Bir milyara yakın nüfusu olan Afrika'da işçi ve emekçiler burjuvazinin hegemonyasından kurtulmak, kendi bayrağı altında yürümek, öncü örgütlülüklerini yaratmak zorunda. Aksi takdirde beyazların düzeni hüküm sürmeye devam edecek. Yine de Yeryüzünün Lanetlileri yenile yenile yenmeyi de öğrenecekler.
Eski bir Fransa sömürgesi olan Batı Afrika ülkesi Burkina Fasoda gerçekleşen halk ayaklanması işbirlikçi devlet başkanı Blaise Compaorenin 27 yıllık iktidarına son verdi. Kuzey Afrikadan başlayarak tüm Arap ülkelerine yayılan eylem ve ayaklanma sürecini çağrıştıran hareketin sonucunda Burkina Faso ordusu, ortaya çıkan otorite boşluğunu doldurarak, yönetime el koydu. Ancak ordunun bu hamlesi emekçileri sokaktan koparmaya yetmedi.
Burkina Fasolu emekçiler, birkaç yıl önce Arap ülkelerindeki emekçi kardeşleri ile benzer sorunlara karşı ayaklandılar ve yine benzer sorunlarla yüzyüze kaldılar. 27 yıldır süren Compaore iktidarına karşı süren hoşnutsuzluk, bir patlamaya dönüştü. Sokaklara çıkan yüz binlerce emekçi, birkaç gün içerisinde Compaoreyi ülkeden kaçmaya zorladı. Emekçilerin biriktirdiği öfke, genel grev ve ayaklanmaya dönüştü ancak yönetim değişikliği haricinde düzen yerli yerinde kalmaya devam etti. Bu sebeple ülke içerisindeki çeşitli klikler Compaoreden boşalan koltuğu devralmak istediler. Elinde en çok imkanı bulunduran ordu şu an için bu boşluğu doldurdu. Sömürü iktidarı birkaç hafta ya da ay içerisinde muhtemelen -ordunun direncine göre- parlamenter bir görünüm alarak devam edecek.
Güney Afrikalı Yazar Daniel Sincubanın dediği gibi Beyaz sistemin Siyah yüzleri olan mevcut liderlerin hepsi, iyi, kötü, demokrat ya da diktatör tanımlarına karşın emperyalizme ve onun temel dayanağı olan sermaye iktidarına hizmet ediyor. Siyah isyan ya da Afrika Baharının başlangıcı olabilecek Burkina Fasodaki ayaklanma ise yukarıda bahsettiğimiz gibi Arap coğrafyasında yaşananlarla aynı akıbeti yaşamak zorunda kalacak. Ülkenin Suriye veya Libyadaki gibi parçalanması riski her zaman geçerli. Keza sömürü rejimi, emperyalizmin kesintisiz tahakkümü, zenginlikten en büyük payı almak isteyecek klikler var olduğu sürece ülke gerici çatışmalara sahne olabilir. Şu ana kadar yansıyan haberler tablonun bu kadar karamsar olmadığını ortaya koyuyor, tabloda görünen kısmıyla uzun yıllar biriken öfkesini boşaltan emekçiler, demokratik görünümlü Compaore düzeni altında yaşamaya devam edecek. Yani işsizlik, açlık, susuzluğun sebebi olan işbirlikçi elit bir kesim ve onun aracılık ettiği batı emperyalizmi ülkedeki zenginliği emmeyi sürdürecek.
Afrikalı Che sokaklarda
Buna karşılık tarihin tekerleğini hızlandıran emekçiler, bu süreç ile büyük bir deneyim edindiler. Göründüğü kadarıyla devrimci bir önderliğe sahip olamayan emekçiler, yine de ülkenin yakın tarihinden Thomas Sankaraya aşinalar.
Emekçilerin ellerinde fotoğraflarını taşıdığı ve 1982 itibariyle 4 yıl devlet başkanlığı görevini üstlenen Afrikalı Che Thomas Sankara, yakın silah arkadaşlarından Afrikalı Macbeth Compaore tarafından yapılan darbe ile devrilmişti. Sankara, katledilene dek, sosyalist ülkeleri örnek alarak ülkeyi kalkındırmaya çalıştı. Gerici toplumsal koşulların sürekli vahşice işkenceye tabi tuttuğu kadınlar için Afrikada pek de örneği rastlanmayan hak ve korunma yasaları geliştirdi.
Sankara, demokrat, halkçı yönetiminin vaat ettiklerini hayata geçiremeden emperyalistlerin ve işbirlikçilerinin hedefi haline geldi. Şu an Fildişi Sahiline kaçmış bulunan Compaore öncülüğünde yapılan bir darbe ile katledildi. Sankaranın ismi ve resimleri birçok Afrikalı emekçinin gönlünde yer etmiş, eşit ve özgür bir dünyanın simgesi haline gelmiş durumda.
Emperyalizmin kıtadaki üssü
1987de iktidara gelen Compaore ise ABD ve bölgedeki temel emperyal güç olan Fransanın kıtadaki en güvenilir müttefiki oldu. Orta Afrika ve Maliye yapılan Fransız askeri müdahalesini destekledi. Çeşitli İslamcı örgütlere karşı yapılan operasyonlarda Burkina Fasoyu üs haline getirdi. Çevre ülkelerdeki iç savaşları körükledi.
Ayaklanmaya kadar gelen son bir yıl içerisinde Compaore, sonunun gelmeye başladığını hissediyor, görevden ayrılır ayrılmaz Sankaranın öldürülmesinden sorumlu tutulacağı korkusuyla koltuğuna sarılmaya devam ediyordu. Geçtiğimiz günlerde Reutersin ele geçirdiği belgeler Fransa Cumhurbaşkanı Hollandeın Compaoreye görevi bıraktığı takdirde yeni görevler vereceğini vaat ettiğini gösterdi. Bu belgeler ayaklanmadan önce yayınlandı ve belki de öfke patlamasında payı oldu. Ancak Compaore, Macbeth refleksleriyle davranmaya devam etti. ABD ve Fransada bu yakın müttefikine görevi bırakmasını tavsiye etti, keza çıkabilecek sorunlar, kendi düzenlerini tehlikeye atabilir, kara kıta kendi baharını yaşamaya başlayabilirdi. Fransa daha önce gizli birimleri aracılığıyla Compaoreyi 2011 yılında bir darbeden korudu. Çünkü çevresindeki ülkeler gibi doğal zenginlikleri bulunmasa da bu ülke Fransanın bölgedeki askeri varlığının merkezini oluşturdu.
Emperyalistler sessiz, emekçiler ayakta!
Daha sonra emperyalistlerin korktuğu sonuç yaşandı ve Burkina Faso baharı başladı. ABD, Albay Zida öncülüğünde gerçekleşen darbe hakkında yorum yapmamayı tercih etti. Çünkü askerin hamlesi darbe olarak tanımlandığı takdirde ABD bu ülke ile bazı ilişkileri kesmek zorunda kalacaktı. Bunun yerine Washington, Birleşmiş Milletler, Afrika Birliği yeni yönetime iktidarı iki hafta içerisinde sivil yönetime bırakmasını salık verdi.
Emekçiler, askerin hamlesine tepki göstererek bir kez daha sokaklara çıktılar. Askerler bir kez daha kitlelere ateş açtı ve herkese evlerine dönmeleri gerektiğini söyledi. Katliam tehdidine rağmen kitleler sokaklardan çekilmedi.
Zida kliği ise koltuğa oturduğu ilk günlerde bu süreci aylarla tanımlasa da sokağın ve dış güçlerin baskısı ile görevi devretme sinyalleri verdi. Sendikacılar ve siyasi liderlerle yapılan son toplantıda yönetimin kısa bir sürede sivillere devredileceği söylendi. Ancak Gana Devlet Başkanı John Dramani Mahamanın Burkina Fasoya yaptığı ziyaret sırasında yapılan açıklamada seçimler için 2015 yılının Kasım ayına işaret edildi.
Kıtayı büyük çatışmalar bekliyor
Benzer patlamalar, hemen olmasa bile benzer koşullara sahip Afrika ülkelerinde de yaşanacak. Açlık, sefalet, sömürü ve işsizliğin yanı sıra onlarca yıldır aynı isimlerin yönettiği Kamerun, Angola, Zimbabwe, Kongo, Benin, Burundi ve Doğu Afrika ülkelerinde de benzer gelişmelerin her an yaşanabileceği öne sürülüyor. Başta Fransa olmak üzere emperyalizm, Burkina Fasonun ardından Afrikadaki ayaklanmalara daha hazır olacaklar. Bir milyara yakın nüfusu olan Afrika'da işçi ve emekçiler ise bunun karşılığında burjuvazinin hegemonyasından kurtulmak, kendi bayrağı altında yürümek, öncü örgütlülüklerini yaratmak zorunda. Aksi takdirde beyazların düzeni hüküm sürmeye devam edecek. Yine de Yeryüzünün Lanetlileri yenile yenile yenmeyi de öğrenecekler.
Kızıl Bayrak
Bu ileti en son proleter
tarafından 09.11.2014- 21:24 tarihinde, toplamda 2 kez değiştirilmiştir.
Sitemiz Bir Paylasim
Forum sitesidir Bu nedenle yazı, resim ve diğer materyaller sitemize
kayıtlı üyelerimiz tarafından kontrol edilmeksizin eklenebilmektedir. Bu
nedenden ötürü doğabilecek yasal sorumluluklar yazan kullanıcılara
aittir. Sitemiz hak sahiplerinin şikayetleri doğrultusunda yazı ve
materyalleri 48 Saat içerisinde sitemizden
kaldırmaktadır.
Bildirimlerinizi info@solpaylasim.com adresine
yollayabilirsiniz.