Bir önemli soru da, Kürt sorununun çözümü mü demokratikleşmenin önünü açar yoksa demokratikleşen bir Türkiye'de mi, Kürt sorunu çözüm yoluna girer? Öncesi de var, Kürt sorunu derken kastımız ne, neyi anlatmak istiyoruz bu sözle? Öyle ya, kimimiz anadilde eğitim deyip duruyor, kimimiz özerklik, federasyon ve hatta ayrı bir devlet imasında bulunuyor. Çoğumuz ise Kürt sorunu deyip susuyor, sustukça Kürt sorunu daha bir düğüm oluyor, içinden çıkılmaz hale geliyor.
Sahi nedir bu Kürt sorunu dediğimiz şey? Türkiye'de ulusal sınırlar içinde ülkenin demokratikleşmesine koşut bir şekilde Kürt halkının ulusal, kültürel haklarının savunulması mı? Yoksa UKKTH kapsamında bölgede dört parçada dağınık olarak yaşayan Kürt halkının bir parçada toplanarak ayrı bir devlet kurma hakkı mı? Kim neyi savunuyor, DEM ne söylüyor, sanal alemde kendilerini farklı şekillerde ortaya koymaya çalışan ve kedilerini solcu, sosyalist olarak göstermeye çalışan arkadaşlar neyi savunuyor?
Şurası bana çok açık geliyor; bir ara sanırım Aydemir Güler de altını çizmişti, ''Kürt sorunu ulusal haklar da içeren bir sınıfsal sorundur.'' UKKTH kapsamında sorun iki farklı etnik kimlikteki Kürt ve Türk halklarının birbirine yakınlaştırma sorunudur. Ve ayrıca Kürt ve Türk halklarının birlikte ve emperyalizm karşıtlığı çerçevesinde yürütmesi gereken bir mücadeledir ki, emperyalizmin halklara biçtiği bir özgürlük ve demokrasinin sömürü kaynaklı olduğunu ve halklara ve bölgeye hiçbir zaman huzur da getirmeyeceği açıktır.
Ama başka bir gerçek daha var; bizim böyle düşünüyor olmamız, siyasal tavrımızı bu perspektiften kurmamız, kendilerini Kürt sorunuyla bağlayan arkadaşların da böyle düşünmesi gerektiği anlamına gelmiyor. İsteyen sorunu anadilde eğitim merkezli ve sadece kültürel haklarla sınırlı görür, isteyen sorunu bölgesel bir sorun olarak değerlendirir ve ayrı bir devlet isteğine kadar uzatır. bütün bu tavırlarda bir sorun yok; sorun şurada:
Bilimsel sosyalizmi savunanlar ülke ve bölgedeki verili koşullar altında ayrılıkçı siyasetin sadece emperyalizmin hizmetine girmek ve Türk ve Kürt halklarının boğazlaşmasını istemekle aynı anlama geleceğinin bilincindedirler. Kürt halkının her türlü siyasi, kültürel haklarının yanında olmak bir sosyalistin ne kadar öncelikli görevlerinden biriyse ve aynı zamanda kimden gelirse gelsin, iki halkın eninde sonunda boğazlaşması anlamına gelen her türlü ayrılıkçı siyasete karşı olmak ve bölgede emperyalizmin çıkarlarına yönelik yapılanmasına karşı çıkmak da bilimsel sosyalizmi savunan insanların ilkesel önceliğidir.
Kürt sorununun dayattığı bir başka sorun da budur, kanısındayım ve Kürt kimliğini öne çıkararak siyaset yapmaya ve kendilerini solcu-sosyalist olarak tanımlamaya çalışan arkadaşlarımızın da bir türlü anlayamadığı şey budur.
Sitemiz Bir Paylasim
Forum sitesidir Bu nedenle yazı, resim ve diğer materyaller sitemize
kayıtlı üyelerimiz tarafından kontrol edilmeksizin eklenebilmektedir. Bu
nedenden ötürü doğabilecek yasal sorumluluklar yazan kullanıcılara
aittir. Sitemiz hak sahiplerinin şikayetleri doğrultusunda yazı ve
materyalleri 48 Saat içerisinde sitemizden
kaldırmaktadır.
Bildirimlerinizi info@solpaylasim.com adresine
yollayabilirsiniz.