SolPaylaşım  
Ana Sayfa  |  Yönetim Paneli  |  Üyeler  |  Giriş  |  Kayıt
 
OTURUYORSAN KALK; AYAKTAYSAN YÜRÜ; YÜRÜYORSAN KOŞ!
Yurt ve dünya sorunlarına soldan bakan dostlar HOŞGELDİNİZ .Foruma etkin katılım yapabilmeniz için KAYIT olmalısınız.
Yeni Başlık  Cevap Yaz
 Toplam 10 Sayfa:   Sayfa:   «ilk   <   7   8   9   [10] 
Cvp:
Yazan Cevap içeriği
Üye Profili boşluk
melnur
[ Gelenek ]
Kurucu
Varsayılan Kullanıcı Resmi
Kayıt Tarihi: 02.08.2013
İleti Sayısı: 11.433
Konum: İstanbul
Durum: Forumda Değil
İletişim E-Posta Gönder
| Özel ileti Gönder

53 kere teşekkür edildi.
37 kere teşekkür etti.
Cevap Yazan: melnur
Cevap Tarihi: 16.01.2024- 00:16


"Uyandım baktım ki sabah olmuş..
Ah! Ne umutlar doğmuş içime..
Sevinçle haykırdım gökyüzüne;
Günaydın gül yüzlü sevdiğime,
Denize, Güneşe..
İyiliğe, güzelliğe..
Sevgiyle,
Günaydın ..!
Aynı göğün altında yaşayan herkese."



Cvp:
Yazan Cevap içeriği
Üye Profili boşluk
melnur
[ Gelenek ]
Kurucu
Varsayılan Kullanıcı Resmi
Kayıt Tarihi: 02.08.2013
İleti Sayısı: 11.433
Konum: İstanbul
Durum: Forumda Değil
İletişim E-Posta Gönder
| Özel ileti Gönder

53 kere teşekkür edildi.
37 kere teşekkür etti.
Cevap Yazan: melnur
Cevap Tarihi: 15.02.2024- 06:38


Bazı günler dilime pelesenk olur şu Desmond Morris'in ''Sevmek dokunmaktır'' sözü. Aslında bir kitap adı. Çok uzun zaman önce okumuştum, belki de çocuk-gençlik romanlarından sonra karşıma çıkan ilk kitaptı da denilebilir. Ama güzel söz; sevmek dokunmaktır, sevginin yaşam bulmuş hali, sevgimizi karşımızdakine gösterebilip duyumsatabilmenin belki de en sıradan, en olağan ama belki de en görkemli hali.

Nazım'a geleceğim buradan, o koca ustaya. Sevmek üzerine pek çok şiiri var ve çünkü o da çok sevmiş. Hayatı, kavgayı ve kadınları. Ve böyle olduğu için de toplumsal tarihimize ve insan yüreğine işleyen şiirler yazabilmiş.   İşte bir tanesi daha:

sevmek için yürek,
sürdürmek için emek gerek.
sevgi ne boğazda,
ne mum ışığında yemek yemek,
ne de pahalı bir pırlanta demek.
sevgi; bir lokmada iki insan demek.


Sevgi dokunmaktan geçiyor ve sanırım her şeyi, ama her şeyi bölüşebilmekten...
Ne mutlu sevgiyi yaşayabilenlere,
cesaretle dokunabilenlere...
bölüşebilenlere...



Cvp:
Yazan Cevap içeriği
Üye Profili boşluk
melnur
[ Gelenek ]
Kurucu
Varsayılan Kullanıcı Resmi
Kayıt Tarihi: 02.08.2013
İleti Sayısı: 11.433
Konum: İstanbul
Durum: Forumda Değil
İletişim E-Posta Gönder
| Özel ileti Gönder

53 kere teşekkür edildi.
37 kere teşekkür etti.
Cevap Yazan: melnur
Cevap Tarihi: 30.04.2024- 09:03


Face'in en güzel yanı da bu. Defalarca okumuş ama hiç karşılaşmadığınız dizeler bir anda karşınıza çıkıp sizi bir yerden bir başka yere taşıyabiliyor. Bu 1 Mayıs arefesinde ve bu puslu bir bahar sabahında da aynen öyle oldu.

''Sonra aramıza şehirler girecek,
Hiç karşılaşamayacağız.
Tesadüfler bile bir araya getiremeyecek.
Sonra da belki birimiz öleceğiz, diğerimiz hiç bilmeyecek.''



Cvp:
Yazan Cevap içeriği
Üye Profili boşluk
melnur
[ Gelenek ]
Kurucu
Varsayılan Kullanıcı Resmi
Kayıt Tarihi: 02.08.2013
İleti Sayısı: 11.433
Konum: İstanbul
Durum: Forumda Değil
İletişim E-Posta Gönder
| Özel ileti Gönder

53 kere teşekkür edildi.
37 kere teşekkür etti.
Cevap Yazan: melnur
Cevap Tarihi: 04.06.2024- 03:49


Bir Ayrılık Hikayesi
Resim Ekleme

Erkek kadına dedi ki:
-Seni seviyorum,
ama nasıl,
avuçlarımda camdan bir şey gibi kalbimi sıkıp
parmaklarımı kanatarak
kırasıya
çıldırasıya…
Erkek kadına dedi ki:
-Seni seviyorum,
ama nasıl,
kilometrelerle derin, kilometrelerle dümdüz,
yüzde yüz, yüzde bin beş yüz,
yüzde hudutsuz kere yüz…
Kadın erkeğe dedi ki:
-Baktım
dudağımla, yüreğimle, kafamla;
severek, korkarak, eğilerek,
dudağına, yüreğine, kafana.
Şimdi ne söylüyorsam
karanlıkta bir fısıltı gibi sen öğrettin bana..
Ve ben artık
biliyorum:
Toprağın –
yüzü güneşli bir ana gibi –
en son en güzel çocuğunu emzirdiğini..
Fakat neyleyim
saçlarım dolanmış
ölmekte olan parmaklarına
başımı kurtarmam kabil
değil!
Sen
yürümelisin,
yeni doğan çocuğun
gözlerine bakarak..
Sen
yürümelisin,
beni bırakarak…
Kadın sustu.
SARILDILAR
Bir kitap düştü yere…
Kapandı bir pencere…
AYRILDILAR…



Cvp:
Yazan Cevap içeriği
Üye Profili boşluk
melnur
[ Gelenek ]
Kurucu
Varsayılan Kullanıcı Resmi
Kayıt Tarihi: 02.08.2013
İleti Sayısı: 11.433
Konum: İstanbul
Durum: Forumda Değil
İletişim E-Posta Gönder
| Özel ileti Gönder

53 kere teşekkür edildi.
37 kere teşekkür etti.
Cevap Yazan: melnur
Cevap Tarihi: 06.07.2024- 08:44


Bu sabaha da böyle başlayalım; face'te bir arkadaş yazmıştı, yine Nazım'ın hiç karşılaşılmayan mısralarındandı. Özlem böyle mi güzel anlatılır!

Resim Ekleme




Cvp:
Yazan Cevap içeriği
Üye Profili boşluk
melnur
[ Gelenek ]
Kurucu
Varsayılan Kullanıcı Resmi
Kayıt Tarihi: 02.08.2013
İleti Sayısı: 11.433
Konum: İstanbul
Durum: Forumda Değil
İletişim E-Posta Gönder
| Özel ileti Gönder

53 kere teşekkür edildi.
37 kere teşekkür etti.
Cevap Yazan: melnur
Cevap Tarihi: 25.08.2024- 06:07


Çok uzun zamandır sosyal medyada rastlıyordum; Nazım Hikmet'e ait olduğu yazılıyor ama aynı şiiri hem Cemal Süreya'ya ve hem de Can Yücel'e mal edenler var. Bir başka yorumda ise şiirin sahibinin Deniz Yılmaz Yakut olduğu söyleniyor. Dizeler güzel, kime aitse tamamının adını da vererek bu başlıkta yayınlanabilir diye düşünüyorum.

''Kaldı işte
çayımız bardakta
çocukluğumuz sokaklarda
mutluluğumuz kursağımızda
sevdiklerimiz uzaklarda
gülüşlerimiz fotoğraflarda.''


Yarım bile yaşanamayan bir hayatın dayattığı da ne kadar zor ve dayanılmazdır. Hele geceleri, hele geceleri, sabah hiç olmaz biliyor musun?

Resim Ekleme



Cvp:
Yazan Cevap içeriği
Üye Profili boşluk
melnur
[ Gelenek ]
Kurucu
Varsayılan Kullanıcı Resmi
Kayıt Tarihi: 02.08.2013
İleti Sayısı: 11.433
Konum: İstanbul
Durum: Forumda Değil
İletişim E-Posta Gönder
| Özel ileti Gönder

53 kere teşekkür edildi.
37 kere teşekkür etti.
Cevap Yazan: melnur
Cevap Tarihi: 25.09.2024- 06:07


Bazen böyle olur, kitaplığımı karıştırır, kendimce bir şekil vermeye çalışır, kitap aralarından çıkan küçük notlara ise dalıp giderim. Dün gece de öyle de. Eski dergilerin birinin içinden bir kağıt parçası çıktı, üzerinde kırık dökük bir kaç cümle. ( Bir kitapta karşıma çıkmadığı için ustanın dizeleri olup olmadığından emin değilim, notunu da ekleyeyim.)

''Uyandım baktım ki
sabah olmuş.
Ah! Ne umutlar doğmuş
içime.
Sevinçle haykırdım gökyüzüne.
Günaydın dostluğun ve bir lokma ekmeğin
kıymetini bilene"...


Nazım'ın olabilir mi bu dizeler. Evet olabilir. O büyük usta hayatı boyunca dünyanın bütün dertlerini kendi derdi bilmiş ve başına gelen once yükün altında bile umudunu hiç yitirmemiş bir insan, bir solcu, bir devrimci. Bu yüzden hiç ölmeyecek, hep yaşayacak. Nazım'ı bugün bütün dünya tanıyor, biliyor ve içinde yaşatıyorsa nedeni de budur. Nazım geleceğin dünyasının çok daha güzel olacağına, insanların mutlu ve ''sorunsuz'' yaşayacağına NARİN kızlarımızın çocukluklarını bile yaşayamadan ölmeyeceğine, öldürülmeyeceklerine inanan ve bunun kavgasını veren bir insandı. Seviyoruz seni Nazım. Bütün dünya seviyor.

Aslında şuraya gelmek istiyordum, Nazım'ın sayfasına bir küçük not düşerek: Bense sabah uyandığımda, sabah sayılır mı, saat daha 05 olmamıştı, kendime koyu bir neskafe yapıp penceremin önüne geldiğinde dışarıda koyu kopkoyu bir karanlık vardı.   Alabildiğine gürültülü ve insanı rahatsız edici bir sessizlik...Sanki hiç umut yokmuş gibi...

Umut var mı gerçekten? Siyasete bakıyorsun, insanlarımızın yoksulluk ve yoksunluklarına karşı bu kadar kendi dünyalarına kapanmış olmasına ve sonra bireysel ıssızlığımıza...-evet sanki her şey uyarında gidiyormuş gibi, sanki işsizlik, yoksulluk ve yoksunluk yokmuş gibi ve sanki NARİN çocuk hayattan koparılmamış gibi ve sanki sosyalistler toplumsal alanda etkilerini daha da arttırmışlar ve umut olmuşlar gibi...

Karamsarlık mı bu, bilmiyorum...
Ama dışarısı hala öylesine karanlık ki...



Cvp:
Yazan Cevap içeriği
Üye Profili boşluk
melnur
[ Gelenek ]
Kurucu
Varsayılan Kullanıcı Resmi
Kayıt Tarihi: 02.08.2013
İleti Sayısı: 11.433
Konum: İstanbul
Durum: Forumda Değil
İletişim E-Posta Gönder
| Özel ileti Gönder

53 kere teşekkür edildi.
37 kere teşekkür etti.
Cevap Yazan: melnur
Cevap Tarihi: 09.10.2024- 09:38


8 yaşındaki NARİN'i vicdanını yitirmiş insanların elinden kurtaramadıktan sonra   2 yaşında tecavüze uğrayıp yatırıldığı hastanede 30 gün hayata tutunmaya çalışmasına karşın yaşam savaşını kaybeden NAZLI bebeği de kaybetmiş bulunuyoruz.

Özetle, cehalet toplumuyduk, çürüdük ve bir çıldırı toplumu haline geldik.

Gel de Nazım Hikmet'i bir kez daha hatırlama!

''Ve bu dünyada, bu zulüm
senin sayende
Ve açsak, yorgunsak, alkan içindeysek eğer
ve hala şarabımızı vermek için üzüm gibi eziliyorsak
kabahat senin
-demeğe de dilim varmıyor ama-
kabahatin çoğu senin, canım kardeşim.''



Yeni Başlık  Cevap Yaz
 Toplam 10 Sayfa:   Sayfa:   «ilk   <   7   8   9   [10] 



Forum Ana Sayfası

 


 Bu konuyu 2 kişi görüntülüyor:  2 Misafir, 0 Üye
 Bu konuyu görüntüleyen üye yok.
Konuyu Sosyal Ortamda Paylas
Benzer konular
Başlık Yazan Cevap Gösterim Son ileti
Konu Klasör Nazım Hikmet yaşıyor; doğum günün kutlu olsun Nazım! munzur 5 6658 16.01.2020- 04:36
Konu Klasör Nazım Hikmet'ten esintiler... melnur 1 1346 17.01.2021- 03:14
Konu Klasör Nazım Hikmet - Kuvay-i Milliye Destanı melnur 0 134 29.10.2024- 07:05
Konu Klasör Nazım Hikmet'in Sesinden Büyük Taarruz... melnur 0 1007 30.08.2020- 10:03
Konu Klasör Nazım Hikmet'in tanıklığıyla Ermeni soykırımı Hillary 8 6139 26.04.2022- 10:28
Etiketler   Nazım,   Hikmet
SOL PAYLAŞIM
Yasal Uyarı
Sitemiz Bir Paylasim Forum sitesidir Bu nedenle yazı, resim ve diğer materyaller sitemize kayıtlı üyelerimiz tarafından kontrol edilmeksizin eklenebilmektedir. Bu nedenden ötürü doğabilecek yasal sorumluluklar yazan kullanıcılara aittir. Sitemiz hak sahiplerinin şikayetleri doğrultusunda yazı ve materyalleri 48 Saat içerisinde sitemizden kaldırmaktadır.
Bildirimlerinizi info@solpaylasim.com adresine yollayabilirsiniz.
Forum Mobil RSS