*************
Bugün ilk...
On dokuz yıl sonra ilk...
O'nsuz bir 23 Nisan
Doğum günüydü.
Tatlı bir heyecan yaşanacaktı,
küçücük bir pasta,
belki şirin bir hediye
karşılıklı bol bol öpüşmeler, oynaşmalar...
Ama işte O yok.
LOKUM, canım benim, bilesin, seni hala çok özlüyorum. Ve yokluğuna hiç alışamadım. Karşımda, çalışma odamın duvarında büyükçe bir resmin asılı. Gözlerim ona taklıyor bazen, ayp değil ya, kendimi tutamadığım oluyor...
Bitanem, gece yarısının ilk saatleri... Penceremden dışarı bakıyorum, kucağımdasın. Sıkı sıkıya sarılmışım sana, sokak lambalarının sarı, soluk ışıklarının aydınlattığı caddeye bakıyoruz. İki köpek geliyor, karşı duvar dibine, aranıyorlar, sonra aceleci adımlarla uzaklaşıyorlar. Gecenin bu yarısında havlamanı istemediğimi bildiğinden sadece heyecanlanyor, hareketleniyor ve içten içe havlamaya çalışıyorsun... -ne kadar güzel olurdu bu hallerin!
Sabah sana geleceğim, ilk işim toprağını okşamak olacak bilesin.
''İyi ki doğdun'' diyeceğim, belki duyarsın.
İyi ki doğdun, bitanem.
Doğum günün kutlu olsun.
Bize yaşattığın onca güzellikler için sana sonsuz teşekkürler.
Seni çok seviyoruz, yavrum.
Seni hiç unutmayacağız...
23 Nisan doğum günüydü; her yılın 23 nisan akşamı bir küçük pasta alır, küçücük armağanlarla bütün bir akşamı onunla kutlar, birlikte keyifli saatler geçirir, onunla birlkteliğimizin keyfini çıkarırdık. Şimdi yok; 19 yaşındayken kaybetmiştik. Onsuz üçüncü doğum günü anması olacak bu.
Adını LOKUM koymuştuk; on dokuz yıllık beraberliğimiz olmuştu, az şey mi? Hemen hemen her an'ımız birlikteydi ve nice anılar biriktirmiştik, şimdi hatırlıyorum da, hala gerçekten güldüren ve hala gözlerimizi yaşartan... Çalışma masamın hemen yanında, duvarda, büyükçe bir resmi var. Ara sıra gözlerimin takıldığı oluyor... Sanki birazdan oradan çıkıp gelecek, ayaklarımın üstüne yatmak isteyecek, olmadı kucağıma uzanmak, yanımda, yakınımda olmak, dokunmak, sanki biliyor, sanki bilincinde: sevmek dokunmaktır!
Canım, ne kadar garip şey, biliyor musun?
Sen yoksun ama hayat hala akıyor...
durmadan ileri doğru, geleceğe doğru akıyor.
Ve içinde bulunmadığın bir hayatı sensiz yaşamak zorunda kalıyoruz.
Elimizden başka bir şey de gelmiyor.
Canım,
İşin kötüsü de ne, biliyor musun?
Zaman geçtikçe, ne kadar direnirsek direnelim
bir şeyler durmadan sararıp soluyor.
Önleyemiyoruz, önlenemiyor...
Gelecek bir şekilde geçmişe baskın çıkıyor.
Canım, yaşattığın her şey için teşekkür ediyorum.
Her şey için...
Bu ileti en son melnur
tarafından 23.04.2024- 01:49 tarihinde, toplamda 1 kez değiştirilmiştir.
Sitemiz Bir Paylasim
Forum sitesidir Bu nedenle yazı, resim ve diğer materyaller sitemize
kayıtlı üyelerimiz tarafından kontrol edilmeksizin eklenebilmektedir. Bu
nedenden ötürü doğabilecek yasal sorumluluklar yazan kullanıcılara
aittir. Sitemiz hak sahiplerinin şikayetleri doğrultusunda yazı ve
materyalleri 48 Saat içerisinde sitemizden
kaldırmaktadır.
Bildirimlerinizi info@solpaylasim.com adresine
yollayabilirsiniz.