Başbakanın son günlerde kızlı erkekli evler konusunda söyledikleri iki açıdan ele alınabilir. Ya bu adam tamamen delirdi diye düşünülüp tıbbi çareler aranır ya da dile getirdikleri halka açılmış bir savaş olarak değerlendirilip mücadeleyi yükseltmek için kollar sıvanır. Hatta her ikisi bir araya bile getirilebilir.
Ancak Erdoğanın kendi sonunu gördüğü, yakın gelecekteki çöküşünü anladığı ve bu durum karşısında savaşmayı kafaya koyduğu açık.
Yani Başbakan devrik bir lider gibi usulca, yenilmiş bir ordu gibi hayal kırıklığıyla falan değil, basbayağı savaşarak, geri çekilirken ardında yıkıntılar bırakarak, kendisi yenilirken başkalarını da yaralayarak gitmeye karar vermiş durumda.
Öyle kararlı ki, kendi partisi, kurmay takımı, akıl hocaları ve danışmanları bile durduramıyor Erdoğanı.
İlk açıklamalardan sonra aceleyle Başbakan aslında onu demek istemedi diyenleri yalanlamak, neyse ki bize düşmedi. Erdoğan hızla kendi adamlarını rezil etti. Üstelik bir değil, iki defa.
Ancak alçalmak, rezil olmak, paçavralaşmak süreklilik içeren fiillerdir. O yüzden ilk gün durumu kurtarmaya çalışanlar, ikinci gün Başbakanın ardında hizaya girdiler. Önce Erdoğanın sözlerini yumuşatmaya çalışanlar, sonra Başbakanın şefi olduğu koroda yerlerini aldılar.
Başta Arınç olmak üzere, çeşitli AKP ileri gelenlerinin ilk baştaki düzeltme gayretinden sonra gelen dünkü mide bulandıran sözlerini başka nasıl anlamalıyız?
Örneğin Arınç, açık açık, saklamaya ya da inceltmeye gerek duymadan, aynı evde yaşayan herkesin seviştiğini ve bunun da ahlaksızlık olduğunu söylüyor.
Birlikte yaşayınca kızlarımız hep kaybeden oluyor sözleriyle, cinsel deneyimi erkeğin kadını yendiği, erkeğin kadına üstün geldiği, erkeğin kazanıp kadının kaybettiği bir iktidar mücadelesi olarak anladığını belli ediyor.
Kızları başkalarının da kullanması halinde facialar yaşanabiliyor derken, tek başına ya da bir erkekle birlikte yaşayan kadının, doğal olarak başkalarının da kullanımına açık hale geldiğini, orta malına dönüştüğünü söylüyor.
Ateşle barut yan yana durmaz diyerek, kadın ve erkek arasındaki ilişkinin, eğer üçüncü kişiler o ortamda bulunmazsa, mutlak olarak bir cinsel deneyime kayacağını ifade ediyor.
Kim bilir, belki kendisi kazara bir kadınla baş başa kalsa aynı şeyi yapmaya yelteneceğinden, herkesin beraberindeki kadına da böyle davranacağından emin konuşuyor.
Yüzü dahi kızarmadan, koca kafasını insanların apış aralarına sokarak, gencecik kadınları fahişelikle, gencecik erkekleri tecavüzcülükle itham ediyor.
İma etmiyor, lafı oraya getirmiyor, benzetme yapmıyor; basbayağı iki insanın evlilik dışındaki tek ilişki biçiminin metreslik ya da kapatmalık olabileceğini söylüyor.
Ve AKPnin ağa babalarının metreslik ya da kapatmalık durumundan söz ettiği her anda, benim aklıma AKP yancısı, AKP yalakası, AKP şakşakçısı solcular, liberaller, gazeteci, yazar, yorumcu kılıklı hainler geliyor.
Ne zaman bizler sapıklıkla itham edilsek, benim aklıma bu ülkedeki esas sorunun paranoyak laikler, endişeli modernler, elitist jakobenler, darbeci kemalistler ya da statükocu güçler olduğunu söyleyenler geliyor.
Ne zaman bizim ahlakımız tartışma konusu edilse, benim aklıma solu darbecilikle, katillikle, faşistlikle; devletin maşası olmakla, dış güçlerin piyonu olmakla, İstanbul burjuvazisinin ortağı olmakla suçlayanlar geliyor.
Ne zaman bizi ahlaksızlıkla suçlasalar, benim aklıma yetmez ama evetçiler, askeri vesayet ortadan kalkıyorcular, 12 Eylül yargılanıyorcular, adamlar iyi şeyler de yapıyorcular geliyor.
Ne zaman Başbakan ve uşakları kızlarımıza metres, oğullarımıza tecavüzcü sıfatını yakıştırsalar, benim aklıma Melih Altınoklar, Yıldıray Oğurlar, Ufuk Uraslar, Sevilay Yükselirler, Markar Esayanlar geliyor.
Metresliği ya da kapatmalığı onlara bile yakıştıramadığım halde, onların durumundan benim yüzüm kızarıyor.
Ve yüzü kızarmayanlar, şimdi başka sularda iktidarını perçinlemeye gayret eden Başbakanlarının, bir gün kendilerini yeniden hatırlayacağı, kapılarını bir gece tekrar usulca çalacağı, elinde hediye olarak minik bir demokratikleşme paketiyle o hayırsız adamın bir kere daha gönüllerini almaya geleceği umuduyla bekliyorlar.
Sitemiz Bir Paylasim
Forum sitesidir Bu nedenle yazı, resim ve diğer materyaller sitemize
kayıtlı üyelerimiz tarafından kontrol edilmeksizin eklenebilmektedir. Bu
nedenden ötürü doğabilecek yasal sorumluluklar yazan kullanıcılara
aittir. Sitemiz hak sahiplerinin şikayetleri doğrultusunda yazı ve
materyalleri 48 Saat içerisinde sitemizden
kaldırmaktadır.
Bildirimlerinizi info@solpaylasim.com adresine
yollayabilirsiniz.