SolPaylaşım  
Ana Sayfa  |  Yönetim Paneli  |  Üyeler  |  Giriş  |  Kayıt
 
OTURUYORSAN KALK; AYAKTAYSAN YÜRÜ; YÜRÜYORSAN KOŞ!
Yurt ve dünya sorunlarına soldan bakan dostlar HOŞGELDİNİZ .Foruma etkin katılım yapabilmeniz için KAYIT olmalısınız.
Yeni Başlık  Cevap Yaz
HDP sol değildir. Delikanlı doğruyu söylemiyor...           (gösterim sayısı: 3.206)
Yazan Konu içeriği
Üye Profili boşluk
ayhan
[ .... ]

Varsayılan Kullanıcı Resmi
Kayıt Tarihi: 05.12.2013
İleti Sayısı: 1.076
Konum: Tekirdağ
Durum: Forumda Değil
İletişim E-Posta Gönder
| Özel ileti Gönder


Konu Yazan: ayhan
Konu Tarihi: 03.05.2015- 18:00


HDP sol değildir. Delikanlı doğruyu söylemiyor...

Türkiye’de solun şah damarı HDP oluyor demek. Haziran seçimlerinde sol mührü basacaklarmış. Ne bu şimdi? İllüzyon mu? Delikanlı doğruyu söylemiyor. Türkiye’nin sol damarı pıhtı attı. Hasan Vasfi Altay yazdı...

Resim Ekleme

HDP Genel Başkanı Selahattin Demirtaş “Türkiye'de ana akım sol damar, artık HDP üzerinden yürüyecek. Bence bu netleşmiştir. 2015 seçimlerinde de bunun mührünü basacağız” dedi.

Türkiye’de solun şah damarı HDP oluyor demek. Haziran seçimlerinde sol mührü basacaklarmış. Ne bu şimdi? İllüzyon mu? Delikanlı doğruyu söylemiyor. Türkiye’nin sol damarı pıhtı attı. Sosyal demokratlar, sosyalistler ve komünistler bir araya gelemiyor. Birleşik Haziran Hareketi dahi beklediğimiz coşkuyu yaratamadı. HDP aklı sıra bu boşlukta rol kapacak. Demirtaş aynaya bakarak “Ben solcuyum” diyemez. Sol demek emekçilerden yana olmak demek. Sınıf mücadelesi ve sendikal hareket demek. Özgürlük, aydınlanma ve demokrasi demek.

HDP’nin Kürt meselesi dışında bir konuya odaklandığına tanık olmadık. Emperyalist ABD’yi Irak ve Suriye savaşı nedeniyle kınamazlar. Filistin sorunu için İsrail’e tepki koymazlar. Küba’ya, Venezuela’ya, Bolivya’ya destek çıkmazlar. DİSK ve devrimci sendikalarla dirsek teması kurmazlar. Mustafa Suphi’yi, Şefik Hüsnü’yü, Hikmet Kıvılcımlı’yı, Mihri Belli’yi hiç anmazlar. Marksist ekonomi-politiği, Sovyet ve Çin devrimlerini etüt etmezler. Türkiye’nin geleceğine dair sol çözümlemeleri yoktur. Bu arada, Gezi eylemlerine “Kürt meselesini örtüyor” diyerek tepki koymuşlardı. Bu ne menem bir sol tosunum? Solda olmak fiziksel bir konum değil ki. Neticede, bir insanın sol testisi de soldadır.

HDP MECLİS'E GİRECEKTİR

Partide Sırrı Sakık gibi aşiret liderlerinin yanı sıra, İslamcı Altan Tan, eski ülkücü, yeni İslamcı Hüda Kaya gibi isimler var. Hiçbirinin solla uzak yakın ilgisi yok. HDP yönetimi, aşiret lideri, AKP kurucusu ve eski AKP Genel Başkan Yardımcısı Dengir Mir Mehmet Fırat’ı da ekibe katmakta bir beis görmemiştir. Eski AKP’li Dengir sosyalist veya sosyal demokrat olduysa haberimiz yok. Partiyi Dengir Mir Mehmet de kesmeyince, Taraf Gazetesi yazarı ve AKP’nin akil adamı Mithat Sancar’ı milletvekili adayı yaptılar. HDP’de numunelik yek solcu Ertuğrul Kürkçü var. Bu Ertuğrul, yani eski DEV-GENǒli Ertuğrul’umuz emek mücadelesinin bir teorisyeni, devrimci Türkiye’nin gürül gürül çağlayan sesi olabilirdi. Lakin, Kızıldere’den sonra lal mı oldu, bilemiyorum; sesi soluğu pek çıkmıyor. Arada kem küm mahiyetinde kısa, kesik konuşmalar yaparak HDP içerisindeki garip puzzle’ı tamamlıyor. HDP meclise girecektir. Benim kanaatim bu yönde. Barajı geçince doğuda AKP’yi kazıyacaktır. Hal böyle olursa biz de sevindirik oluruz. Ama mesele burada bitmiyor. AKP ile koalisyon olasılığı sorulduğunda Selahattin Demirtaş’ın basına verdiği yanıt manidardır: “Memleketi hükümetsiz bırakmayız”.

MÜFTÜOĞLU HDP'YE MESAFELİ DURUYOR

En büyük korkumuz hükümetsiz kalmaktı Selahattin. Ağzına sağlık. Hülasa, devrimci Selahattin Demirtaş bir AKP-HDP koalisyonuna açık kapı bırakıyor. İki devrimci! parti (AKP-HDP) başkanlık-özerklik meselesinde al takke ver külah yaparak memleketi yönetirlerse bize yine esmer günler kısmet olacak. Selahattin, canım ciğerim, Gezi’ye katılsaydınız sol kimliğinizi belki biraz etüt ederdik. Bu bağlamda Berkin Elvan’a ve Ali İsmail Korkmaz’a bile uzaksınız. 17-25 Aralık yolsuzluk iddialarına kallavi bir tepki verip emekçi halkın çıkarlarını savunsaydınız oturup sizi düşünürdük biraz. Sözü uzatmayalım. Netice itibarıyla, bu Demirtaş’ın ideolojik bir derdi yok dostlar. Siyasi manada donanımsız birisi. Sol felsefeye Fransız. Evrensel sol değerleri savunan bir partide asla bir sandalyesi olamaz. Kürt meselesi argümanıyla, çocuk yaşta HDP’ye lider oldu. Selahattin kardeşimiz her telden çalacak ve boş atıp dolu tutacak. Oğuzhan Müftüoğlu üstadım bu bağlamda HDP’ye mesafeli duruyor.

Yakın zamanda “Kürt hareketi etrafında birleşmek doğru bir fikir değil” dedi. Aynı çizgideyim. Kürt siyasetine hasım değiliz. Ama HDP ile müttefik olmak durumunda da değiliz. Türkiye’nin sol davası Kürt hareketinden çok daha büyük ve daha eski bir davadır. Kürt sorununu da ancak bu sol birikim çözebilir. Birleşik Haziran Hareketi tekrar bir ivme kazanmalı, halkı kucaklamalı. Kusura bakma Selo can; ben size oy vermeyeceğim. Size entelektüel bir katkı sunmayacağım. Ne yapacaksanız bensiz yapacaksınız. Zira, yolunuz devrimci bir yol değil, HDP de sol değil.

  Hasan Vasfi Altay

Odatv.com



Cvp:
Yazan Cevap içeriği
Üye Profili boşluk
denizcan
[ devrimci ]

Varsayılan Kullanıcı Resmi
Kayıt Tarihi: 24.12.2013
İleti Sayısı: 2.431
Konum: Trabzon
Durum: Forumda Değil
İletişim E-Posta Gönder
| Özel ileti Gönder


Cevap Yazan: denizcan
Cevap Tarihi: 04.05.2015- 14:20


7 Haziran Sonrasında HDP ve Sosyalistler

Cihan Keskin - İleri Forum

Cumhuriyetin aydınlanmacı değerlerine sahip çıkmak, her sosyalist, devrimci örgütün tartışmasız gündemindeki en önemli sorundur. Haziran 2013 direnişi de, AKP gericiliğinin bu değerlere saldırısının tepkisi olarak ortaya çıktı.

Kürt siyasetinin 35 yıllık mücadelesi de aynı şekilde sosyalist siyasetin en önemli başlıklarından birisidir.

Sosyalist siyaset, 12 Eylül darbesinin karanlığından çıkıp kendisini yeniden şekillendirirken bu iki yakıcı mücadele başlığı, siyasetlerinin ana gövdesi oldu.

Ne var ki, sosyalist hareket bu iki başlığın geleneksel siyasi öznelerinin gücü ve alan kapatmaları nedeniyle kendi bağımsız hattına bu gerilimlerin enerjisini katamadı ve Kürt siyaseti ile CHP’ye verdiği ideolojik desteği kendi örgütlenme alanına taşıyamadı.

Kürt siyaseti ve CHP’nin ülke siyaseti üzerindeki politikalarının çatışması ise solu iki özne arasında salınır hale getirdi.

Örneğin Kürt Siyasi Hareketi ve CHP, 12 Eylül 2010 Referadumu’na boykot ve hayır seçeneğiyle girince sosyalistler bu iki siyaset arasında ayrıştı.

Anılan referandumda liberallerin 'yetmez ama evet' kampanyasının solla arasındaki bağı kopartması ise referandumun en önemli kazancı oldu. Siyasette sadeleşmenin önü açıldı.

Sosyalist siyasetin özneleri, 7 Haziran Seçimleri’ne de aynı siyasetlerin, özellikle de HDP’nin siyasal konumlanışının destekçisi olarak girmektedir.

Bu seçim siyasetinin ardından sosyalist sol ancak HDP ile olan ilişkisini bağımsızlaştırırsa, etkisiz kaldığı 7 Haziran Seçimi’nden tıpkı 2010 referandumundaki gibi kazançla çıkmış olur.

Bağımsızlaşmadan kastım; liberallerle olduğu gibi “artık herkes kendi yoluna gitsin” değil elbette.

Kastım Kürt siyasetine artık “bizim varlık nedenimizi sadece size destek vermek olarak sınırlandırdığınız bakış açısını değiştirin” demektir.

Sosyalist sol 8 Haziran'da bunu yapmazsa, 8 Haziran sonrası görünen kaotik ortamda yeniden bu iki hareketin liberal demokrasisi ve radikal demokrasisi arasında patinaj yapar duruma düşecektir.

HDP’nin pragmatist siyaseti, zaman zaman AKP ya da bir başka burjuva siyasal aktör ile örtüşebilir. Kürt siyasal hareketi, bu örtüşme zamanlarında sosyalist siyaseti yanında görme talebinden vazgeçmelidir.

HDP ana dilde eğitim gibi temel bazı politikalarında sosyalist solu elbette yanında görmek isteyebilir, üstelik bu desteği de her zaman alacaktır. Desteğin dışında sol'un görevidir de bu.

Sosyalist sol artık HDP’ye; “AKP'nin Türkiye’ye dayattığı yalnızca Kürt halkının hak gaspı değil, Türkiye’nin bütününe dayattığı İslami yaşam tandanslı otoriterlik siyasetidir ve bu iki başlık birbirinden kopartılamaz" demelidir.

HDP'nin ezilen-ezen arasındaki mücadele hattının, emek sermaye çelişkisi başlığında ortaklaştırılmasının ayakları oluşturulmalıdır. Bu başlık için örnek olsun, Kürt siyasal hareketine şu söylenebilir:                                                          

“Türkiye'nin her yerinde inşaatlarda çalışan Kürt kökenli emekçiler taşaronlaşma politikaları ile katmerlenmiş bir sömürü sistemiyle karşı karşıyalar. Kimlik siyasetinin yanında taşeronlaşma karşıtlığını koyup örgütlenme politikaları üretelim!”

Sosyalist siyaset, Rojava ve Kobane’deki Kürt siyasal oluşumlarının mücadelesini ikirciksiz olarak desteklemiştir. Kürt siyaseti de, AB ve ABD ile olan ilişkilerini yeniden gözden geçirmeli, en azından bizim bu konudaki siyasallaşmış duyarlılıklarımızı gözetmelidir.

Hakan Fidan’ın MİT Müsteşarı olarak kalması HDP açısından gerekli ve değerli olabilir. Bizim bu konudaki en hafif deyimle bilgiye dayalı tedirginliğimizi gözetmeden 'çözüm süreci' başlığıyla bize yaklaşılmamalıdır.

Cumhurbaşkanlığı seçimlerinde Selahattin Demirtaş, Kürt siyasetinin mücadele başlıklarını başarılı bir dille solun duyarlılıklarıyla birleştirmişti.   Bu söylemi ile de sosyalist solun önemli kesiminin de desteğini aldı. Oysa seçim sonrasında kimi sol duyarlılıklarının da adayı olduğunu unutup Tayyip Erdoğan'ı alkışlayabildi.

Demirtaş, burjuva siyasetinin dehlizlerinde bu alkışı centilmenlik olarak adlandırılabilir.

Ama unutulmamalıdır ki,   bizim AKP ve Tayyip Erdoğan karşıtlığımız burjuva siyasetinin dehlizlerine sığmaz. Olabilecek en eşitsiz şartlarda seçim kazanan AKP ve lideriyle hesabımız bir seçimle ve o seçimin sonucuyla bitmez ve bu karşıtlık bir sonraki seçime kadar da rafa kaldırılmaz.

7 Haziranda HDP'nin barajı aşması dileğiyle.



Cvp:
Yazan Cevap içeriği
Üye Profili boşluk
abbas
[ emeğin gücü ]

Varsayılan Kullanıcı Resmi
Kayıt Tarihi: 21.12.2013
İleti Sayısı: 830
Konum: Ankara
Durum: Forumda Değil
İletişim E-Posta Gönder
| Özel ileti Gönder


Cevap Yazan: abbas
Cevap Tarihi: 05.05.2015- 17:48


Emperyalizme karşı çıkmayan, AB'yi savunan, AKP gerici bir partiyi her sıkıştığında kurtaran, bölgede islam kardeşliği toplantıları yapan, kürt milliyetçiliği temelinde etnik siyaset yapan bir partiye sol bir parti diyen varsa solculuktan istifa etmeli. Demirtaş bile etnik siyaset yaptıklarını itiraf etmişken bu partiye oy verilmesini solculuk sananlar da soldan istifa etmeli. Erdoğan cumhurbaşkanı olarak meclise geldiğinde ayakta alkışlayanlar, Haziran direnişini darbe olarak sıfatlandıranlar, Erdoğan ve AKP'yi bir türlü anlayamayanlar mı solcu sayılacak?

HDP BDP'nin sol maske takmış uzantısıdır. Aralarında hiç fark yoktur. Kürt hareketinin öyle Türkiye partisi olmak gibi bir derdi de yoktur. Onlar bildikleri yolda devam ediyorlar. AKP'nin gerilemesini isteyenler bize oy versin diyen DEmirtaş daha sonra kendisine sorulan soruya AKP ile koalisyon yapmayız diyebildi mi? Bu konuda Kılıçdaroğlu kadar olamadı. Bu parti solcu, CHP faşist öyle mi? Daha aklımızı kaybetmedik!



Yeni Başlık  Cevap Yaz



Forum Ana Sayfası

 


 Bu konuyu 1 kişi görüntülüyor:  1 Misafir, 0 Üye
 Bu konuyu görüntüleyen üye yok.
Konuyu Sosyal Ortamda Paylas
Benzer konular
Başlık Yazan Cevap Gösterim Son ileti
Benzer konu yok
Etiketler   HDP,   sol,   değildir.,   Delikanlı,   doğruyu,   söylemiyor.
SOL PAYLAŞIM
Yasal Uyarı
Sitemiz Bir Paylasim Forum sitesidir Bu nedenle yazı, resim ve diğer materyaller sitemize kayıtlı üyelerimiz tarafından kontrol edilmeksizin eklenebilmektedir. Bu nedenden ötürü doğabilecek yasal sorumluluklar yazan kullanıcılara aittir. Sitemiz hak sahiplerinin şikayetleri doğrultusunda yazı ve materyalleri 48 Saat içerisinde sitemizden kaldırmaktadır.
Bildirimlerinizi info@solpaylasim.com adresine yollayabilirsiniz.
Forum Mobil RSS