SolPaylaşım  
Ana Sayfa  |  Yönetim Paneli  |  Üyeler  |  Giriş  |  Kayıt
 
OTURUYORSAN KALK; AYAKTAYSAN YÜRÜ; YÜRÜYORSAN KOŞ!
Yurt ve dünya sorunlarına soldan bakan dostlar HOŞGELDİNİZ .Foruma etkin katılım yapabilmeniz için KAYIT olmalısınız.
Yeni Başlık  Cevap Yaz
Okuyan: 'Genişleyen Türkiye' gevşeyen ve varlığı sorgulanan bir ülke olacaktır           (gösterim sayısı: 43)
Yazan Konu içeriği
Üye Profili boşluk
melnur
[ Gelenek ]
Kurucu
Varsayılan Kullanıcı Resmi
Kayıt Tarihi: 02.08.2013
İleti Sayısı: 11.433
Konum: İstanbul
Durum: Forumda Değil
İletişim E-Posta Gönder
| Özel ileti Gönder

37 kere teşekkür etti.
53 kere teşekkür edildi.
Konu Yazan: melnur
Konu Tarihi: 04.01.2025- 06:06


Okuyan: 'Genişleyen Türkiye' gevşeyen ve varlığı sorgulanan bir ülke olacaktır

TKP Genel Sekreteri Okuyan, Türkiye sermayesinin Yeni Osmanlıcı planlarına karşı uyarıda bulundu ve emperyalizmin yayılmacı hedeflerine karşı mücadeleye çağırdı.

Resim Ekleme
Cihatçıların yönetimi ele geçirdiği Suriye'de pay kavgası sürerken, Kürt sorununda "yeni çözüm süreci" için Ankara'da temaslar hızlandı.

Birbirine paralel ilerleyen iki gelişmeyi değerlendiren Türkiye Komünist Partisi Genel Sekreteri Kemal Okuyan, "genişleme" isteğinin arkasındaki aktörlere ve bu hamlenin sınırlarına işaret etti.

AKP'nin dış politikasıyla özdeşleşen Yeni-Osmanlıcılık ile Türkiye sermayesinin yayılmacı hedefleri arasında bir uyum olduğunu kaydeden Okuyan, iki unsura karşı uyardı.

Yeni Osmanlıcılığın emperyalist saldırganlıkta rol almaya çalıştığını ve Türkiye kapitalizminin hafife alınmaması gerektiğini vurguladı.

X hesabından "Genişlerken gevşemek" başlıklı bir yazı paylaşan TKP Genel Sekreteri, "Türkiye önemli bir güçtür ama 'genişleyen bir Türkiye' aynı zamanda gevşeyen ve varlığı sorgulanan bir ülke olacaktır" ifadelerini kullandı.

Kemal Okuyan'ın yazısının tamamı şöyle:

"İktidarın dilinde bölgesel iddialar, büyüyen, güçlenen bir Türkiye var. Resmi ağzıların dışına çıkıldığında buraya bir 'genişleme' isteği ekleniyor. Zaten önde gelen isimler de her fırsatta bunu ima ediyorlar.

Yıllarca hiç gündem edilmeyen Türk-Kürt kardeşliği ve eşitliğinin bu bölgesel iddialarla beraber ele alınması gerektiği ortada. Zaten 'asla yeni bir çözüm süreci olmadığı' ısrarla belirtilen 'isimsiz ve niteliksiz' sürecin başlama vuruşunda da 'Türkiye’ye dönük dış tehdit var' anonsu yapılmıştı. Sonra adres gösterildi, İsrail Türkiye’ye saldırabilirdi.

İktidara yakın birçok kalem 'Kürtleri neden İsrail ve ABD’ye bırakalım' türünden yazılar yazdı. Türkiye oyun bozabilir ve bölgesel ağırlığını artırabilirdi. Bu işin tutkalının din kardeşliği olacağı özellikle vurgulanıyordu. Bu vurguyu DEM çevresinden birçok kişi öteden beri yapıyordu zaten.

Suriye savaşının ilk döneminde AKP ile PYD arasındaki görüşmelerin merkezinde de bu durmuyor muydu? 'Birlikte bölgesel bir güç olalım'. İmralı’da bu konuşuldu, Salih Müslüm ile bunun pazarlığı yapıldı.

'Yeni Osmanlıcılık, Büyük Orta Doğu projesinden feyz almıştır'
Konunun Kürt sorunu bağlamı bir yana, uzun bir süredir bu yaklaşımı Yeni-Osmanlıcılık olarak adlandırıyoruz. Türkiye kapitalizminin kabına sığamaması ve yayılma ihtiyacı duyması ile AKP’nin ideolojik referanslarının birleşmesinin ürünü bu.

Liberallerin Cumhuriyet’in bir gerileme olduğu tezi, İslamcıların yüz yıllık parantez demesi… Bahçeli yeni yıl mesajında, Cumhuriyetin kuruluşunun üzerinde atlayarak   'Türkiye iki asırlık ağırlığından kurtuluş için inisiyatif almıştır' derken referansı Osmanlı değil midir?

Bütün bunlar böyledir ama Yeni Osmanlıcılık, ABD menşeli Büyük Orta Doğu projesinden feyz almıştır. Bu anlamda emperyalist saldırganlığın bir türevidir. Oradan rol almaya çalışmaktır. Öyleydi ve bugün de öyle.

Bu nedenle Suriye’de yaşanan hızlı dönüşümün temelde kimin eseri olduğu sorusu anlamsızdır. Kimileri Türkiye diyor, kimileri İsrail, kimileri ABD, kimileri İngiltere… Oysa, hepsi içindedir ve kendi aralarındaki rekabete ve sürtünmeye rağmen ortak bir sonuç elde etmişlerdir.

Ya bundan sonrası?

İktidar 'bölge gücü oluyoruz' derken muhalefet 'olamazsınız, boyunuz yetmez, tuzağa düşüyorsunuz' demekte.

Değişen bir şey yok. İktidar böbürleniyor, muhalefet ise alay ediyor.

Oysa… Türkiye kapitalizmini kimse hafife almamalı. Onun iç dinamikleri, potansiyeli önemsenmeli. Nasıl önemsenmesin? 80 milyonluk ülkenin büyük çoğunluğunu yoksulluğa mahkum ederek, yeraltı ve yerüstü zenginliklerini, akla gelebilecek her şeyi talan edip yutarak ve iktidarların sınırsız desteğini alarak ciddi bir güce ulaştılar.

Bu Türkiye değil, Türkiye sermayesidir. Onlardan çaldıkları her şeyi geri aldığımızda, kardeşçe, eşitlik içinde yaşanacak bir Türkiye’den söz edeceğiz.

Ancak bugün Türkiye kapitalizmini de bölge gericiliği ile eklemlenen Yeni-Osmanlıcılığı da kimse hafife almasın.

'İran'a kadar yolu var'
Kapitalist Türkiye gücü ve zayıflığı aynı anda barındırır. Bütün ülkeler için geçerli olan bu durum AKP’nin 'atak yaparak zayıflıklardan kurtulma' demagojisiyle ilginç bir hal almıştır. Kimileri bunda samimi olabilir. Kimileri ise… Bile isteye…

Bir kez daha ABD ve NATO ile bir rezonans yakaladılar. İran’a kadar yolu var bu gerilimli işbirliğinin.

Sonra…

Sonrasında bu bölgenin Türkiye kapitalizmine terk edileceğini düşünenler hayal görüyorlar. Burası gerçek kurtlar sofrasıdır.

Türkiye önemli bir güçtür ama 'genişleyen bir Türkiye' aynı zamanda gevşeyen ve varlığı sorgulanan bir ülke olacaktır.

Emperyal hedefler emperyalist hafızayı canlandırır. 1919-1923 o kadar da uzak bir tarih değil. Unutulmadı.

Şimdi bu koşullarda yapılacak en aptalca iş Türkiye güçlü mü değil mi ekseninde tartışmaktır. Tuzaktır, değildir. Geçiniz

Bugün yaşamı kasvete boğan bir toplumsal düzenden hayırlı bir şey çıkmayacağı bilinmiyor mu? Daha ne kanıt bekleniyor? Ya da emperyalist müdahalelerden bir hayır gelebilir mi?

Bir ara not olarak söylüyorum, Suriye’de yaşananlardan sonra Türkiye’deki Cumhuriyetçi birikim ya eski koordinatlarında ısrar ederek Türkiye’yi yok edenin holdingler düzeni olduğu gerçeğini görmezden gelmeye devam edecek ya da sınıfsal zeminde kendini yeniden kuracak. Sabahtan akşama 'tuzak kuruluyor' diyerek ne tuzaktan korunur ne esenliğe çıkılır.

Kapitalizmden daha belalı, daha etkili bir tuzak olabilir mi?

Emperyalist saldırganlık ve projelerle mücadeleyi daha fazla ciddiye almamız; Yeni Osmanlıcılığa içerilen ideolojik ve siyasi çizginin büyük sermayenin çizgisi olduğunu hiç akıldan çıkarmamamız gerekiyor.

Hiçbir şey olmamış gibi davranıp yerle bir edilmiş bir mücadele hattının içinde mevzilenerek günü kurtarmaya çalışmak ise herhalde en korkunç tercih olacaktır."

https://haber.sol.org.tr/haber/okuyan-genisleyen-turkiye-gevseyen-ve-varligi-sorgulanan-bir-ulke-olacaktir-397168



Yeni Başlık  Cevap Yaz



Forum Ana Sayfası

 


 Bu konuyu 1 kişi görüntülüyor:  1 Misafir, 0 Üye
 Bu konuyu görüntüleyen üye yok.
Konuyu Sosyal Ortamda Paylas
Benzer konular
Başlık Yazan Cevap Gösterim Son ileti
Konu Klasör Kemal Okuyan'ın,''Türkiye ve Sosyalist Devrim: Bir Hayalin mi Peşindeyiz? yazısı üzerine... melnur 1 463 12.11.2023- 15:32
Konu Klasör Mahir Çayan: Yaşasaydı 75 yaşında olacaktı. melnur 0 976 15.03.2021- 20:01
Konu Klasör Emek Partisi "Bağımsız, demokratik bir ülke ve insanca yaşam bildirgesi"ni açıkladı... melnur 1 1535 23.01.2022- 02:13
Konu Klasör Türkiye yanıyor... melnur 3 1674 05.08.2021- 04:15
Konu Klasör Türkiye Devleti Profili RAGE-SF 0 1769 18.05.2020- 00:47
Etiketler   Okuyan:,   Genişleyen,   Türkiye,   gevşeyen,   varlığı,   sorgulanan,   bir,   ülke,   olacaktır
SOL PAYLAŞIM
Yasal Uyarı
Sitemiz Bir Paylasim Forum sitesidir Bu nedenle yazı, resim ve diğer materyaller sitemize kayıtlı üyelerimiz tarafından kontrol edilmeksizin eklenebilmektedir. Bu nedenden ötürü doğabilecek yasal sorumluluklar yazan kullanıcılara aittir. Sitemiz hak sahiplerinin şikayetleri doğrultusunda yazı ve materyalleri 48 Saat içerisinde sitemizden kaldırmaktadır.
Bildirimlerinizi info@solpaylasim.com adresine yollayabilirsiniz.
Forum Mobil RSS