Bir yılı sonlandırıyoruz. Yarın itibariyle 2015e veda edip, yeni bir yıla adım atacağız.
Bu günlerde, adettendir, bir tür geçmiş yıl muhasebesi yapılır genelde. Biz de 2015in son yazısını buna ayıralım. Ve son derece hareketli geçen 2015i AKP karşıtı mücadelenin çıktıları üzerinden değerlendirelim.
Baştan söylemek gerek ki, 2013e benzer biçimde, 2015 de AKP karşıtı mücadele açısından özel bir yıl oldu. Özellikle de 7 Haziran ve 1 Kasım seçimlerinin atmosferi, seçimler arasında yaşananlar ve nihayetinde son seçimin ardından geçen günler, Türkiyede AKP karşıtı mücadelenin gündemlerinin sadeleşmesi açısından çok önemli veriler sundu.
Öncelikle, 2015, AKPnin herhangi bir burjuva iktidarından ya da hükümetinden farklı olarak, bir kurucu parti misyonu üstlendiğinin açık biçimde belirdiği yıl oldu. Bu misyon, elbette, uzun yıllardır bizler tarafından gösterilmeye çalışılıyor, AKPnin icraatlarının bir yeni rejim inşasına yöneldiği anlatılıyordu. 2015te olan ise, bu saptamanın geniş çevreler tarafından kavranması, hatta bizzat AKP kurmayları tarafından da çeşitli biçimlerde dile getirilmesi oldu.
Dolayısıyla, AKPye karşı yürütülecek mücadelenin, sadece tutarlılığı açısından değil, aynı zamanda başarılı olma ihtimali açısından da bu yeni rejim inşası boyutunu karşısına alması gerektiği ortaya çıktı. Diğer bir deyişle, AKP ile kısmi ya da uzlaşıya imkan veren biçimlerde mücadele yürütmenin, AKPyi güçlendirmekten, böylelikle de mevcut yeni rejim inşasını hızlandırmaktan başka bir işe yaramadığı görüldü.
Böylesi bir mücadele stratejisini tercih eden CHP ve HDP gibi muhalefet unsurlarının, AKP karşıtı mücadeleye çok özel imkanlar sunan 2015i kayıplarla ya da gerilemeyle kapatması, yukarıdaki paragrafta değindiğimiz eksikliğin en önemli göstergesi zaten.
Öte yandan, AKPnin kendi hedefleri açısından da benzer bir kısmilik ya da uzlaşı ihtimalinin olmadığı artık kabul edilmiş olmalıdır. AKP, özellikle de Erdoğanda simgeleşen Saray iktidarı, yeni rejim inşasını Türkiye kapitalizminin ihtiyaçlarının ötesinde, basbayağı bir varlık sorunu olarak kavramıştır. Bu varlık sorunu o raddeye varmıştır ki, yeni rejim inşasının bırakın çökmesini, biraz gecikmesi durumunda dahi telafi edemeyecekleri sonuçlarla karşılaşacaklarının farkında olan AKP yönetimi, gericileşmeden piyasalaşmaya, Kürt sorunundan üniversitelere kadar her alanda faşizan politikaların gazına basmıştır.
2016dan beklenebilecekler bu yazının konusu değil ama en azından AKPnin mevcut gerilimi düşürmesini, toplumun geniş kesimleriyle yeni bir konsensüs aramasını ya da görece liberal reformlarla iyice biriken AKP karşıtı öfkeyi tahliye etmesini bekleyenler bir kez daha hayal kırıklığına uğrayacaktır.
2015te AKP karşıtı mücadele dendiğinde, en özel ve önemli başlık, kuşkusuz, Türkiye sosyalist hareketi için açılmalıdır.
Her şeyden önce, Türkiye sosyalist hareketi, AKP karşıtı mücadele konusunda anlamlı sayılması gereken bir deneyim biriktirmiştir. Bu deneyim, örneğin umudunu orduya ya da AB gibi emperyalist kuruluşlara bağlayan ya da Türkiyeyi eski rejimin referanslarıyla kurtarmaya çalışan siyasal stratejilerin AKP karşıtı mücadeleye hiçbir değer katmadığını göstermiştir. Nitekim, Türkiye sosyalist hareketinde de bu tür stratejilere itibar eden, birkaç meczubu saymazsak, kalmamıştır. 2015, bu anlamda, AKP karşıtı mücadelenin sıfır noktasında olmadığını ortaya sermesi bakımından olumlu geçmiştir.
Ancak AKP karşıtı mücadelede Türkiye sosyalist hareketinin 2015 karnesi, ne yazık ki olumsuz yanlar da barındırmaktadır. Çünkü Türkiye sosyalist hareketinin bir kısmı, 2015te AKP ile mücadelenin önceliğini sorgulamakla, önemini tartışmakla ve böyle düşünmeyenleri ihanetle suçlamakla meşgul olmuştur.
Bir yaklaşım, koca bir yıl boyunca, AKPnin ve Erdoğanın sonunun geldiğini, bir takım üst akıl mercileri tarafından AKPyi düşürmek için gerekli planların hazırlandığını, bu planlar uyarınca CHP ve HDPnin seçim siyaseti üzerinden iktidara hazırlandığını, dolayısıyla bu seçimlerde CHP ya da HDPyi desteklemenin söz konusu liberal hesapların piyonu olmak anlamına geleceğini söyleyip durmuştur.
Aynı yaklaşım, AKP ile mücadeleyi başa yazan stratejinin, esasında önüne atılan zokayı yutmak ve geriden işletilen planları gözden kaçırmakla malul olduğunu iddia ederek, AKP karşıtı mücadelenin yanlışlığını vaz etmiş, AKP karşıtı mücadelede ısrar edenleri ise kuyrukçuluktan reformizme kadar akla gelebilecek tüm yaftalarla suçlamıştır.
Oysa iş suçlamalara indirgenecek olsa, söz konusu yaklaşımın ülkenin en kritik günlerinde AKP karşıtı mücadeleyi zayıflatmak, sosyalist hareketin ve ilerici kamuoyunun çabasına gölge düşürmek, AKP karşıtı mücadeleyi bulanıklaştırmak gibi affedilmez suçlara imza attığını söylemek yeterli olurdu.
Gerçi bu yaklaşım, kendisini her duruma adapte etme gibi son derece etkili bir evrimsel yeteneğe sahip olduğu için, 1 Kasıma kadar AKPye karşı restorasyon demişken, 1 Kasımdan sonra restorasyonu AKP yapacak diyebilmiş ya da 2015 boyunca AKP karşıtı mücadele yürütenlere ağza alınmayacak hakaretler ettikten sonra yılı kapatırken yeni bir AKP karşıtı mücadele döneminin açılışını ilan edebilmiştir.
Çok da önemi yok, çünkü AKP karşıtı mücadele stratejisinin değerini kabul eden çevrelerin artması bizi ancak mutlu eder. Zira bizim açımızdan, bu stratejik hat bugünün icadı değil, TKPden bu yana sürdürdüğümüz mücadelenin ifadesidir. TKPnin AKP karşıtlığını öne çıkaran sosyalist mücadele çizgisinin, daha ilk başlarda bile eleştirilerle karşılandığı hatırlanıyordur. Ve bizim bunlara hiç kulak asmayıp Türkiyenin dört bir yanında AKPyi istemiyoruz diye haykırdığımız da öyle.
Bugün durduğumuz (ve yıl boyu işittiğimiz hakaretlere gerekçe yapılan) yer, TKPnin Türkiye sosyalist hareketine kazandırdığı bu stratejik yaklaşımın ta kendisidir işte.
Kimileri bunu yeni keşfediyor, kimileri ise yeniden hatırlıyor olabilir.
Süreklilik ve tutarlılık ise, hafızaya ve mirasa sahip çıkanların elindedir.
Sitemiz Bir Paylasim
Forum sitesidir Bu nedenle yazı, resim ve diğer materyaller sitemize
kayıtlı üyelerimiz tarafından kontrol edilmeksizin eklenebilmektedir. Bu
nedenden ötürü doğabilecek yasal sorumluluklar yazan kullanıcılara
aittir. Sitemiz hak sahiplerinin şikayetleri doğrultusunda yazı ve
materyalleri 48 Saat içerisinde sitemizden
kaldırmaktadır.
Bildirimlerinizi info@solpaylasim.com adresine
yollayabilirsiniz.