SolPaylaşım  
Ana Sayfa  |  Yönetim Paneli  |  Üyeler  |  Giriş  |  Kayıt
 
OTURUYORSAN KALK; AYAKTAYSAN YÜRÜ; YÜRÜYORSAN KOŞ!
Yurt ve dünya sorunlarına soldan bakan dostlar HOŞGELDİNİZ .Foruma etkin katılım yapabilmeniz için KAYIT olmalısınız.
Yeni Başlık  Cevap Yaz
“Sermayenin karşısında insan, doğa, hayvan üçlüsünün bir arada yaşaması mümkün”           (gösterim sayısı: 264)
Yazan Konu içeriği
Üye Profili boşluk
melnur
[ Gelenek ]
Kurucu
Varsayılan Kullanıcı Resmi
Kayıt Tarihi: 02.08.2013
İleti Sayısı: 11.434
Konum: İstanbul
Durum: Forumda Değil
İletişim E-Posta Gönder
| Özel ileti Gönder

37 kere teşekkür etti.
53 kere teşekkür edildi.
Konu Yazan: melnur
Konu Tarihi: 17.07.2024- 05:15


Hakan Yurdanur ile sokak hayvanlarına ilişkin kanun teklifi üzerine: “Sermayenin karşısında insan, doğa, hayvan üçlüsünün bir arada yaşaması mümkün”

Sokak hayvanları teklifine dair Sendika.Org yazarı Hakan Yurdanur ile konuştuk. Yurdanur, sermayenin kâr odaklı yaklaşımının karşısında insan odaklı olmaya; insan, doğa ve hayvan üçlüsünün yan yana gelebileceği bir duruş sergilenebileceğini vurguladı

Resim Ekleme
Bir süredir kamuoyunun gündeminde olan sokak hayvanlarına ilişkin kanun teklifinde sona gelindi. 5199 Sayılı Hayvanları Koruma Kanunu’nda değişiklik yapılmasını öngören kanun teklifinin önümüzdeki günlerde oylanması bekleniyor. Hayvan haklarına yönelik yazıları/çalışmaları bulunan Sendika.Org yazarı Hakan Yurdanur ile yasa tasarısının sunulmasının sebeplerini ve insan odaklı kent anlayışında hayvanların yerini konuştuk.

Yurdanur, sermayenin kâr elde edeceği şeyi seçeceğini ve bu yüzden sokak hayvanlarının yaşamalarından para kazanılmıyorsa o vakit öldürülmeleri üzerinden para kazanma hesapları yapacağını vurguladı. Yurdanur, tüm bu saldırıların karşısında insan, doğa ve hayvan üçlüsünün yan yana gelebileceğini ve bir arada tahakkümün ve sömürünün olmadığı eşitlik içinde bir duruş sergileyebileceğini söyledi.

“Kısırlaştırmak yerine iğne ile öldürmek daha kârlı ise sermaye ikinciyi seçer”
AKP tarafından sunulan yasa tasarısına karşı eylemlilikler günlerdir Türkiye’nin dört bir yanında devam ediyor. Peki sizce AKP’nin bu tasarıyı sunmasındaki temel sebep nedir?

En temel sebep sermayenin sokak köpeklerine bakış açısı ile ilintili. Sendika.org’da daha önce de paylaştığım gibi sokak köpekleri meta değildir ve kâr sağlamaz. Mama-tedavi-aksesuar-ilaç gibi para kazandıran devrelerin içinde yer almaz. Yaşamalarından para kazanılmıyorsa o vakit öldürülmeleri üzerinden para kazanma hesapları yapılır. Kısırlaştırmak yerine iğne ile öldürmek daha kârlı ise sermaye birinciyi değil ikinciyi seçer. Para getirisi olmayan hiçbir canlıyı sevmeyen “kadavra medeniyeti” tanımı işte bu yüzden denmiş. Toplatma, barınak inşa etme, kuduz var yalanı üzerinden aşı ithal etme gibi bir çok unsur temelinde öldürmeye yöneliktir ve para getirir. Sermayenin vicdanı, ahlakı, etik değerleri, hissiyatı, merhameti… yoktur. O nedenle ona sadece bu kavramlar üzerinden karşı çıkmak yeterli değil ve olamaz da.

“Ölüm güzellemesi ‘ötenazi’ adı altında servis ediliyor”
Temel sebebi böyle belirledikten sonra ikinci ve üçüncü sebeplere geçebiliriz. İkinci sebep sistemin içinde bulunduğu sosyo-ekonomik krizler. Bu krizler iktidarları çöküntüye uğratıyor. Çöküntünün tabanda yarattığı öfkenin dışarıya kanalize edilmesi için en uygun aparat olarak sokak köpekleri seçiliyor. Burada ciddi bir “algı kayması” durumu var. Sorunla ilişkisi olmayan birisini seçmek ve sonuna dek suçu onun üzerine ihale etmek… Bu öfkenin yarattığı gerilimi dindirme yöntemi olarak da ölümün konuşulması boşuna değil. Çünkü öldürerek sistemin yarattığı büyük çöküntülerden kaçış hedefleniyor. Ölüm güzellemesi “ötenazi” adı altında servis ediliyor…

Üçüncüsü ise türcülüğün getirdiği kolaycılığın etki alanını genişletmek. İnsanın egemen olduğu, doğanın ve hayvanların onun emrinde olduğu bir dünya efsanesi uydurması ile karşı karşıyayız. Peki bu insan kim ? Bu soru sorulmuyor. Buradaki insan; erkek ve sermayenin kodlarını taşıyan yönetici, hükmeden insan. Biliyoruz ki , sınıflara ayrılmış bir sistemde tüm canlılar için aynı anlama gelen genel bir “iyi” yoktur. İyi, egemen için iyidir. Bu üç hareket noktası bizim hem süreci anlamamızı hem de ne yapmalı sorusunun cevabını bulmamızı kolaylaştıracaktır.

“Sömürülen insan ve diğer canlılara egemen insanı kentin merkezine koyan anlayışta yaşam hakkı yok”
Tasarıya yönelik tepkiler olsa da tasarıyı destekleyen azımsanamayacak bir kitle de var. İnsanların bu tepkilerini sistemin-insanın kent anlayışı ve hayvanların bu anlayıştaki yeri bakımından nasıl değerlendirirsiniz?
Az önce belirttiğim üç ana etmen desteğin oluşmasında büyük öneme sahip. Günümüz neoliberal kentleşme modeli az önce belirttiğim egemen insanı kentin merkezine alan bir anlayışta. Korunaklı siteler, özel güvenlikli alanlar bu insanlar için inşa ediliyor. Sömürülen insan ve diğer canlılara bu merkezde yaşam hakkı yok. Altyapı, ulaşım, sağlık, eğitim, barınma gibi temel haklardan yoksun yaşam insanları girdabı içinde bitiriyor. Kentin sokaklarında yaşamayı başarabilen hayvanların karşısına bu kez güveli sokaklar, terörist hayvanlar uydurması çıkarılıyor. Bu yalan, trol ordusu üzerinden sürekli servis ediliyor. Bu zeminin üzerine şimdi de yasa inşa ediliyor.

Yani demem o ki, yasanın inandırıcılığı yok!

Bir önemli nokta daha var: Kentsel dönüşüm adı altında kentin yeniden inşası. Bir kere şunu net belirtelim; onun adı kentsel dönüşüm değil, kentsel bölüşümdür! Kenti bir rant şantiyesine dönüştürüp kültürel, tarihsel, sosyal yapısını yok etmek demektir. Dikkat ettiniz mi, neden hastaneler ve barınaklar kent merkezinin dışına inşa ediliyor/edilmek isteniyor? Cevap yukarıda söylediklerimiz içinde bulunmakta.

“İnsan, doğa ve hayvan üçlüsü tahakkümün ve sömürünün olmadığı eşitlik içinde bir duruş sergileyebilir”
Tüm bunların doğrultusunda hayvanlarla birlikte bir yaşam sürmek için ne yapmalıyız?

İşte temel soru bu: Ne yapmalı? Önce teorik yanı ile başlayalım. Bir kere orijinine sadece insanı koyan düşünce yapılarından (kalıplarından) uzaklaşarak, onları eleştirel analize tabi tutarak işe başlayabiliriz. Tüm canlıların ortak, bir arada, barış içinde yaşayabilmelerinin mümkün olduğunu göstermeliyiz. Bugün iktisat, felsefe, sosyoloji gibi bir çok alan insan ile insan arasındaki ilişkileri açıklamaya çalışıyor ve bunu tek gerçek olarak kabul ediyor. Oysa insan, doğa ve hayvan üçlüsü yan yana gelebilir. Bu geliş, tahakkümün ve sömürünün olmadığı eşitlik içinde bir duruş sergileyebilir.
Gelelim pratik yana. Hayvan hakları ve yaşam mücadelesi kendinden menkul, siyaset üstü, apolitik, sınıflar dışı bir mücadele biçimi değildir. Tam olarak politik mücadelenin göbeğindedir. Sadece şu örnek bile bunu ispatlamamıza yetecektir: Hayvan haklarını ve yaşamını yok sayan hükümetler, belediyeler, partiler, bakanlıklar, resmi kurumlar siyaset dışı, siyaset üstü kurumlar mı? Siyasi kurumların yarattığı sorunlara verilecek cevapların siyaset dışı, siyaset üstü görülmesi en iyi ihtimalle bir zihin bulantısıdır!

“Uygulanmayan, denetlenmeyen bir yasa nasıl suçlu ilan edilebilir?”

Başka trajikomik durumlar da var. 5199 sayılı yasayı suçlu ilan eden bir zihniyet duruyor karşımızda. Bu sel felaketine neden oldu diye yağmur damlalarını suçlamak gibi bir şey! Bu iddialara karşı şunu sormak lazım: Uygulanmayan, denetlenmeyen bir yasa nasıl suçlu ilan edilebilir?
Yeni çıkarılmak istenen yasa çelişkilerle dolu. Neden? Çünkü yasanın var ediliş nedeni çelişkili. Olmayan bir suç ve suçlu ilan ederseniz çelişkiler dizisi yakanızı bırakmaz. Ötenazi deniyor. Peki can dostumuza soruyor musunuz ötenazi olmak istiyor musun diye? Onayını alıyor musunuz? Buna ve köpeklerin agresif olduğuna kim, neye göre ve nasıl karar verebiliyor? Köpeği tanıyor musunuz? Uçağı hayatında ilk kez gören kabileler uçağı düşürmek mi yoksa inceleyip tanımak mı ister? Kabile dönemini geçtiysek eğer önce köpekleri tanıyalım ve yaşam haklarına saygı duyalım…

Berthold Brecht ‘in çok anlamlı sözü ile sözlerime son vermek isterim: “Mücadele edersek kazanacağımız kesin değil. Ama etmezsek kesin kaybedeceğiz…“

https://sendika.org/2024/07/hakan-yurdanur-ile-sokak-hayvanlarina-iliskin-kanun-teklifi-uzerine-sermayenin-karsisinda-insan-doga-hayvan-uclusunun-bir-arada-yasamasi-mumkun-708412



Cvp:
Yazan Cevap içeriği
Üye Profili boşluk
melnur
[ Gelenek ]
Kurucu
Varsayılan Kullanıcı Resmi
Kayıt Tarihi: 02.08.2013
İleti Sayısı: 11.434
Konum: İstanbul
Durum: Forumda Değil
İletişim E-Posta Gönder
| Özel ileti Gönder

53 kere teşekkür edildi.
37 kere teşekkür etti.
Cevap Yazan: melnur
Cevap Tarihi: 17.07.2024- 05:18


Mülksüzleri savunacağız - Erbil Karakoç

Kapitalizmin katıksız hurafelerinden ve onun mülk seviciliğinden gerçek anlamda bir kopuşu örgütlemek ancak ve ancak insan dışı canlılar (buna ekosistem de dahil) üzerine kurulmuş sömürüye karşı duruşla mümkündür

Resim Ekleme
AKP nihayetinde “hayvan hakları” ile ilgili yasayı tüm negatif yönleriyle Meclis’e getirdi. Birçok muhalif, konunun teknik, bilimsel, ahlaki ve uzmanlık yönlerini iletişim mecralarında paylaşıp pozitif katkı sundu ve ciddi bir kamuoyu bilincinin yaratılmasının önünü açtı. (Bir tek yasayı hazırlayan AKP bu pozitifliğe karşı direniyor.) Yeterli mi? Elbette değil. Ancak hemen enseyi karartmayalım. Türkiye de hayvan hakları mücadelesi birçok olumsuzluğa rağmen toplumsallaşmayı ve “hayvansallaşmayı” başarmış birikim ve mücadele deneyimleriyle zenginleşmiş toplumsal muhalefet alanlarındandır. Gerçek anlamıyla muhalif ve dinamiktir. Aktivistleri fiili-meşru mücadele verir. Bu mücadelede emeği geçenlerin hakkını teslim etmek gerekir.

Hayvan hakları mücadelesini sadece insan dışı canlıların yaşam hakkı mücadelesi olarak değerlendirirsek önemli bir ayağı boş bırakmış oluruz. Hayvan hakları mücadelesi aynı zamanda üretimde ve tüketimde “kültürel bir birikimin” beraber örgütlenmesi gereken mücadele alanıdır. Başta insan dışı canlıların yaşam hakkına saygı duyulmasının yanı sıra insanın diğer canlılarla olan yaşama ilişkisinde ve ortak kültürün örgütlenmesinde de önemi vardır. Kapitalizmin mülk edinme (sahiplenme) saldırısı; “mülksüzleştirilmiş”, sokağın komün olarak sevdiği ve birlikte yaşadığı, su ve besinini paylaştığı, soğuk kış günlerinde kapısını açıp içeri aldığı, insan dışı canlılarla birlikte renkli ve çok çeşitli yaşama saldırıdır. Böylesine renkli ve çok ırklı yaşam alanı hurafelerle, akıldan ve bilimden uzak söylemlerle geriletilmek isteniyor. Hem de en acımasız şekilde. Ne olduğunun asla farkında olmayan bir canlıya bir tercih hakkı sağlanıyormuş aldatmacasıyla. Adına da “ötenazi” denerek. Topluca katletmenin yolu açılmak isteniyor. Bu katletme biçimi sadece insan dışı canlıları kapsamıyor. İnsan dışı canlıları “metalaştıran” (sahiplendiren) anlayışın asıl amacı doğrudan insan ve doğa ilişkisini kopartarak insanı kendine yabancılaştırmayı da amaçlıyor. Dolayısı ile sosyalistler sadece gıda-mal-üretim-tüketim ilişkileri içinde kalmamalıdırlar. Yeni insanı yaratmak için insan dışı canlıları, doğa ve üretim ilişkilerini bir arada yaşama ve beslenme tercihlerini yeniden gözden geçirmeli ve ona göre bir strateji geliştirmelidirler.

Farkındalık belirli mücadele deneyimlerinden doğar. Mesela “sokak canlarının yaşam hakkı” mücadelesi insanlığın ortak değerlerini savunma mücadelesidir. Bu mücadelenin nitelikli eğitim ve sağlık hakkı mücadelesiyle senkronize edilmesi kapitalist birikimin gerekliklerine yönelik cephesel bir duruş sergilemektir. Ve her muhalif cephe kapitalizmin krizini derinleştirir. Onu teşhir eder ve toplumsallaşmasının önüne barikat olur!

Kapitalizmin katıksız hurafelerinden ve onun mülk seviciliğinden gerçek anlamda bir kopuşu örgütlemek ancak ve ancak insan dışı canlılar (buna ekosistem de dahil) üzerine kurulmuş sömürüye karşı duruşla mümkündür.

Mülksüzleri savunacağız. Nefretin güzergahında yürümeyeceğiz. Katı yargıları gemleyip dizginleyeceğiz.

Yeryüzünü seveceğiz ama yeryüzünde yaşayan tüm canlılarla birlikte.

Yerinde yaşat.

Sokağındaki canlara sahip çık.

https://sendika.org/2024/07/mulksuzleri-savunacagiz-708372



Cvp:
Yazan Cevap içeriği
Üye Profili boşluk
melnur
[ Gelenek ]
Kurucu
Varsayılan Kullanıcı Resmi
Kayıt Tarihi: 02.08.2013
İleti Sayısı: 11.434
Konum: İstanbul
Durum: Forumda Değil
İletişim E-Posta Gönder
| Özel ileti Gönder

53 kere teşekkür edildi.
37 kere teşekkür etti.
Cevap Yazan: melnur
Cevap Tarihi: 18.07.2024- 07:54



Resim Ekleme
Hani biz yaratılanı severdik yaratandan ötürü; o da mı yalan çıktı?



Cvp:
Yazan Cevap içeriği
Üye Profili boşluk
melnur
[ Gelenek ]
Kurucu
Varsayılan Kullanıcı Resmi
Kayıt Tarihi: 02.08.2013
İleti Sayısı: 11.434
Konum: İstanbul
Durum: Forumda Değil
İletişim E-Posta Gönder
| Özel ileti Gönder

53 kere teşekkür edildi.
37 kere teşekkür etti.
Cevap Yazan: melnur
Cevap Tarihi: 27.07.2024- 07:51


''(...) Sokak köpekleriyle ilgili tartışmalar sırasında “ötanazi” kavramı toplumda öylesine büyük tepki gördü ki, sonunda iktidar kanadı, yasa değişikliği önerisinin beşinci maddesinde yer alan bu sözcüğü çıkartmak zorunda kaldı. Ama TBMM Tarım, Orman ve Köyişleri Komisyonu’ndaki sözcük değişikliği hayvanseverleri mutlu etmeye yetmedi. Çünkü “Ölüm Yasası” olarak niteledikleri bu metinde topluöldürümlere kapı aralayan başka ifadeler vardı.

Kamuoyunun ve muhalefetin artan tepkilerinden bunalan AKP Genel Başkanı Tayyip Erdoğan, Meclis’teki son Grup toplantısında, milletvekillerine “Bu işi hemen bitirin!” talimatı verdi. Yandaş basın da “gereğini yapmak” için kolları sıvadı. Örneğin Yeni Şafak gazetesi, tartışmalı taslağı “Sahipsiz Köpek Yasası” diye sunarak sıradanlaştırmaya çalışırken “ceviz kabuğu” kadar değer taşımayan kimi siyasetçiler de işin içine Atatürk’ü katarak tarihi çarpıtma çabasına girişti…''

https://www.birgun.net/makale/gundemdeki-otanazi-547661




Cvp:
Yazan Cevap içeriği
Üye Profili boşluk
melnur
[ Gelenek ]
Kurucu
Varsayılan Kullanıcı Resmi
Kayıt Tarihi: 02.08.2013
İleti Sayısı: 11.434
Konum: İstanbul
Durum: Forumda Değil
İletişim E-Posta Gönder
| Özel ileti Gönder

53 kere teşekkür edildi.
37 kere teşekkür etti.
Cevap Yazan: melnur
Cevap Tarihi: 31.07.2024- 10:31


Katliam yasa tasarısı mecliste AKP ve MHP oylarıyla kabul edildi.

Resim Ekleme




Bu ileti en son melnur tarafından 31.07.2024- 10:43 tarihinde, toplamda 1 kez değiştirilmiştir.
Cvp:
Yazan Cevap içeriği
Üye Profili boşluk
melnur
[ Gelenek ]
Kurucu
Varsayılan Kullanıcı Resmi
Kayıt Tarihi: 02.08.2013
İleti Sayısı: 11.434
Konum: İstanbul
Durum: Forumda Değil
İletişim E-Posta Gönder
| Özel ileti Gönder

53 kere teşekkür edildi.
37 kere teşekkür etti.
Cevap Yazan: melnur
Cevap Tarihi: 02.08.2024- 02:34


Erdoğan da imzaladı, ''katliam yasası'' yürürlüğe girdi.

Resim Ekleme



Cvp:
Yazan Cevap içeriği
Üye Profili boşluk
melnur
[ Gelenek ]
Kurucu
Varsayılan Kullanıcı Resmi
Kayıt Tarihi: 02.08.2013
İleti Sayısı: 11.434
Konum: İstanbul
Durum: Forumda Değil
İletişim E-Posta Gönder
| Özel ileti Gönder

53 kere teşekkür edildi.
37 kere teşekkür etti.
Cevap Yazan: melnur
Cevap Tarihi: 12.08.2024- 00:06


Biraz önce Face'e yazmıştım, bu başlığa uygun.)
Resim Ekleme


''İnsafsızca öldürmeye başlamışlar'' diyordu, birtakım yer isimleri vererek ve yüksek sesle ''hayvanları öldürüyorlar'' diye nerdeyse çığlık atıyordu. Kadıköy Eminönü vapuru da iskeleye yanaşmak üzereydi. Canı yanmıştı, besbelli. Haklı olarak üzülüyordu. Etrafındaki kalabalıkların çoğu başını sallayarak onaylarken, bir kısmı da memnuniyetsiz yüz hatlarıyla arkasını dönüyordu. Kadın ise hiç durmuyor, ''tanrının yarattığı canları alma hakkını nereden alıyorsunuz?'' diye sürdürüyordu çığlığını.

Hemen her şeye maydanoz olma alışkanlığım orada da nüksetti, ''peki ne yapmak lazım?'' diye soruverdim. Kadın şaşırır gibi oldu, belki de toplum olarak rahatsızlık veriyorlar, yapılacak bir şey yok da ondan ''ötenazi'' uygulamasında bulunuyorlar, demek istediğimi sandı. Fazla da beklemedim, '' çözüm bu iktidardan bir an önce kurtulmak, öyle her spesifik konuya uygun öneriler zamanı çoktan geldi geçti.'' Kadının çığlıklarına başlarını sallayan onaylayan kalabalık bu kez benim söylediklerime başlarını sallamaya başlamıştı. Kadın ise bu kez ''22 yıldır iktidardalar'' şeklinde başlayan cümleler kurmaya başlamıştı. Vapur iskeleye yanaştı, yolcular indi, salonun ara kapısı açıldı, Eminönü vapuruna doğru koşar adım bir hareketlilik...

Kadın yerden göğe kadar haklı, öldürme hakkını siz nereden/kimden alıyorsunuz?



Cvp:
Yazan Cevap içeriği
Üye Profili boşluk
melnur
[ Gelenek ]
Kurucu
Varsayılan Kullanıcı Resmi
Kayıt Tarihi: 02.08.2013
İleti Sayısı: 11.434
Konum: İstanbul
Durum: Forumda Değil
İletişim E-Posta Gönder
| Özel ileti Gönder

53 kere teşekkür edildi.
37 kere teşekkür etti.
Cevap Yazan: melnur
Cevap Tarihi: 12.10.2024- 09:17


Yaptılar, sonunda bunu da yaptılar:NARİN'e yanmıştık, SILA'ya da...Sonra kadın cinayetleri derken bu kez Gebze'de hayvan katliamı ortaya çıktı. Zaten böyle bir katliam yasası meclisten geçtikten sonra eninde sonunda bu tür katliamlarla karşılaşacaktık. Görünürde 30 köpek, 13 kediyi ilaçla ''uyutmuşlar''. Kim bilir öncesinde göremediğimiz, duyamadığımız hangi katliamlar gerçekleştiriliyor vicdansız eller tarafından!

Resim Ekleme

Resim Ekleme




Yeni Başlık  Cevap Yaz



Forum Ana Sayfası

 


 Bu konuyu 1 kişi görüntülüyor:  1 Misafir, 0 Üye
 Bu konuyu görüntüleyen üye yok.
Konuyu Sosyal Ortamda Paylas
Benzer konular
Başlık Yazan Cevap Gösterim Son ileti
Konu Klasör ‘İnsanın ve maddenin özgürleşmesi diyalektik ile mümkün’ melnur 0 1525 09.03.2020- 03:59
Konu Klasör Rusya’da 18 bin yıllık hayvan cesedi bulundu... melnur 0 1252 29.11.2019- 05:57
Konu Klasör Yüzü kızaran hayvan/Erbil Tuşalp melnur 0 3595 21.01.2014- 08:14
Konu Klasör Hayvan hakları savunucuları Kadıköy'de yürüdü umut 0 3141 03.03.2014- 12:12
Konu Klasör İnsan insan olmaktan utanıyor... melnur 0 1280 02.05.2021- 05:12
Etiketler   “Sermayenin,   karşısında,   insan,   doğa,   hayvan,   üçlüsünün,   bir,   arada,   yaşaması,   mümkün”
SOL PAYLAŞIM
Yasal Uyarı
Sitemiz Bir Paylasim Forum sitesidir Bu nedenle yazı, resim ve diğer materyaller sitemize kayıtlı üyelerimiz tarafından kontrol edilmeksizin eklenebilmektedir. Bu nedenden ötürü doğabilecek yasal sorumluluklar yazan kullanıcılara aittir. Sitemiz hak sahiplerinin şikayetleri doğrultusunda yazı ve materyalleri 48 Saat içerisinde sitemizden kaldırmaktadır.
Bildirimlerinizi info@solpaylasim.com adresine yollayabilirsiniz.
Forum Mobil RSS