Eger,yenıden başlayabilseydim yaşamaya,
İkincisinde daha çok hata yapardım.
Kusursuz olmaya çalışmaz,sırtüstü yatardım.
Neşeli olurdum, ilkinde olmadığım kadar,
Çok az şeyi
Ciddiyetle yapardım.
Temizlik sorun bile olmazdı asla.
Daha çok riske girerdim.
Seyahat ederdim daha fazla.
Daha çok güneş doguşu izler,
Daha çok dağa tırmanır,daha çok nehirde yüzerdim.
Görmedigim bir çok yere giderdim.
Dondurma yerdim doyasıya ve daha az bezelye.
Gerçek sorunlarım olurdu hayali olanların yerine.
Yaşamın her anını gerçek ve verimli kılan insanlardandım.
Yeniden başlayabilseydim eger,yalnız mutlu anlarım olurdu.
Farkında mısınız bilmem. yaşam budur zaten.
Anlar,sadece anlar.Siz de anı yaşayın.
Hiçbir yere yanında su,şemsiye ve paraşüt almadan,
Gitmeyen insanlardandım ben.
Yeniden başlayabilseydim eger,hiçbir şey taşımazdım.
Eger yeniden başlayabilseydim,
İlkbaharda pabuçlarımı fırlatır atardım.
Ve sonbahar bitene kadar yürürdüm çıplak ayaklarla.
Bilinmeyen yollar keşfeder,güneşin tadına varır,
Çocuklarla oynardım,bir şansım olsaydı eger.
Ama işte 85'indeyim ve biliyorumn...
ÖLÜYORUM....
Şiirler tercüme etmek zordur. Şiirde verilen düşünceyi aktarmak bir ölçüde kolay olabilmekle birlikte o düşünceyi şiirin gerektirdiği duyarlık içinde aktarabilmek pek de kolay değildir. Bu yüzden şiir çevirilerinin şairler tarafından yapılması salık verilir.
(Borges'in bu şiirinin çevirisi (bence) kötü değil.)
''Yeniden başlayabilseydim eger,yalnız mutlu anlarım olurdu.
Farkında mısınız bilmem. yaşam budur zaten.
Anlar,sadece anlar.Siz de anı yaşayın.''
Öyle; yaşam için anların toplamından başka bir şey değil de denilebilir, bu yüzden.
An'ı yaşayın.
An'ı...
Bu ileti en son melnur
tarafından 09.09.2018- 21:34 tarihinde, toplamda 1 kez değiştirilmiştir.
Üstteki dizelerde ''Farkında mısınız bilmem. yaşam budur zaten.'' diyerek altını çiziyor ya, Borges... Aynen öyle.
Hayat her soluk aldığımızda geçip gidiyorken, belki bir şeyleri hala ciddiye almak gerekir, örnekse daha güzel bir dünyayı hayal etmeyi ve mücadele etmeyi hep ciddiye almak gerekir, diye geliyor bana. Ama sanki pek çok şeyi de abartısız hiç umursamaz hiç ciddiye almazdım. Öyle olmak gerekmez mi? Yaşanıp tüketilecek sadece tek bir hayat varsa, onu en güzel bir şekilde yaşamak, hiç çekincesiz, sorgusuz sualsiz...
Sevgiyi doyasıya yaşamak gerek örnekse; olmadan hiçbir şeyin olmayacağını bilmek...
Dışında kalmamak hayatın...
Hangi yaşta olursak olalım, hep içinde kalmak hayatın.
Hata hep olacak, üzüntüler de ama işte yaşanılan hayat bu. A. Camus söylemişti sanırım. Aklımda kaldığı kadarıyla ''insan hayatı üzüntü ve pişmanlıklarının bir toplamıdır...''
''An'ı yaşayın.''
Ne olursa olsun, nasıl mutlu olabileceksek,
nasıl mutlu olabileceğimizi düşünüyorsak, öyle...
Evet, çekincesiz, korkmadan, kim ne der diye de sorgulamadan,
Dışarda da, kışın tam ortasında, yazdan kalma bir gün...
Mavi gökyüzü, güneş...
El ayak çekilmeden,
hayat sizi bırakmadan...
Bu ileti en son melnur
tarafından 10.11.2024- 07:25 tarihinde, toplamda 1 kez değiştirilmiştir.
Sitemiz Bir Paylasim
Forum sitesidir Bu nedenle yazı, resim ve diğer materyaller sitemize
kayıtlı üyelerimiz tarafından kontrol edilmeksizin eklenebilmektedir. Bu
nedenden ötürü doğabilecek yasal sorumluluklar yazan kullanıcılara
aittir. Sitemiz hak sahiplerinin şikayetleri doğrultusunda yazı ve
materyalleri 48 Saat içerisinde sitemizden
kaldırmaktadır.
Bildirimlerinizi info@solpaylasim.com adresine
yollayabilirsiniz.