Devrimlerin ayı Ekim: Bolşevik Devrimi 107. yaşında - Serdar Şahinkaya
Bu yazıda 107 yıl önce gerçekleşen Ekim Devrimi’ne dair dev bir eserden bahsetmek istiyorum.
Ekim, sonbaharın ortancası. Ortalığın yeşilden sarıya, kızıla döndüğü, tarlaların sürüldüğü, tohumların ekildiği ay. Türkiye’de 1923 Cumhuriyetine kadar olan zaman diliminde Sümer – Babil - İbrani - Süryani - Arami ad Tişri'den gelme Teşrin-i Evvel olan ayın adı, Cumhuriyet'ten sonra da İlk Teşrin, İlkteşrin ya da Birinci Teşrin, Birinciteşrin olarak yazılmış / söylenmiştir. 10 Ocak 1945'te kabul edilerek 15 Ocak 1945 tarih ve 5905 sayılı Resmi Gazete’ de yayınlanarak yürürlüğe giren ve dört ayın adlarını değiştiren Bazı Ay Adlarının Değiştirilmesi Hakkında 4696 sayılı Kanun ile ayın adı Ekim olmuştur.1
Ekim ayrıca 20. Yüzyılın başlarında devrimlerin de ayı olmuştur. 1917’de kuzey komşumuz Rusya’da Lenin’in, 1923’te Gazi Mustafa Kemal’in önderliğinde bizim topraklarımızda tarihin çarkını değiştiren iki büyük devrim gerçekleşmiştir. Bu iki yoksul ülkedeki devrimlerin bir arada değerlendirilmesi, birbirleriyle irtibatları konusunda sevgili Hocam Prof. Dr. Bilsay Kuruç’un “Ekimde İki Devrim, İki Cumhuriyet” söyleşisi2 oldukça zihin açıcıdır. Meraklı dostların gözlerinden kaçmadığını düşünüyorum.
Unutulmamalıdır ki, Milli Mücadelenin yoksulların zaferiyle taçlanmasını takiben 29 Ekim 1923’te ülkemizde kurulan Cumhuriyet, başlı başına bir devrimdir. Bu köşenin meraklı okurları, gerek Milli Mücadele, gerek Cumhuriyetin ilanına kadar olan kısa dönem, gerekse de Cumhuriyet ve iktisadi kazanımlarına ilişkin çok sayıda makalemi hatırlayacaklardır.
Bu yazıda 107 yıl önce gerçekleşen Ekim Devrimi’ne dair dev bir eserden bahsetmek istiyorum.
Ama o eserden bahse geçmeden önce büyük usta Nâzım Hikmet’in 1952’de yazdığı Ekim Devrimi’ne başlıklı müthiş şiirini hatırlatmak ve birlikte okumak isterim.
EKİM DEVRİMİ’NE 3
Nâzım Hikmet
Mutluluk dediğin türlü türlüdür.
Diyelim ki, parti bir karar almış
ve yaz geceleri sen bir dağın eteklerinde
üç arkadaşınla birlikte
ilk gizli matbaayı kazıyorsun.
Ya da diyelim ki, şair oldun,
şiirler yazmaya koyuldun,
ve bir bakmışsın ezbere okumaya başlamışlar
işçiler şiirlerini.
Ya da diyelim ki, hastalığa tutuldun,
ağır, ümitsiz hastasın,
köşe başından evini gözetliyor biri,
rapor ediyor: “Yarına çıkmaz”,
ama sen yaşıyorsun!
Ya da diyelim ki, bir bahar günü rastlayıveriyorsun
on beş yıldır hasretini çektiğin kadına.
Ya da diyelim ki, Moskova’ya geldin,
ve sen Moskova’dasın,
Moskova’da…
Türlü mutluluklarım oldu şu hayatta,
fakat aslında tek bir şey hep aynı kaldı:
on dokuzumda Sana geldim,
Seninle yetiştim komünist oldum
ve Sana bağlılığım bâki.
Sen bu olağanüstü güzel yolculuktaki ilk sabahsın.
Seninle başladı kutlu yürüyüş.
Sen bütün tohumların tohumusun,
ve dünya, dünya olalı beri,
daha bereketli bir yağmur görmedi,
Senden başka.
Ve Sende öğrendi insanların dudakları
en yiğit,
en namuslu,
en dehşetli,
en zarif sözcükleri.
Işığın parıltısı türlü türlü.
Diyelim ki, denizin kenarında bir şehir,
yedi tepeli bir şehir,
sevgili şehir,
kederli şehir.
Ve diyelim ki, bir bahar gecesi geç vakit
tepelerden birinde,
en ıssız olanında,
yoldaşlarını bekliyorsun gizli bir toplantı için,
ve suda yanıyor yıldızlarla beraber şehrin ışıkları.
Ya da diyelim ki, bir Ocak günü
Erzurum’dan yürüye yürüye çıkıp geldin…
Ovalara beyaz beyaz,
kara kara bir gece çöküyor.
Etrafta kurtlar uluyor.
Yoruldun, öyle yoruldun ki adım atmaya mecalin yok,
birden karların arasında ışık, köyün aydınlığı.
Ya da diyelim ki, bir çift gözle karşılaştın
altın yeşil renkte:
iki çiy damlası parıldıyor orada,
ve sen ışığın tüm parıltısını görüyorsun onlarda.
Ya da diyelim ki, bir kitabını okudun
dört Öğretmenden birinin,
ve kafan, yüzün ve kalbin
bitmez tükenmez akınında
güneş ışıklarının.
Şu ışığın parıltısı türlü türlü.
Ve ben de gördüm ışığın tüm parıltılarını.
En kudretli ve en fevkâladesi
halklar okyanusunun üzerindeki
deniz fenerinin ışığının parıltısıdır.
***
Gelelim İngiliz tarihçi Edward Hallett CARR’ın Bolşevik Devrimi: Sovyet Rusya Tarihi’ne. 1950 yılında tamamlanmış olan bu külliyat, tarih yazımında gerçekleştirilmiş en büyük yapıtlardan biri olma özelliğini günümüzde de sürdürmektedir.
İnsanlık tarihinin devrimci öznesi olan emekçi sınıfların tarihin akışını değiştirdiği, tarihin sahnesinde başrolü oynadığı büyük Ekim Devrimi’nin üzerinden tam tamına 107 yıl geçmiş. Bugünlerde dönüp, o muhteşem süreci yeniden okumakta, hatırlamakta, anlamakta, anlatmakta ve dersler çıkarmakta sayısız yararlar görmekteyim.
Konusunda bir klasik haline gelen üç ciltlik başyapıt, süreç içerisinde Sovyetler Birliği tarihi üstüne yapılan başka birçok araştırmaya da esin ve başvuru kaynağı olmuştur.
CARR’ın Sovyet Rusya Tarihi hakkındaki yapıtları esasen yedi cilttir. İlk üç cildi 1917 – 1923 dönemini anlatır ve Bolşevik Devrimi başlığını taşımaktadır. Diğer ciltler; bir ciltlik Interregnum 1923-1924 (Ara Dönem) ve üç ciltlik Socialism in One Country 1924-1926 (Tek Ülkede Sosyalizm) adlarını taşımaktadır ve bizim dilimize henüz çevrilmemiştir.
Üç ciltlik çalışmanın ilk iki cildi Orhan Suda, üçüncü cildi ise Tuncay Birkan tarafından dilimize kazandırılmıştır. 1320 sayfalık üç cildin toplamı beş kısımdan / bölümden oluşmaktadır.
Bolşevik Devrimi‘nin ilk cildi, Bolşevizm’in doğuşunu ve gelişmesini, 1905 ve 1917 devrimlerini ve Sovyet iktidarını anlatıyor. Ayrıca parti, Sovyet ve iktidar aygıtları arasındaki ilişkilere iktidarda ve Sovyet yönetimindeki merkezileşmeye, milletlerin kendi kaderini tayin hakkı uygulamalarına ilişkin çok zengin bir kaynak oluşturmaktadır.
Bolşevik Devrimi’nin ikinci cildi “Ekonomik Düzen” başlığını taşır ve devrimin hemen sonrasındaki tarım, sanayi, ticaret, emek ve sendika, dağıtım ve para politikaları incelenir. Devrimin iktisadi hayata etkileri, savaş komünizmi, NEP dönemi ve planlamanın ilk adımları 1917-1923 arasının alt kronolojik dönemleri olarak ele alınmaktadır. İkinci cilt, aslında bir krizin, yoğun mücadelelerin, teori ve programla gerçek hayat arasındaki zıtlıkların tarihidir.
Bir yandan devrim için siyasi iktidarın alınmasının yetmediği ortaya çıkar, diğer yandan Bolşeviklerin Rusya’da sosyalizme geçiş için desteğini umdukları Avrupa devrimi gelmemektedir… Burada anlatılan tarihin, sosyalizm düşüncesinin nasıl devletçiliğe itildiğinin, devletçiliğin sınırları içine hapsolduğunun tarihi olduğu da söylenebilir.
Üçüncü cildin başlığı, “Sovyet Rusya ve Dünya”dır. Bu ciltle birlikte Bolşevik Devrimi tamamlanmış oluyor. CARR yapıtın sonunu, Sovyet tarihinde belli bir dönemin sonuna yerleştirmiştir: 1922-23 kışında rejim yerleşmiş, ilk kez bir güvenlik hissi doğmuş, ekonomik iyileştirme dalgası zirveye ulaşmıştır. Yeni tarım ve çalışma kanunları ile medeni kanun hukuki istikrar vaat etmektedir. Devrim yatışmıştır. Bu üçüncü cilt, Sovyet Rusya’nın dış dünyayla kurduğu çok renkli, ama bir o kadar da karmaşık, iç içe geçmiş ilişkilerini, keskin ayrımlara gitmeden resmin bütününü canlandırarak anlatmayı başarıyor. Bu cildi okurken, artık uzak bir geçmişte, 20. yüzyılın başında kalmış uluslararası olguların aynı zamanda bugüne, bizlere ne kadar yakın olduğunu düşünmemek mümkün değil.
Günümüzde, sosyal bilimlerle meşgul, tarihe meraklılara bu üç cildi yeniden okumalarını öneriyorum. Zira XX. Yüzyılı anlamadan XXI. Yüzyıla dair akıl yürütmelerin, strateji belirlemelerin temellerinin sağlam olmayacağını düşünüyorum…
Cilt I
Yazar: Edward Hallett Carr
Çeviri: Orhan Suda
Baskı Yılı: 5. Baskı Ocak 2016
Sayfa Sayısı: 400 Sayfa
Yayınevi: Metis Yayıncılık
Cilt II
Yazar: Edward Hallett Carr
Çeviri: Orhan Suda
Baskı Yılı: 3. Baskı Ocak 2012
Sayfa Sayısı: 366 Sayfa
Yayınevi: Metis Yayıncılık
Cilt III
Yazar: Edward Hallett Carr
Çeviri: Tuncay Birkan
Baskı Yılı: 2. Baskı Aralık 2015
Sayfa Sayısı: 554 Sayfa
Yayınevi: Metis Yayıncılık
1.https://tr.wikipedia.org/wiki/Ekim
2.Bahse konu söyleşi için https://www.yeniulke.com.tr/2021/prof-dr-bilsay-kuruc-ile-soylesi-ekimd linki kullanılabilir.
3.https://haber.sol.org.tr/toplum/soldan-ekim-devriminin-100-yili-armagan…. Çeviri: Emel Güneş / Yasin Çalış.
Sitemiz Bir Paylasim
Forum sitesidir Bu nedenle yazı, resim ve diğer materyaller sitemize
kayıtlı üyelerimiz tarafından kontrol edilmeksizin eklenebilmektedir. Bu
nedenden ötürü doğabilecek yasal sorumluluklar yazan kullanıcılara
aittir. Sitemiz hak sahiplerinin şikayetleri doğrultusunda yazı ve
materyalleri 48 Saat içerisinde sitemizden
kaldırmaktadır.
Bildirimlerinizi info@solpaylasim.com adresine
yollayabilirsiniz.