SolPaylaşım  
Ana Sayfa  |  Yönetim Paneli  |  Üyeler  |  Giriş  |  Kayıt
 
OTURUYORSAN KALK; AYAKTAYSAN YÜRÜ; YÜRÜYORSAN KOŞ!
Yurt ve dünya sorunlarına soldan bakan dostlar HOŞGELDİNİZ .Foruma etkin katılım yapabilmeniz için KAYIT olmalısınız.
Yeni Başlık  Cevap Yaz
Suriye derinliği AKP'yi yuttu           (gösterim sayısı: 2.260)
Yazan Konu içeriği
Üye Profili boşluk
denizcan
[ devrimci ]

Varsayılan Kullanıcı Resmi
Kayıt Tarihi: 24.12.2013
İleti Sayısı: 2.431
Konum: Trabzon
Durum: Forumda Değil
İletişim E-Posta Gönder
| Özel ileti Gönder


Konu Yazan: denizcan
Konu Tarihi: 07.12.2015- 13:34


Suriye derinliği AKP'yi yuttu-İlker Belek


Olaylar büyük bir hızla akıyor. Gelişmeler neye işaret ediyor, değerlendirmeye çalışalım:

AKP’nin provokasyonu tutmadı

AKP Suriye sahnesinde tamamen devre dışı. Stratejik derinlikti, Yeni Osmanlıcılıktı, Şam’da namazdı derken Cerablus’ta “güvenli bölge”ye kadar gerilediler. ABD kara harekatına da, tampona da karşı çıkınca o iş de olmadı.

Bunun üzerine Türkmen Dağı’nı fethetmeye çalıştılar. Bölgeyi Rusya havadan Suriye karadan cihadçılardan temizleyince, hava sahası ihlalini gerekçe göstererek, rol kapmak adına Rus uçağını düşürdüler. Çaresizliktir.

ABD, hiç zaman geçirmeden, bu sorunun iki ülkeyi ilgilendirdiğini ve kendi aralarında barışçı yollarla çözmelerini beklediğini açıkladı. Ardından NATO’dan “tansiyonu düşürün” yaklaşımı geldi. Hava sahasının ihlali gerekçesinde Türkiye’ye verilen destek protokolerdir.

Buna karşılık, gayri resmi açıklamaların önemli kısmı, hava sahası ihlali olsa bile, Türkiye’nin “barışçıl” müdahale seçeneğini göz ardı etmiş olduğu noktasına vurgu yaptı. Sonuçta Rus uçağı konusu, ancak, AKP’nin iç politika malzemesi işlevi görebildi.

ABD AKP’ye güvenmiyor

ABD’nin Suriye müdahalesindeki amacı Esad’ı devirmek, Suriye’yi birkaç parçaya bölmek ve illaki kendisine bağımlı bir Suriye Kürdistan’ı yaratmaktı.

Esad direndi. Direndikçe Suriye halk mozayiğinin desteğini arkasına aldı. Halklar birleştikçe, Rusya BM düzeyinde Suriye’ye desteğini artırdı, işgale yönelik emperyalist önergeleri ard arda vetoladı.

Esad Şam ve Lazkiye çevresindeki kontrolünü giderek artırdı, güç biriktirdi. Suriye kuzeyi, ABD’nin planlarıyla uyumlu biçimde Kürtlerin eline geçti. Kürdistan’ın kurulması AKP ile ABD arasındaki gerilimi mimledi. YPG karada ABD’nin en güvenilir müttefiki haline geldikçe, ABD’nin en stratejik müttefiki Türkiye AKP yüzünden pozisyon yitirdi, yedeğe düştü.

Süreç böyle geliştikçe, AKP IŞİD’e kilitlendi, bu tercih ABD ile arasındaki gerilimi büyüttü, meşhur “98 km’lik hat”tın güvenliği sorunu böyle ortaya çıktı. Cerablus AKP’nin “güvenli bölge”si olamadı, ama, 98 km’nin güvenli hale getirilmesi problemi doğdu. ABD “bunu da biz yaparız” mealinde konuştu.

En nihayetinde, Rusya gerilimini düşürmek adına, o hat boyunca IŞİD’e yönelen hava operasyonlarından Türkiye çıkarıldı. Böylece   Suriye sahnesinde AKP için herhangi bir rol kalmamış oldu.

Rusya hakimiyet alanını genişletmeye devam ediyor


Rusya’nın Suriye sahnesinde kendisine baş rol biçmesi, ABD’nin bu rolde tutuk bir profil sergilemesine bağlı. Rusya, ABD’nin karşısına çıkmaya böyle cesaretlendi. ABD’nin Avrupa’nın doğusuna silah yığması Rusya’yı kabuğundan çıkmaya zaten mecbur bırakmıştı. Suriye’yi rüştünü kanıtlayacak alan olarak değerlendirmeye karar verdi.

Oyuna girişi çok yüksek perdeden gerçekleşti. Önce, ABD’nin gardını düşürecek ve talip olduğu role ne denli yakıştığını dünya aleme belgeleyecek şekilde IŞİD’e odaklanarak, senaryonun kötüsünü kısa süre içinde perişan etti. Hemen sonrasında ABD’nin desteklemekte olduğu “ılımlı” kuvvetlere yönelerek, Suriye’nin yeniden yapılandırılmasında kendisi olmaksızın karar alınmasına hiçbir biçimde izin vermeyeceğine işaret etmeye başladı. Türkmen Dağı’na ve buranın batısında kalan ÖSO kontrolündeki bölgeye yönelik operasyonları bu manaya geliyor. Sırada muhtemelen daha doğu, yani Cerablus var. Bu noktada YPG ile ilişkilenmesi önem arz ediyor. İlginç olarak burası için ABD de YPG’yi düşünüyor.

NATO’nun devreye girişi Rusya’nın ilerlemesine bağlı olarak orijinal senaryonun dışında gelişti

Rusya’nın, ABD’nin kara müttefiki olarak gördüğü güçlere yönelmesi, NATO’nun devreye sokulmasına neden oldu.   Akdeniz NATO ve Rus gemileriyle doldu.

Bu akış, 1 Ocak 2016’da yürürlüğe girmesine birkaç hafta önce Viyana’da karar verilmiş olan ateşkesten önce pozisyon kapma telaşındandır.

Ateşkesi izleyen 1.5 yıl içinde genel seçimler yapılacak. ABD kanadı seçimlere Esad’ın katılmamasını isterken, Esad buna Suriye halkının karar vereceğini belirtmekte ve Rusya bu seçeneğe yakın görünmektedir. Suriye halkının kimlerden, hangi kuvvetlerden oluşacağı noktası ise belirsizliğini korumaktadır. Akdeniz ve İncirlik’teki askeri yığınak Esad’ın geleceği ve Suriye halkının ne olduğu konularındaki karar süreci ile alakalıdır.

Olaylar artık AKP’nin etkileme kudretini aşmış bulunuyor

AKP Suriye’de, siyasi ve askeri bakımdan kendi etki alanında bir bölge tutmak için her tür oyunu çevirdi. Sonuçta NATO kuvvetlerinin İncirlik üssüne tamamen doluşmasıyla sonuçlanan bir acz durumuna düştü.

Bu gelişme şüphesiz kendisini rahatsız etmez. Ancak buradan bir şey de elde edemez. ABD Cerablus sınır güvenliğinin sağlanması için Türkiye’nin sınır hattına asker yerleştirmesi ve IŞİD’le mücadele için karada ÖSO-YPG-Esad kuvvetlerinin birlikte hareket etmesi gerektiğini söylüyor.

Bu arada uçak sorunu Rusya’nın Erdoğan ailesiyle ilgili bir saldırı başlatmasına da vesile oldu. İran da bu saldırıya elinde kayıtlar olduğu açıklamasıyla katıldı. Irak merkezi yönetimi BM’de protestodan söz etti. Erdoğan odaklı bir uluslar arası hukuksal sürecin Rusya öncülüğünde başlatılması yüksek olasılık görünüyor.

Bu durumda ABD’nin Rusya’nın açıkladığı belgeleri görmezden gelmesi, yalnızca, yukarıda özetlediğimiz büyük resimle alakalıdır. ABD Suriye’nin paylaşılmasında NATO’nun bütünlüğünü korumak adına AKP’yi tolere ediyor ve Rusya karşısında pasif biçimde sahipleniyor. Ancak konu BM’e getirildiğinde olaylar nasıl seyreder göreceğiz. En nihayetinde Erdoğan harcanmaz nitelikte değildir ve ABD buna nasıl niyetlendiğini 17-25 Aralık tape haftasında belgelemiştir.

AKP’nin Musul’a asker göndermesi bu bağlamda değerlendirilmeli. ABD bunu yapmak istiyor, Irak merkezi yönetimi izin vermiyordu. Şimdi, İran’ın kendi egemenlik sahası içinde değerlendirdiği bölgedeki bu rol Türkiye’ye verildi. Bu nedenle, Musul görevini uçak provokasyonunun faturası olan bir sürgün ve AKP’nin Suriye’de kendi başına hareket etme tarzından ricatla, ABD çizgisine biat olarak değerlendirmek uygun görünüyor.



Cvp:
Yazan Cevap içeriği
Üye Profili boşluk
denizcan
[ devrimci ]

Varsayılan Kullanıcı Resmi
Kayıt Tarihi: 24.12.2013
İleti Sayısı: 2.431
Konum: Trabzon
Durum: Forumda Değil
İletişim E-Posta Gönder
| Özel ileti Gönder


Cevap Yazan: denizcan
Cevap Tarihi: 07.12.2015- 13:40


Sefil politikanın Musul hayalleri-MUSTAFA K. ERDEMOL

Musul’a gönderilen 130 Türk askeri daha sonraki Musul hamlesi için küçük bir adım. Irak merkezi hükümetini destekleyen Rusya ve İran faktörü yine göz ardı edildi. Türkiye, Irak Kürdistanı’nın bağımsızlığını ilan etmesi durumunda Musul ve Kerkük’ün Türkiye’ye verileceğini içeren emperyalist plana umut bağladı

Türkiye’nin Musul’a asker yollama gerekçesini Irak Şam İslam Devleti’ne (IŞİD) karşı mücadele olarak açıklaması hem bölgedeki gelişmeleri hem de Türkiye’nin “dış politikası”nı izleyenler açısından inandırıcı değil. Bu İran’ın, Irak’ta özellikle Musul’da gittikçe artan etkisine karşı bir hamle. Türkiye kaybettiği zeminde kendini göstermek için Musul’da.

İran’ın bir önceki Irak Başbakanı Nuri el Maliki’den sonra Irak’ta etkisinin arttığı sır değil. Her şeyden önce IŞİD’e karşı ülkedeki milis güçlerini hem eğittiği hem de ciddi anlamda silahlandırdığı da biliniyor. Kerkük ile Selahattin gibi Türkiye’nin büyük oranda ilgili olduğu kentlerde bile İran etkisi güçlü. Kerkük’ten çıkarılan Irak ordusunun yerini İran destekli Şii milislerin aldığını hatırlayalım. Musul’un da IŞİD’in elinden Şii milislerce kurtarılma çabasından Başbakan Ahmet Davutoğlu’nun pek hoşnut kalmadığı “Musul, bölgede yaşayanlarca kurtarılmalıdır” demesinden belliydi.

KAYBEDİLEN TÜRKMENLER

IŞİD’e karı yaşadıkları bölgeleri savunmak için Türkiye’den silah başta olmak üzere yardım isteyen Türkmenler’in, Türkiye’nin “bizden silah beklemeyin” diyerek uyarmasının ardından İran’a yakınlaştıkları gerçeği de göz ardı edilmemeli. Uzun zamandan beri Türkiye’den destek beklediklerini defalarca açıklayan Şii Türkmenlerini bugün Irak’ta İran eğitiyor. Sünni Türkmenler ise hem Kürtlerden hem de IŞİD’den baskı gördükleri gerekçesiyle Türkiye’den istedikleri destek, Irak Kürtleriyle her anlamda yakın ilişkileri olan Türkiye tarafından kabul edilmiyor. Sünni Türkmenler de IŞİD’e karşı mücadelesinde İran’ın yanındalar. Türkiye’nin IŞİD’e karşı mücadelede yeterince aktif olmaması da aslında Kürtlerle arasında bir soğukluğa yol açtı. Yani Türkiye IŞİD’e, Suriye saplantısı yüzünden açıkça net tavır almamakla Türkmenleri de Kürtleri de, Irak merkezi hükümetini de karşısına aldı. Bu son hamlenin görünen nedenleri bunlar.

EKONOMİK GEREKÇELER

Musul hem petrol zenginliği açısından hem de Türk yatırımının çokluğu bakımından Türkiye için çok önemli. Kentteki güvensizlik ortamından en çok zarar görecek olanlar sayıları binden fazla olan Türkiyeli yatırımcılar. Türkiye bölgedeki diğer pazarlar için de tüm ihraç ürünlerini Irak üzerinden taşıyor. Ayrıca Irak Türkiye’nin bir çok kalemde en büyük ticari ortağı ama Türkiye Irak merkezi hükümetini de şimdi Musul operasyonuyla iyiden iyiye karşısına almış oldu. Çünkü Davutoğlu “bu operasyon rutin bir operasyon” demiş de olsa Türkiye egemen bir ülkenin topraklarını işgal eden bir güç durumunda.

TÜRKİYE'NİN UMUDU

Gün geçtikçe Irak merkezi hükümetinden uzaklaşan Irak Bölgesel Kürt Yönetimi’nin (IBKY) ABD tarafından da (dolaylı olarak) desteklenen bağımsızlığı söz konusu olduğunda yapılacak bir anlaşmayla Musul ve Kerkük’ün Türkiye’ye verileceği senaryoları uzun zaman konuşuldu. Şimdi Irak’ta ciddi bir çıkmazda olan Türkiye umudunu Kürtlerin bağımsızlığına bağlamış durumda. Böyle bir bağımsızlığın Türkiye kamuoyunca kabul edilmesi, Musul ile Kerkük’ün Türkiye’ye verilmesiyle mümkün kılınacak. Bu nedenle bu iki kent kaynaklı milliyetçi söylemler yeniden gündeme geldi.

Ancak artık uluslararası sorun haline gelmiş olan Irak’ın içinde bulunduğu durumda Rusya ve İran faktörünü dikkate almadığı belli olan AKP hükümeti Türkiye’yi iyice içinden çıkılmaz bir kaosa sokuyor. Bunun bedelini tüm bölge ama özellikle deTürkiye çok pahalıya ödeyebilir.



Yeni Başlık  Cevap Yaz



Forum Ana Sayfası

 


 Bu konuyu 1 kişi görüntülüyor:  1 Misafir, 0 Üye
 Bu konuyu görüntüleyen üye yok.
Konuyu Sosyal Ortamda Paylas
Benzer konular
Başlık Yazan Cevap Gösterim Son ileti
Konu Klasör Suriye Komünist Partisi: Zafer Suriye’nin olacak! melnur 0 3101 16.12.2016- 09:54
Konu Klasör Suriye Komünist Partisi: Zafer Suriye’nin olacak! solcu 1 4746 26.09.2014- 18:17
Konu Klasör Suriye Komünist Gençliği: Suriye boyun eğmeyecek denizcan 0 3014 08.02.2016- 15:22
Konu Klasör Suriye parçalanabilir mi? melnur 1 3161 08.07.2017- 08:14
Konu Klasör Suriye Üzerine... melnur 0 3175 03.09.2013- 14:31
Etiketler   Suriye,   derinliği,   AKPyi,   yuttu
SOL PAYLAŞIM
Yasal Uyarı
Sitemiz Bir Paylasim Forum sitesidir Bu nedenle yazı, resim ve diğer materyaller sitemize kayıtlı üyelerimiz tarafından kontrol edilmeksizin eklenebilmektedir. Bu nedenden ötürü doğabilecek yasal sorumluluklar yazan kullanıcılara aittir. Sitemiz hak sahiplerinin şikayetleri doğrultusunda yazı ve materyalleri 48 Saat içerisinde sitemizden kaldırmaktadır.
Bildirimlerinizi info@solpaylasim.com adresine yollayabilirsiniz.
Forum Mobil RSS