Bu fotoğraf faşizmin görünen yüzü. Bir de görünmeyen yüzü var. Nusaybin'de insanlar dört gündür dışarı çıkamıyor. AKP iktidarında alışkanlık yaptı, insanları hapishanelere tıkmak yetmiyor şimdi de evlere tıkıyorlar. Kimse girip çıkamıyor, ne oluyor belli değil.
Bunlar tüm onurlarını, şereflerini, vicdanlarını yitirmişler. Egemenlerin bekçi köpekliğini yapmak bütün karakterlerini çürütmüş. Şimdi katlettikleri Hacı Birlik'in yerlerde sürüklenişinin videosunu izledim. Gündüzde bir videoda gazetecinin kafasına silah dayıyorlardı. Zaten 2 aydır çocuk, genç, yaşlı demeden herkes katlediliyor. Sokağa çıkmana da gerek yok. Evinin kapısı önünde tarıyorlar, evine havan mermisi atıyorlar. Bu katil sürüleri öldürülünce birde ağlanıyor yok emekçiler, yok kızı var yok bilmem ne diye. Bu insanlığını yitirmiş, saray soytarılarına ne yapılsa haktır, meşrudur.
Demokrat denen AKP'nin de ne halt olduğu artık iyice anlaşılmıştır herhalde. Yok AKP çözüm getirecekmiş de, analar ağlamayacakmış da bilmem ne. Alın işte geldiğimiz nokta 1990'lar dan da beter. Bunu HDP'li vekiller kendi ağzıyla söylüyor. Ama akıllandılar mı sanmam. 20-25 yıldır düzenle uzlaşıp sisteme yerleşme politikalarından vazgeçilmiyor. Düzen inatla katlediyor Kürt halkını ama reformist Kürt siyaseti inatla uzlaşı peşinde koşuyor. Bugünkü sloganları ''İnadına Barış''ı inadına uzlaşı olarak tercüme edebiliriz. Seçim sonrası bu kadar katliam yapmış AKP yine iktidarsa olursa ki muhtemelen olacak yine uzlaşı peşinde koşacaklar.
Bu ileti en son proletersosyalist
tarafından 05.10.2015- 03:28 tarihinde, toplamda 4 kez değiştirilmiştir.
Şırnak'ta infaz edildikten sonra akrep aracına bağlanarak emniyete kadar yerlerde sürüklendiği iddia edilen Birlikin otopsisine giren Sarıyıldız, "Vücudu paramparçaydı, dayanamadım otopsiden çıktım dedi
Elçin Yıldıral
Şırnakın Dicle Mahallesinde özel harekat timlerinin siviller üzerine ateş açması sonucu Bayındırlık binası önünde Hacı Lokman Birlik isimli yurttaş yaralandı. Ayağından vurulan Birlikin yere düştüğü, daha sonra özel harekât timlerinin yanına gelerek infaz ettiği iddia edildi. Görgü tanıklarının anlatımına göre, Birliki öldüren polisler kafasına basarak fotoğraf çektirdi. Birlikin HDP Şırnak Milletvekili Leyla Birlikin eşinin kardeşi olduğu öğrenildi.
'Yüzünde çok sayıda mermi izi vardı'
HDP Şırnak Milletvekili Faysal Sarıyıldız, Birlikin karnı ve yüzünde çok sayıda mermi izi olduğunu belirterek, Çenesi dağılmış, karnı ve ayakları paramparçaydı. Daha fazla dayanamadım, otopsiden çıktım diye konuştu.Vurulduğu yere gittiklerini de kaydeden Sarıyıldız, Kanı hala yerdeydi, sürüklendiğini gösteren kan izleri duruyordu dedi.
İnfazı, Düşmanca duygularla yapılmış bir fiil olarak değerlendiren Sarıyıldız, olaya ilişkin meclise soru önergesi vereceklerini belirterek şöyle devam etti: Ancak bir netice alabileceğimizi düşünmüyorum. Çünkü şimdiye kadar bu tür katliamlara ilişkin çok sayıda soru önergesi verdik ancak hiçbirinden bir sonuca varamadık. Yargı idaresi teslim alınmış durumda. AKP hükümeti, nasıl yaparsanız yapın bunları sindirin demiş olmalı ki bu kadar cüretkâr davranabiliyorlar.
Halkın çok öfkeli olduğunu dile getiren Sarıyıldız, Halk çok ama çok öfkeli. Sabrı kalmadı. HDP olarak, bir arada eşit ve özgür yaşamaktan söz ediyoruz. Ancak halk bu söylediklerimize tepki gösteriyor artık. Hangi kardeşlikten söz ediyorsunuz, kardeş kardeşe bunu yapar mı diyerek, bizlere kızıyorlar diye konuştu.
Avuç içinden daha büyük yaralar vardı
Ailenin avukatı Büşra Demir, Birlikin otopsisine ilişkin bilgi verdi. Birlikin normal bir ateşli silahla sağ ayağından yaralandığını belirten Av. Demir, daha sonra etkisi daha büyük olan bir silah kullanıldığının anlaşıldığını ifade etti. Av. Demir şunları kaydetti: Birlikin burnundan çeneye kadar olan kısmı tamamen yoktu. Göğsünde avuç içinden daha büyük bir yara vardı. Kalçası tamamen parçalanmıştı, kalçasıyla beli arasındaki et dökülüyordu. Vücudunda sacmanın yol açtığı yaralar vardı. Bu yaraların daha büyük ve tahrip edici bir silahın neden olduğunu düşünüyoruz. Akrep aracının üzerinde bu tür yaralara yol açabilecek bir silah bulunuyor. Buradan da ateş edilmiş olabilir. Savcı da yaraların normal bir kurşun ile oluşmadığını fark etti. Yakın mesafeden ateş edildiğini gösteren emareler bulunuyordu.
İşte Lokman Birlik'in polis aracına bağlanarak metrelerce sürüklendiği an
HDP Şırnak Milletvekili Leyla Birlik'in kayın biraderi Hacı Lokman Birlik, polisin hendekleri kapatma gerekçesiyle düzenlediği operasyonda çıkan çatışmada öldürülmüştü. Birlik'in cesedinin polis aracının arkasına bağlanarak metrelerce sürüklendiğini gösteren fotoğrafı Twitter adresinden HDP Eş Genel Başkanı Selahattin Demirtaş paylaşmıştı. Bu paylaşımdan saatler sonra Birlik'in cesedinin akrep tipi zırhlı polis aracın arkasına bağlanarak sürüklendiği anın videosu ortaya çıktı.
HDP Milletvekili Leyla Birlikin kayınbiraderi Hacı Lokman Birlik, Şırnakta YDG-H mensupları ile güvenlik güçleri arasında çıkan çatışmada öldürüldü ve sonra cesedi zırhlı bir polis aracına bağlanarak yerlerde sürüklendi. Olayın görüntüleri bir troll hesabından sosyal medyada paylaşıldı.
Bir provokasyon zincirinin son halkası
Bu eylem, Hacı Lokman Birliki hangi nedenle olursa olsun sevenlerin duygusal yaşamlarına ve kişiliklerine yapılmış utanç verici ve kabulü mümkün olmayan bir saldırıydı. Kendisiyle aynı siyasi ve kültürel kimliği paylaşan çok büyük bir kitlenin varlığına karşı işlenmiş bir ahlak suçuydu bu Cenaze üzerinde mutlak hakka sahip aile bireylerinin ise hukukunu çiğnendi; onların kişilik haklarına ve ruhsal yaşamlarına tecavüz edildi.
Şırnakta yaşanan bu insanlık ayıbı, bir provokasyon zincirinin son halkasını teşkil ediyor.
İç savaş kışkırtıcılığı
18 Mayısta HDPnin Adana ve Mersin il binaları ile 5 Haziranda HDPnin Diyarbakır mitingini bombalı saldırıların hedefi olarak seçenlerin amacı, çatışmasızlık ortamını sona erdirmekti. Bu karanlık odaklar sonunda 20 Temmuzda Suruç katliamıyla amacına erişti. Şimdi ise ülkeyi yakmakta olan ateşe kendi cephelerinden odun taşımayı cesetlere saygısızlık ederek de sürdürüyorlar.
Hacı Lokman Birlikin cesedini boynuna ip bağladıktan sonra sokaklarda sürükleyen ve bir de bu yaptıklarını teşhir edenler güya devletin hizmetindeler ama düşmanlık ve nefreti körükleyen bu fiilleriyle aslında iç savaş kışkırtıcılığına hizmet ediyorlar.
Suç işlediler
Devlet, kendi otoritesine meydan okuyan vatandaşları ne yaparsa yapsın, bunlara müdahalesinde hukuka ve kendi yasalarına bağlı hareket ettiği nispette meşruiyetini korur. Bu bakımdan, devlet adına kurşun atanlar devletin yasalarını tanımaz hale gelmişlerse, bunları yasanın hizasına sokmak da devletin görevidir.
Ve nihayet, bir cesedin şahsında milyonlarca insanı tahkir edenler sadece ahlak ve gelenekleri değil, devletin yürürlükteki yasalarını da çiğnemişlerdir.
Bu görevliler, TCKnın kişinin hatırasına hakaret suçuna verilecek cezayı düzenleyen 130ncu maddesine göre cürüm işlemişlerdir.
TCKnın ilgili maddesinde şöyle deniyor: Bir kimsenin öldükten sonra hatırasına en az üç kişiyle ihtilat ederek hakaret eden kişi, üç aydan iki yıla kadar hapis veya adlî para cezası ile cezalandırılır. Ceza, hakaretin alenen işlenmesi halinde, altıda biri oranında artırılır.
Türkiyenin akibetiyle de ilgili bir tercih
Şimdi göreceğiz bakalım yargıya talimat vermeyi alışkanlık edinmiş siyasi iradenin kararı hangi yönde tecelli edecek?
Suçluların yasalar uyarınca cezalandırılması mı, yoksa bu olayın da üzeri örtülerek cezasızlık kültürünün alabildiğine güçlendirilmesi mi tercih edilecek?
Bu aynı zamanda Türkiyenin akibetiyle de ilgili bir tercih olacak.
Sitemiz Bir Paylasim
Forum sitesidir Bu nedenle yazı, resim ve diğer materyaller sitemize
kayıtlı üyelerimiz tarafından kontrol edilmeksizin eklenebilmektedir. Bu
nedenden ötürü doğabilecek yasal sorumluluklar yazan kullanıcılara
aittir. Sitemiz hak sahiplerinin şikayetleri doğrultusunda yazı ve
materyalleri 48 Saat içerisinde sitemizden
kaldırmaktadır.
Bildirimlerinizi info@solpaylasim.com adresine
yollayabilirsiniz.