Meğer bu düzenin anahtarı teslim edilmişti Fettullahçılara derken az söylemişiz, bunlar ruhlarını da güle oynaya sunmuşlar imama, şimdi aynı imam makineyi dağıtan bir sistemin sinir uçlarıyla oynamayı beceriyor; bilerek ya da bilmeyerek.
Birileri Fethullah Gülen ölmüş olabilir diyor, ötekiler televizyon dizilerinde kitaplıklara, duvar saatlerine, takvim yapraklarına, araba plakalarına, apartman isimlerine göz dikmiş FETÖ propagandası arıyor, güvenlik güçleri Kahraman yazılı tişörtlerin peşinde koşturuyor, istihbarat örgütleri Gülenin her görüntüsünü didik didik edip yorumluyor. CIAnın ABD'ye gelen Hruşçovun bokunu analiz etmesiyle dalga geçerdik, o ciddi işmiş, bilimmiş bayağı!
Fethullah Gülen ise kutsalken de, afaroz edildiğinde de saçma" üretiyor.
Peki koskoca ülkeyi, hani bazı açılardan artık gelişmiş denen Türkiyeyi esir alan, gerçekte ne?
Eskiden bir avuç kişi cesaret edebilirdi, şimdi gelen sümüklü imam giden sümüklü imam diyor. Bu değişimi neye borçluyuz?
Fethullah Gülenin ağlaması, tuhaf halleri hep ortadaydı ve bunu görerek, bilerek ülkenin aydınım diye gezinen tipleri el etek öpmek için kuyruğa girmişti. Abant Buluşmalarının Fethullah Gülen bağlantısını bilmeyen var mıydı? Olamaz. Peki o toplantılara katılanların listesini yayınlasak, liberal Türkiyenin tüm fotoğrafını sağdan ve de soldan, görmez miyiz? Görürüz.
Fethullah Gülen olgusunda kandırıldık mazereti yalnızca AKP için değil, herkes için geçersizdir.
O halde, ne oldu da, şimdi itibarsızlaştırmak resmi politika haline geldi.
Bu Erdoğanın başarısı mı? Kısmen. Kısmen, çünkü Erdoğanın siyaseten hayatta kalmasını sağlayan neyse, Fethullahı zirveden indiren odur:
Kriz.
Evet yanlış okumadınız, Fethullah Gülen kapitalizmin uluslararası boyuttaki ve Türkiyeyi de etkileyen çok yönlü krizinin kurbanı olmuştur. Eğer konu sadece Gülenin Erdoğanla giriştiği bir paylaşım kavgasından ibaret olsaydı, bugün Türkiyedeki dengeler tamamen tersi olabilirdi.
Kriz bütün ağırlığıyla kendini hissettirmeseydi, Türkiyede sermaye sınıfının hamili kart yakinimdir dediği imamı zor sarsarlardı. Fethullah Gülen ekonomisinin örgütün denetimindeki işletmeler, okullar, hastanelerden ibaret olduğu mu sanılıyor? Türkiye burjuvazisinin 1990lar ve 2000lerdeki bütün dış açılım kanallarında Gülen cemaatinin imzası var. Dışişleri Bürokrasisi, TSK ve patron sınıfı, emperyalist sisteme daha gelişkin bir entegrasyon için el ele vermişti.
Kriz olmasaydı sorunsuz devam edeceklerdi, Melih Gökçek Hoca efendiye laf söyleyenin kafasını koparmaya, Erdoğan böyle bir insanı üzmeye ne hakkınız vardı diye geçmiş hükümetlere laf sokmaya, pek saygın aydın ve siyasetçilerimiz Abantta uzlaşma ve hoşgörü palavralarına soldan destek sunmaya devam edecekti. Fethullahçıların bir darbeye kalkışmasına gerek kalmayacaktı!
Kriz işleri karıştırdı.
Bu kriz her şeyden önce uluslararası bir krizdir. ABDnin bizim coğrafyamızı yeniden şekillendirme girişiminin büyük tersliklerle karşılaştığı bir sırada, Türkiyede düzenin anahtarını elinde tutan etkili bir örgütlenmeyi kendi çıkarları için kullanmaya kalktığı açıktır. Ancak kriz -ki ABDnin hegemonyasını sürdürmekte zorlanması da krizin bir nedenidir ve işin bu boyutu Fethullah Gülen silahının kullanılmasında sorunlar çıkarmıştır.
Nedir bu sorunlar?
Bir, ABD iç ve dış politikada doğrultu tutarlığı sağlayamamıştır ve bu durum sürmektedir.
İki, Rusya kendi çıkarlarını ABDnin her hamlesini bozarak savunacağını görmüş ve hiç haz etmediği Erdoğanı bile Vaşingtonun hamlelerinden ve de Fethullahçı darbeden korumuştur.
Üç, sermaye sınıfı bu uluslararası kriz ortamında kazan-kazandan vazgeçmemiş ve Fethullah ile Erdoğan arasındaki çekişmede iki tarafa da oynamıştır.
Peki bu iş nereye gidecek?
Kriz yakın vadede bitmeyecek. Türkiyede bu düzenin temellerine sağlam bir tekme atılmadıkça, FETÖ kovalamacası devam edecektir. Fethullah Gülen ölse de, hastalansa da, Türkiyeye iade edilse de bu değişmez; takibe devam! Bugün Türkiyede sermaye düzeninin asıl sahibi olan patronlar olsun, bekçiliğini yapan güvenlikçiler olsun, yönetici roldeki veya muhalefetteki siyasetçiler olsun, devleti yürüten bürokratlar olsun, hepsinin içinde az ya da çok Fethullah Gülen var. Yoksa ben kripto FETÖ müyüm diye sinir sistemini bozan mutlaka mevcuttur, bunlar çoğalacaktır.
Yarın Hakan Fidan'a, Hulusi Akara yol verirse Erdoğan, bu kimsede rahatlama sağlamaz, tersine kabus görenlerin sayısı artar.
Ve bütün bu tabloda hâlâ birileri Fethullah Gülenle mücadelede Erdoğana akıl vermeye çalışmakta, mücadeleyi sulandırmayın demekte. Nasıl bir kafa bu!
Salya sümük bir konu bu, zaten sulanmış, dünya krizinin kritik noktasındaki Türkiye kapitalizmi bu cıvıklığın içinde sürükleniyorken içindeki Fethullah Güleni yok edemez, tersine çoğaltır.
Bakın ne demiş, Alman sosyal demokrat Martin Schulz: Erdoğandan bir zamanlar hoşlanmıştım. Erdoğan da bir zamanlar Fethullah Gülenden hoşlanmıştı! Bunlar birbirlerinden hoşlanırlar ve nefret ederler. Ancak mesele krizdir. Erdoğanı hataya sürükleyen, zor durumda bırakan kapitalizmin krizinin derinleşmesidir ve pusulayı şaşırmıştır. Ama aynı kriz onu ölümcül darbelerden korumuştur.
Hal böyleyken bu düzen Fethullah'tan kurtulamaz, onun üzerine gittikçe kendi de zayıflar. Erdoğan'a "oraya gitme, şuraya git onu yakala" diyenler uyduruyor, Erdoğan kendi kuyruğunu mu tutsun?
Herkesin Fethullahçılıkla suçlanabilmesi, Fethullahçılığın bir resmi hareket haline gelmesinin sonucudur.
Herkesin Fethullahçılıkla suçlanabilmesi, elbette Erdoğan'ın muhalifleri susturma niyetinin ürünüdür de ama o kadar basit değildir. Herkesin Fethullahçılıkla suçlanabilmesi aynı zamanda AKP'nin zayıflığıdır.
Herkesin Fethullahçılıkla suçlanabilmesi 15 Temmuz darbe girişiminde ortaya çıkan fotoğrafı da doğrulamaktadır: Darbecilerle darbeye uğrayanlar ayrıştırılamıyor.
Akar ve Fidan'ın durumu, niyetleri ve gizli ajandaları ne olursa olsun, bunun kanıtıdır.
Sitemiz Bir Paylasim
Forum sitesidir Bu nedenle yazı, resim ve diğer materyaller sitemize
kayıtlı üyelerimiz tarafından kontrol edilmeksizin eklenebilmektedir. Bu
nedenden ötürü doğabilecek yasal sorumluluklar yazan kullanıcılara
aittir. Sitemiz hak sahiplerinin şikayetleri doğrultusunda yazı ve
materyalleri 48 Saat içerisinde sitemizden
kaldırmaktadır.
Bildirimlerinizi info@solpaylasim.com adresine
yollayabilirsiniz.