SolPaylaşım  
Ana Sayfa  |  Yönetim Paneli  |  Üyeler  |  Giriş  |  Kayıt
 
OTURUYORSAN KALK; AYAKTAYSAN YÜRÜ; YÜRÜYORSAN KOŞ!
Yurt ve dünya sorunlarına soldan bakan dostlar HOŞGELDİNİZ .Foruma etkin katılım yapabilmeniz için KAYIT olmalısınız.
Yeni Başlık  Cevap Yaz
Başkanlık isteyenle özerklik isteyen çatışıyor           (gösterim sayısı: 2.772)
Yazan Konu içeriği
Üye Profili boşluk
ayhan
[ .... ]

Varsayılan Kullanıcı Resmi
Kayıt Tarihi: 05.12.2013
İleti Sayısı: 1.076
Konum: Tekirdağ
Durum: Forumda Değil
İletişim E-Posta Gönder
| Özel ileti Gönder


Konu Yazan: ayhan
Konu Tarihi: 31.12.2015- 16:22


2016’nın masaları
Ender HELVACIOĞLU


Resim Ekleme

Kürt sorunu konusunda ortalık toz duman, herkes bir şeyler söyleyip yazıyor, ama “çaktırmadan” bir masa kuruluyor gibi…

Sanılıyor ki, “başkanlık” isteyenle “özerklik” isteyen çatışıyor. Ama işin gerçeği bu ikisi aynı madalyonun iki yüzüdür.

Erdoğan’ın bir hedefi var: Başkanlık sistemini getirmek ve kendi iktidarını garanti altına almak. 7 Haziran’dan itibaren bütün araçları kullanarak bu planı uygulamaya çalışıyor. Muhalefet boşluğundan da yararlanarak epey yol aldığını görmek gerek.

Bu plan doğrultusunda önümüzdeki dönem için olası bir senaryo şöyle: HDP’nin kapatılması, HDP vekillerinin dokunulmazlıklarının kaldırılması, baskın erken seçim, MHP ve HDP’nin baraj altında kalması, AKP’nin anayasayı değiştirecek ve başkanlığı getirecek çoğunlukla iktidara gelmesi.

Giderek daha fazla dillendirilmeye ve ısıtılmaya başlandı bu senaryo.

Bazıları Erdoğan’ın hatasını anlayıp “milli” olduğunu, “ABD’nin kara gücü PKK’ya karşı anti-emperyalist bir savaş verdiğini”, böylece “kendi mevzilerine” geldiğini söylüyor. Hatta “kraldan çok kralcılık” yaparak bu yolda öneriler de getiriyorlar: HDP’yi kapa, vekillerinin dokunulmazlıklarını kaldır, belediye başkanlarını görevden al, bölgede sıkıyönetim ilan et, vur kır parçala…

Oysa ortada bir “İncirlik Mutabakatı” var; vızır vızır uçaklar inip kalkıyor. ABD’yle, İsrail’le, Barzani’yle yapılan pazarlıklar var.

Erdoğan ve AKP’nin emperyalizme tam teslim olma karşılığında iktidarını sağlamlaştırma inisiyatifi (tavizi) kopardığı gözüküyor. Kürt illerine yönelik operasyonlar ve olası HDP operasyonu bu “inisiyatif”in parçası. Kısacası bu inisiyatif “milli ve anti-emperyalist” olmanın değil, tam tersine “emperyalizme teslimiyet”in bir göstergesi. Erdoğan ABD’nin kara gücüne karşı savaş verecek ve ABD ses çıkarmayacak, kimse hayal görmesin.

Bunu, Erdoğan, planını hayata geçirip “hadi şimdi gelin masaya” dediği zaman anlayacağız. Verilen savaş, masaya daha güçlü oturabilmenin savaşıdır. O zaman “ver başkanlığı, al özerkliği” de diyecektir Erdoğan. Tabi bu özerkliği PKK mı alacak, Kürt İslamcıları mı, Barzani mi; onu güçler dengesi belirleyecek.

Bu arada olan halka ve Türkiye’ye olacakmış, onarılması çok zor yaralar açılacakmış; ne ABD’nin ne de Erdoğan’ın umurunda. PKK’nın hiç umurunda değil.

Gelelim DTK’nın ve HDP’nin “özerklik” önerisine… Bu konu şu anda hiç gündemde değil. Peki, neden şapkadan tavşan çıkarır gibi önerildi?

Bu aslında AKP’ye “masaya gel, tartışalım” önerisidir. Kürt hareketinin masadan vazgeçmediğinin de göstergesi.

Politik bir manevra. Daha fazla güç kaybetmeden masaya oturma hedefi. Tabi o masada özerklik olduğu gibi başkanlık da olacak. Bunu açıkça söylüyorlar zaten.

AKP ve Erdoğan bunu kabul eder mi, yoksa daha fazla yol aldıktan ve iyice ezdikten sonra mı kabul ederler, bunu göreceğiz.

Ama şurası net: Ne Kürt illerine yönelik faşizan operasyonlar ne de özerklik tartışması Türk’üyle Kürt’üyle Türkiye halkının, Türkiye emekçilerinin ve Türkiye’nin yararınadır. Tam tersine felaketin yolları döşenmektedir.

***

Emekçiler açısından zorlu ve tehlikeli bir yeni yıla giriyoruz. Tehlikeler fırsatlara dönüştürülebilir mi? Tabi ki… Örgütlü bir öncü varsa…

Dönüp dolaşıp aynı noktaya geliyoruz. Bu “dalaş”a emekçiler adına bir müdahale gerek. 2016, bu noktada bir yol alabilirsek umut vaat eden bir yıl alacaktır; yoksa 2015’ten bile daha felaket bir yıla hazırlayalım kendimizi.

“Örgütçük”lerin altından kalkabileceği bir iş değil bu. Bir “emekçi cumhuriyeti” cephesi gerek. Türkiyeli olup, Türkiye’de kurulup, ülkenin batısına da doğusuna da el uzatan bir cephe. 12 Eylül’de olduğu gibi tek tek avlanmamak için dahi bu gerekli.

- Anti-emperyalizm

- Aydınlanma ve laiklik

- Türk+Kürt

- Emek hakları

- Demokrasi ve özgürlükler

- Örgütlü toplum

Bu programın Türkiye’de geniş bir tabanı var. Ve buna ancak sosyalistler öncülük edebilir.

Devirelim emperyalizmin masalarını, kendi masamızı kuralım.

2016’yı “felaket”in değil, “umut”un yılı yapalım.




Bu ileti en son ayhan tarafından 31.12.2015- 16:24 tarihinde, toplamda 1 kez değiştirilmiştir.
Cvp:
Yazan Cevap içeriği
Üye Profili boşluk
melnur
[ Gelenek ]
Kurucu
Varsayılan Kullanıcı Resmi
Kayıt Tarihi: 02.08.2013
İleti Sayısı: 11.437
Konum: İstanbul
Durum: Forumda Değil
İletişim E-Posta Gönder
| Özel ileti Gönder

53 kere teşekkür edildi.
37 kere teşekkür etti.
Cevap Yazan: melnur
Cevap Tarihi: 01.01.2016- 18:53


Ender Helvacıoğlu'nun Türkiye'nin politiğine yönelttiği eleştirilere katılmamak mümkün değil. Ama çözüm konusundaki görüşlerinin gerçekleşebilme olasılığının Türkiye'de ne kadar geçerli olabileceği bence oldukça sorunlu. Çözüm elbette bir ''emekçi Cumhuriyeti'', elbette sosyalist bir Türkiye, bu konuda eksiğimiz de öncü ve toplumsal bir güce ulaşmış partilerin olmaması. TKP bir ayrışma yaşamasaydı, sorunlarını bölünmeden ve kendi içinde çözebilseydi, rahatlıkla çözümün adresi olarak gösterebilirdim, ama olmadı, olamadı. HTKP'nin bu haliyle güven verdiği söylenemez, KP ise yeni yeni toparlanıyor. Bu partilerin dışında başka bir sosyalist odağın sosyalist harekette belirleyicilik kazanabileceğine inanmıyorum. Pek çoğu ya   kuyrukçu ( uvriyerist) bir doğrultuda arayış içinde ya da sosyalist devrim perspektifi doğrultusunda siyaset üretemiyor.

Ne yapmalı sorusunun Helvacıoğlu'ndaki yanıtı ''örgütçük'' değil, cephe anlayışı. Ama bir gerçek onu da bir türlü gerçekleştiremeyişimiz. Sol cephe denemesi olmadı, arada ÖDP'nin bir denemesi vardı, o da tutmadı, BHH için de ne kadar umutlu olunabilir? Kemal Okuyan'ın dünkü açıklamasında yaptığı saptamaya katılıyorum. Bugünün Türkiye'sinde ortak özellikleri olan bir 'sosyalist hareket' mevcut değil. ( http://www.solpaylasim.com/k6096-kemal-okuyan-sokak-tek-sartla-yine-hareketlenir.html ) Öncelik artık kendini sosyalist-komünist olarak niteleyenlerin etkin bir biçimde örgütlenmesi ve partili hareketlere dahil olabilmesinden geçmektedir. Ortak zeminde bir araya gelinemeyiş ortak ilkelerde anlaşılamayış nedeniyledir. Bunca denemeden olumlu bir sonuç çıkmadıysa, örgüt ve partilerin bu halleriyle başka bir denemeye kalkışması da olumlu bir sonuç vermeyecektir. Bu yüzden öncelik komünist özneyi güçlendirmekten geçiyor. Helvacıoğlu'nun haklı olarak ''örgütçük'' kodlamasını örgüte dönüştürebilirsek sanırım, sorunların büyük bir bölümü çözüm yoluna girer. Ben önceliğimizin bu olduğunu düşünüyorum.


dir. Bir komünist özneyi öne çıkarmadan bu sorunların üstesinden gelemiyoruz.



Yeni Başlık  Cevap Yaz



Forum Ana Sayfası

 


 Bu konuyu 1 kişi görüntülüyor:  1 Misafir, 0 Üye
 Bu konuyu görüntüleyen üye yok.
Konuyu Sosyal Ortamda Paylas
Benzer konular
Başlık Yazan Cevap Gösterim Son ileti
Konu Klasör CHP Genel Başkanlığına Özgür Özel seçildi. melnur 1 471 18.11.2023- 07:41
Konu Klasör TİP Genel Başkanı GEBZE'den belediye başkanlığına aday. melnur 2 313 04.03.2024- 00:14
Konu Klasör İlhan Cihaner, CHP Genel Başkanlığı'na aday oldu: Sol siyasetle başarıya ulaşacağız melnur 5 2608 21.01.2021- 08:40
Etiketler   Başkanlık,   isteyenle,   özerklik,   çatışıyor
SOL PAYLAŞIM
Yasal Uyarı
Sitemiz Bir Paylasim Forum sitesidir Bu nedenle yazı, resim ve diğer materyaller sitemize kayıtlı üyelerimiz tarafından kontrol edilmeksizin eklenebilmektedir. Bu nedenden ötürü doğabilecek yasal sorumluluklar yazan kullanıcılara aittir. Sitemiz hak sahiplerinin şikayetleri doğrultusunda yazı ve materyalleri 48 Saat içerisinde sitemizden kaldırmaktadır.
Bildirimlerinizi info@solpaylasim.com adresine yollayabilirsiniz.
Forum Mobil RSS