçimler,   yaklaşırken…
SOL PAYLAŞIM
Yasal Uyarı
Sitemiz Bir Paylasim Forum sitesidir Bu nedenle yazı, resim ve diğer materyaller sitemize kayıtlı üyelerimiz tarafından kontrol edilmeksizin eklenebilmektedir. Bu nedenden ötürü doğabilecek yasal sorumluluklar yazan kullanıcılara aittir. Sitemiz hak sahiplerinin şikayetleri doğrultusunda yazı ve materyalleri 48 Saat içerisinde sitemizden kaldırmaktadır.
Bildirimlerinizi info@solpaylasim.com adresine yollayabilirsiniz.
Forum Mobil RSS