Suriye savaşının seyri mi değişiyor? Trump bombaladı, AKP, İsrail, PYD alkışladı
İlker Belek
ABD ile Rusya arasında, Suriyenin doğusunun ABDye, batısının Rusya-Esada bırakıldığını ima eden bir mutabakat oluşmuştu. İdlibi Rusya-Suriye-YPG, Rakkayı da ABD-YPG temizleyecek gibi görünüyordu. Cerablusun statüsü en sona bırakılmıştı.
Ancak Trumpın Şinsar ve El Şayrat askeri üslerine saldırması bir anda ortalığı karıştırdı.
*****
Temel soru, ABDnin Rusya ile doğrudan karşı karşıya gelişi göze alıp alamayacağıdır.
Bu sorunun yanıtı önemli. Zira artık bölgedeki durum Bushun Irakı işgal ettiği 1990ların ve 2000lerin başından tamamen farklı. O dönemde Sovyetler dağılıyordu ve Rusya faktörü kesinlikle söz konusu değildi. Ek olarak artık sahnede İran, Hizbullah ve hatta Çin gibi global ölçekte etkili aktörler de mevcut.
*****
Bu nedenle, ABDnin Suriyeye ilk kez doğrudan askeri bir saldırı gerçekleştirdiği şu anda da, mutabakatı geçersiz saymasını gerekli ve olanaklı kılacak bir ortamın mevcut olmadığını düşünmek akla yakın görünüyor.
Bunun nedeni ABDnin Rusya ile çatışmayı almasının savaşı çok kısa süre içerisinde tüm bölgeye yayacak bir etki yaratacak olmasıdır.
ABDnin amacı bu, yani Ortadoğuyu tam bir kaosa itelemek olabilir mi ? Şüphesiz emperyalizmden her şey beklenir. Ancak bu tercihin yol açacağı gelişmelerin emperyalistlerin kontrolünden çıkma ihtimali bu kez o kadar güçlü ki. Üstelik ne AB ne de ABD iç kamuoylarını böylesi bir çılgınlığa ikna edebilecek durumdalar.
*****
Nitekim saldırının hemen ardından Pentagon bunun tek atışlık bir hamle olduğu açıklamasında bulundu. Dışişleri bakanları Suriye konusunda telefon diplomasisi gerçekleştirdiler. Ayrıca Amerikan dışişleri bakanının Rusyaya 12 Nisanda yapacağı ziyaretin etkilenmeyeceği her iki tarafça da teyit edildi.
*****
Peki o zaman saldırının gerekçesi nedir ?
Trumpın başı başkanlığa atandığı tarihten beri dertten kurtulmuyor. Eyalet mahkemeleri göçmen yasasının yürütmesini durduruyor. Suriye bombalaması bir yönüyle Trumpın çizilen karizmasını düzeltme hevesiyle alakalıdır.
*****
Bir de şu: ABD bu hamlesiyle Suriye mutabakatından değil ama, Esadın devamı konusundaki kararından cayıyor olabilir. Bir ihtimal de İsrailin isteği doğrultusunda Golan tepelerinde, Ürdün sınırında güvenli bölgeyi gündemine alıyor olması. Ancak her iki strateji de bu saldırı karşısında Rusyanın geri çekilmesini ön koşul olarak içeriyor.
*****
Bu ise olacak iş değil. Rusya Suriyeye çok yığınak yaptı. Tersine, ABDnin saldırısı Rusya ile Suriyenin İdlibe planladıkları operasyona hız vermelerine de vesile olacaktır. Ayrıca dün Suriye, İran ve Hizbullah ile birlikte ABDnin kırmızı çizgileri aştığı yönünde yaptığı ortak açıklama özellikle dikkate alınmalı.
Yalnızca bu kadar değil: Saldırıdan hemen sonra Rusya ve Suriye savaş uçakları bombalanan hava üslerinden kalkarak cihatçılara yönelik operasyonlar gerçekleştirdiler. 8 Nisan sabahı gelen haberler Rus uçaklarının Humus yakınlarındaki ABD destekli Yeni Suriye Ordusunu yoğun şekilde bombaladığını bildiriyordu. Esad ise Palmira çevresindeki cihatçılara yeni bir saldırı başlatmıştı.
*****
Bu arada AKP-Erdoğan bu ortamda yine pozisyon kapma telaşındalar. Daha iki ay önce Suriyenin toprak bütünlüğünü, rejimini, sosyal yapısını tanımak üzere Astanada Rusya ve İran ile imzaladığı ortak protokolü bir tarafa bırakan iktidar bloğu, şimdi, iki gün öncesine kadar 15 Temmuz darbesinin arkasında olduğunu ilan ettiği ABDden kendisine de bir görev vermesi talebinde bulunuyor.
*****
Gelişmeler AKPnin dış politikada ne denli çaresiz, öngörüsüz olduğunu devamlı suretle kanıtlıyor. Trump bu hazır ol vaziyetteki ricacı tutuma güvenip AKP hakkındaki kararını değiştirmeyecektir.
Trumpa yakınlığıyla bilinen Washington Postun geçtiğimiz Perşembe günkü sayısı Türkiye yol ayrımında özel başlığıyla yayımlandı.
Bu sayıda Senatonun Avrupa, Avrasya ve Yükselen Tehditler Alt Komitesi Başkanı Rohrabachere ait makalenin başlığı Ankarada Demokrasi Duruşmada idi. Rohrabacher hükümeti tamamen İslamcı olarak niteledi, Erdoğanı bütün gücü eline toplamakla itham etti ve ABDye ciddi şekilde endişeli olma önerisinde bulundu.
Eski başkan Reaganın Ulusal Güvenlik Başdanışmanı McFarlanein yazısının başlığı Türkiye diktatörlüğü mü seçecek ?, önerisi ise Erdoğanın Lahey Uluslararası Ceza Mahkemesine sevk edilmesiydi.
ABDde durum böyleyken, halen domates ambargosunu bile kaldırmamış bulunan Putinin Erdoğanın bu dönüşlerini bir tarafa yazmakta olduğu kesin.
*****
Dramatik bir dönüş olarak bir de PYDnin ve Salih Müslimin durumunu kaydetmek gerekir. Amerikan saldırısının hemen ardından Müslim Trumpı kutlayan, devamını ve yalnızca Suriye ile sınırlı kalmamasını temenni eden bir açıklama yaptı. Oysa PYD çok kısa süre önce Rojavanın siyasi statüsü konusunda Esad ile görüşme halindeydi ve Astana protokolü Rojavaya zaten otonomi vaat ediyordu.
Demek ki fırsatçılık, provokasyon emperyalizmle iş tutan bütün küçük aktörlerin ortak özelliği durumunda. Kürtlere yazık. Rojava devriminin hali.
Yaşananlar antiemperyalizmin barış ve özgürlük için ön koşul olduğunu bir kez daha kanıtlıyor.
Sitemiz Bir Paylasim
Forum sitesidir Bu nedenle yazı, resim ve diğer materyaller sitemize
kayıtlı üyelerimiz tarafından kontrol edilmeksizin eklenebilmektedir. Bu
nedenden ötürü doğabilecek yasal sorumluluklar yazan kullanıcılara
aittir. Sitemiz hak sahiplerinin şikayetleri doğrultusunda yazı ve
materyalleri 48 Saat içerisinde sitemizden
kaldırmaktadır.
Bildirimlerinizi info@solpaylasim.com adresine
yollayabilirsiniz.