SolPaylaşım  
Ana Sayfa  |  Yönetim Paneli  |  Üyeler  |  Giriş  |  Kayıt
 
OTURUYORSAN KALK; AYAKTAYSAN YÜRÜ; YÜRÜYORSAN KOŞ!
Yurt ve dünya sorunlarına soldan bakan dostlar HOŞGELDİNİZ .Foruma etkin katılım yapabilmeniz için KAYIT olmalısınız.
Yeni Başlık  Cevap Yaz
BÖLGEMİZ, EMPERYALİZM, AKP, PKK, İÇ SAVAŞ           (gösterim sayısı: 3.046)
Yazan Konu içeriği
Üye Profili boşluk
denizcan
[ devrimci ]

Varsayılan Kullanıcı Resmi
Kayıt Tarihi: 24.12.2013
İleti Sayısı: 2.431
Konum: Trabzon
Durum: Forumda Değil
İletişim E-Posta Gönder
| Özel ileti Gönder


Konu Yazan: denizcan
Konu Tarihi: 17.09.2015- 16:31


BÖLGEMİZ, EMPERYALİZM, AKP, PKK, İÇ SAVAŞ, SAVAŞIN İÇİ / İLKER BELEK YAZDI..

Resim Ekleme

     
Emperyalizmi, bölgemizdeki gelişmeler açısından üst belirleyen olarak kabul etmeliyiz. Daha aşağıdaki aktörlerin buna rağmen belirli bir salınım olanakları yok mudur ? Elbette vardır. Ancak bu yalnızca bir salınım hareketidir ve bir süre sonra o aktör emperyalizmin belirleyiciliğindeki konumuna yeniden yerleşir. Şüphesiz geçen zamanda emperyalizmin üst belirleyici koordinat ve işlevinde kimi değişiklikler gerçekleşmiş olabilir. Emperyalist sistem içindeki hegemonik kayışlar salınımın boyutunu etkileyebilir. AKP’nin Suriye konusundaki salınım macerası örnektir. Eğer böyleyse:

1-OLGULAR


1- ABD açısından bölgedeki en iyi müttefik artık Kürtlerdir. Kendileri açıkladı.
2- ABD’nin bölgedeki stratejik müttefiki yıllardır Türkiye’dir.
3- ABD Suriye odaklı olarak bölgemizi yeniden haritalamak derdindedir. Irak ve Suriye Kürdistanları bu bakımdan somut gelişmeler kaydetmiştir/mektedir. Hedefte Türkiye vardır.
4- Kürt gerçekliğinin Irak, Suriye ve Türkiye bileşenleri ABD’yi ve diğer uluslar arası güçleri bölgeyi düzenlemek adına özel olarak göreve davet etmektedir. ABD bu davete icabet etmekte, en azından bu aktörlerin tümüyle “sempatik” zeminli bir hegemonyayı hayata geçirmektedir. Rojava en son örnektir. Obama bizde ve orada “serok” seviyesinde hürmet görmüştür.
5- Dünyada, şu anda, Türkiye derecesinde kalabalık, bu denli kritik bir bölgeye yerleşmiş ve bu denli yüksek derecede etnik gerilim yaşayan bir başka ülke mevcut değildir. Bu haliyle Türkiye emperyalizm bakımından fazla büyük bir “ulusal” yapıya sahiptir. Öte yandan, ülkemiz, mevcut yönetim sistemiyle, bu kadar gerilimi, bu etnisiteyi ve bu nüfus büyüklüğünü taşıma kapasitesini giderek yitirmektedir. Ve aynı zamanda, bütün bu sorunlarıyla ülkemiz ABD tarafından kontrolsüz bir kaosa terk edilemeyecek denli kıymetlidir.
6- AKP’nin, Kürt hareketine yönelik son harekatını ABD, “aklı selim” çağrısıyla birlikte, sıcak karşılamaktadır.
7- Rusya ve İran ABD’nin bölge politikalarını dengelemeye yönelik arayışlar içindedir. İran’ın PYD’ye askeri destek sunma teklifi, Rusya’nın ise Esad’a asker ve silah göndermesi göstergedir. İran bunu yaparken kendi Kürdistan’ına gülücükler dağıtmaktadır. Anlaşılan Kürt faktörü İran ve Rusya’nın Suriye’ye ilişkin konumlanışları itibariyle de önemli bir yere sahiptir.
8- Erdoğan emperyalistler tarafından üzeri çizilmiş bir devlet başkanıdır, Türkiye’nin IŞİD karşıtı koalisyona katılmış olması bu kararı değiştirmemiştir. Erdoğan direnmektedir, muhafazakarlık güçlüdür, süreç uzamaktadır.

2-HİPOTEZLER   (OLGULARI ANLAMLANDIRAN VARSAYIMLAR)

1- Türkiye’nin Kürt sorunu bölgesel ve uluslararası nitelikte bir sorundur. AKP’nin Kürt hareketine karşı başlattığı harekatın ve yaşanan sıcak savaş ortamının mutlaka 7 Haziran seçimleriyle bağlantılı bir zemini vardır, ancak bununla sınırlanamaz. Hatta, bu sorunun orta vadedeki gelişimi açısından esas belirleyici unsur uluslararasılaşma olgusudur. ABD’nin harekata sıcak bakması, yalnızca, Türkiye’nin IŞİD’e karşı ortak güce katılması karşılığında verilmiş taviz durumu da değildir.
2- Suriye’de bir Kürt devletinin ortaya çıktığı bu süreçte Türkiye’nin kendi Kürt sorununu şimdiye kadar olduğu biçimiyle (görüşmeler-savaş-yeniden görüşmeler-..) idare etmesi, “çözüm süreci”ndekiler de dahil, “geleneksel” ideolojik referansların geçerliliğini koruyabilmesi olanağı ortadan kalkmaktadır.
3- Türkiye’nin iç siyaseti , seçimleri, vb de Kürt sorunu üzerinden uluslararasılaşmıştır.
4- 7 Haziran’da başlayan, devam eden ve 1 Kasım seçimleri sonrasında da devam edeceği anlaşılan “seçim” ortamı, bu nedenle, bölgenin yeniden haritalanması faaliyetinde daha büyük önem kazanmıştır.
5- Kürt hareketinin özerklik önerisini programatik düzlemden çıkararak pratik uygulama alanına sürmesinin ve bu konuda HDP-PKK’nin özerklikten geri adım atılmayacağına ilişkin vurgusunun, ABD’nin onayı alınmaksızın gerçekleştirilmiş olma olasılığı düşüktür/yoktur.
6- Emperyalizmin Irak ve Suriye ayaklı Kürt gerçekliğine dahil olma derecesi dikkate alındığında, Türkiye Kürt hareketinin özerklik çıkışı, bölgenin yeniden haritalanması yönündeki emperyalist projede anlamlı bir yere oturur.
7- Böyle bakıldığında “özerklik” çıkışının PKK’nin değil, ABD’nin Erdoğan ve AKP’ye bir yanıtı olduğunu düşünmek akla aykırı düşmez.
8- Suriye’deki gelişmelerin özellikle tetiklediği Kürt gerçekliğiyle alakalı bu yeni konjonktürde AKP ve PKK kendi konumlarını sağlama almaya çalışmaktadır. Genel olarak Kürt hareketinin konumlanışı yeni durumla daha uyumlu iken, Erdoğan ve AKP’ninki iktidarını korumaya yöneliktir.

3-TEORİ (YA DA SONUÇ: HİPOTEZLERİ İLİŞKİLENDİREN SOYUTLAMA)

Savaşmakta görünen tarafların esasen ortak bir hedefe doğru itilmekte oldukları, bu bakımdan niteliksel olarak farklı bir sahnenin açıldığı düşünülmelidir. ABD bölgenin yeniden haritalanması sürecinde, “çözüm süreci”nin (en başından tahmin edilebilir) başına gelenlerden sonra, yılların kendisi açısından stratejik müttefiki ile şu anda bölgedeki yine kendisi açısından en iyi müttefikine “bildikleri gibi” davranmaları, kendi projelerinin peşine düşmeleri konusunda, ortaya çıkacak manzarayı ve Türkiye halk sınıflarının bu savaşa verecekleri tepkiyi gözlemek bakımından, inisiyatif ve yol vermiştir. Bir iç savaş provasının gerçekleştirildiğini düşünmek abartılı olmayacaktır. Şekillenecek somut durum Türkiye Kürt sorununun yeni ele alınışı açısından ABD’ye önemli ipuçları sunacaktır. Ancak, Türkiye’nin Kürt sorunu üzerinden en azından gevşetilmesi, çözülmesi hedefi ceptedir. ABD, Kürt devletleşmesini de içeren bölgemizin yeniden haritalanması sürecinde Türkiye’yi nasıl hazmedeceğine ilişkin ipuçları toplamaktadır. Hem AKP hem de Kürt hareketi bu sürece destek sunmaktadır. Ama çaresizlikle, ama taammüden. Gelişmelerle bağlantılı bir diğer hedef savaşan tarafların bütün aktörlerinin eş zamanlı olarak hep birlikte ehlileştirilmesidir. Türkiye’de, resmi devlet ideolojisi dışında konumlanmış bir sola (batı tipinde “sosyalist” bir oluşuma) gerek bulunmaktadır. Bu aktör HDP olarak belirlenmiştir. HDP’nin iç savaşın ip uçlarını içeren bu savaştan Kürt illerinde güçlenerek çıkacağı kesindir.

4- HİPOTEZLERİ VE TEORİYİ GELİŞTİRMEK, SINAMAK İÇİN GEREKLİ VERİLER


“Barış” ve “çözüm” süreçleri sürecinde Oslo ve İmralı görüşmelerine kimlerin, hangi tarafların katıldığı, bu toplantılarda nelerin konuşularak, kayıt altında alındığı, tarafların birbirlerine kimlerin hakemliğinde hangi sözleri verdiği, stratejinin kısa, orta ve uzun vadeli adımlarının neler olarak belirlendiği, “çözüm” adına hangi algoritmanın çizildiği, bu algoritmada yapılan görev dağılımları, gibi konuların kamuoyuna bir an önce açıklanması özel bir anlam kazanır.

Doç.Dr.İlker BELEK
Telgrafhane.org




Cvp:
Yazan Cevap içeriği
Üye Profili boşluk
bedrettin
[ ..... ]

Varsayılan Kullanıcı Resmi
Kayıt Tarihi: 30.08.2013
İleti Sayısı: 907
Konum: Trabzon
Durum: Forumda Değil
İletişim E-Posta Gönder
| Özel ileti Gönder


Cevap Yazan: bedrettin
Cevap Tarihi: 17.09.2015- 19:09


Yazar yorumlayacak bir şey bırakmamış. Bölgemizde emperyalist planlar hiç bir zaman eksik olmamıştı. Bu planlardan Irak'la ilgili olanın tam olarak gerçekleştiğini görüyoruz. Sırada Suriye vardı, Suriye'de istenen tam olarak gerçekleşemese ve Esad ''oyun bozanlık'' yapmış olsa da burada kürt kantonlarının ortaya çıkmış olması planın eksik olarak da ilerlediğini ortaya koyuyor. Sırada Türkiye var!

Türkiye bölgede İsrail'den sonra Amerika'nın en önemli müttefikiydi ve bu yüzden Erdoğan kendi açıklamasıyla BOP'ın eş başkanıydı. Gelişmeler bu konuda Erdoğan'ın Amerika için ''güvenilmez'' bir müttefik olduğunu da ortaya çıkardığında ortaya çıkan boşluk kürt hareketi tarafından dolduruldu. ABD'nin bölgedeki müttefiki İsrail'den sonra kürt hareketi olmuştur ve amaç ABD'ye karşı çıkamayacak ve İsrail'le birlikte bölgede ABD'nin çıkarlarını kollayacak bir kürt devletidir. Bölgedeki gelişmeler   böyle bir haritanın gerçekleştirilmesi yönündedir ve Türkiye'deki olayları da bu makro plan içinde değerlendirilmek durumundadır.

Türkiye sosyalist hareketinin bu gerçeğin farkında olduğunu sanıyorum. Kürt sorununa bu ön belirleyen ışığında yaklaşılması sol için hayati önemdedir. Bu yüzden kürt sorunu sadece kürt sorunu değildir ve bölgedeki emperyalist planların içine bir şekilde dahildir.



Yeni Başlık  Cevap Yaz



Forum Ana Sayfası

 


 Bu konuyu 1 kişi görüntülüyor:  1 Misafir, 0 Üye
 Bu konuyu görüntüleyen üye yok.
Konuyu Sosyal Ortamda Paylas
Benzer konular
Başlık Yazan Cevap Gösterim Son ileti
Benzer konu yok
Etiketler   BÖLGEMİZ,   EMPERYALİZM,   AKP,   PKK,   İÇ,   SAVAŞ
SOL PAYLAŞIM
Yasal Uyarı
Sitemiz Bir Paylasim Forum sitesidir Bu nedenle yazı, resim ve diğer materyaller sitemize kayıtlı üyelerimiz tarafından kontrol edilmeksizin eklenebilmektedir. Bu nedenden ötürü doğabilecek yasal sorumluluklar yazan kullanıcılara aittir. Sitemiz hak sahiplerinin şikayetleri doğrultusunda yazı ve materyalleri 48 Saat içerisinde sitemizden kaldırmaktadır.
Bildirimlerinizi info@solpaylasim.com adresine yollayabilirsiniz.
Forum Mobil RSS