''Emekliler yılı''nda yeni asgari ücretimiz 22.104 tl olmuş. Cumhurbaşkanımızın dediği gibi ''hayırlı olsun''! Adına da aldanmamak gerek, asgari ücret falan değil bu, ülkedeki ortalama ücretin adı, yani, işi olan, iş bulabilen talihli milyonların alacağı ücret bu...
12 Eylül faşizmiyle sol kitaplar raflardan indirilerek yasaklandığında sosyoloji-psikoloji kitaplarının yanında Selim İleri'nin de kitapları da kitaplığımızda yerini almıştı. Yaşarken ve Ölürken'i yazdıktan sonra bir imza günü düzenlemiş, orada kimi açıklamalarda bulunmuş ama nedense ona '' o taşra kasabasında neden solcu olup da olumlu bir karakter yok'' diye de soramamıştım. Onun yazdıklarını okurken bu soru hiç aklımdan çıkmıyordu. Solcu-sosyalist olduğunu sanmıyorum ayrıca iyi bir yazar olmak için böyle bir koşulun olması gerektiğini de düşünmüyorum. Bence iyi bir yazardı. İlk hikaye kitabıyla ödül almıştı. Çok üretkendi. Ve roman ve hikayelerinde insanın iç dünyasını gözler önüne sermeye çalışır, duyarlıkların da en az düşünceler kadar önemsenmesi gerektiğini savunurdu. Sanırım bir hikayesinde ''yürüyüşlerde pankartlarda duyarlıklardan söz edilmeyecekse bir şeyler hep eksik kalacak'' sözü hala belleğimde.
Uzunca bir zamandır onun kitaplarını okumayı bırakmıştım. Sanırım Zaman gazetesinde yazılar yazmaya başladığında böyle bir tepki göstermiştim kendimce. Doğru değildi kuşkusuz. Epey oldu bir gün bir sahafta onun bir anı kitabına rastlayıp almıştım. Aldığım günden beri '' eski günlerin hatırına da olsa okumalıyım'' diye geçirerek içimden... Öyle duruyor. Sabah bu haberi öğrendiğimde gözüm o anı kitabına takıldı. ''Anılar; ıssız ve yağmurlu''. Okşuyorum.
Gerçekten üzgünüm. İçimden bir parça koptu gitti. Hayatımıza bir şekilde giren insanlar, yada da yazıp çizdikleriyle bizde etkide bulunanların günün birinde çekip gitmesi bir boşluk duygusuna da yol açıyor. Bir yalnızlık duygusu... Sanki..
Okumak sadece okurun iradesiyle ilişkilendirilecek bir eylem değildir, yazar okurun bu iradesine katkı verecek şekilde yazmıyor, yazamıyorsa ve böyle bir beceri edinmemişse kitap ya da yazıların öksüz kalmasının nedeni sadece okur olamaz, olmamalı.
S.İleri'ye bağlayacaksak, hem söyleyecek sözü olan ve hem de onu yetkin bir biçimde okutabilen bir yazarlardandı. Ölümü edebiyat dünyamız için gerçekten büyük bir kayıptır. İlk öykü kitabı Cumartesi Yalnızlığı'ydı. Ama hemen hemen bütün yapıtlarında insanlığın o büyük yalnızlığına değinmiş ve onu aşabilmenin yol ve yöntemi üzerinde durmuştur.
'Silahlar sussun, terör son bulsun'' demiş Cumhurbaşkanı Erdoğan; Kürt sorununda her şeyin yapıldığını ve bundan başka yapılacak bir şey kalmadığını da eklemiş. Başlatılan sürecin Erdoğan tarafından yorumu buysa Bahçeli'nin ''Öcalan meclise gelsin, DEM grubunda konuşsun'' açıklamasını nereye oturtacağız? Ya da Kürt hareketinde heyecan yaratan süreç tam olarak nedir, belli mi?
Sitemiz Bir Paylasim
Forum sitesidir Bu nedenle yazı, resim ve diğer materyaller sitemize
kayıtlı üyelerimiz tarafından kontrol edilmeksizin eklenebilmektedir. Bu
nedenden ötürü doğabilecek yasal sorumluluklar yazan kullanıcılara
aittir. Sitemiz hak sahiplerinin şikayetleri doğrultusunda yazı ve
materyalleri 48 Saat içerisinde sitemizden
kaldırmaktadır.
Bildirimlerinizi info@solpaylasim.com adresine
yollayabilirsiniz.